Su Sıkıntısına Bir Çözüm Önerisi: Sanal Su Kavramı

Dr. Seyfi KILIÇ, ORSAM Su Araştırmaları Programı Danışmanı, Aksaray Üniversitesi U.İ.B.
İstanbul’da 2009 yılında Dünya Su Konseyi tarafından düzenlenen Dünya Su Forumu’nun ikincisi yine İstanbul’da 3-5 Mayıs 2011 tarihleri arasında düzenlenmiştir. Bu forumda ele alınan konular arasında bölgesel teknik işbirliği, enerji için su, tarımsal su yönetimi, küresel iklim değişikliği, kentsel su yönetimi, su kaynakları yönetimi ve su kültürü konuları bulunmaktadır.

Ele alınan bu konular içinde 3. tema olarak belirlenen “Tarımsal Su Yönetimi” başlığı altında diğer konuların yanı sıra “sanal su” (virtual water) kavramına da değinilmiştir. Sanal su kavramı ilk olarak 1993 yılında J.A. (Tony) Allan tarafından dile getirilmiştir. O dönemde içsel ya da gömülü su (embedded water) olarak Türkçeye çevrilebilecek olan kavramı kullanan Allan, kamuoyu ve akademik çevrelerin ilgisini çekememiştir.  Ancak daha sonra sanal su kavramını kullanan Profesör Allan, bu kavram dolayısıyla 2008 yılında Stokholm Su Ödülüne  (Stockholm Water Prize) layık görülmüştür.

Sanal su kavramı tarımsal üretim için gerekli olan su olarak tanımlanabilir. Örnek vermek gerekirse 1ton hububat üretimi için gerekli olan su miktarı 1000 m3’tür. Başka ürünler için de bu örnekler çoğaltılabilir. Sanal su kavramı tarım, su ve ticareti birlikte ele alan bir kavramdır. Yani ülkeler tarımsal ürün ithal ederken su da ithal etmektedirler. Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinin yılda ortalama 50 milyon ton hububat ithal ettiğini göz önüne alırsak, bu kavrama göre toplamda 50 km3 su da ithal etmiş sayılmaktadır. Bu miktar Nil nehrinin Mısır’daki toplam akımına denk gelen bir miktardır. Dünyanın toplam gıda ticareti ise yıllık bazda, yaklaşık 6000 km3’lük su ticaretini içermektedir.

Bu kavram yoluyla ülkeler arasında su konusunda ortaya çıkan gerginliklere bir çözüm amaçlanmıştır. Kavram aynı zamanda Adel Darwish ve John Bulloch gibi yazarlar ve Ürdün eski Kralı Hüseyin ve Mısır’ın eski devlet başkanı Enver Sedat’ın dile getirdiği ve dönemlerinde oldukça ilgi çeken su savaşları senaryolarına karşı bir cevap oluşturma iddiasında bulunmaktadır. Bu kavram her ne kadar sadece tarımsal üretime yönelik bir kavram olarak geliştirilmişse de endüstriyel ürünler için de ele alınabileceği dile getirilmektedir.

Sanal su kavramının ortaya çıkması ile birlikte kavrama dönük eleştiriler de başlamıştır. Bu eleştirilerin başında kavramın üretilmiş su olarak tanımladığı yani sulama kanalı ve diğer su yapıları aracılığıyla elde edilen su ile yağışla elde edilen su arasındaki farkı dikkate almamasıdır. Tarımsal üretimin birçoğu sulama sisteminin olmadığı ve toprağın yağmur suyu ile beslendiği yerlerde üretilmektedir. Kavramın topraktaki suyu dikkate almadan geliştirildiği eleştirisi bulunmaktadır.

Bir diğer eleştiri noktası ise gelişmiş ülkelerin azgelişmiş ülkeleri özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerini gıda yönünden bu kavramı kullanarak kendilerine bağımlı hale getirmek istedikleri şeklindedir. Dünyada suyun sektörel dağılımına bakıldığında tarımsal amaçla kullanılan su miktarı, kullanılan suyun p’i civarındadır. Özellikle kurak ve yarı-kurak bölgelerde tarımsal sulama ihtiyacı oldukça yüksektir. Tarımsal sulama ihtiyacının çok olduğu yerlerde ise su kaynaklarının azlığı ise ülkelerin gıda güvenliklerini olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Bu bölgelerde yoğun sulama isteyen ürünler yerine daha az su isteyen ürünlerin yetiştirilerek tasarruf edilecek suyun evsel ve endüstriyel alanlardaki kullanımlara kaydırılması ve artan su sorunlarına çözüm bulunması sanal su kavramının temel yaklaşımını oluşturmaktadır.

Sonuç olarak, sanal su kavramı her ne kadar su sorunlarına uluslararası ticaret yoluyla bir çözüm önerisi getirse de, ülkeler arasındaki karşılıklı güvensizlikleri ve çatışmaları dikkate almadığı için yeterli bir çözüm aracı olmaktan uzak olarak değerlendirilmektedir.