Türk Savunma Sanayisinin Zeytin Dalı Harekâtı’na Katkısı

Polis Akademisi, Güvenlik Bilimleri Enstitüsü

Türkiye, 20 Ocak 2018 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) iştirak ettiği askerî harekâtla Zeytin Dalı Harekâtı’nın başladığı duyurmuştur. Harekâtın amacı Suriye’nin Halep il sınırları içerisinde bulunan Afrin şehri ve çevresinde yuvalanmış olan KCK/PKK/PYD/YPG ve Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) terör unsurlarının temizlenmesi olarak açıklanmıştır. Böylece Türkiye-Suriye sınır hattının ve bölgede ikamet eden yerel halkın güvenliği sağlanmış ve koruma altına alınmış olacaktır. Bu anlamda harekât, Suriye sahasında diğer aktörlerden farklı olarak Türkiye’nin örgüt ve ideoloji yapmaksızın terörle mücadele konusundaki kararlığını ve samimiyetini ortaya koymaktadır.

 

Zeytin Dalı Harekâtı ve Türk Savunma Sanayisi

Afrin ve çevresine yönelik başlatılan Zeytin Dalı Harekâtı, Türkiye açısından hayati bir hususu açığa çıkarması bakımından önem arz etmektedir. Bu husus Türk savunma sanayisinin TSK’nın ihtiyaçlarını karşılama noktasında ulaşmış olduğu seviyeyi işaret etmektedir. Nitekim bu seviye Türk siyasi liderler tarafından “Harekât %70-75 oranında yerli silah sistemleri ve mühimmatla gerçekleştirilmektedir” denilerek vurgulanmıştır. Türkiye’nin kullandığı askerî sistem ve mühimmatın yerlilik oranının 15 yıl önce yaklaşık %18 olduğu düşünüldüğünde Türk savunma sanayisinin günümüzde gelmiş olduğu seviye daha da anlam kazanmaktadır.

Kuşkusuzdur ki savunma sanayindeki ulaşılan seviye daha bağımsız ve etkili bir Türk dış politikası için kilit bir role sahiptir. Bunun en belirgin kanıtı Türkiye’yi Amerikan silahlarını Kıbrıs’ta kullanmaması konusunda uyaran 5 Haziran 1964 tarihli Johnson Mektubu’dur. Nitekim o dönem Amerikan silahlarını kullanamayan ve bunun yanında çıkarma gemisi dahi bulunmayan Türkiye, adadaki Türk nüfus katliama uğrarken Kıbrıs’ta Türk varlığını korumak adına askerî müdahalede bulunamamıştır. Başka bir deyişle, askerî ihtiyaçlarını kendisi karşılamayan Türkiye’nin o dönemde dış politikada hareket alanı yok denecek kadar az olmuştur.

Buradan hareketle, günümüzde Türkiye askerî ihtiyaçlarının büyük bir kısmını kendisi karşılayabildiği için birçok devletin karşı çıkmasına rağmen ulusal güvenliğini ilgilendiren bir alanda müstakil bir sınır ötesi askerî harekât yapabilmektedir. Bu durum savunma sanayisi yatırımlarının Türkiye dış politikası hedefleri ve stratejisiyle entegre edilmesi marifetiyle mümkün olabilmiştir. Savunma sanayisine yapılan yatırımlar neticesinde bugün dünyada cirosu en yüksek 100 savunma sanayisi şirketi arasında üç Türk şirketi bulunmaktadır: 58. sırada Aselsan, 61. sırada TAI ve 98. sırada yer alan Roketsan’dır.

Bu şirketlerin öncülüğünde ve bunların yanında savunma sanayisinde diğer yerli şirketlerin katkısıyla bugün TSK, Suriye sahasının dağlık ve engebe bir coğrafyasında Zeytin Dalı Harekâtı gibi zorluk derecesi yüksek bir askerî harekâtı başarıyla icra edebilmektedir. Bu bağlamda Zeytin Dalı Harekâtı’nda TSK tarafından kullanılan yerli silah sistemleri ve mühimmatlara göz atmak, Türkiye’nin savunma alanındaki ulaştığı imkân ve kabiliyeti göstermesi açısından yararlı olacaktır. Teker teker bakıldığında yerli silah sistemleri ve mühimmatlar arasında KORAL mobil elektronik harp sistemi, TR-122 Sakarya çok namlulu roketatar sistemi (ÇRNA), T-155 Fırtına OBÜS, 4x4 taktik tekerlekli zırhlı ve mayına karşı korumalı zırhlı araçlar, T129 Atak helikopteri, Bayraktar TB2 İHA/SİHA, SARP uzaktan komutalı stabilize silah sistemi, MPT-76 milli piyade tüfeği, NEB nüfuz edici bomba, Cirit lazer güdümlü füze ve uçaktan atılan bombalara hedef hassasiyeti kazandıran hassas güdüm kitleri öne çıkmaktadır.

 

KORAL Mobil Elektronik Harp Sistemi

KORAL Mobil Elektronik Harp Sistemi, esasen Elektronik Destek Sistemi (KORAL ED) ve Elektronik Taarruz Sistemi’nden (KORAL ET) oluşmaktadır. Bu sistemler askerî taktik araçlara entegre edilerek mobilite kabiliyeti kazanmakta ve geniş bir frekans bandında çalışmaktadır. Yakından bakıldığında, KORAL ED sistemi sahada radar yayınlarını tespit, teşhis ve bunların yönlerini bulma fonksiyonlarını yerine getirirken, KORAL ET sistemi düşman radarlarını karıştırarak bunları aldatmaya ve iş yapamaz hale getirmek üzerine görev icra etmektedir. Bu yönüyle KORAL elektronik harp sistemi düşman hava savunma sistemlerinde gedikler açabilecek kabiliyettedir.

 

TR-122 Sakarya ÇRNA

Roketsan menşeli olan TR-122 Sakarya ÇRNA sistemi, TSK’ya gerek gündüz gerekse de gece arazi ve hava şartlarından bağımsız olarak 3 km’den 40+ km’ye kadar bir menzil içerisinde etkili ve hedefi görmeyerek ateş desteği sağlamaktadır. 120 mm çapında 2x20 namlu sayısına sahip TR-122 Sakarya, 6x6 veya 8x8 taktik tekerlik araçlar üstüne monte edilebilir olduğundan üstün bir mobilite kabiliyetini de içeriğinde barındırmaktadır. Bu sistem Zeytin Dalı Harekâtı başladığı ilk günden itibaren düşman unsur tahkimatlarını, mevzilerini ve cephaneliklerini dövmek için kullanılmaktadır.

 

T-155 Fırtına OBÜS

T-155 Fırtına kundağı motorlu topçu sistemi, TSK kara topçu birliklerinin taktik ve teknik kullanım konseptleri ve gelecekte ortaya çıkması muhtemel muhabere sahası ateş destek ihtiyaçları harmanlanarak 1995 yılında başlayan modern obüs geliştirme programının sonucu olarak ortaya çıkmıştır. T-155’in geliştirme aşamasında Güney Kore Samsung Techwin şirketinin ‘K9 Thunder’ obüsü tabanlı teknoloji transferi yapılmıştır. Günümüzde T-155’in güç paketi dışında kalan tüm alt sistemleri Türkiye’de yerli imkânlarla üretilmektedir. Türk savunma sanayisi T-155’ten elde edilen tecrübeyle Fırtına II obüsünü geliştirme aşamasındadır. T-155 ateşi mühimmat cinsine göre 40 km menzile ulaşabilmektedir. Yani, Afrin ve çevresinin tamamı T-155 Fırtına sayesinde Türk topçusunun ateş menzili içerisindedir.

 

4x4 Taktik Tekerlekli Zırhlı ve Mayına Karşı Korumalı Zırhlı Araçlar

TSK’nın Zeytin Dalı Harekâtı’nda hareket kabiliyetinin belkemiğini oluşturan zırhlı araçlar günümüzde geniş bir ürün yelpazesiyle birçok yerli firma tarafından üretilmektedir. Bu araçlardan ‘Cobra’lar (I/III) ve ‘Kirpi’ler sahada etkili olarak kullanılmaktadır. Cobralar 4x4 taktik tekerlekli zırhlı araçlar sınıfındadır ve personele yüksek hareket ve beka kabiliyeti kazandırmaktadır. Kirpi ise mayına karşı korumalı zırhlı araç sınıfında bir araçtır ve personeli intikal sırasında mayın, balistik tehditler ve el yapımı patlayıcılara karşı korumaktadır. Bu araçlar modüler platformlar oldukları için gövdelerine monte edilen SARP gibi uzaktan komutalı stabilize silah sistemleriyle taarruz görevlerinde de kullanılabilmekte ve Aselsan üretimi SERHAT Havan Tespit Radarı gibi sistemlerle birliklerin savunma kabiliyetlerini artırabilmektedir.

 

T129 Atak Helikopteri

TSK’nın yoğunlaşan yurt içi ve yurt dışı faaliyetleri doğrultusunda artan taarruz ve taktik keşif helikopteri ihtiyacının sonucu olarak ortaya çıkan T129 Atak, TAI ve İtalyan AgustaWestland ortak üretimidir. Bu minvalde AgustaWestland tasarımı ve üretimi olan A129 Mangusta helikopterleri üzerinde Türkiye’nin coğrafi ve iklim koşullarına göre yapılan çeşitli aksam değişikleriyle birlikte Türkiye’ye ait özgün silah ve yazılım sistemlerinin entegre edilmesiyle birlikte halihazırdaki T129 Atak helikopteri doğmuştur.

Gece ve gündüz koşullarında yüksek manevra ve performans kabiliyetlerine sahip T129 Atak’lar TSK’nın yurt içi ve yurt dışı operasyonlarında etkili biçimde görev almaktadır. Atak helikopterleri aynı zamanda yerli üretim UMTAS Anti-Tank Füzeleri ve CİRİT Lazer Güdümlü Füzelerini kullanabilmektedir. Böylece Atak, TSK’nın gerek Amerikan malı Cobra varyantı taarruz helikopterlerine bağımlılığına gerekse de yabancı helikopter mühimmatı bağımlılığına son verme noktasında büyük katkı sağlamaktadır.

 

Bayraktar TB2 İHA/SİHA

Türkiye’nin silahlı ve silahsız insansız hava araçları alanında dışa bağımlılığını azaltan Bayraktar TB2, orta irtifa ve uzun menzil İHA sınıfına uygun olarak geliştirilmiştir. Bayraktar TB2’nin teknik özellikleri arasında 24.000 feet uçuş irtifası, 24 saat havada kalış süresi ve 150 km haberleşme menzili dikkat çekmektedir. Bayraktar TB2’nin silahlı versiyonu Roketsan üretimi MAM-L akıllı mühimmatı kullanabilmektedir.

Zeytin Dalı Harekâtı’nda etkin bir şekilde kullanılan Bayraktar TB2’ler orta irtifadan Afrin’in Cinderes kasabasında sivil giyimli teröristlerin Türkiye’ye doğru ateşledikleri roketleri kayıt altına alarak Türkiye’ye karşı yürütülen psikolojik harbe karşı önemli katkılar sağlamıştır.

 

MPT-76 Milli Piyade Tüfeği

MPT-76, TSK’nın modern piyade tüfeği ihtiyacına binaen tamamen milli kaynaklar kullanılarak geliştirilen MPT tüfek serisinin 7,62 mm çaplı mermi kullanan versiyonudur. Tüfeğin NATO standartlarında yapılan soğuk-sıcak hava, kum, çamur gibi 42 testi hatasız geçtiği bildirilmektedir. MPT-76, Türk ordusunda kullanılan Alman Heckler & Koch lisansı altında MKEK tarafından üretilen HK G3 tüfeklerin yerini almaktadır. MPT-76’ların Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında Suriye sahasında Türk komando birlikleri tarafından etkin biçimde kullanıldığı görülmektedir.

Sonuç olarak, son yıllarda Türk savunma sanayisinde yaşanan gelişim kendisini gerek TSK’nın operasyonlarının yükselen etkililiğinde gerekse de Türk Dış Politikası’nın artan hareket alanında göstermektedir. Nitekim sahada yürütülen Zeytin Dalı Harekâtı’nda yakalanan başarı yerli silah sistemleri ve mühimmatlar marifetiyle mümkün hale gelmiştir. Aynı zamanda, Türk dış politikası savunma sanayisinin gizli ve açık silah ambargolarına rağmen TSK’nın ihtiyaçlarını karşılama noktasında geldiği seviye paralelinde daha bağımsız bir şekilde ele alınabilmektedir. Bu minvalde, Türkiye dış politikası ve askerî kapasitesiyle sahada ayağı yere daha sağlam bir ülke olarak ülke menfaatlerinin gerektirdiği her alanda etkili faaliyet gösterebilen bir ülke haline gelmiştir. Bu Türk dış politikasının hedefleri doğrultusunda entegre edilen Türk ekonomisi, ordusu, teknolojisi ve insan kaynağı sayesinde mümkün olmaktadır. Gelecekte bu entegrasyonun niteliği ve niceliğinin artarak devam etmesi halinde, Türkiye’nin sahip olduğu yüksek ulusal güç potansiyeline ulaşmasının önünde durabilecek bir engel mevcut değildir.