Türkiye’nin 2024 Yılındaki Mağrip Politikası: Fırsatlar ve Sınamalar
Türk dış politikasının çok boyutlu ve çok taraflı yapısı, dinamik bir yılını geride bırakırken bu özelliklerinin Mağrip bölgesindeki yansımaları da dikkat çekmiştir. Bölge özelinde 2024 yılı, Avrasya ve Ortadoğu’ya kıyasla daha sakin bir seyir izlenerek uzun vadeli ve stratejik adımların atıldığı bir dönem olmuştur. Bu durumun ortaya çıkmasındaki temel faktör, bölgedeki denge unsurlarının kurumsallaşma yoluna girmesi ve mevcut fay hatlarını etkilemesi muhtemel adımların henüz olgunlaşma aşamasına ulaşmamış olmasıdır.
Bu bağlamda Türkiye’nin kurgulamak istediği bölgesel mimari, bölgedeki jeopolitik, ekonomik ve enerji dengelerini yakından ilgilendiren bir süreç olarak dikkat çekmektedir. Ayrıca Türkiye'nin bu ülkelerle ilişkilerini güçlendirme çabaları aynı zamanda güncel stratejik gereklilikler tarafından da şekillenmektedir.
Grafik 1 2024 Yılında Türkiye-Mağrip İlişkilerinin Boyutları
Diplomatik Girişimler
2024 yılında Türkiye, Kuzey Afrika ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirmek amacıyla çeşitli diplomatik girişimlerde bulunmuştur. Fas ile ilişkiler olumlu seyrini sürdürmüş “Türkiye-Fas Siyasi İstişareleri” 30 Nisan’da Ankara’da gerçekleştirilmiştir. 4 Mayıs’ta Banjul’da düzenlenen İslam Zirvesinde dışişleri bakanları bir araya gelirken aynı ay içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Fas’a resmi bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Haziran ayında Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın Fas ziyaretiyle ikili ilişkilerde yeni iş birliği alanları gündeme gelmiştir.
Cezayir ve Tunus ile ilişkiler de 2024’te olumlu bir atmosferde sürdürülmüştür. TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay, 12-14 Şubat 2024’te Cezayir’e bir ziyaret gerçekleştirerek üst düzey yetkililerle görüşmeler yapmıştır. Tunus ile ilişkiler kapsamında ise Türkiye-Tunus Ortaklık ve Yatırım Forumu, 4-25 Haziran 2024’te Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın Tunus ziyareti sırasında düzenlenmiştir. Tunus’un demokratik geçiş süreci ve ekonomik istikrarı, Türkiye’nin öncelikli gündem maddeleri arasında yer almıştır.
Libya ile ilişkiler, bölgesel istikrar ve ekonomik iş birliği çerçevesinde derinleşmiştir. 7 Şubat’ta Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Libya ziyareti, Trablus hükûmetine desteğin yeniden vurgulanması ve enerji iş birliğinin artırılması açısından önemli bir adım olmuştur. Doğu Libya ile ilişkiler de ivme kazanmış, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 24 Temmuz’da Bingazi’deki Türk Konsolosluğunun yeniden açılacağını duyurmuştur. Bu adımlar, Türkiye’nin Kuzey Afrika’da dengeli ve çok katmanlı bir dış politika stratejisi izlediğini ortaya koymuştur.
Güvenlik ve Askerî İlişkiler
2024 yılında Türkiye, Mağrip ülkeleriyle güvenlik ve askerî ilişkilerini derinleştirme ve kurumsallaştırma politikaları izlemiştir. Fas, Batı Sahra’daki bölgesel uyuşmazlıklar bağlamında Türkiye’den silah tedarik etmiş ayrıca 25 Nisan - 30 Mayıs tarihleri arasında İzmir’de düzenlenen Efes-2024 tatbikatına katılım göstermiştir. Bu iş birliği, Fas’ın askerî kapasitesini artırma hedefiyle desteklenmiştir.
Cezayir ile ilişkiler de benzer şekilde gelişmiş, 23-26 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilen “Tehlike Altındaki Yolcu Gemisine Yardım-2024” tatbikatı ortak başarıyla tamamlanmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri, Cezayirli muhataplarına arama-kurtarma eğitimi sağlamış ve 10 adet ANKA-S insansız hava aracı Cezayir’e ihraç edilmiştir. Tunus ile ilişkilerde de önemli ilerlemeler kaydedilmiş, 4-15 Kasım tarihleri arasında Phoenix-2024 tatbikatı ortaklaşa icra edilmiştir. Ayrıca Tunus ordusunun modernizasyonu kapsamında ANKA-S insansız hava araçları ve Kirpi zırhlı personel taşıyıcı gibi Türk savunma sanayi ürünlerine ilişkin görüşmeler gerçekleştirilmiştir.
Türkiye’nin Libya’daki askerî varlığı, 2024’te siyasi dengenin ve “göreceli istikrarın” teminatı olarak öne çıkmıştır. 28 Kasım’da Ankara’da düzenlenen “5+5 Ortak Askerî Komisyonu”nda Türkiye’nin denge unsuru rolü vurgulanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler’in, Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali al-Haddad ile yaptığı görüşmelerde, Türk ekipman ve teknik desteği takdir edilmiştir. Bakan Güler’in 13 Aralık 2024 tarihli açıklamasında, Libya’daki nihai çözümün Türkiye’nin katkılarıyla mümkün olduğu belirtilmiştir.
2024 yılı Türkiye’nin Mağrip ülkeleriyle güvenlik ve savunma iş birliğini derinleştirdiği bir yıl olarak öne çıkmıştır. Bu girişimler, bölgesel istikrar ve iş birliği açısından stratejik önem taşımaktadır.
Ticari ve Ekonomik İlişkiler
Türkiye’nin Afrika kıtasıyla ticari ilişkilerinin başlangıç noktası olan Mağrip bölgesi iktisadi açıdan stratejik önemini korumaya 2024’te de devam etmiştir.
Grafik 2: Aylara Göre Mağrip Ülkelerine Yapılan İhracat, Ocak – Ekim 2024, Bin Dolar ($)
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)
Grafik-2’de aylara göre Türkiye’nin Mağrip ülkelerine aylara göre ihracat rakamları gösterilmektedir. Türkiye’nin Fas ve Cezayir’e yönelik ihracatı, Tunus ve Cezayir’e oranla pozitif ayrışmış; Fas, bölgede Türkiye’nin birincil ticari ortağı olma konumunu muhafaza etmiştir.
Grafik 3: Türkiye’nin Afrika Ülkelerine İhracatı, Ocak – Ekim 2024, Yüzde (%)
Kaynak: TÜİK
Afrika kıtasında Türkiye’nin ticari ilişkilerinin geleneksel olarak en yoğun olduğu Mağrip bölgesi, 2024’te de mevcut konumunu korumuştur. Söz konusu dönemde Türkiye’nin ihracat sepetinde demir-çelik, makine ve ekipman, tekstil ile plastik ve türevi ürünler ön plana çıkmıştır.
Tablo 1: Türkiye’nin Mağrip Ülkeleriyle Dış Ticaretinde Öne Çıkan Sektörler, 2024
| İhracat | İthalat |
Fas | Demir-Çelik | Motorlu Taşıtlar |
Cezayir | Makine ve Ekipmanlar | Petrol ve Doğal Gaz |
Tunus | Demir-Çelik | Petrol ve Madeni Yağlar |
Libya | Tekstil | Demir-Çelik |
Kaynak: TÜİK
2024 yılı Türkiye ile Mağrip ülkeleri arasındaki ticari ilişkilerin korunduğu ve yeni iş birliği alanlarının geliştirildiği bir yıl olmuştur. Doğal gaz, LNG, madenler ve enerji alanlarında Fas ve Cezayir ile imzalanan mutabakat zaptları, ekonomik ilişkilerin derinleşmesine katkı sağlamıştır. Türk iş dünyası, Mağrip’teki dinamizmini sürdürmüş; iş forumları ve fuarlar sayesinde ticaret portföyü genişletilmiştir. Ayrıca Fas ve Tunus ile serbest ticaret mekanizmalarına yönelik sorunlar 2024’te karşılıklı ziyaretlerle çözüme kavuşturulmuş; bu mekanizmaların işlerlik kazanmasıyla ekonomik ilişkiler ivme kazanmıştır.
Sosyo-Kültürel İlişkiler
2024 yılı Türkiye’nin Mağrip’teki kültür ve sanat alanındaki faaliyetlerinin yoğunlaştığı bir yıl olarak kayıtlara geçmiştir. Bu dönemde Türkiye’nin sahadaki kültür-sanat etkinliklerini düzenleyen ve koordine eden kurumlar, Maarif Vakfı ve Yunus Emre Enstitüsüdür.
Maarif Vakfı çatısı altında, Türkiye’nin eğitim alanındaki cazibesini artırmak ve Mağrip bölgesindeki öğrencilerin Türkiye’de yükseköğrenimlerini devam ettirmeleri amacıyla Fas ve Cezayir’de öğrenci fuarları düzenlenmiştir. İlaveten yoğun çabalar sonucunda 9 Aralık 2024’te Cezayir Maarif Okulu açılmasına izin veren Cezayir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayımlanmıştır. Bu kararname ile Tunus’un ardından Mağrip’teki ikinci Maarif Okulunun 2025’te Cezayir’de faaliyete geçmesi beklenmektedir. İç savaşın devam ettiği Libya’da ise eğitim alanındaki bağların kuvvetlendirilmesi için 11 Haziran 2024’te Maarif Vakfı Başkan Vekili Ahmet Emre Bilgili, Libya Millî Birlik Hükûmeti Teknik ve Mesleki Eğitim Bakanı Yahlif Said el-Sifav’ı ziyaret etmiş ve olası iş birliği imkânları ele alınmıştır.
Yunus Emre Enstitüsü de ilgili dönemde birçok çalışmaya imza atmıştır. Fas özelinde Türkçe dersleri verilmeye devam edilmiş, Türk filmlerini Fas halkına tanıtmak amacıyla “Film Günleri” tertip edilmiş ve Türkiye-Fas arasındaki akademik ve sosyo-kültürel bağların geliştirilmesi için konferanslar düzenlenmiştir. Cezayir’de ise Türkiye ve Türkçeye olan ilginin artırılması için “Yaz Okulu” programı tanıtılmış ve 55. Uluslararası Cezayir Fuarı’nda Türkiye tanıtım sunumu gerçekleştirilmiştir. Tunus’ta tiyatro ve sergilerle Türkiye-Tunus ortak tarihi vurgulanmaya çalışılmış; Türkçeye erişimin artırılması için sadece dijital kütüphane değil aynı zamanda görme engelliler için Yunus Emre seçkisi hazırlanmıştır. Libya’da Kültür Bakanı Mabrouka Toghi ile görüşmeler gerçekleştirilmiş ve Yunus Emre Merkezlerinin sayısının artırılması amacıyla faaliyetler yürütülmüştür.
Fırsatlar ve Sınamalar
2024 yılında Mağrip bölgesi ve mücavir coğrafyalardaki gelişmeler Türk dış politikası açısından siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel meseleler açısından ilerleme kaydedilmesine zemin hazırlamıştır. 2024’te Türkiye’nin karşısına çıkan en önemli fırsatların başında, Fas ve Cezayir’in değişen Afrika politikaları ve bu politikalar doğrultusunda Türkiye’nin “Afrika Ortaklık Politikası”ndan elde edebileceği potansiyel kazanımlar gelmektedir.
Türkiye ile dostane ilişkiler içerisinde olan Fas, Moritanya’dan Kamerun’a uzanan geniş bir coğrafyada uluslararası taşımacılık ve telekomünikasyon gibi çeşitli alanlarda yeni girişimlere imza atmış ve özellikle Batı Afrika’nın temsilcisi olma niyetini açıkça göstermiştir. Benzer şekilde Türkiye’nin güçlü ilişkiler geliştirdiği bir diğer devlet olan Cezayir, Nijer’den Angola’ya uzanan kuzey-güney hattındaki ülkelerde madencilik ve fosil kaynaklar alanında stratejik ortaklıklar kurmuştur. Bu iki devletin attığı adımlar, Türkiye’nin Afrika’daki rolünü artırmasının yanı sıra sömürge mirası üzerinden kıta siyasetinde ağırlıkları bulunan Fransa ve Birleşik Krallık’ın nüfuzunu da törpülemiştir. Fas ve Cezayir ile kazan-kazan ilkesi temelinde geliştirilecek iş birlikleri ve stratejik ortaklıklar, Türkiye’nin kıtayla olan ilişkilerinin yapısal olarak gelişmesine büyük katkı sağlama potansiyeli taşımaktadır.
Bölgedeki bir diğer önemli gelişme ise Moritanya ve Sahel bölgesinde keşfedilen doğal gaz ve petrol rezervleridir. Hâlihazırda 88 milyar varil petrol rezervine sahip olan Afrika kıtasındaki potansiyelin neredeyse yarısını barındıran Cezayir ve Libya, Mağrip’in güneyindeki yeni keşiflerle stratejik önemlerini artırmışlardır. Hidrokarbon kaynakları açısından bu iki ülkeye kıyasla daha şanssız bir konumda olan Fas, 2024 yılında enerji alanında önemli adımlar atan bir aktör olarak öne çıkmıştır. Moritanya ve Sahel’deki doğal gazın Avrupa’ya taşınmasında bir köprü vazifesi üstlenmek isteyen Fas’ın bu stratejisi, Türkiye açısından hem büyük fırsatlar hem de bazı sınamalar barındırmaktadır.
Fırsat bağlamında başta TPAO ve BOTAŞ olmak üzere hidrokarbon arama ve sondaj faaliyetlerinde tecrübeli Türk kurumları ile altyapı taahhüt projelerinde başarılarıyla bilinen Türk müteahhitlik firmaları için Fas önemli bir potansiyel taşımaktadır. Ancak sınama açısından değerlendirildiğinde Mağrip’te bölgesel entegrasyonun önündeki en büyük engel olan Batı Sahara sorunu yeniden gündeme gelmektedir.
2024 yılında Fas, başta Fransa olmak üzere Avrupalı devletlerle yürüttüğü müzakerelerde, doğal gaz karşılığında Batı Sahara sorunundaki tezlerinin uluslararası arenada kabul görmesini şart koşmuştur. Bu durumun sahadaki yansımaları olarak Fransa, Almanya ve İngiltere’nin Batı Sahara’ya ilişkin pozisyonlarında Fas lehine bir değişim gözlemlenmiştir. Bu noktada Türkiye’nin Batı Sahara konusunda izlediği dengeli ve uluslararası hukuk temelli yaklaşım, taraflar arasında dengeyi korumayı hedeflerken bu meselenin 2025 yılında Türk dış politikası için öncelikli gündem maddelerinden biri olacağı öngörülmektedir.
Sonuç ve Değerlendirme
2024 yılı, Türkiye’nin Mağrip bölgesindeki diplomasi, güvenlik ve ekonomik alanlarda çok boyutlu bir strateji izlediği ve ilişkilerini derinleştirdiği bir yıl olmuştur. Diplomatik girişimler, Fas, Cezayir, Tunus ve Libya ile kurumsal bağların güçlendirilmesine katkı sağlamış; bölgesel istikrarın korunması ve enerji iş birliğinin artırılması yönünde önemli adımlar atılmıştır. Güvenlik alanında ise ortak tatbikatlar, savunma sanayi ürünlerinin ihracı ve askeri iş birliği, Türkiye’nin bölgedeki stratejik rolünü pekiştirmiştir. Ekonomik iş birliklerinde Fas ve Cezayir ile enerji, doğal gaz ve madenler alanındaki mutabakatlar ön plana çıkmış; ticaret portföyü genişletilerek serbest ticaret mekanizmalarındaki sorunlar çözüme kavuşturulmuştur. Türkiye’nin kazan-kazan ilkesine dayalı yaklaşımı, ekonomik ve diplomatik bağları güçlendirmiştir.
2025 yılına girerken Türkiye’nin Mağrip bölgesindeki kazanımlarını sürdürülebilir kılmak ve etkinliğini artırmak için stratejik bir vizyon benimsemesi hayati önem taşımaktadır. Bölgesel iş birliklerini kurumsallaştırmak, Türkiye’nin diplomatik ve ekonomik bağlarını daha güçlü bir zemine oturtacak ve bölgedeki istikrarın korunmasına katkı sağlayacaktır. Özellikle enerji güvenliği, altyapı projeleri ve ticari ilişkiler alanlarında Fas ve Cezayir ile geliştirilen iş birliklerinin derinleştirilmesi Türk dış politikası açısından 2025 yılının ana gündem maddeleri arasında yer alacaktır. Tunus ve Libya’da ekonomik ve siyasi istikrarı destekleyecek girişimlerin sürdürülmesi, sadece bölgenin kalkınmasını olumlu yönde etkilemekle kalmayacak aynı zamanda Türkiye’nin bölgedeki stratejik çıkarlarını da güçlendirecektir. Bunun yanı sıra Türkiye’nin Batı Sahara meselesi gibi bölgesel hassasiyetlerde dengeli ve hukuk temelli bir yaklaşımla meseleleri ele alması, Etiyopya-Somali uyuşmazlığında olduğu gibi Fas-Cezayir ilişkilerinin kolaylaştırılmasını da destekleyecektir. Ayrıca Mağrip siyasetindeki fırsatlar ve bölgenin ekonomik kalkınmaya ilişkin uzun soluklu vizyonu, Türkiye’nin bu bölgelerdeki varlığını kalıcı hâle getirme fırsatını sunmaktadır. Türkiye’nin, bölgedeki ekonomik çıkarlarını uluslararası ortaklıklarla birleştirerek etkin bir güç merkezi olma potansiyelini gerçekleştirmesi, 2025’in hem fırsatlarından hem de sınamalarından biri olacaktır.