Türkiye ve Avrupa Birliği İlişkilerinde Arap Baharı’nın Etkisi

Arap Baharı, Türk dış politikasının Ortadoğu’da ciddi zorluklarla karşılaşmasına neden olmuştur. Birçok gözlemci Türkiye’nin bölgeye ilişkin takip etmekte olduğu ‘komşularla sıfır sorun’ odaklı dış politik yaklaşımının tıkanmış olduğunu ileri sürmekte ve bu bağlamda Türkiye’nin arzuları ile imkanları arasındaki uçuruma işaret etmektedir. Benzer bir şekilde Avrupa Birliği’nin de bölgeye ilişkin yaklaşımlarının istenen sonuçları vermediği sıklıkla paylaşılan bir gözlemdir. Bölgedeki liberal-demokratik dönüşümleri kuvvetlendirmek adına ortaya atılan AB projelerinin Arap Baharı karşısında iflas etmiş olduğu sıklıkla ifade edilmektedir. Gerek Avrupa-Akdeniz Ortaklık Süreci, gerek Yeni Komşuluk Politikası ve gerekse de Akdeniz için Birlik inisiyatiflerinin kapsamlı bir revizyona tabi tutulması gerektiği söylenmektedir.  
 
Bu arka plan çerçevesinde bakıldığında bu yazı, iki önemli aktörün, Türkiye ve Avrupa Birliği’nin, Ortadoğu’ya yönelik yaklaşımlarını Arap Baharı öncesi ve sonrası olmak üzere karşılaştırmalı bir şekilde tartışıp, bölgede ortaya çıkan gelişmelerin Türkiye’nin AB üyelik sürecini ne yönde etkilemekte olduğunu analiz ediyor. Arap Baharı sürecinde ortaya çıkan gelişmelerin bu iki aktörü birbirlerine daha fazla yakınlaştırıp yakınlaştırmayacağı üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir noktadır, zira bölgedeki gelişmelerin her ikisinin de güvenlik çıkarlarını olumsuz yönde etkilediği ve işbirliği yapmaları durumunda bu aktörlerin bu zorlukların üstesinden kolayca gelebileceği yüksek bir ihtimaldir.