Suriye Gündemi: 19-25 Kasım 2018

Uluslararası Suriye Gündemi
Türkiye, Rusya ve İran’ın inisiyatifiyle başlatılan ve Suriye’de birçok çatışmasızlık bölgesi anlaşmasını hayata geçirerek iç savaşın şiddetini azaltan Astana görüşmelerinin yeni turu 26 – 29 Kasım tarihlerinde Kazakistan’ın başkenti Astana’da yapılacak. Astana Konferansı’nın garantör ülkeleri en son Temmuz 2018’de Soçi’de buluşarak sahada atılacak bazı somut kararlar almışlardı. Astana görüşmelerinin yeni turunda Soçi Mutabakatı’nın devamı, terör örgütleri ile mücadele, siyasi çözüm konusunda atılacak yeni adımlar gibi başlıklarda kararlar alınması beklenmektedir.

Savaş sonrası Suriye’nin yeniden yapılandırılması ve bu sürece kimlerin katılacağı zaman zaman gündeme gelen bir konu olmuştur. 19 Kasım 2018’de toplanan BM Güvenlik Konseyi toplantısında konuşan BM Çin Büyükelçisi Ma Zhaoxu, Suriye iç savaşını sonlandıracak politik çözümlerin ön plana çıkartılmasında ve savaş sonrası Suriye’nin imarında ülkesinin uluslararası toplumla çalışmaya hazır olduğunu bildirmiştir. Suriye iç savaşında net bir pozisyon belirtmeyen Çin’in yeniden yapılandırma konusunda bu kadar istekli oluşuna, bu süreçten önemli ekonomik kazanımlar elde etmeyi düşünen bazı ülkelerin nasıl tepki vereceği ileriki süreçte görülecektir.

Bölgesel Suriye Gündemi
İsrail ile Esad rejimi arasındaki Golan Tepeleri gerginliği hala sürmektedir. New York’ta toplanan BM toplantısında konuşan Suriye’nin BM Daimî Temsilcisi Beşar el-Caferi, İsrail’in Golan Tepelerini rejim güçlerine devretmesi gerektiğini aksi takdirde gerekirse savaş yoluyla da olsa bu bölgenin kontrolünü alacaklarını ifade etmiştir.

Türkiye Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Rus mevkidaşı Sergey Şoygu 20 Kasım 2018’de Rusya’nın Karadeniz kıyı şehri olan Soçi’de bir araya gelmiştir. Rus basının aktardığına göre her iki bakan Türkiye ve Rusya’nın İdlib’de başlattıkları çatışmasız bölge girişiminin titizlikle korunması noktasında hemfikir olmuşlardır.

Irak Hava Kuvvetleri’ne ait F-16 savaş uçakları Suriye’nin Deyr ez-Zor bölgesine hava harekâtı düzenlemiştir. Bu operasyonda IŞİD’e ait iki hedefin tamamen yok edildiği ve 40 militanın etkisiz hale getirildiği bildirilirken saldırının Irak istihbaratının verdiği bilgi üzerine gerçekleştiği belirtilmiştir.

ABD Başkanı Trump daha önce Suriye’deki iç savaşın ekonomik bedelinin Körfez ülkelerine ödetileceğini ifade etmiştir. Bu söylemini büyük bütçeli silah anlaşmaları ile hayata geçiren Trump ayrıca Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından Suriye Demokratik Güçlerine (SDG) doğrudan ekonomik yardımlar yapılmasını da sağlamıştır. Bu iki ülkeyle ilgili yeni bir gelişme ise Fırat’ın doğusundaki SDG birliklerine asker gönderdikleri yönündeki güçlü iddialardır. Bu askerlerin bölgedeki ABD askerleri ile harekete ettikleri de basında çıkan haberler arasındadır.

ABD Savunma Bakanı Jim Mattis 21 Kasım 2018’de yaptığı açıklama ile Türkiye sınırı boyunca Suriye’nin Kuzey sınırına gözlem noktaları kuracaklarını ve böylece destekledikleri terörist oluşum SDG ile Türkiye arasındaki gerilimi azaltacaklarını iddia etmiştir. Bu durumun da en çok IŞİD’le mücadeledeki etkinliği artıracağını savunmuştur. Bu gözlem noktalarının kurulmasındaki amacın Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna olan operasyonlarını sekteye uğratmak mı olduğu, yoksa neredeyse hiçbir mevcudiyeti kalmayan IŞİD’le mücadeleyi güçlendirmek mi olduğu tartışma konusu olmuştur.

Yerel Suriye Gündemi
SDG’nin istihbarat komutanlarından biri olan Morad, Münbiç yakınındaki el-Cezire yolu üzerindeki bombalı bir düzenekle etkisiz hale getirilmiştir. Morad haricinde üç SDG militanının daha Münbiç’teki bazı silahlı oluşumlar tarafından etkisiz hale getirildiği belirtilmektedir.

Rejim kuvvetleri tarafından İdlib’in Carcanaz kasabasında bir okulun bombardımana tutulması sonucu 4 sivil hayatını kaybetmiştir. Ölenlerden ikisi okul öğrencisi, diğer ikisi ise okulun yanında bulunan ve bombardıman sonucu yıkılan evlerde bulunan iki kadındır.

Rusya destekli rejim güçlerinin elinde bulunan Halep’e yapılan bir saldırıda 100’den fazla insan solunum güçlüğü çekmiş ve bu duruma Ulusal Özgürleştirme Cephesi’nin kullandığı klorin gazının sebebiyet verdiği Rusya ve rejim tarafından iddia edilmiştir. Bu iddiaları yanıtlayan Ulusal Özgürleştirme Cephesi komutanı bu iddiaları yalanlayarak ellerinde herhangi bir zehirli gazın bulunmadığını ve bu tür saldırıları gerek Guta’da gerekse de Han Şeyhun’da rejimin bizzat kendisi olduğunun altını çizmiştir. Dolayısıyla bu durumun rejim tarafından tasarlanmış bir kumpas olabileceğini belirtmiştir.

Türkiye ve Rusya arasında Eylül 2018’de varılan İdlib mutabakatından bugüne ilk kez bir hava saldırısı yapılmıştır. Hava saldırısının İdlib yakınlarında ve Halep’in batısındaki kırsal alana yapıldığı ifade edilmiştir.