Suriye Gündemi: 15-21 Temmuz 2019

Uluslararası Gündemde Suriye
Kazakistan Dışişleri Bakanlığı, Suriye’deki krizi çözme konusundaki 13. Astana toplantısının 1 ve 2 Ağustos tarihlerinde Nur-Sultan’da yapılması planlandığını açıklandı. Birleşmiş Milletler, Ürdün, Lübnan ve Irak'tan üst düzey temsilcilerin gözlemci olarak görüşmelerin yürütülmesine yardımcı olacağı da belirtildi. Açıklamada, yaklaşmakta olan Astana toplantısının Suriye'deki en son gelişmeleri, özellikle de İdlib'i ve ülkenin kuzeydoğu bölgesini tartışmaya odaklanacağı belirtildi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron yaptıkları telefon görüşmesi sırasında Suriye'deki krize siyasi bir çözüm bulma çabalarını ele aldı. Suriye’deki güncel durum hakkında görüş alışverişinde bulunan liderlerin, ülkedeki krize karşı siyasi uzlaşmaya varmanın önemini vurguladığını belirtildi.

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'nin Türkiye'de olduğu ve yetkililerle Türkiye'nin güvenlik endişesi ve Suriye'de son dönemde yaşanan gelişmeleri ele alacağı bildirildi. Jeffrey'nin 22-23 Temmuz'da Türk yetkililerle görüşeceği kaydedilen açıklamada, "Büyükelçi Jeffrey ve Türk yetkililer, Türkiye'nin meşru güvenlik kaygılarını, Suriye ihtilafının çözülmesine yönelik Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararının uygulanması ve IŞİD'in yenilgisinin kalıcı hale getirilmesi gibi devam eden çabalarımızı ele alacak." ifadesi yer aldı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Avrupa'nın kaçak göçle mücadelede Türkiye'yi yalnız bıraktığını söyleyerek, "Türkiye bu işi kararlılıkla yürütmezse Avrupa'daki hiçbir hükümet 6 ay dayanamaz. İsterlerse deneyelim. Sadece sabrımızı taşırmamalarını tavsiye ediyoruz" dedi. Bakan Soylu, özellikle Suriye'de yaşanan iç savaş nedeniyle uluslararası koruma statüsüyle Türkiye'ye gelen Suriyelilerin bulunduğunu ve ülkesine geri dönen Suriyelilerin de olduğunu dile getirerek şunları söyledi: “Şu ana kadar 337 bin 729 Suriyeli geri döndü ve bu akış devam ediyor. Hukuki adıyla "düzensiz göçmen" olarak bilinen kaçak göç konusunda ise trajedi yaşanıyor dedi.

Fırat’ın Doğusu
Demokratik Suriye Güçleri’nin sözde komutanı Mazlum Ebdi, yaptığı bir açıklamada hem Türkiye’nin hem de kendilerinin sınıra güç yığdığını ve herhangi bir kıvılcımın ateşe dönüşebileceğini iddia etti. Fırat’ın doğusu’nun Afrin gibi olmayacağını, tutumlarının belirli olduğunu ve savaşmak için gerekli hazırlıklarını yaptıklarını belirtti. Güvenli bölge konusuna da değinen Ebdi, muhatabın ABD olduğunu, bu konuda yanıt beklediklerini ancak şu ana kadar herhangi bir gelişmenin yaşanmadığını ifade etti. Bu konuda topun artık Türkiye’de olduğunu da sözlerine ekledi.

YPG güçlerinin TSK'nin Halep'teki mevzilerine yönelik çok sayıda top atışı gerçekleştirdiği bildirildi. Top atışları sonrası ne kadar kayıp ve zarar olduğu konusunda ise kesin bir bilgiye ulaşılamadı. Önümüzdeki günlerde başlaması beklenen Menbiç operasyonuna yönelik Türk ordusu ve Muhalifler Menbiç yakınında güçlerini arttırırken, ABD elçisi James Jeffrey’in, Suriye'deki son durum, Fırat’ın doğusu ve güvenli bölge konusunda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve savunma yetkilileri ile bir araya gelmesi bekleniyor.  Menbiç’e yönelik olası operasyonların hazırlıkları devam ederken bir yandan da ABD'nin Türkiye ile Fırat’ın doğusunda kalan sınır bölgesini çok sayıda insansız hava aracıyla izlediği aktarıldı. ABD'nin gözlemlediği hareketliliği YPG/PKK ya da bölgedeki başka bir güçle paylaşıp paylaşmadığı ise bilinmiyor.

YPG güçleri Haseke'ye çok sayıda askeri birlik yolladı. Al Masdar'ın haberine göre, Suriye'nin kuzeyinden gelen raporlar, YPG/PKK güçlerinin Ras al-Ayn bölgesinden geçerek Türkiye sınırına doğru ilerlediği gözlemlendi. Aynı zamanda YPG güçlerinin bu bölgede siper kazdığı da söylendi. Söz konusu iddianın, Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna yeni operasyonlara hazırlanması söylentilerinden sonra gelmesi dikkat çekti. Öte yandan, ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Sean Robertson, K24'e yaptığı açıklamada, “Suriye’nin kuzeyine yapılacak tek taraflı bir saldırıdan endişe duyuyoruz. Özellikle ABD askerlerinin olduğu yere yapılacak böyle bir hamle kabul edilemez.”  açıklamasında bulunmuştu. Öte yandan ABD askeri konvoyunun, YPG öncülüğündeki SDG’ye destek için yeni bir askeri sevkiyat gerçekleştirdiği de gözlemlendi.

PYD Genel Meclisi üyesi Abdulkerim Sarohan, sözde Özerk Yönetimi’nin yer almadığı hiçbir müzakere ve anayasa hazırlama sürecinin Suriye’deki krize kalıcı çözüm üretemeyeceğini söyledi. ABD ve Suudi Arabistan’ın da sözde Özerk Yönetimi’nin Suriye konusundaki müzakerelere ve Anayasa Komisyonu’na katılmasını desteklediği ise konuşulmakta.  Bu konuda Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) üst düzey yöneticilerinden Muhsin Tahir de Kürt tarafların birlikte güçlü katılımının Kürt halkının çıkarlarına hizmet edeceğini söyledi. Rudaw’a konuşan Muhsin Tahir, “Biz PYD’nin müzakerelere katılmasına karşı değiliz. Aramızda birtakım çelişkiler olsa da Suriye’nin geleceği ve anayasa konusunda birlikte çalışmamız Kürt halkının demokratik hakları ve çıkarlarının garanti altına alınmasına hizmet edecektir” dedi.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile S-400 füze savunma sistemi ve Suriye'deki son durumu değerlendirdi. Telefonda görüşen iki bakanın Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı füze savunma sistemi ile ABD'den sipariş ettiği F-35 savaş jetlerinin yanı sıra Suriye'ye ilişkin Münbiç, İdlib ve güvenli bölge konularını ele aldığı öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus tarafından yayımlanan konuşmaların özetine göre, Dışişleri Bakanı Pompeo, ABD'nin Türkiye'nin Suriye sınırındaki güvenlik konusunda duyduğu endişeleri dikkate alacağını teyit etti. Pompeo ayrıca ABD'nin kendileri ve küresel koalisyonla çalışan yerel partnerlerinin korunmasını sağlamayı taahhüt ettiğini de kez daha açıkladı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin Suriye’nin doğusundan çekmekte olduğu askeri birliklerin yerine paralı asker yerleştirmeye başladığını iddia etti. Buna göre, sadece haziran ayında petrol tesislerinin korunması ve ABD’nin işbirliği içinde olduğu grupların eğitimi için 540 paralı asker ülkeye geldi. Rusya Dışişleri Bakanlığından gelen açıklamaya göre ABD şu ana kadar Suriye’ye 4 bin kadar paralı asker yerleştirdiği ancak bu grupların Suriye topraklarında yasadışı bulunduğu bilgisi önemle vurgulandı.

Suriye Rejimi Bölgesi
Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah, 15 Temmuz 2019’da örgütün yayın organı el-Manar TV’ye yaptığı açıklamada Suriye’deki Hizbullah varlığını azaltmaya başladıklarını bildirdi. Suriye rejiminin artık kendine yetecek noktada olduğunu belirten Nasrallah, Suriye’de şu an sadece kendilerine ihtiyaç duyulan alanlarda olduklarını ifade ederek cephe hatlarında Hizbullah varlığının kalmadığına dikkat çekti. Hizbullah, Suriye İç savaşında özellikle Şam, Halep ve Humus kırsalında muhaliflere karşı etkin bir rol oynadı. Bunun yanı Suriye’nin petrol zengini bölgesi Deyr ez-Zor’da iç savaş boyunca önemli bir Hizbullah varlığı faaliyetlerini sürdürdü.

Humus’taki ana gaz boru hattına saldırı yapıldı. Saldırının kim tarafından yapıldığı ise netlik kazanmadı. Söz konusu saldırıyı yapanların muhaliflerden çok bölgede hala varlığını devam ettiren IŞİD militanlarının yaptığı basında öne çıktı. Saldırının yapıldığı bölge 2014-2016 yılları arasında IŞİD kontrolündeydi.

Geçen hafta Rusya’yı ziyaret eden Hindistan Hava Kuvvetleri Komutanı Singh Dhanoa, Rusya’nın Suriye’deki hava operasyonları tecrübesinden yaralanmak istediklerini ifade ederek bu yılın sonundan itibaren Rusya ile birlikte Suriye’de ortak operasyonlar düzenleyebileceklerini belirtti. Kendilerinin de Rus malı olan MİG serisi uçaklar, Su-30 ve Mi-17 gibi uçakları kullandıklarını belirterek bu yönde yapılacak ortak operasyonların kendileri için çok faydalı olacağını söyledi. Dhanoa, ayrıca Rusya’dan aldıkları hava savunma sistemleri olan S-400’lere de vurgu yaparak iki ülke arasındaki askeri ilişkilere dikkat çekti. Dolayısıyla önümüzdeki yıl itibarı ile Hindistan’ın Suriye iç savaşına dahil olup olmayacağı şimdiden merak konusu oldu.

İdlib, Fırat Kalkanı ve Afrin Bölgesi
16 Temmuz 2019’da İdlib’in Maret el-Numan şehrinin Maar Şaron bölgesine rejim tarafından hava saldırısı düzenlendi. Saldırı bölgeseldeki bir marketi hedef aldı ve an az 12 sivil hayatını kaybetti.

20 Temmuz 2019’da rejim tarafından İdlib’in Han Şeyhun bölgesine büyük çaplı saldırı düzenlendi. Savaş uçakları bölge üzerinde 13 sorti yaparak saldırılarda bulundu. Henüz sivil kayıplarına dair net bilgiler alınmazken içlerinde fırın, market gibi bir çok binanın vurulduğu bilgisi geldi.

Ulusal Özgürleştirme Cephesi (NLF) komutanı Naci Mustafa yaptığı açıklamada ilk defa Rus birliklerinin sahada doğrudan savaşmaya başladıklarını ifade etti. İdlib’e yönelik Haziran 2019’dan itibaren başlayan saldırılırda Rusya cephe gerisinde savaşı koordine etmekteydi. Bunun yanı sıra anti tank füzeleri ateşleme ve keskin nişancı atışları ile uzatan ejime destek vermekteydi. Fakat Mustafa’nın iddiasına göre, İdlib’in güneyindeki stratejik Humaymat tepelerini muhaliflerin elinden geri almak için Rus özel birlikleri doğrudan cepheye sürüldü.