Suriye Gündemi: 15-21 Nisan 2019

Uluslararası Gündemde Suriye
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İranlı mevkidaşı Cevad Zarif Ankara’da bir araya geldi. Görüşmenin ana gündem maddelerinden biri Suriye oldu. Düzenlenen ortak basın toplantısında Zarif, bölgede hiçbir ülkenin içişlerine karışma niyetinde olmadıklarının altını çizdi. Suriye yeni anayasası yazım süreci ve anayasa komisyonu konusunda Rusya ve Türkiye ile iyi bir diyalog geliştirdiklerini ifade eden Zarif, anayasa komisyonunun detaylarına Suriye halkının karar vereceğini vurguladı. Çavuşoğlu ise konuşmasında, Suriye konusunda İran’la birçok konuda aynı fikirde olmamalarına rağmen, Suriye’de siyasi çözüm için İran ve Rusya’yla iş birliği yapma kararı aldıklarını ve bunun faydasını gördüklerini söyledi. Çavuşoğlu, anayasa komisyonunun kurulması için gösterilen samimi gayretlerin tüm dünya tarafından görüldüğüne ve Suriye’de barış ve istikrarın geri gelmesi için insani yardımlar konusu da dahil birçok alanda çalışmaya devam edeceklerini ifade etti. Ankara ziyareti öncesi Suriye’de Beşar Esad ile görüşen Zarif yaklaşmakta olan Astana zirvesi ve Suriye’deki genel durum hakkında görüşmeler yaptığını ve bu görüşmelerin raporunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da sunacağını belirtti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’da gerçekleşen 5. Rus-Arap İş birliği Forumu basın toplantısında ABD Başkanı Donald Trump’ın işgal altındaki Golan Tepeleri ile ilgili açıklamasını, uluslararası meşruiyet ve BM kararlarının açık bir ihlali olduğu gerekçesiyle reddetme yönündeki tutumunu yeniledi. Lavrov, Suriye'deki krize 2254 sayılı BM Kararı ve Soçi'deki Suriye Ulusal Diyalog Konferansının sonuçlarına göre siyasi bir çözüm ihtiyacının altını çizdi. Lavrov, BM'nin Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’nin yapılması planlanan Astana Zirvesi’nin özel müzakerelerine katılmaya davet edildiğini söyledi. Ayrıca, Suriye’deki önceliklerden birinin gerçekleşmesi ve Suriye’deki meşru yönetimin egemenliğini ülkenin tamamında uygulayabilmesi için Suriye’nin kuzeydoğusu ve Fırat nehrinin batı kıyısı meselesinin en kısa sürede çözülmesi gerektiğini söyleyen Sergey Lavrov, Suriye hükümetinin en kısa sürede devlet egemenliğini ülkenin tamamına uygulaması gerektiğini açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yapılan kabine toplantısında, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliği çerçevesinde savaşın sona erdirilmesi ve anayasa komisyonunun kurulması, siyasi geçiş sürecinin seçimler yoluyla sağlanması için çalışmaların yoğun bir şekilde devam ettiğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya ziyareti sırasında Rus mevkidaşı Putin ile Suriye’nin toprak bütünlüğünü ele aldıklarını ve şu anda beklentilerinin Anayasa Komisyonu’nun bir an önce kurulması ve çalışmalarına BM çatısı altında başlanması olduğunu ifade etti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) temsilcilerinden oluşan bir heyet ile görüşme gerçekleştirdi ve yapılan görüşmeye Türkiye’den kınama geldi. Yazılı açıklama yapan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy; “terör örgütü uzantılarına suni meşruiyet kazandırmaya yönelik bu teşebbüsün, müttefiklik ilişkileriyle bağdaşmayan son derece yanlış bir adım olduğunu” vurguladı ve “Suriye'nin siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü hedef alan gündemlerin ilerletilmesine müsaade edilmemesinin önemini ve Türkiye'nin milli güvenliğini temin etmek için gerekli gördüğü önlemleri almaktan çekinmeyeceğini” hatırlattı. Suriye Türkmen Meclisi de görüşmeye tepki gösterdi. Yapılan yazılı açıklamada, “Macron'un SDG'ye bağlı heyeti kabul etmesi, bir kez daha ABD, İsrail ve Fransa'nın önderliğindeki Batı'nın PYD/YPG/SDG terör örgütünün uluslararası alanda destekçisi olduğunu göstermiştir.” ifadesi yer aldı.

Fırat’ın Doğusu
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) temsilcilerinden oluşan bir heyet ile görüştü. Görüşme sonrası yapılan açıklamada Macron, herkes tarafından tehdit olarak görülen IŞİD’e karşı Fransa’nın SDG’ye verdiği desteğin süreceği güvencesini verdi. Ayrıca, Suriyeli Kürtlerin yaşadığı bölgenin yeniden inşası ve kamu hizmetlerinin sürdürülmesi konusunda da mali destek vaadinde bulunduğu kaydedildi. Macron, görüşmede, ülkesinin Suriye'nin kuzeydoğusunun istikrarına önem verdiğini vurguladı ve Fransa'nın Türkiye'nin güvenliğine ve Suriye-Türkiye sınırındaki gerilimin azalmasına bağlılığını da hatırlattı. Toplantıda yer alan sözde “Özerk Yönetim” Yürütme Meclisi Eşbaşkanı Ebid Hamid El Mehbaş heyet adına yaptığı konuşmasında, bölgenin en büyük terör örgütünden kurtarıldığını ve özgürleşme için büyük bedeller ödendiğini belirtti. Uluslararası koalisyonun bu zaferin ortağı olduğunu ancak IŞİD’e karşı 23 Mart’ta ilan edilen zaferin terörün sona erdiği anlamına gelmediğini ve nihai zafer için uzun bir çalışma ve uluslararası koalisyon ile daha fazla koordine gerektiğini ifade etti.

ABD, Suriye'nin kuzeyinde Rakka kenti yakınındaki Ayn İsa kasabasında yeni bir askeri hava üssü kurdu. SDG’den üst düzey bir yetkili konuyla ilgili açıklama yaptı ve ABD’nin SDG ile IŞİD'den aldığı yerlerde askeri üsler kurmaya devam ettiğini söyledi. ABD, IŞİD'in bitmiş olmasına rağmen Suriye'de çekilmek yerine askeri varlığını artırdığına değinen yetkili, ABD’li askeri yetkililerin Suriye’de kalmaya devam edeceklerini dile getirdiğini ve bölgedeki hareketliliğinde bu yönde olduğunu ifade etti. Ayrıca üssün Kobani ile Rakka’nın tam ortasında yer aldığını ve güvenliğinin SDG’nin özel savaşçıları tarafından sağlandığını da sözlerine ekledi.

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Türkiye ile Suriye’de YPG’nin yer almadığı bir güvenli bölge kurulması için çalışmalar yaptıklarını açıkladı. Bunun ABD’nin Suriye’nin kuzeyinden çekilmeyeceğini ifade etmesinden bir ay sonra güvenli bölge konusunda yaptığı ilk açıklama olması dikkat çekti. ABD ve Türkiye’nin geçmişten beri önemli jeostratejik ortaklıklar yaptığını ve yapmaya devam ettiğini belirten Jeffrey, “Amerika’nın Suriye’deki görevine ulaşmasında Türkiye’nin çok önemli olduğunu” vurguladı. 

ABD Dışişleri Bakanlığı Suriye Operasyonları Kıdemli Danışmanı emekli Albay Rich Outzen, “Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölgenin doğru bir şekilde uygulanmasını sağlarsak YPG'yi sınırdan çıkaracağız ve ağır silahlar da çıkarılmış olacak" dedi. Suriye'de Türkiye-ABD iş birliğinin başarısız olmasını hiç kimsenin görmek istemediğini belirten Outzen, ABD'nin YPG ile olan ilişkisini “IŞİD ile mücadelede bir araç” olarak nitelendirdi. ABD'nin Suriye'den askerlerini çekme kararının operasyonel olduğunu ve ABD askerinin en başından beri IŞİD’le mücadele için orada bulunduğunu söyleyen Outzen, Suriye'den çekileceklerini, çekilmenin ne zaman gerçekleşeceğinin uluslararası koalisyonunun ABD çekildikten sonra ne kadar destek vereceğine ve güvenli bölgenin oluşturulması gibi birçok bölgesel faktöre bağlı olduğunu ifade etti. Outzen, “ABD, Suriye'den politikası gereği ayrılmıyor, sadece askerlerini çekiyor" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Münbiç'e kadar olan Türkiye-Suriye sınırı içerisinde güvenli bir bölgenin fiilen oluştuğunu açıkladı. Münbiç ve Fırat'ın doğusuyla ilgili ABD ile yürütülen müzakerelerin devam ettiğini belirten Kalın, Washington’a yapılan ziyarette bu konuları etraflı bir şekilde ele alma imkanlarının olduğunu ve Türkiye’nin beklentisinin, Münbiç yol haritasının bir an önce hayata geçirilmesi ve Fırat'ın doğusunda hiçbir terör unsurunun barındırılmasına müsaade edilmemesi olduğunu belirtti. Münbiç'te, Türk ve ABD askerlerinin ortak devriye faaliyetlerinin devam ettiğini ve yeni devriye faaliyetlerinin yapılması için de görüşmelerin sürdüğünü anımsatan Kalın, kurulacak olan güvenli bölgenin Türkiye’nin kontrolü altında olması gerektiğine vurgu yaptı. Bu bölgenin hiçbir terör örgütüne, PYD/YPG, IŞİD veya rejim unsurlarına bir güvenli bölge ya da nefes alabilecekleri bir alan haline gelmemesi gerektiğine değinen Kalın, bunun için de çalışmaların yoğun bir şekilde devam ettiğini sözlerine ekledi.

YPG terör örgütü uzun zamandır Türkiye’nin olası bir sınır ötesi operasyona dönük hazırlıklar yapmaktadır. YPG’nin son zamanlarda Tel Abyad, Ras al Ayn, Kamışlı ve Al Malikiyah da dahil olmak üzere Türkiye-Suriye sınırına yakın şehirlerde yeni tüneller açıldığı ve Münbiç ve Ayn el Arap şehirlerinde var olan tünelleri de genişlettiği bilgisi basına yansıdı. Ayrıca herhangi bir müdahaleyi önlemek için Haseke’nin kuzeyindeki Ras al Ayn ve Rakka’nın kuzeyindeki Tel Abyad şehirlerini birbirine bağlayan yeni askeri noktalar belirlediği ve bu noktalara milis takviyesi yapıldığı gözlendi.

YPG, Suriye’nin Rakka ilindeki Tabka Askeri Üssü’nde Beşar Esad rejimine ait askeri eski uçakları ve teçhizatları Irak’a taşıdı. Yerel kaynaklardan alınan bilgilere göre taşınan teçhizatların terör örgütü için satılabileceği ve mali kaynak olarak kullanabileceği bilgisi alındı.

Bu yıl ikinci toplantılarını düzenleyen Arap, Kürt ve Türkmen aşiretleri, Suriye’nin kuzeyinde  topraklarını işgal eden ve halkına zulmeden YPG terör örgütünden kurtulmak için Türk ordusunu Münbiç, Rakka, Haseke ve Deyr ez Zor’da müdahale etmeye çağırdılar ve operasyonun gerçekleşmesi durumunda TSK’yı ve ÖSO’yu destekleme sözü verdiler.

Suriye Rejimi Bölgesi
Halep’in el-Hamadaniye bölgesine yapılan saldırı sonucunda 6 sivil hayatını kaybederken 5 Esad rejimi askeri de etkisiz hale getirildi. Saldırıda ayrıca 10 kişi de yaralandı. Değişik kaynaklardan yapılan açıklamalarda saldırıyı yapan grubun İran destekli milis kuvvetler olduğu ifade edildi.

Golan’ın Suriye egemenliğinde oluşunun 73. Yıldönümü Kuneytra’daki Ayn el-Tine’de kutlandı. Buna benzer bir kutlama Golan’daki Mecdel Şams kasabasında yapıldı. Bu kutlamalarda Golan’ın hukuki haklarının Suriye’ye ait olduğu belirtilerek İsrail işgali kınandı.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin aktardığına göre, IŞİD Suriye’deki tüm topraklarını kaybetmiş olmasına rağmen Palmira’da 15 rejim askerini etkisiz hale getirdi. IŞİD’e yakın kaynaklar ise Palmira ve Deyr ez-Zor arasındaki el-Şuhna bölgesinde 20 rejim askerinin etkisiz hale getirildiğini ve birçoklarının da yaralandıklarını duyurdu.

İdlib, Fırat Kalkanı ve Afrin Bölgesi
İdlib’deki en güçlü grup olma özelliğini taşıyan Heyet Tahrir uş-Şam (HTŞ), Hama’nın kuzeyindeki Şal el-Kab bölgesindeki stratejik el-Tuvayne köprüsünü havaya uçurdu. Bu yolla rejim güçlerinin İdlib’e yönelik ilerlemesinin önüne geçilmeye çalışıldı.

HTŞ’nin İdlib’in güneyindeki al-Ays geçidini kontrol etmeye başlamasıyla birlikte petrol ve gaz sıkıntısı yaşayan Şam yönetiminin içinde bulunduğu kriz daha da derinleşmiş oldu. HTŞ bu geçiş üzerinden rejim belgesine transfer edilen petrolü engellemeye başladı.