Rapor

Süleymaniye’de “Öz Yönetim” ve Bölgeleşme Tartışmaları

Yönetici Özeti

  • 2006 yılında Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) ortak hükûmet kurulmasına rağmen Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) arasında etki bölgelerine ayrılmış şekilde, iki başlı, yönetim sürmüştür. KDP’ye bağlı peşmerge Erbil ve Duhok’ta, KYB’ye bağlı peşmerge güçleri ise Süleymaniye vilayetinde partisi adına kontrolü sağlamıştır.
  • KDP ve KYB arasında sağlanan 2005 uzlaşının yürütülmesinde ortaya çıkan ayrışmalar, güç dengesinde zayıf düşen KYB’nin farklı arayışlara başvurmasına neden olmuştur. Nitekim 23 Mart 2020 tarihli Süleymaniye Vilayet Meclisi oturumunda gündem, memur maaşlarının ödenmesindeki gecikmenin sebebi hakkında IKBY’den açıklama istenmesi ve ardından 30 Nisan 2020 tarihli oturumunda Süleymaniye’de idari ve mali öz yönetim oluşturulması kararı olmuştur.
  • Irak Anayasası federatif bölgelerin kurulmasına izin vermesine rağmen anayasanın kabul edildiği 2005 yılından itibaren yeni bölgeler kurulması yönünde girişimler yapılsa da yeni bölge kurulamamıştır. Ancak IKBY’nin Anayasa’daki bölgeleşme adımlarının yanı sıra 117.madde ile direkt kurulmuş olması, IKBY’nin iki farklı bölgeye bölünmesi tartışmalarına neden olmaktadır.
  • Süleymaniye Vilayet Meclisi, 30 Nisan 2020 tarihli oturumunda "öz yönetim"in sağlanması için Vilayet Meclisinde yer alan partilerin katılımıyla bir komisyon oluşturulmasına karar vermiştir. Halepçe’de ise seçilmiş Vilayet Meclisi olmadığı için, 2014 IKBY Vilayet Meclisi seçimlerinde Halepçe’de kullanılan oyların Süleymaniye Vilayet Meclisinde temsil edilmesi nedeniyle “öz yönetim” kararı Halepçe’yi de kapsar şekilde alınmıştır. Komisyonda KYB, Goran Hareketi, KDP, Demokrasi ve Adalet Koalisyonu ile Kürdistan İslami Birliği temsil edilmektedir.
  • Süleymaniye merkezli “öz yönetim” talebi mevcut hâli itibariyle idari ve mali konuları kapsayan bir karar olduğu için KDP tarafından “IKBY’de iki başlılığa hizmet edecek” bir girişim olarak değerlendirilmektedir. KYB ve Irak merkezî hükûmeti arasındaki iyi ilişkiler düşünüldüğünde, Irak Maliye Bakanlığının kontrolünün de KDP’den çıkmasıyla Süleymaniye Vilayet Meclisinin talebi KDP için “daha kabul edilemez” bir hâle gelmektedir.
  • Süleymaniye merkezli partiler, 2014 yılında başlayan mali kriz nedeniyle geciken memur maaşları konusunda Erbil’i suçlayarak IKBY’nin mali yönetim yapısını hedefe oturtmuştur. Bu partiler, IKBY içerisinde yer alan vilayetlerin bütçe paylarını doğrudan Bağdat üzerinden almasını istemiştir.
  • 2009 yılında IKBY Parlamentosu’nda kabul edilen üç numaralı Vilayetler Yasası, vilayet meclislerinde alınan bütçe ve kalkınma planlarını, IKBY kabinesinin denetimini ve onayıyla yürürlüğe girmesini ön görmektedir. Bu durum ise KDP’nin IKBY Parlamentosu ve Kabinesindeki temsili nedeniyle bölgedeki yerel kararlarda da en etkili aktör olmasına neden olmaktadır.
  • Süleymaniye ve Halepçe’de “öz yönetim” veya bölgeleşmenin vilayetteki partilerin siyasi ve ekonomik etkinliğini arttırması beklenmektedir. KYB’nin kendisi ile aynı tabanı paylaşan partilerin ortaya çıkışının ardından eski etkinliğine tekrar ulaşabilmesi amaçladığı söylenebilir. Buna karşılık Goran Hareketi ve Yeni Nesil Hareketi gibi partilerin, vilayette kurumsallaşma ve kalıcı aktör olmalarına uygun zemin sağlayacaktır. Ancak Süleymaniye ve Halepçe merkezli olarak sadece KYB peşmergesinin faaliyet göstermesi ise bölgede uzun vadede KYB’nin etkinliğini arttırarak tekrar “tek aktör” olmasına neden olabilir.
  • ABD’nin çağrısı ile Zini Verde gerilimini yükseltmeyen KYB, “öz yönetim” kararı ile KDP’ye karşı askeri olmayan bir araç ile misilleme yapmıştır.
  • Irak Anayasası’nın federatif bölgelerin siyasi istikrarını koruyabilmesi için merkezden yapılan kamu hizmetlerin bölgesel hükûmetler aracılığıyla yapılmasına müsaade etmektedir. Bu nedenle merkezi hükûmete bağlı bölgelerdeki kamu hizmetlerinin karşılığı olacak hizmetlerin bütçe payları bölgesel hükûmetlere ödenmektedir. Bu durum bölge içerisinde yer alan vilayetlerin ekonomik kaynak kullanım gücünü arttırmaktadır.
  • Süleymaniye merkezli partilerin “öz yönetim” talebinin ekonomik ve mali gerekçeler doğrultusunda incelenmesi durumunda, Irak’taki federatif bölgenin diğer vilayetlerden daha iyi ekonomik koşullar içerisinde yaşadığı ortaya çıkmaktadır.
  • Halepçe’nin vilayetleşmesi, KYB kontrolü altında olan bölgenin gelirinin artmasına, KDP’nin göreceli olarak zayıflamasına ve Süleymaniye merkezli yeni bir bölge kurulmasına yönelik bir “başlangıç” olarak değerlendirilebilir. Zira Halepçe’nin vilayet statüsüne kavuşması KYB tarafından Süleymaniye’ye bağlı Kalar ilçesi ile Diyala vilayetine bağlı Hanekin ve Kifri ilçelerinin birleştirilerek “Germiyan Vilayeti”ne dönüştürülmesi taleplerinin açıkça dile getirilmesine neden olacaktır.
  • KYB 4.Kurultayı’nda KDP tarafından “ihanet” ile suçlanan grubun yönetimi ele geçirmesi KDP ile olan gerilimlerin artarak devam etmesine sebep olabileceği gibi IKBY içerisindeki ikili yönetimin birleştirilmesi çabalarına engelleyici bir dinamik katabilir. IKBY siyasetinin temel iki aktörü olan KDP ve KYB’nin arasındaki gerginliğin artması ise Bağdat karşısında daha zayıf bir IKBY blokunun olmasına neden olacaktır. Bu nedenle, Bağdat, Kürt partiler arasındaki gerilimin daha fazla artması amacıyla Halepçe’nin vilayet statüsünü elde etmesi için hızlandırıcı bir rol oynayabilir.
  • KDP ve KYB arasında yaşanan “ihanet” suçlamaları nedeniyle, her iki parti de diğeri olmadan tek başına Kerkük’e dönmek için çaba sarf etmektedir. Zira Süleymaniye’de idari ve mali konularda “öz yönetim”in oluşturulması veya olası bölgeleşmesi Erbil ve Süleymaniye’nin Kerkük’ü “tek hedef” olarak gördüğü bir çatışmaya yol açabilir. Bu noktada Türkmen, Kürt ve Arapların bir arada yaşadığı vilayetlerden birisi olan Kerkük’te sosyal uzlaşının erişilemez bir hâle gelmesine neden olabilir.
  • KDP ve KYB arasındaki IKBY Parlamentosu’ndaki güç dengesi KDP lehine değiştikçe, partilerin federatif bölgede olan “birliği” düşüş eğilimine girmektedir.
  • Süleymaniye Vilayet Meclisinin Halepçe’yi de kapsayacak şekilde mali “öz yönetim” kararı IKBY iç siyasetinde yeni kırılmalara yol açabileceği gibi IKBY ile federal hükûmet arasında yeni kırılmalara neden olabilir.
  • IKBY’de hükûmetin kurulmasına imkân veren KYB ile Goran Hareketi’nin KDP ile yaptığı anlaşmalarda vilayetlerin yetkilerinin arttırılması maddesi bulunmaktadır. Buna rağmen “öz yönetim” talebi, IKBY’de iki başlı yönetime neden olacağı iddiasıyla KDP tarafından reddedilmektedir. Mayıs 2019 yılında yapılan anlaşmanın bozulması IKBY hükûmetinden de partilerin çekilmesine neden olabilir.
  • Mali yönetimlerde vilayetlerin güçlendirilmesi KYB ve Goran Hareketi arasında yetki paylaşımı konusunda yeni bir çatışma dinamiği oluşturması beklenebilir. Zira, 2014 yılında yapılan IKBY yerel seçiminde Süleymaniye Vilayet Meclisindeki en büyük parti Goran Hareketi olmasına rağmen KYB’nin tutumu nedeniyle Goran Hareketi’ne üye olan vali ancak 2017 yılında seçilebilmiştir.
  • 16 Ekim 2017 tarihinden sonra KYB’nin Bağdat ile ikinci bir federatif bölge konusunda anlaşma sağlandığı iddiaları Irak kamuoyunda tartışılmış hatta KDP ve KYB arasında IKBY içerisinde silahlı çatışma yaşanmıştır. Dolayısıyla, Süleymaniye merkezli taleplerin artması, KDP’nin Erbil ve Bağdat’taki siyasi mekanizma üzerinden KYB ve Goran Hareketi gibi partiler üzerinde baskı oluşturulmasına yol açacaktır.
  • IKBY’de yaşanan mali kriz ve maaşların ödenmesindeki sorunlar düşen petrol fiyatlarıyla birlikte IKBY’deki kaynak paylaşımını daha önemli bir pozisyona getirmektedir.
  • Süleymaniye ve Erbil merkezli iki bölgenin oluşturulması, Kandil üzerinden Türkiye’ye düzenlenen terör saldırılarında yeni bir tampon bölgenin oluşmasına neden olmaktadır. Federatif bölgeler ve federal yönetim arasındaki kontrolün arttırılması, terör örgütü PKK’nın varlık gösterdiği Duhok vilayetinin köylerindeki PKK varlığının sürdürülemez hâle gelmesine neden olabilir.
  • Süleymaniye”de “öz yönetim” veya bölgeleşme tartışmalarına ABD ve İran’ın da dâhil olması beklenebilir. ABD’nin IKBY’nin bütünlüğü yönünde hareket etmesi ile hem İran’ın federatif bölgedeki etkinliğinin sınırlandırılması hem de merkezî hükûmet üzerinde IKBY’nin etkisinin korunması amaçlanabilir. Sahadaki etkinliği ile siyaset üzerinde baskı oluşturan İran’ın belirleyeceği Süleymaniye politikasının en az Irak ve ABD politikası kadar etkili olacağı söylenebilir.