Yemen’de Yaşanan Su Yokluğu ve İç Savaşa Etkisi

Dr. Tuğba Evrim Maden, Araştırmacı, ORSAM Su Programı, temaden@gmail.com
Gerek çevresel güvenlik literatüründe, gerekse yakın zamanda yayımlanan Dünya Ekonomik Forumu’nun yayımladığı 10. Küresel Risk raporunda da belirtildiği gibi su kaynaklarının azalması ve bozulması gerek topluluklar arasında ülke içinde gerekse ülkeler arasında çatışmalara ve huzursuzluklara neden olacaktır.  Emsal durumlara gerek Ortadoğu’da ülkelerin dış politikasında su kaynaklarının aldığı rolde, gerek Arap baharı sürecide kıtlığın tetikleyici rolü ile şahit olduk. En son olarak son 10 yıldır yaşadığı su kıtlığı ile Yemen örneği ile karşı karşıya durumdayız.

İç savaş yaşayan ve bölünme tehlikesiyle karşı karşıya olan Yemen’de su yokluğu da bu sürecin oluşumunda katkısıyla birlikte önemli bir sorundur. Ülkede gün geçtikçe artan su yokluğu ülkenin sosyal, ekonomik ve politik istikrarsızlığını daha da tetiklemiştir.

2009 tarihli Carnegie Endowment for International Peace raporuna göre Sana dünyada su ikmali sağlayamayan ilk başkent olarak kayıtlara geçmiştir. Sana’da şebekeden 9 günde 1 gün su verilebilmektedir. Yemen aslında çevresinde yer alan Körfez ülkelerine göre su potansiyeli açısından şanslı bir ülkeydi. Fakat nüfus artışı, kontrolsüzce kaçak kuyuların açılması, yolsuzluk, suyun israf edilmesi ve en önemlisi su kaynakları yönetimi yokluğu günümüzde yaşanan su sorununun temellerini oluşturmuştur.  İklim değişiminin de yağış rejimleri üzerindeki olumsuz etkisi inkar edilemez fakat Yemen’de yaşanan su sorunu hidrolojik olmaktan ziyade yönetim kaynaklı bir sorundur. Yarı kurak - kurak iklim kuşağında yer alan Yemen’de yağışlar muson tropik bölgeler arası kavuşma ve Kızıldeniz kavuşma zonlarına bağlı olarak Mart – Eylül ayları arasında gerçekleşmektedir. FAO rakamlarına göre Yemen’de yıllık ortalama yağış değeri 167 mm’dir. Dağlık bölgelerde yağış miktarı 600-800 mm arasında değişmektedir. Komşu bölgelerle kıyaslanınca bir şans olarak gözüken bu miktar yağmur sularının etkin değerlendirilmesi ile su bütçesine büyük katkıda bulunabilir. Dünya Bankası rakamlarına göre 1980’li yıllarda Yemen’de kişi başına düşen yenilenebilir su miktarı yılda 245 mm’dir. Şu anda Yemen’de kişi başına düşen yenilenebilir su miktarı yılda 86 metreküptür,  bu rakam Yemen’de mutlak su kıtlığı olduğunu ifade etmektedir. Yemen su ihtiyacını sadece yenilenebilir su kaynaklarından sağlamamaktadır ayrıca derin kuyular açarak yenilenemeyen su kaynaklarını yoğun bir biçimde kullanmaktadır. Arab Environment: Future Challenges raporuna göre Yemen’de yüzey sularının miktarı 2250 milyon metreküptür, yeraltısuyu beslenimi 1400 milyon metreküptür, yeraltısuyu kullanımı ise 2200 milyon metreküptür. Bu hesaba göre yeraltısularında her yıl en az 800 milyon metreküp bütçe açığı oluşmaktadır. Geleneksel olmayan su kaynakları ile yılda 9 milyon metreküp su desalinasyondan, 52 milyon metreküp su ise drenajdan dönen ve atık suların arıtılması ile elde edilmektedir. Yoğun kullanım nedeniyle yüzey sularında gözle görülür bir sığlaşma yaşanırken, yer altı sularında durum daha vahim bir almıştır. 1970’lerde su tablası 30 metre iken, günümüzde bu rakam 1200 metrenin üzerindedir.

Su temini ülkede etnik çatışmaların bir nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır.  Özellikle göçebe gruplar arasında bir sorun olan su meselesi, Kuzey vilayeti Al-Jawf’ta 30 yıldır iki grup arasında bir kan davası haline gelmiştir.

Suyun yüzde 90’ı Ortadoğu’nun genelinde de gözlendiği gibi tarımda kullanılmaktadır. suyun etkin olarak kullanılmadığı Yemen’de tarımda kullanılan suyun yüzde %50’si “khat” üretiminde kullanılmaktadır. Nüfusun yarısından fazlasının açlık çektiği ülke su kaynaklarının yüzde 45’i gıda olarak tüketilmeyen narkotik bir otun üretimi için heba edilmektedir. Ayrıca, sanitasyon olmaması su kaynaklı hastalıkların yayılmasına ve ölümlere neden olmaktadır.

Çözüm Çabaları

Yemen’de yaşanan su krizine ilişkin olarak Dünya Bankası, GİZ, UNDP, JICA gibi örgütler ve özel sektör çeşitli projeler ile çözüm yaratmaya çalışmış fakat istenilen sonuca ulaşılamamıştır.
Öncelikle, iç savaşın yaşandığı ülkede politik istikrar ve devamında su yönetimine ilişkin kurumların inşa edilmesi gerekmektedir. Su yönetimi ve kullanımının bu kurumun kontrolü altında gerçekleşmesi gerekmektedir.

Yağışların gerçekleştiği dönemlerde yağmur hasadı yapılabilmesi için gerekli mekanizmların kurulması gerekmektedir.

Yeraltısularının kullanımının denetlenmesi ve açılan kuyuların kontrol altına alınması gerekmektedir. Fakat bürokratlar tarafından hala daha derin kuyuların açılması, su sorununun çözümü için en pratik yol olarak sunulmaktadır. Ayrıca, ülkede kullanılan yeraltısuyu %99 oranında kaçak kuyulardan elde edilmektedir.

Khat üretiminin azaltılması da önemli bir konudur. Ama kırsal kesimde çiftçilerin geçim kaynağı khat üretimidir. Ayrıca, khat üretimi aşiret liderleri, politikacılar ve askerler tarafından yönetilmektedir. 1970 ve 2000 yılları arasında Khat üretimi 8000 hektardan – 103 bin hektara ulaşmıştır.

Su kaçağına neden olan su dağıtım şebekesinin tamir edilmesi ve yenilenmesi gerekmektedir.

Suyun en yoğun harcandığı tarım sektöründe, modern sulama tekniklerinin kullanılması sağlanmalıdır. Keza gelişmiş sulama sistemleri sadece sulanan alanların yüzde 4’ünde kullanılmaktadır.

Atık suyun tekrar arıtılıp kullanılması teşvik edilmelidir.

Akifer beslenmesi alternatif bir çözüm olarak sunulmalıdır.

Desalinasyon kapasitesi arttırılması ancak Yemen'in fakir bir ülke olması nedeniyle dışarıdan sağlanacak bir destek ile uygulanabilir.