Uluslararası Hukuk ve Evrensel İnsan Hakları Bağlamında “Filistin Meselesi” Paneli
Bir devletleri olmaması hasebiyle uluslararası hukukun koruyucu hükümlerinden mahrum kalan Filistinliler, bu hakka kavuşmak için 1988 yılında Filistin devletinin kurulduğunu ilan etmişlerdir. Ancak o tarihten şimdiye kadar 137 ülke tarafından tanınsalar da, ABD’nin vetosu nedeniyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından üye ülke olarak kabul edilmemişlerdir. Dolayısıyla bu statü, İsrail’in uyguladığı hukuksuz politikaları; terörle mücadele, meşru müdafaa veya ulusal güvenlik kaygıları gibi gerekçelerle ilişkilendirerek sürdürmesini kolaylaştırmıştır.
Devlet olarak kabul edilme statüsünden bağımsız olarak, evrensel insan hakları gereği Filistin halkının maruz kaldığı bazı uygulamaların, bu hakların kullanılamaması sonucunu doğurduğundan, İsrail aleyhine bir yaptırım uygulanması gerekirken şimdiye kadar bu konuda da herhangi bir somut ilerleme sağlanamamıştır. Bu kapsamda İsrail’in kendisine yönelik hukuki yaptırımlar getirebilecek bazı uluslararası anlaşmaları kabul etmemesi veya bu anlaşmaların bazı maddelerine şerhler koyarak yaptırımlardan kaçındığı görülmüştür. Ancak Filistin’in Birleşmiş Milletler’deki statüsünün 2012 yılında “üye olmayan gözlemci devlet” statüsüne yükseltilmesiyle, o tarihe kadar istifade edemediği bazı ilave haklara kavuştuğu da muhakkaktır. Bu tarihten sonra gerek BM İnsan Hakları Konseyi (OHCHR) gerekse de Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) nezdinde yapılan soruşturmalar ve alınan bazı kararların, geçmişteki temayülden farklı olarak İsrail’in gelecekte de benzer bir politika sürdürmesini zorlaştırmaktadır.
Gelinen noktada Filistin devletinin ve Filistin halkının hem uluslararası hukuktan hem de evrensel insan hakları normlarından kaynaklanan haklarının, gerek Filistin devletinin kurumları ve sivil toplum kuruluşları gerekse de Filistin’i destekleyen tüm ülke ve kurumlar tarafından daha yakından takip edilmesi gerekmektedir. Kurulacak mekanizmalarla hak ihlallerinin uluslararası savunuculuk yapan kurum ve kuruluşlara; zamanında, kanıtlarıyla birlikte ve usulüne uygun olarak raporlanmasının sağlanması büyük önem arz etmektedir. Bu şekilde Filistinlilerin maruz kaldığı insan hakları ihlallerinin önlenmesi ve Filistin halkının da tüm diğer halklar gibi hak ettiği saygınlığa kavuşması mümkün hale gelecektir. Zira Filistin’i ve Filistin halkını savunmak sadece Filistinlilerin değil, hem tarihsel ve kültürel bağlar hem de dini öğreti gereği tüm insanlığın sorumluluğudur.
18 Şubat 2020, 14.00-16.00
Moderatör
Prof.Dr. Ahmet Uysal, ORSAM Başkanı
Panelistler
Prof.Dr. Berdal Aral, Medeniyet Üniversitesi
Prof.Dr. Ahmet Öztürk, İstanbul Üniversitesi
Prof.Dr. İrfan Kaya Ülger, Kocaeli Üniversitesi
Doç.Dr. Eldar Hasanoğlu, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi
Yer
İstanbul Üniversitesi
Rektörlük Doktora Salonu Beyazıt/Fatih-İSTANBUL