Suriye Gündemi: 17-23 Haziran 2019

Uluslararası Gündemde Suriye
Moskova bir sonraki Astana toplantısı için diplomasi trafiğini sıklaştırmış durumda. Bu bağlamda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, önümüzdeki ay düzenlenecek Astana toplantısına Irak ve Lübnan’ı davet etmek üzere Bağdat ve Beyrut’u ziyaret etti. Beyrut'ta Başbakan Saad el-Hariri ile görüşen Lavrentyev, sonrasında düzenlenen basın toplantısında "Biz, Suriye kriziyle ilgili Astana müzakereleri çerçevesinde Lübnanlı dostlarımızla ortak çalışmaya hazırız. Suriye krizinde siyasi çözüme fırsat verme zamanı gelmiştir" dedi. Rusya'nın ABD, Avrupa ve bölge ülkeleri gibi uluslararası ortaklarla daha fazla çaba harcama ve koordinasyon konusunda kararlı olduğunu vurgulayan Lavrentyev, "Biz bu sorunun çözümünü hızlandırabilecek ortak bir anlayışa sahibiz, çünkü Suriye'deki göç olgusu sorunu daha da derinleştiriyor." ifadesini kullandı.

ABD, başta Suriye’deki siyasi süreç, İran’ın varlığı ve Fırat’ın doğusu gibi konular olmak üzere, Suriye’de diplomatik ve güvenlikle ilgili son gelişmelerin ele alınacağı bir dizi toplantıya başkanlık edecek. Kendilerine ‘küçük grup' adını veren ABD, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan ve Ürdün, önümüzdeki Pazartesi Fransa’nın başkenti Paris’te bir araya gelerek, Suriye’deki gelişmeleri masaya yatırmaya hazırlanıyor.BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen ve Suriye Müzakere Komisyonu Başkanı Nasr El-Hariri’nin de Paris’teki toplantıya katılma ihtimalinin bulunduğu belirtiliyor. Toplantıya katılacak isimlerden ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’in Suriye’deki siyasi süreçte yaşanan tıkanıklığı ve Pedersen’in anayasa komisyonu isim listelerinin oluşturulmasında karşılaştığı zorlukları gündeme getirmesi bekleniyor. Bunun yanı sıra anayasa komisyonu ilkelerinin belirlenmesi ve esirlerin durumu da görüşülmesi beklenen konular arasında yer alıyor.

ABD'nin eski Şam Büyükelçisi Robert Ford, ABD'nin Beşar Esad rejimine fırsat varken askeri müdahalede bulunmamasının hata olduğunu belirterek, ABD’nin artık Suriye'nin geleceğine hükmedemeyeceğini söyledi. Esad rejiminin İdlib'de hava saldırılarına rağmen ilerleme kaydedemediğini belirten Ford, rejimin asker sıkıntısı yaşadığını bunun yanı sıra ele geçirdiği bölgelerde de istikrar adına hiçbir şey yapmadığını dile getirdi. ABD'nin Suriye stratejisinin geleceğine dair değerlendirmelerde de bulunan Ford, Obama döneminde Suriye'de sürekli askeri bir çözüm mümkün değil dendiğini ve büyük ölçüde yanıldıklarını ifade etti.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Suriye'nin İdlib bölgesinde devam eden çatışmalar konusunda endişelerini dile getirerek, Türkiye ve Rusya'ya, durumu istikrara kavuşturmaları için çağrıda bulundu. Türkiye ve Rusya'nın İdlib'deki çabalarına vurgu yapan Guterres tüm bu çabalara rağmen çatışmaların arttığını ve bu durumun endişe verici olduğunu söyledi. 

Fırat’ın Doğusu
Terör örgütü YPG/PKK, Suriye'de Fırat'ın doğusunda işgal ettiği Tabka, Kamışlı ve Hol kentlerinde kendine bağlı sözde askeri meclisleri, ismini kullandığı SDG'ye göstermelik devrederek, varlığını gizlemeye çalışıyor. Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, YPG/PKK, Fırat'ın doğusunda işgal ettiği Tabka, Kamışlı ve Hol kentlerinde de kendine bağlı sözde askeri meclisleri, ismini kullandığı SDG'ye devretti. Sözde meclislerin görevlerinin "kent savunması" ve "sınır güvenliği" olarak tanımlandığını belirten kaynaklara göre örgüt, bu yolla, Türkiye sınırında YPG/PKK yerine SDG'nin olduğunu göstermeyi amaçlıyor. YPG/PKK, öncesinde de Türkiye sınırında işgal ettiği Tel Abyad ve Aynularab'da (Kobani) da kendine bağlı sözde askeri meclisleri SDG'ye devretmişti.

Fırat'ın doğusunda, YPG'nin başını çektiği Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) karşı Halk Özgürlük Hareketi (Ahrar'ul Şab) adında yeni bir grup kuruldu. Ahrar'ul Şab, 'mazlumların intikamını almak ve halkı özgürleştirmek için mücadele edeceğini' belirterek, kuruluş açıklamasında şunları söyledi: "Fırat'ın doğusunda SDG'nin baskı ve zorluklarına karşılık mücadele vereceğiz. Fırat'ın doğusunda ülkenin bölünmesini isteyen güçler yüzünden eğitim, ekonomi ve tarım bitmiş durumda. Arap aşiretlerinin liderlerine ve insanlarına da baskılar artmış durumda. Fıratın doğusunda halkımıza karşı yapılan baskılarla mücadele etmek amacıyla kurulduk.” Ahrar'ul Şab örgütü ayrıca ilk eylemini gerçekleştirdiğini de duyurdu. Örgüt, SDG'nin kontrolündeki Rakka kentinin merkezinde bir askeri araç ateşe verdiğini duyurdu. Ancak Rakka yetkilileri konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı. 

IŞİD’in resmi yayın kuruluşu Amaq'ta yayınlanan bir haberde 17 Haziran’da Kamışlı'da gerçekleşen saldırı üstlenildi. Yayın kuruluşu, teröristlerin Rojava'nın Kamışlı kentinde bulunan YPG'nin istihbarat merkezi olarak kullandığı bir binanın hedef alındığını duyurdu. Bombalı saldırıda çok sayıda YPG'linin hayatını kaybettiğini, aralarında iki komutanın da bulunduğu açıklandı.

Suriye'nin kuzeyinde Bab ilçe merkezinde ÖSO’ya ait araca yerleştirilen bombanın etkisiz hale getirilmeye çalışıldığı esnada patlaması sonucu 1 kişi öldü, 1 kişi yaralandı. Saldırıyı henüz üstlenen olmazken güvenlik birimleri, saldırının terör örgütü YPG/ PKK tarafından düzenlendiği ihtimali üzerinde durdu.

Suriye Rejimi Bölgesi
Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Çin ile ikili temaslar kapsamında 18 Haziran 2019 tarihinde Pekin’e gitti. İdlib’de son dönemde artan rejim saldırılarıyla ilgili konuşan Muallim, amaçlarının teröristlerle savaşmak olduğunu ve özellikle Türkiye ile sıcak bir çatışmaya kesinlikle girmek istemediklerini belirtti.

Rejim kaynaklarından aktarılan bilgiye göre İdlib’deki en güçlü silahlı grup olan Heyet Tahrir uş-Şam (HTŞ) tarafından Halep’in güneyindeki El-Vadihi köyüne saldırı düzenlendi. Saldırıda 12 kişinin öldüğü belirtilirken, 15 kişinin de yaralandığı bilgisi aktarıldı.

Suriye’nin Akdeniz’e kıyı şehirlerinden Baniyas civarındaki 5 petrol boru hattına saldırı düzenlendi. Akaryakıt sıkıntısı yaşanan rejim bölgesinde bu saldırı sonucunda mevcut kriz tırmanışa geçti. Rejim tarafından yapılan açıklamada boru hattının tamir edilmeye başlandığı bildirildi.

ABD merkezli İnsan Hakları için Doktorlar (PHR) sivil toplum kuruluşu tarafından paylaşılan veriye göre, Suriye iç savaşı başladığı günde itibaren sivillerin bulunduğu hastane ve sağlık ocaklarına en az 573 saldırı düzenlendi. Tespit edilen bu rakamın dışında hastanelere yönelik daha birçok saldırının gerçekleştirildiği aktarıldı.

Rejimin resmi yayın organlarından yapılan açıklamaya göre, Hama kırsalında HTŞ’ye ait bir insansız hava aracı rejim unsurlarınca düşürüldü. Söz konusu dronun patlayıcı madde taşıdığı ve GPRS kontrol sistemine sahip olduğu belirtildi.

Suriye Hava Kuvvetleri’nden bir kaynağa dayandırılan habere göre, 30 Nisan 2019’dan itibaren İdlib’in güneyine yönelik başlatılan ve yaklaşık 400 insanın ölümüne ve 330 bin kişinin yerini terk etmesine sebep olan saldırılar 7 farklı hava üssünden yapıldı.

İdlib, Fırat kalkanı ve Afrin Bölgesi
Suriye rejiminin 30 Nisan 2019’dan itibaren İdlib’e yönelik başlattığı saldırılarda birçok sivili hayatını kaybetti. BM’den yapılan açıklamaya göre sadece Mayıs 2019’dan itibaren yaklaşık olarak 300 sivil hayatını kaybederken, 300 bin insan da yerlerinden edildi.

Suriye rejimin İdlib’e yönelik yaptığı bombardımanda 14 sivil hayatını kaybetti. İdlib’in Maret el-Numan kasabasında bir ambulansın hedef alınması sonucunda iki sağlık görevlisi de hayatını kaybetti.

Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Suriye krizi başladığından itibaren Türkiye’ye sığınan Suriyeli sayısı 3,6 milyon olarak belirtildi. Ayrıca Türkiye’de şu ana kadar 415 bin Suriyeli bebeğin doğduğu açıklandı.