Türkmen Gündemi: 2-8 Eylül 2019

Siyaset
Irak Parlamentosu’nda bulunan KDP Milletvekili Diyar Birvari 2 Eylül’de yaptığı açıkalamda Kerkük sorununun sadece Irak’ı ilgilendirmediğini, bunun bölgesel ve uluslararası bir sorun olduğunu ifade etti. Kerkük meselesinin siyasi bir mesele olduğunu niteleyen Birvari, Kerkük’ün tüm bileşenlerinin ortak rızası ile çözümün sağlanması gerektiğini belirtti. Birvari öte yandan Kerkük meselesini idare eden Bağdat ile Erbil’in yerel, bölgesel ve uluslararası tutumları da göz önünde bulundurarak hareket etmesi gerektiğini de ekledi. Birvari’nin Kerkük ile ilgili yaptığı bu açıklama son dönemde Kürt siyasi partilerinin Kerküklü Türkmen ve Araplarla yaptığı görüşmelerin bir yansıması olarak okunabilir. Fakat Kürt siyasilerinin Kerkük’ün çözümüne dair yol haritası olarak 140. maddenin uygulnamasını savunmaları Türkmen ve Araplardan gelen tepkilerin temel sebeplerindendir. Dolayısıyla Kerkük’ün tüm bileşenlerinin ortak rızasıyla samimi bir çözüm arayışı içine girilmek isteniyorsa, kentin asli unsurları Araplar ve Türkmenlerin çözüme dair görüşleri daha fazla dikkate alınmalıdır.

Irak Parlamentosu’nun eski Türkmen Milletvekili Casim Muhammed Cafer Bayatlı yaptığı açıklamada Kerkük’te yapılacak yerel seçimler hakkında endişelerini dile getirdi.. Seçimlerin yalnızca ‘gerçek Kerkük halkının’ katılımıyla gerçekleşmesi gerektiğini vurgulayan Bayatlı, Kerkük sınırları dışından getirilerek Kerkük halkı gibi gösterilen, Kerkük’ün demografik yapısını değiştirmeye yönelik kente yerleştirilen insanların yerel seçimlerde oy kullanabilme olasılığının seçimler konusunda endişe yarattığını ifade etti. 4 Eylül’de Almaalomah Haber Ajası’na bir başka açıklamada bulunan Bayatlı, 2020’de gerçekleşecek yerel seçimler için Kerkük’teki 100.000 seçmenin seçimlere katılmaması gerektiğini belirtti. Kerkük vilayeti dışından 100.000 seçmenin seçmen kayıtlarına eklendiğini ifade eden Bayatlı, söz konusu kişilerin gerçek Kerkük halkı olmadığını vurguladı. Kerkük’te vilayet ve ilçe seçimlerini ertelemek veya iptal etmek gibi bir eğilimin olmadığını belirten Bayatlı, Planlama Bakanlığı ve Erzak Kartı verileriyle Kerkük’teki seçim sorununun bir hafta içerisinde çözülebileceğini ifade etti. Bayatlı ayrıca Kerkük’ü bir Kürt vilayeti yapmak için Kürt siyasi güçlerinin kente çok sayıda Kürt vatandaşı getirdiklerini belirtti. Bayatlı’nın belirtmiş olduğu husus Türkmenlerin 2020 yerel seçimleri için merkezi hükümetten yerine getirmesini beklediği önemli hususlardan birini oluşturnaktadır. Zira 2017 öncesi Kerkük’ün demografik değişimi amaçlanarak farklı noktalardan Kerkük’e getirilen nüfus Irak Türkmen Cephesi Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşat Salihi’nin açıklamalarına göre 600.000’i bulmaktadır. Dolayısıyla gerçek Kerkük halkından ziyade söz konusu amaçla Kerkük’e yerleştirilen nüfusun oy kullanması Kerkük’ün geleceğini ciddi oranda etkileyecektir. Bunun olmaması ve seçimlerin adil bir şekilde gerçekleşmesi için Türkmenler merkezi hükümetten seçmen kütüklerini titizlikle incelenmesini talep etmektedir.

1 Nisan 2020’de gerçekleştirilecek yerel seçimler için hazırlıklarını başlatan Irak Türkmen Cephesi (ITC) Seçimlere Hazırlık Komisyonu 2 Eylül tarihinde ilk toplantısını düzenledi. ITC Enformasyon ve Eğitim Sorumlusu Ali Mehdi başkanlığında düzenlenen toplantıya ITC Seçim Daire Başkanı Ahmet Remzi, ITC Kerkük İl Başkanı Hişam Bayraktar ve diğer ITC kadrosundan yetkililer katıldı. Toplantıda görev dağılımına gidilerek bir komisyon oluşturulması ve bu komisyonun seçimlere dek faaliyetler düzenleyerek Türkmenlere seçimlerin önemini anlatmasının gerekliliğine vurgu yapıldı. Bazı bölgelerdeki Türkmen seçmenlerin seçmen kimliklerini almayarak oy kullanmaya gitmemesi Irak Türkmen Cephesi’nin çözümüne dair öncelik verdiği konuların başında gelmektedir. Nitekim hem ITC Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşat Salihi’nin hem de diğer Türkmen siyasilerin söylemlerine bakıldığında bu konunun sık sık gündeme getirildiğini, seçmenin sandığa gitmesinin Türkmenlerin geleceği için ne kadar önemli olduğunun vurgulandığını görmek mümkündür. Hiç kuşkusuz seçmeni sandığa gitmek için ikna etmeye çalışmak ITC’nin seçim çalışmalarında 1 Nisan 2020’ye kadar önemli bir yer edinecektir.

Eski Kerkük Valisi Necmettin Kerim yaptığı açıklamada tartışmalı bölgelerdeki IŞİD tehdidinin artış gösterdiğini, özellikle Kerkük’te istikrarın tekrar sağlanabilmesi için 2014 öncesi dönemde olduğu gibi kentin güvenliğinin Peşmerge tarafından sağlanması gerektiğini belirtti. IŞİD’in henüz Irak’ta hakimiyet sağlamadığı 2014 öncesi dönemde Kerkük’ün güvenliğinin içerde Peşmerge tugayları, kent dışında ise Irak ordusu tarafından sağlandığını belirten Necmettin Kerim, Kerkük’teki durumun iyileştirilmesi için bu güvenlik düzenine geri dönülmesi gerektiğini vurguladı. Kerim ayrıca Kerkük’teki Haşdi Şaabi varlığına da dikkat çekerek “Kerkük’te bir işi olmayan Şii militanlar gerçek yerlerine veya IŞİD ile mücadele için gerekli olan bölgelere dönmeliler” açıklamasında bulundu. IŞİD’in son dönemde Kerkük’te ne kadar etkili olduğunu vurgulamak isteyen Kerim Dakuk’un Zeynelabidin Köyü’nde gerçekleşen ve 6 Türkmen’in hayatını kaybettiği saldırıyı da örnek olarak gösterdi ve bunun yanı sıra IŞİD’in Diyala’da Hamrin dağlarında ve Havice’de tekrar güçlenmeye başladığını belirtti. Bağdat yönetiminin hakkında yakalama kararı çıkarttığı Necmettin Kerim bu açıklaması ile özellikle KDP eksenli Kürt siyasi partilerin Kerkük politikasını da önemli ölçüde ortaya koymaktadır. IKBY’nin önemli isimlerinden olan Kerim, peşmergenin dönüşü için IŞİD varlığı nedeniyle oluşan güvenlik istikrarsızlığını temel sebep olarak göstermektedir. Fakat Kerim’in yaptığı açıklamalar dikkatle okunduğunda Kerkük’ün istikrarını tehdit eden diğer terör örgütlerinin açıklamalarında bahsi geçmediği görülmektedir. Zira terör örgütü PKK’nın da Kerkük’ün ve bilhassa Türkmenlerin geleceğini tehdit ettiği açıktır. Terör örgütlerini eşit ölçüde Kerkük’e tehdit olarak görmemek samimi bir yaklaşım olmamaktadır. Dolayısıyla IŞİD tehdidinin bahane edilerek peşmergenin Kerkük’e geri dönmesi gerektiğini öne sürmek samimi bir çözüm arayışından ziyade çıkar odaklı bir söylem olarak değerlendirilmelidir.

Irak Türkmen Cephesi Siyasi Teşkilat Dairesi Başkanı olarak yeni görevine atanan Mardin Gökkaya’dan boşalan Türkmen Sivil Toplum Örgütü Başkanlığı görevine İstabrak Yazaroğlu getirildi. Yazaroğlu Kerkük’te düzenlenen devir teslim töreniyle görevi Mardin Gökkaya’dan devraldı.

Irak Türkmen Cephesi Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşat Salihi başkanlığında bir heyet 5 Eylül tarihinde Ulusal Hikmet Akımı Ammar el-Hekim ile Bağdat’taki ofisinde ziyaret etti.  el-Hekim görüşmede Kerkük’ün ‘Küçük Irak’ olarak nitelendirildiğini hatırlatarak “Kerkük’ün istikrarı Irak’ın istikrarıdır” ifadelerini kullandı.

Güvenlik
Kerkük’te bulunan Haşdi Şaabi’nin 16. Tugay’ına bağlı birlikler Kerkük’e bağlı Dakuk ilçesindeki Zeynelabidin köyüne kaydırıldı. Yapılan açıklamaya göre, son dönemde yapılan saldırılar göz önünde bulundurularak olası saldırıları engelleyebilmek için bölgedeki güvenlik önlemlerinin arttırıldığı bildirildi. Muharrem ayının başlaması ile birlikte özellikle Zeynelabidin Türbesi’ne Şii nüfusun yoğun olarak ziyarette bulunacağı, bu sebeple Zeynelabidin köyünde sağlanacak güvenliğin oldukça kritik olacağı beklenmektedir. Bu kapsamda hem Haşdi Şaabi birliklerine bağlı komutanlar hem de bölgedeki yerel siyasetçiler merkezi hükümete çağrıda bulunarak Dakuk’taki güvenlik önlemlerinin arttırılması ile mevcut güvenlik güçlerine ek birliklerin bölgeye gönderilmesini talep etmektedir.

Kerkük’ün üç farklı noktasında eş zamanlı olarak gerçekleştirilen bombalı saldırılarda bir kişi hayatını kaybetti, dokuz kişi yaralandı. Saldırılar Kerkük'ün Vahid Huzeyran, Kerkük-Bağdat Yolu üzerindeki Nur Camii ve Sanayi Lisesi yakınında düzenlendi. Saldırıda hayatını kaybeden kişinin Türkmen olduğu bildirildi. Kerkük’te eş zamanlı bombalı saldırıların düzenlenebiliyor oluşu, kırsal kesimlerde olan terör varlığı kadar olmasa da kent merkezi içerisinde de önemli ölçüde terör hücrelerinin varlığına işaret etmektedir. Düzenlenen son saldırılar da dahil olmak üzere kent merkezindeki bombalı saldırılar terör örgütü IŞİD ile ilişkilendirilmektedir. Fakat bu noktada faillerin bir başka terör örgütü de olabileceği de unutulmamalıdır. Zira 2017 sonrası terör örgütü PKK militanlarının sivil görünüm sergileyerek yerel halk içerisine karıştığı, hücre yapılanmaları şeklinde Türkmen nüfus başta olmak üzere Kerkük halkına tehdit unsuru oluşturduğu göz önüne alınmalıdır.