Analiz

Ürdün’de Darbe Girişimi: İç Dinamikler, Bölgesel Boyut ve Olası Senaryolar

3 Nisan 2021 Cumartesi günü Ürdün Genel Kurmay Başkanlığının açıklaması olarak ajanslara düşen bir haber uzun süredir beklenen depremin ilk sarsıntısı niteliğindeydi. Ülkenin resmî haber ajansı Petra, daha sonra düzenleyerek yeniden sitesinde yayımladığı haberde Ürdün Arap Ordusu Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Yusuf Ahmed Huneyti’nin adına bir açıklama yayımladı. Açıklamada krallığın bir önceki veliahdı Prens Hamza bin Hüseyn’in tutuklandığına ilişkin iddialar kesin bir dille yalanlanırken bir diğer önemli gelişmeye dikkat çekilmekteydi. Huneyti “Prens Hamza’dan ülkenin güvenliğini ve istikrarını tehlikeye düşürmek, sabık Kraliyet Divanı Başkanı Bessam İvazallah ve Şerif Hüseyin b. Zeyd başta olmak üzere bazı tutuklular hakkında yürütülen soruşturmayı sekteye uğratmak için kullanılabilecek fiil ve tavırlardan uzak durmasının talep edildiği” belirtildi. Açıklamada ayrıca soruşturmanın kanunlara saygılı bir biçimde titizlikle yürütüldüğü ve sonuçlarının bütün şeffaflığıyla kamuoyuyla paylaşılacağı belirtilirken, kanun ve ülkenin güvenliği söz konusu olduğunda hiçbir bireyin ayrıcalık sahibi olmadığı ifade edildi.

Açıklamanın kendisi ve içeriğinde sıra dışı olan birçok nokta mevcut. Her şeyden önce teamüllerin aksine Kraliyet ailesini ilgilendiren bir konuda Genel Kurmay Başkanlığının açıklama yapması, durumun olağanüstülüğünü gösteren en önemli husustur. Zira normal şartlarda Kraliyet ailesi üyelerinden birini ilgilendiren bir konuda Kraliyet Divanı ya da ilgili prensin ofisi tarafından açıklama yapılması beklenirken bunun yerine güvenlik güçleri ya da Genel Kurmayın beyanat vermesi oldukça sıra dışı bir durumdur. Yine, açıklamada eski Veliaht’ın hareketlerini sınırlandırması ve daha sonra ortaya çıkan detaylardan anlaşılacağı üzere tweet atmaması ve kimseyle görüşmemesinin talep edilmesi gibi durumların daha önce benzeri yaşanmamıştır. Elbette bu tür bir olayın kapalı kapılar ardında yaşanması muhtemel. Ancak ordu adına yayımlanan bir beyanda, bu noktaya özellikle dikkat çekilecek biçimde resmî bir açıklamada sarahaten ifade edilmesi benzeri yaşanmamış bir hadise. Zira ülkedeki hiyerarşide Genel Kurmay Başkanı, eski veliaht olan Prens’in altında yer alıyor. Dolayısıyla bu tür bir üslubun Prens Hamza’ya karşı kullanılması oldukça şaşırtıcıdır.

Genel Kurmayın beyanını anlamlı kılan iki husustan bahsedilebilir. İlk olarak bu açıklama, ülkede darbe söylentilerinin kulaktan kulağa yayıldığı bir ortamda ordunun Kral 2. Abdullah’a desteği niteliğindedir. Diğer yandan Genel Kurmay açıklaması, Prens Hamza’ya ve darbe hazırlığı içerisinde olduğu düşünülen iç ve dış mihraklara da uyarı olarak nitelendirilmektedir. Özellikle soruşturmanın devam ettiği ve kamu güvenliği söz konusu olduğunda kimsenin ayrıcalıklı olmadığının belirtilmesi, darbe girişiminde rolü olan ya da darbeye destek olma niyeti taşıyan hanedan mensuplarını ikaz amacını taşıyor.

Öte yandan, olayın öncesinde tutuklanan eski Krallık Divanı Başkanı (Kraliyet Genel Sekreteri) Bessam İvazallah ve Şerif Hüseyin b. Zeyd isimli şahsın tutukluluk hâlleri devam ediyor. Bunlar dışında tutuklu başka isimlerin olduğu bilgisi açıklamada yer almasına rağmen söz konusu tutukluların isimleri hakkında herhangi bir bilgiye yer verilmedi.

Cumartesi gecesi yayılan darbe girişimi iddialarının ardından, koronavirüs (Covid-19) salgını kapsamında daha önce uygulamaya konan sokağa çıkma yasağına ek olarak başka önlemler de alındı. Olay yerinden paylaşılan görüntülerde başkent Amman’da ve diğer önemli şehirlerde güvenlik güçleri çeşitli denetim noktaları kurarken ordu da söz konusu denetimlerde rol aldı. Ancak olaysız geçen gecenin ardından pazar sabahı itibarıyla askerlerin kışlalarına döndüğü ve hayatın normal seyrinde ilerlediği görüldü.

Öte yandan el-Cezire televizyonuna bağlanan Ürdün Parlamentosu Milletvekili ve kanaat önderi Ömer Ayaise durumun kontrol altında olduğu ve olağanüstü herhangi bir durumun bulunmadığını ve meselenin kapanmış sayılması gerektiğini söyledi. Elbette bu açıklama vakıayı yansıtmaktan ziyade parlamento da dâhil olmak üzere mevcut yönetim unsurları aleyhine gerçekleşebilecek her türlü girişime karşı bir ön alma ve söylemi kontrol etme girişimi olarak kayıtlara geçti. Zira zaten zor günler geçiren ülkenin en son ihtiyacı olan şey bir askerî darbe söylentisiyle durumun daha da kaotik bir hâl almasıydı. Özellikle de ülkenin bütün kesimleri tarafından dört gözle beklenen ve ekonomiye nefes aldırması umulan turizm sezonunun başlarken bitmesine sebep olacak bu tür bir güvenlik krizinin ivedilikle ortadan kaldırılması önem arz ediyor.