KEİ İstanbul Zirvesi: 26 Haziran 2012

Hasan Kanbolat ORSAM Başkanı
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ), 20. yıldönümü 26 Haziran’da İstanbul’da devlet-hükümet başkanları zirvesi ile kutlayacak. 26 Haziran sabahı Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi’nde, KEİ Dışişleri Bakanları Konseyi Özel Oturumu ve KEİ Parlamenter Asamblesi Grup Başkanları Toplantısı, KEİ Akademisyenler Forumu, KEİ Ekonomi Forumu, KEİ STK Forumu ile zirve başlayacak. Öğleden sonra KEİ Devlet/Hükümet Başkanları Zirvesi’nin açılışı olacak.
 
Karadeniz, antik çağlarda Akdeniz’den sonra ikinci önemli merkez olmuştur. M.Ö. 10. yüzyılda Ege insanı hiç tanımadığı bu denize açılmış, altın ve demir madenleri işletmiş, Karadeniz insanı ile temas etmiştir. Tanımadıkları Karadeniz’e açılan Egeli denizciler, adalar fakiri bu denizde hırçın dalgalarla, kuvvetli akıntılarla, fırtınalarla ve tanımadıkları kavimlerle karşılaşmışlardır. Karadeniz’de karşılaştıkları olumsuzluklardan etkilenen bu insanlar, Karadeniz’e “dost sevmeyen deniz” anlamında “Pontos Aexeinos” demişlerdir. “Aexeinos”un Persçe bir kelime olan ve “karanlık, muzlim” gibi anlamlar içeren “Ahşaena”dan geldiği belirtilir. “Aexeinos” adının verilişi ile ilgili bir başka iddia ise, Nuh’un oğullarından Yafes’in torunu olan Aşkenaz’ın bu bölgede yaşamış olmasıdır.
 
Zamanla gemi yapım teknolojisinin ilerlemesi ile birlikte Karadeniz’e dayanıklı gemiler yapılmıştır. Karadeniz sahillerinde kurulan koloni şehirler vasıtasıyla bu bölgenin zenginlikleri Ege ve Akdeniz’e taşınmıştır. Böylece, Karadeniz’e bakış değişmiş ve bu denize “konuksever deniz” anlamında “Pontos Euxinos” denilmeye başlanmıştır.
 
Günümüzde Karadeniz’in kıyı dillerinde bu denizin adı diller ayrı olsa da çevirisi Karadeniz’dir. İngilizce: Blacksea, Osmanlıca: Bahr-i Siyah, Bulgarca ve Rusça: Chernoye More-Чёрное море, Ukraince: Çorne More, Gürcüce: Saviz Jgva, Romence: Marea Neagra, Yunanca: Mavro Thalassa-Μαύρη Θάλασσα, Arapça: Bahr-i Esved, Adigece: Hi Fitse, Abhazca: Amsin Eykua, Lazca: Uça Zuğa. Aslında, Karadeniz’in adındaki “kara” olumsuzluğu içermez. Bu denizin kuzeyde olduğunu vurgular. Soyluluğunu, azametini, coşkunluğunu, bereketini vurgular. Bilge Kağan Yazıtında “kara”, “kuzey” anlamında yön sıfatıdır. Kök Türkçede “kara”, kuzey tarafını gösterir ve eski Türk şehirlerinde kuzey yönündeki şehir kapılarının isimleri “kara”dır. Onun için Türkler, kuzeydeki denize “Karadeniz”, güneydeki denize de “Akdeniz” demişler. Eski Türkçede “kara”, aynı zamanda soyluluk, azamet, yükseklik ve üstünlük demektir. Bunun için Türkler bulundukları coğrafyalarda en doğudan batıya kadar gür akan, coşkun su ve nehirlere “kara” adını vermiştir.
 
Karadeniz, uzun bir zamandır barış ve istikrarın egemen olduğu bir denizdir. Soğuk Savaş yıllarında bile barış ve istikrar Karadeniz’e egemen olmuştur. 21. yüzyıldaise Karadeniz, barış ve istikrarın yanında demokrasi ve özgürlük denizi olarak da tarihe geçmeye hazırlanmaktadır. Yeniden canlanan ve güçlenen Karadeniz kimliği ile KEİ’ye yeni bir ruh yeni bir canlılık vermenin zamanı gelmiştir. Çünkü Karadeniz, çok daha özgür olmak istiyor. Tarihin derinlerinden gelen ortak Karadeniz kimliği sınırları eritmeye devam ediyor. Vizeler kalkıyor, pasaportlar kalkıyor, kimlikle sınırlar aşılıyor. Havaalanları ortak kullanılıyor, enerji hatları sınır tanımadan doğudan batıya, kuzeyden güneye döşeniyor. Karadeniz, özgürlüğün ve bir bütün olmanın keyfini çıkartıyor. Karadeniz halkları hem komşu ve hem de akraba olmanın sevincini paylaşıyor.

Türk Dışişleri Bakanlığı’nda Büyükelçi Mithat Rende ve Gökçen Kaya gibi Karadeniz konularında deneyimli diplomatların öncülüğünde KEİ, Anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğmaya hazırlanıyor. Karadeniz kimliği yeniden canlanıyor.