Irak’ta Türkmen Hakları Yasası ve Türkmenlerin Geleceği

2003 sonrası Irak siyasetinde hak ettiği yeri bulamayan Türkmenler, Irak’taki siyasi kamplaşma ve kutuplaşmanın yanı sıra fırsat eşitsizliği, siyasal baskı, şiddet ve terör gibi yaşanan bütün olumsuzluklardan doğrudan etkilenen taraf olmuştur. Türkmenler hem nüfus yapıları hem de yaşadıkları coğrafya itibariyle etnik, dini, coğrafi, idari, siyasi ve ekonomik çatışma dinamiklerinin içerisinde yer almak zorunda bırakılmıştır. Türkmenler dini yapıları nedeniyle mezhep çatışmasının hedefi ve aracı haline getirilmeye çalışılırken, Türkmen kimliği de zayıflatılmak istenmiştir. Böylece Türkmenler, 2003 sonrası etnik ve dini temeller üzerinde kurulan Irak siyasetinde etkili bir aktör olarak ortaya çıkamamıştır. Irak Türkmen Cephesi’nin haricinde neredeyse hiçbir siyasi parti ve oluşum Irak parlamentosunda Türkmenler adına temsiliyet kazanamazken, Türkmenler büyük kamplaşma ve gruplaşmaların içerisinde hareket ederek, Türkmen kimliğini ortaya koymaya çalışmıştır. Ancak Irak siyasetindeki keskin ayrışma Türkmen siyasetçilerin büyük siyasi kitleler içerisinde Türkmen kimliği altında siyaset yapmasına imkan vermemiştir. Bununla birlikte büyük siyasi kitleler içerisinde yer alan Türkmen siyasetçilerin siyasi kitleleri etkilemedeki gücü sınırlı olmuş ve Türkmen siyasetçiler Türkmen meselelerini gündeme taşımakta yeterli derecede etkinlik gösterememiştir. Böylece Türkmenlerin Irak’ta yaşadıkları sorunlar azalmak yerine giderek artmıştır. Türkmenler yaşadıkları sorunlara çözüm bulmak amacıyla yaşadıkları bölgelerdeki yerel yönetimler üzerinden hareket etmekle birlikte Irak genel siyaseti içerisinde çözüm bulma konusunda çok fazla ilerleme kaydedememiştir. Nitekim Türkmenler 2003’ten sonra ilk kez 2012’de Irak’ta Türkmenlere yönelik olarak bir yasa tasarısı üzerinde çalışma yapmış ve Irak Parlamentosu’nun gündemine taşımıştır. Irak Türkmen Cephesi’nin öncülüğünde yapılan çalışmalar sonucu 21 Nisan 2012’de Irak Parlamentosu’nda Irak tarihi boyunca ilk kez Türkmenlere özel bir oturum düzenlenmiş ve Türkmenlerin sorunları, sıkıntıları ve talepleri dile getirilmiştir. Irak Parlamentosu’nun Türkmen özel oturumunda ele alınan konular ve öneriler raporlaştırılmıştır.(1) Bu raporun Irak Parlamentosu’nda kabul edilmesinin ardından Türkmen haklarının yasa çalışmaları başlamıştır. “Türkmen Haklarını Düzenleme Yasası” olarak adlandırılan bu yasanın temel dayanağı, 26 Temmuz 2012 tarihinde Irak Parlamentosu’nda Türkmenler ilişkin olarak kanun hükmünde sayılan rapor olmuştur. İçeriğinde siyasi, idari, kültürel ve eğitim alanlarında Türkmenlere ayrıcalık sağlayan maddeler yer alan 18 maddeden oluşan “Türkmen Haklarını Düzenleme Yasası”(2) olarak adlandırılan bu yasa taslağı, yaklaşık bir yıl süren çalışmalar sonunda hazırlanmış ve 1 Kasım 2014 tarihinde de Irak Parlamentosu gündemine taşınmıştır.(3) Irak Parlamentosu’nda bir yasanın kabul edilebilmesi için önce gündeme alınmasından sonra birinci okumasının yapılması, birinci okumanın ardından gerekli tadilatların yapılarak ikinci okumaya sunulması ve en sonunda da yasanın oylanması yapılmaktadır. Ancak Irak Parlamentosu’nda yapılan oturumda yasanın gündeme alınabilmesi için gerekli oy çoğunluğu (yüzde 50 artı 1) sağlanamamış, 92 evet, 96 hayır, 11 çekimser oyla yasanın gündeme alınması kabul edilmemiştir. Böylece yasanın daha ilk okuması bile yapılmadan gündemden bir sonraki yasama dönemine kadar kaldırılmıştır. Yasanın bir dahaki yasama döneminde tekrar gündeme getirilmesi mümkündür.

 

Yasanın gündeme alınmaması Türkmenlerde hayal kırıklığı yaratmış olsa da bir sonraki dönemde tekrar gündeme getirilme imkanının olması önemlidir. Bu süreçte Türkmen siyasetçilerin Türkmen yasasının tekrar gündeme getirilmesi için yoğun kulis çalışmaları yapması önemli olacaktır. Ancak yasanın içeriği itibariyle düşünüldüğünde, Irak Anayasası’nda tanınan haklarla benzeşen çok yönünün olması, yasanın büyük bir kayıp olmadığını da göstermektedir. Burada Türkmenler açısından bu yasanın ötesinde çok daha büyük sorunlar olduğunu söylemek mümkündür. IŞİD’in 2014 Haziran’ında Musul’u ele geçirmesiyle başlayan ve halen devam eden süreçte özellikle Türkmenlerin ve Türkmenlerin yaşadığı bölgelerin güvenliğinin, Türkmenler açısından birincil önemde olduğu görülmektedir. Zira Irak’ın kuzeyinde IŞİD’in etkinlik alanlarına bakıldığında çatışma dinamiklerinin Türkmenlerin yaşadığı coğrafyada seyrettiği ve doğrudan IŞİD’in Türkmenlerin hedef haline getirdiği görülmektedir. Nitekim Telafer, Musul, Kerkük ve çevresi, Tuzhurmatu ve köyleri, Amirli, Karatepe doğrudan IŞİD’in hedefi olmuş ve olmaya devam etmektedir. IŞİD nedeniyle 300-350 bin arasında Türkmen’in yerlerinde göç ettiği söylenmektedir. IŞİD’in Telafer ve Musul’u ele geçirmesiyle buradan göç eden Türkmenler dağınık bir biçimde göç etmek zorunda kalmıştır. Ayrıca özellikle Tuzhurmatu ve Amirli çevresindeki Yengice, Bastamlı, Çardaklı, Biravcılı, Karanaz gibi Türkmen köylerini basan IŞİD’in buraları ele geçirmesi nedeniyle de buradaki Türkmen nüfus da göç etmek durumunda kalmış ve böylece Irak’taki Türkmen coğrafyası değişmiştir. Bu noktada Türkmenler açısından öncelikli durumun Türkmen coğrafyansın korunması olarak karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte mevcut durumda IŞİD tehdidi altında olan ve çatışma riski taşıyan Türkmen bölgelerinin de korunması birincil derecede önemlidir. Bilindiği gibi Türkmenlerin kendi silahlı bir gücü olmadığı gibi, Türkmenlerin korunması konusunda Irak merkezi hükümeti yeterli desteği sağlayamamaktadır. Nitekim Irak’ın kuzeyindeki çatışma hattı halen Türkmenlerin yaşadığı Kerkük’ün çevresindeki Tavuk (Dakuk), Tazehurmatu ve Kerkük-Tikrit yolu üzerindedir. IŞİD’in bu noktaları aşması ve Kerkük’e girmesi durumunda Türkmenlerin korunması oldukça zor olacaktır. Bununla birlikte Kerkük’e göç eden Türkmen mültecilerin sayısı da oldukça fazladır. Kerkük’e bir saldırı olması durumunda Kerkük’e göç eden Türkmenler de yeniden hedef olacaktır. Bu nedenle Türkmenlerin güvenliğinin sağlanmadan Türkmenlere tanınacak siyasal, sosyal, ekonomik vb. bir takım hakların fayda getirmeyeceği, öncelikli meselenin Türkmenlerin güvenliğinin sağlanmasının olduğu düşünülmektedir. Aksi takdirde Türkmen coğrafyasının kalmadığı, Türkmen kimliğinin yok olduğu bir ülkede Türkmenler için sağlanacak hakların da bir faydası olmayacaktır.

 

(1) Rapor için bkz.

http://www.orsam.org.tr/tr/trUploads/Yazilar/Dosyalar/201283_

TÜRKMEN KARAR METNİ.pdf

(2) Yasa taslağının tam metni için bkz. http://www.orsam.org.tr/tr/trUploads/Yazilar/Dosyalar/20131023_ekyasa.pdf

(3) Yasanın içerik olarak incelendiği detaylı analiz için bkz. Bilgay Duman, “Irak’ta Türkmenlerin Statü Arayışı: Türkmen Haklarını Düzenleme Yasası”, http://www.orsam.org.tr/tr/OrtadoguTurkmenleri/yazigoster.aspx?ID=147,