Panel

ABD Seçimleri Sonrası İsrail-Filistin Meselesini Bekleyen Riskler ve Fırsatlar

Amerika Birleşik Devletlerinin, mevcut tek kutuplu dünya sistemindeki başat rolü nedeniyle, dünyanın farklı yerlerindeki anlaşmazlıklarda olduğu gibi Filistin/İsrail sorununun çözümlenmesinde de inisiyatif alarak girişimlerde bulunduğu bilinmektedir. Bu kapsamda İsrail’in bazı Arap devletleriyle yaptığı barış anlaşmalarında olduğu gibi, İsrail ve Filistin yönetimleri arasında da muhtelif arabuluculuk rolleri vakidir. İki taraf arasında imza edilen Oslo Anlaşmaları, bu inisiyatiflerin en somut örneğidir.

ABD’nin bu meselenin çözümlenmesine yönelik çabalarında çoğunlukla İsrail yanlısı olduğu bilinmekle beraber, Trump’ın başkan olduğu 2017 yılına kadar geleneksel olarak tarafsız kalmaya çalıştığı ve Birleşmiş Milletler’in desteklediği iki devletli çözüm önerisini desteklediği söylenebilir. Ancak bu tarihten sonra bizzat ABD başkanı Trump ve çevresindeki dar bir Yahudi bürokratik kadronun söylem ve eylemleri bu süreci tersine çevirmiştir. Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak kabul edilmesi, ABD büyükelçiliğinin Tel Aviv’den Kudüs’e taşınması, Washington’daki Filistin temsilciliğinin kapatılması, ABD’nin Ramallah’taki temsilciliğinin kapatılması, Filistin yönetimine sağlanan fonların kesilmesi, UNRWA’ya ödenen yardımların kesilmesi, Filistin yönetiminin uluslararası kuruluşlardaki temsilinin engellenmesi ve son olarak da ilan edilen sözde yüzyılın anlaşması, Trump yönetiminin meseleyi tamamen İsrail’in istek ve çıkarlarına göre çözme gayreti olarak algılanmıştır.

Henüz kesinleşmese de, 3 Kasım’daki ABD başkanlık seçimleri sonrası yeni bir başkanın koltuğa oturacak olması ihtimali, pek çok konuda olduğu gibi İsrail-Filistin sorununun çözümlenmesinde de bir değişiklik olup olmayacağına dair merakı tetiklemiştir. Zira, Trump yönetiminin aksine daha esnek bir süreç yürütmesi beklenen Biden yönetiminin de İsrail yanlısı olacağı beklenmekle birlikte, Filistinlileri tamamen yok sayan bir tutum içerisinde olmayacağı öngörülmektedir. Önceki yönetim tarafından alınan bazı kararlardan geriye dönüş mümkün olmasa da, en azından Filistin yönetiminin varlığını kabul edip, görüşlerinin dikkate alınacağı bir döneme girilmesi kuvvetle muhtemeldir.

Dolayısıyla etkinliğin temel gayesi, İsrail-Filistin meselesinin çözümlenmesine yönelik devam eden sürecte muhtemel yeni ABD yönetiminin ne gibi fırsatlar ve riskler sunacağının ortaya çıkarılması olacaktır. Bu kapsamda, Trump yönetiminin mevcut politikaları ortaya konularak, muhtemelen 2021 başında görevi devralacak Biden yönetiminin; başta sözde yüzyılın planı, İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak planı ve çözüm sürecini İsrail lehine çevirebilmek için başlatılan İsrail ile Arap devletleri arasındaki normalleşme anlaşmalarını nasıl ele alacağı, bu girişimleri sürdürüp sürdürmeyeceği tartışılacak ve yeni döneme ait beklenti ve öngörüler ortaya konulacaktır. 

Tarih
17 Kasım 2020, Salı 20.00-22:00

Moderatör
Haydar Oruç, Levant Uzmanı, ORSAM

Konuşmacılar
Özden Zeynep Oktav, Prof. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi
Mehmet Şahin, Prof. Dr., Polis Akademisi
Bora Bayraktar, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Kültür Üniversitesi
Gökhan Bozbaş, Dr. Öğr. Üyesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi

Platform
ORSAM Zoom sayfası ve Youtube kanalı

Panel dili Türkçe’dir.