Sınıraşan Yeraltısuları Kontrolsüzce Kullanılıyor

Dr. Tuğba Evrim Maden, ORSAM Su Araştırmaları Programı Uzmanı
İnsanlık için hayati bir kaynak olan su, gün geçtikçe ihtiyacın artması ile kıt bir kaynak haline gelmeye başlamıştır. Nüfus artışı, gıda talebinin artışı ve kirlilik su kaynaklarını olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Özellikle yüzeysularının gün geçtikçe azalması ve kirliliğe maruz kalması dünyanın birçok bölgesinde su sıkıntısının üstesinden gelebilmek ve artan su ihtiyacını karşılayabilmek için ülkeleri, tatlı suyun en yoğun şekilde depolandığı yeraltısularını aşırı kullanmaya yöneltmiştir.
 
Hidrolojik döngünün en önemli bileşenlerinden olan yeraltısuları, ekosistemi devam ettirirken, kaynak olarak yüzeye çıkmakta, nehir akışlarını, sulak alanları ve gölleri beslemektedir. Su sıkıntısının yaşandığı kurak bölgelerde yeraltısuyu en ekonomik, kolay edilebilir ve güvenilir temiz su kaynağı olarak görülmektedir. Yeraltısuları, akifer olarak adlandırılan su taşıyan formasyonlarda muhafaza edilmektedir. Yüzeysuları gibi kullanımı göz önünde olmayan yeraltısularının ortalama yıllık besleniminden fazla olarak kontrolsüzce çekilmesi kaynakların kurumasına, akifer verimliliğinin düşmesine, kirliliğe, zemin çökmelerine ve ekosistemde bozulmaya sebep olmaktadır. Akiferler yüzeysularından farklı olarak dahil oldukları sistem içerisinde diğer akiferlerle bağlantı içindedir ve akiferlerde yüzeysuları gibi birden çok devletin sınırları içerisinde yer alabilmektedir. Devletlerin sınıraşan akiferlerin kullanım şekli diğer kıyıdaşları da etkilemektedir.  Şu anda etkileri çok dile getirilmese de önümüzdeki yıllarda su sorunun tartışıldığı ortamlarda ele alınacaktır.
 
2000’li yıllarda UNESCO ya bağlı Uluslararası Hidroloji Programı sınıraşan akiferleri ilgili çalışmaların yapılmasını teşvik edici bir kararı kabul edip, Uluslararası Paylaşılan akifer kaynaklarının yönetim projesini (ISARM) başlatmışlardır. “ISARM”, sınıraşan akiferleri incelemek için beş ana alanı tanımlamıştır. Şimdilik Amerika kıtasında 68, Afrika’da 38, güneydoğu Avrupa’da 65, Asya’da 12, Avrupa’da 90 tane sınıraşan akifer tespit edilmiştir. Bu çalışmaların sonucunda su kütlelerinin hidrolojik durumlarını, sınıraşan etkilerini, geliştirme ve yönetim amaçlarının oluşturması çabasındadır.
 
1997 BM, ulaşım dışı amaçlı kullanılan uluslararası suyollarının kullanımına ilişkin sözleşmede yeraltısuları; 2. Madde’de suyolları tanımlanırken yüzeysuları ile birlikte anılmakta fakat sadece yüzeysuları ile bağlantılı olduğu durumlarda, sınırlı bir şekilde ele alınmaktadır. Günümüz araştırmaların tespitine göre yaklaşık 273 tane olan sınıraşan akiferler, ileriki yıllarda özellikle su sıkıntısını kronik bir şekilde yaşayan Ortadoğu’da yeni bir gerilim alanı yaratacaktır. Birleşmiş Milletler’de en son 2009 yılında sınıraşan akiferlerin hukukunun oluşturulmasına ilişkin bir önerge sunmuştur. Uluslararası su hukuku belgelerinde ihmal edilen, son yıllarda çalışmaları başlatılan sınıraşan akiferler ile ilgili yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.