Barzani'nin Suriye Çıkmazı
Selen Tonkuş, ORSAM Ortadoğu Uzman Yardımcısı
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani geçtiğimiz Pazar günü Duhok’un 15 km güneyinde bulunan Domiz mülteci kampındaki Suriyeli Kürt mültecileri ziyaret etti. Yaptığı açıklamada milli kimlikleri ve hakları göz ardı edilen Suriyeli Kürtlerin geleceğinin garantiye alınması ve “Kürt yurdunun organize edilmesi”nin önemine değinen Barzani, IKBY’nin bu yönde gösterdiği çabaya değindi ve kendi arabuluculuğu vasıtasıyla PKK’nın Suriye’deki siyasi kolu PYD ile Kürt Ulusal Konseyi’ni uzlaştıran Erbil Anlaşması’nı önemli bir kilometre taşı olarak niteledi. Bu ziyaret ve verdiği mesajlardan da anlaşılacağı üzere Mesud Barzani gerek bölgesel gerek Irak siyasetinde karşılaştığı baskılara aldırmaksızın Suriyeli politikasından geri adım atmamakta kararlı görünüyor. Bunun duruşun altındaki nedenleri anlamak için IKBY’de Suriye meselesine yönelik genel tutuma değinmek faydalı olabilir.
Öncelikle Irak Kürtleri Suriye’de olanları kendi deneyimlerinden yola çıkarak okuyorlar. Bilindiği gibi Irak’ın kuzeyindeki Kürt bölgesinin oluşumuna giden süreç de, önce bir halk ayaklanması olarak başlamış, daha sonra bugünkü iktidar partileri tarafından sahiplenilmiş ve siyasi bir mücadeleye dönüşmüştü. Dolayısıyla IKBY’de Esad sonrası Suriye’de Irak’takine benzer bir yapının oluşmasına yani Suriye’nin kuzeyinde özerk bir Kürt bölgesi kurulmasına kesin gözüyle bakılıyor. Yine kendi deneyimlerinden ötürü Suriye Kürtlerinin kendi örneklerini takip etmemeleri yani kendi içlerinde mücadeleye girişmemelerini istiyorlar.
Dışarıdan bakıldığında ise Suriye Kürtleri ile Irak Kürtleri arasında aynı siyasal yapıya sahip olmalarını pek de mümkün kılmayan birçok fark olduğu görülüyor. Bunların en başında Suriye’deki Kürt nüfusun Irak’ın aksine bütüncül bir coğrafyada değil, dağınık halde bulunması geliyor. Ancak bu durum IKBY’de bir engel olarak görülmüyor. Buna gerekçe olarak da bundan 20 yıl önce kendi bölgeleri için de gerekli siyasi tecrübe, maddi kaynak ve askeri güç olmadığı gerekçesiyle kendi kendini yönetemeyeceğine ilişkin yapılan değerlendirmelerin bugün aksinin ispatlanması gösteriliyor. Dolayısıyla IKBY’de olaya toprak temelli bakılarak bir kez Şam yönetimi Kürtlere özel bir bölge verdiği takdirde, zor ve çatışmalı bir süreç de gerektirse zaman içinde gerekli şartların ve desteklerin sağlanabileceğine inanılıyor. Barzani’nin 12 Temmuz’da aracılık ettiği ‘Suriyeli Kürtlere bir bölge oluşturulması’ maddesini içeren Erbil Anlaşması da IKBY’nin bu yöndeki anlayış ve iradesini açıkça ortaya koyuyor.
Suriye’nin kuzeyinde bir özerk Kürt yönetimi oluşmasına verdiği destek bölgesel anlamda Kürt milliyetçiliğine olduğu kadar, IKBY’nin kendi yaşamsal çıkarları açısından da birçok avantaj sunmasından kaynaklanıyor. Öncelikle Suriye’nin kuzeyinde oluşacak bir Kürt bölgesi IKBY için gücünü ve etkisini pekiştirmesi ve konumunu Bağdat’a nezdinde güçlendirmesi için eşsiz bir fırsat olarak görülüyor. Ayrıca IKBY’nin batısında oluşacak böyle bir yapı hem siyasi hem ekonomik anlamda Batı’ya açılmak için ihtiyaç duyulan kapının Türkiye’nin tekelinden çıkması anlamına geliyor. Yine birçok malın ithal edildiği Çin ile olan ticaretlerinin geçiş yolunun Suriye olması nedeniyle ekonomi bu anlamda Suriye’ye de ihtiyaç duymayacak. Suriye’deki petrol yataklarına sahip şehirlerin Kürt bölgesinde yer alacak olması ve yine aynı bölgenin tarımsal üretim açısından zenginliği de ekonomik faydalar olarak hesaba katılıyor. Dolayısıyla IKBY için her anlamda siyasi ve ekonomik anlamda daha çok bağımsızlık anlamına geliyor.
Bu nedenlerle Suriye krizine ilk aşamasından beri IKBY’nin gündeminde bir iç politika meselesi kadar geniş yer veriliyor. Suriye’de Kürtlerin kendilerini yönetecekleri bir bölgenin elde edilmesi için de Irak Kürtlerinin gözünde en aktif ve örgütlü çalışan Kürt partisi olarak PYD ön plana çıkıyor. Bu nedenle PYD Irak Kürtlerinin çoğunluğundan destek görüyor. Dolayısıyla Barzani’nin ilk etapta sadece Kürt Ulusal Konseyi’nin oluşturan sayıları 16’yı bulan partilere verdiği desteğin PYD’ye uzanmasının altında yatan nedenler yukarda değinilen stratejik hedeflerin yanı sıra PYD’nin Irak Kürtlerinden gördüğü destekten de kaynaklanıyor.
Irak Kürtlerinin genelince paylaşılan bu düşüncelere rağmen Barzani’nin Suriye politikası yoğun eleştirilerle karşılaşıyor. KDP’nin stratejik ortağı KYB, Barzani’yi kendisine danışmadan tek taraflı adım atmakla suçlarken, muhalefet partileri ise PYD ile olan işbirliği ile Türkiye’nin ve genel olarak Esad karşıtlığı ile de İran’ın IKBY’ye cephe alacağı riskini gündeme getiriyor. Dolayısıyla başından beri krizi stratejik bir fırsata çevirmeye çalışan Barzani, Kürt halkı, IKBY siyasi partileri ve bölgesel güçlerin çelişen talepleri arasında sıkışmış görünüyor. Bu durumda Barzani’nin Suriye’deki girişimlerinden vazgeçmediğine göre iç ve dış siyasi aktörlere karşı da zorlu bir denge politikası yürütmesi bekleniyor.