Analiz

Rusya’nın Ortadoğu Politikası

Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra mirasçısı Rusya Federasyonu kendisini bambaşka bir ortamda bulmuştur. Rusya’nın güney sınırlarında altısı Müslüman olmak üzere birçok yeni devlet ortaya çıkmıştır. Bölgede Komünistlerin yıllarca bastırdığı İslamiyet yeniden canlanmaya başlamıştır. Başta İran olmak üzere Ortadoğu’daki radikal İslamcıların bu bölgeye akın edeceğinden korkan Moskova, Ortadoğu politikasında İran’a öncelik tanımıştır. Ticari ilişkiler, Çeçenistan meselesi, Tacikistan’daki iç savaş, Hazar Havzası’ndaki enerji kaynakları için Rusya ile ABD arasında verilen mücadelede İran’ın rolü gibi etkenler, İran’ı Moskova açısından değerli kılmıştır.
 
Sovyet sonrasında Rusya’nın Ortadoğu’da yakından ilgilendiği bir başka önemli mesele ise Arap-İsrail sorunu olmuştur. SSCB döneminde İsrail karşıtı bir Arap Birliği’nin kurulmasını destekleyen ve bu ülkeyle ilişkilerini sınırlı tutan Moskova’nın, bugün için bölgedeki en önemli ticari ortağı İsrail’dir. SSCB zamanında göç etmesine izin verilmeyen Rusça konuşan Yahudiler, SSCB’nin yıkılışından sonra İsrail’e göç etmişlerdir. İsrail’in Çeçenistan Savaşı sırasında Rusya’yı desteklemesi de Rus-İsrail ilişkilerini olumlu etkilemiştir. Ancak Rusya’nın İran ve Suriye ile nükleer ve askerî alanlarda işbirliği geliştirmesi, zaman zaman Rusya-İsrail münasebetlerinde bir takım sıkıntıların yaşanmasına yol açmaktadır. Diğer taraftan Moskova’nın İsrail dahil tüm ülkelerle irtibat içinde olması, bölgedeki sorunların çözümünde arabulucu rolü üstlenmesini sağlamaktadır.