Suriye’de Rejime Bağlı Filistinli Milisler

Suriye iç savaşının devlet dışı aktörler cephesinde rejim yanlısı unsurların da en az muhalif unsurlar kadar çok sayıda fraksiyona sahip olduğu bir gerçek. Gerek sponsorlar gerekse de etnisite ve mezhebî/dinî farklılıklar üzerinden ayrışan rejim yanlısı milisler içinde Filistinli unsurlar, etkinlikleri ve iş birlikleri ile göze çarpmaktadır. Başta başkent Şam olmak üzere ülkedeki 9 mülteci kampında, savaş öncesinde UNRWA verilerine göre 526 bin Filistinli mülteci yaşamaktaydı. Bu sayı savaşın şiddetli geçen ilk 5 senesinin ardından 2016’da 438 bin civarına düşerken bilhassa eğitimli ve maddi imkânı olan Filistinlilerin bu süreç içinde ülkeden göç ettikleri görülmekteydi. Güncel UNRWA verilerine göre ise Suriye’de hâlen 400 binin üzerinde bir nüfusa sahip olan Filistinli mültecilerin %60’ı ülke içinde en az bir kez göç etmek durumunda kaldı. Ekonomik sıkıntıların yol açtığı temel ihtiyaçlara ulaşamama sorunlarının haricinde Esad rejiminin Yermuk Kampı kuşatması gibi doğrudan çatışmaya hedef olmak gibi durumlar da bu ülke içi göç dalgasını besledi.

Çatışmaların hedefi olmanın yanı sıra parçası da olan Filistinli mülteciler aynı Suriyeliler gibi farklı kamplarda hareket ettiler. Esad karşıtı Filistinli milisler, Şam ve çevresinde etkin olan muhtelif muhalif unsurlar ile birlikte hareket etti. Eknaf Beyt el-Makdis ve Liva el-Asife gibi yoğun Filistinli milis varlığına sahip ufak çaplı grupların haricinde Ceyş’ül İslam ve Nusra Cephesi gibi büyük çaplı gruplar da çok sayıda Filistinli milisi çatısı altında bulundurdu. Buna karşın Esad rejimi yanlısı gruplar içinde Filistinli milis varlığı görünürlük açısından çok daha ileri seviyede bulunmakta. Fetih el-İntifada, Kuvet el-Avde, Liva el-Celil, Kuvat el-Celil, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi orta ve küçük çaplı çok sayıda milis gruba ek olarak Filistin Kurtuluş Ordusu ve Liva el-Kudüs gibi büyük çaplı gruplar da göze çarpmakta.

Filistin iç siyasetindeki Arap milliyetçilere karşı İslamcılar kutuplaşması Suriye’de de benzer bir dinamiği tetiklemişti. Bu sebeple Esad yanlısı Filistinli milislerin çoğunluğunun Arap milliyetçisi unsurlar oldukları söylenebilir. Bununla birlikte Hizbullah ve İran unsurları ile angaje olan kimi Filistinli milislerin seküler Arap milliyetçisi kimlikten ziyade İran ve Hizbullah’ın Suriye iç savaşında aldıkları pozisyona bağlı şekilde hareket ettiklerini söylemek gerekmektedir.

Şam Rejiminin Filistin Lejyonu: Filistin Kurtuluş Ordusu
Esad yanlısı Filistinli milislerin en önde gelen gruplarına bakıldığında ilk göze çarpan Filistin Kurtuluş Ordusu (FKO) ideolojik olarak Esad rejimine yakınlığının yanında iş birliği ve koordinasyon hususunda da Şam ile oldukça yakın ilişkilere sahip. Filistinlilerin zorla silah altına alınmasından başkent Şam’daki rejim operasyonlarında doğrudan rejim askeri unsurları tarafından sevk ve idareye kadarki eylemleri göz önüne alındığında adeta rejim ordusunun Filistinli lejyonu gibi bir role sahiptir. Kâğıt üzerinde rejim ordusundan bağımsız olan FKO’nun pratikte rejimin askerî kurumlarıyla organik ilişkileri de bulunmaktadır. Rejimin askerî okulları başta olmak üzere muhtelif kurumları FKO milisleri için eğitim merkezi işlevi görmektedir. Buna ek olarak, eski FKO lideri Tarık Hadra’nın kardeşi Hazem el-Hadra’nın Esad rejimi ordusunda bir dönem Hava Kuvvetleri Komutanlığı görevinde bulunması da FKO ile rejim arasındaki yakınlığın derecesine örnek teşkil etmektedir.

Şam, Şam kırsalı, Hama, Dera, Suveyde ve İdlib’de rejim saflarında çatışmalara katılan FKO’nun resmî ifadelerine göre bu çatışmalarda en az 300 milis ölmüştür. Yine kendi ifadelerine göre iki sene önce 6 bin milise sahip olan örgüt aynı zamanda süreç içinde muhalefete karşı savaşmak istemeyen kimi milislerinin rejim tarafından göz altına alınıp işkence ile infaz edilmesiyle de milis kaybı yaşadı. Rejim tarafından işkence ile öldürülen FKO milisi sayısının da en az 30 olduğu iddia edilmektedir.

Moskova’nın Filistinli Lejyonu: Liva el-Kudüs
2013’te Halep merkezli olarak kurulan ve kuruluşu itibarıyla Filistinlilerden oluşan Liva el-Kudüs o günden bu yana rejimin çatışmalara girdiği en kanlı cephelerde yoğun şekilde varlık gösterdi. Halep, Şam, İdlib, Deyr ez-Zor, Hama, İdlib ve Humus’ta çatışmalara giren örgütün özellikle Halep ve çöl bölgesindeki faaliyetleri savaşın tarihinde önemli yer almıştır. Rejimin Halep’te muhaliflere karşı uzun yıllar süren savaşında önemli yardımcı aktörlerden olan Liva el-Kudüs Halep merkezli bir örgüt olarak Neyreb, Handarat ve Nubl-Zahra gibi cephelerde çatıştı. Bu dönemde kuruluşundan bu yana yakın temasta olduğu rejimin hava istihbaratı tarafından desteklenen örgüt aynı zamanda İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü unsurlarından maddi ve teknik destek de almaktaydı.

Rejimin Halep’teki alan kazanımlarında pay sahibi olan ve bu süreçte İranlı unsurlar ile de yakın temasta olan Liva el-Kudüs iç savaşın ikinci yarısından itibaren Rusya ile yakınlaşan bir yapı hâline geldi. Rusya, Suriye iç savaşında rejim yanlısı başat aktör rolünü İran’dan kaptığı bu dönemde 5. Kolordu’nun inşası hamlesinin yanında Liva el-Kudüs gibi milis güçleri yanına çekerek sahada askerî uzantılara sahip olmak istemişti. Temaslarla başlayan ardından mali ve istihbari destekle devam eden bu süreç, son aşamada Liva el-Kudüs milislerinin Rus özel kuvvetlerince eğitilmesi ve modern Rus silahlarıyla donatılmalarına varmıştır. Son yıllarda yine Rusya destekli 5. Kolordu ile birlikte Deyr ez-Zor - Humus hattında bilhassa çöl bölgesinde faal olan Liva el-Kudüs Tedmür, Suhne, Şula ve Kebacib gibi sıcak savaş alanlarında IŞİD ile kanlı çatışmalara girerek çok sayıda milisini kaybetmiştir. Bu bölgelerdeki çatışmalarda Liva Fatımiyyun gibi İran destekli kimi gruplarla iş birliği hâlinde olsalar da Hama ve Deyr ez-Zor’da rejimin muhtelif askerî unsurlarıyla, özellikle de İran destekli 4. Zırhlı Tümen ile dönem dönem gerginlikler yaşamakta hatta çatışmalara girmektedirler.

Sonuç
2021 itibarıyla çok parçalı yapısıyla bütüncül bir kuvvet imajının oldukça ötesinde olan Esad rejiminin askerî varlığı irili ufaklı çok sayıda devlet dışı silahlı aktörden oluşmaktadır. Filistinli mülteciler de aynı dinî ve mezhebî azınlıkların oluşturduğu milis yapılar gibi kendi özgün kimliklerini, çevresine inşa ettikleri silahlı gruplarla rejimin sahadaki uzantılarından bir kısmını oluşturdular. Esad rejiminin 1970’li yıllardan bu yana Filistinli muhtelif silahlı gruplar ve onların siyasi figürleriyle olan yakın ilişkisi, Esad-Hizbullah ilişkisi ve rejimin dış politika söyleminde İsrail karşıtlığının yeri göz önüne alındığında savaş sürecinde Filistinli unsurlardan da silahlı gruplar olarak fayda sağlanabilmiş olması oldukça doğaldır. Bununla birlikte savaşın doğal seyri esnasında rejimin askerî ve ekonomik olarak yaşadığı çöküntü Filistinli milislerin üzerindeki hâkimiyetini de etkilemiştir. Liva el-Kudüs’ün Halep’te yoğun olarak faal olduğu dönemde İran Devrim Muhafızları ve İran yanlısı gruplarla yakın ilişkileri, devam eden süreçte ise Moskova ile yakınlaşıp adeta bir eğit-donat grubu hâline gelmesi Filistinli milis yapılar için tek çıkış kapısının Esad rejimi olmadığını göstermektedir. Rejimin Halep, Şam ve çöl bölgesindeki savaşlarında önemli rol oynayan Filistinli milisler bugün örnekleri görüldüğü gibi yakın dönemde de Tahran ve Moskova’nın yoğun etkisi ve hâkimiyetine maruz kalabilirler. Bu durum, hâlihazırda askerî olarak zaten Moskova ve Tahran’a muhtaç durumda olan Esad rejimi için eldeki bir insan kaynağı havuzunun da “çantada keklik” olma vasfını kaybetmesi manasına gelebilir.