Musul’dan Türkiye’ye Bakmak

Hasan Kanbolat, ORSAM Başkanı
Dicle kıyısında, Musul’dayım. Yunus peygamberin şehri. Musul şehrinin nüfusu 2 milyon. Vilayetin nüfusu ise 3,5 milyon. Musul vilayetinin adı Saddam döneminde Ninowa olarak değiştirilmiş. Irak’ın Bağdat’tan sonra ikinci büyük vilayeti. 3 Kasım 2011’den beri THY, İstanbul-Musul arasında haftada dört sefer uçuyor. THY, Musul’a uçan tek havayolları, dünyaya açılan kapısı. İstanbul’dan Musul sadece iki saat.
 
Amerikalılar, Musul’u dünyanın en tehlikeli şehri ilan etmişti. Afganistan’dan bile daha tehlikeli ilan edilen Musul’u ve Musulluları iyi tanımak gerekiyor. Washington’dan bakarak Musul anlaşılmaz. Musul, tarihinin hiçbir döneminde işgalcilere kucak açmamış. Zorbalıktan hoşlanmamış. Sonuna kadar direnmiş. Direnişin adına‘terör’ de dahil ne denirse densin sonuna kadar direnmiş. Moğollara da direnmiş, İngilizlere de Amerikalılara da. Bunun yanında Musul, dostlarını hiç unutmamış. Dostlarına her zaman kucak açmış. 11. yüzyılda Büyük Selçuklulardan beri Türklerle bin yıldır huzur içinde birlikte yaşıyor. Yabancılara karşı birlikte direniyor ve dayanışıyor.
 
Bu ortak geçmişten dolayı Musul’daki tek yabancı misyon 1943’den beri Türkiye Cumhuriyeti Musul Başkonsolosluğu. Bahçesi gül kokan başkonsoloslukta korku yok, huzur var. Yabancı bir ülkede bulunma havası yok. Başkonsolos Ahmet Yazal, genç ve dinamik. Ama en önemli özelliği insancıl olması. Başkonsoloslukta her sabah uyandığınızda uzun ince masada bütün konsolosluk mensupları ile hep birlikte kahvaltı ediyorsunuz. Kahvaltı da bir bakıyorsunuz Musul Vilayet Meclisi’nden bir siyasetçi sizinle oturup çay içiyor, gülüyor, şakalaşıyor. Bu süreç gece yatana kadar devam ediyor. Kimi zaman sofrada, kimi zaman bahçede çardakta, kimi zaman toplantı masasında… Konsolosluğun kapısı herkese açık. Araplar, Kürtler, Türkmenler, Yezidiler, Asuriler, Şebekler… Din, dil, etnik, mezhep ayrımı yok. Birlikte sohbet ediliyor, birlikte sofra paylaşılıyor, birlikte futbol oynanıyor. Başkonsolosluğun kapısı fakirlere de ardına kadar açık. Kapıyı çalan gözlerinden hasta iki Musullu fakir bekletilmeden Türk-Irak Göz Hastahanesi’ne sevk ediliyor ve ücretsiz tedavi ediliyor. Amerikalılar Kasım 2011’de Musul’da bulunan askeri üssü boşaltırken, her şeylerini götürmüşler. Sadece, üssün papağanını bırakmışlar. O’na da başkonsolosluk sahip çıkmış. ‘Şakir’ adını takmışlar. İngilizce bilen Şakir, şimdi Türkçe konuşuyor.
 
23 Nisan’da Musullu çocuklara Başkonsolosluğun kapıları açıldı. Hediyeler verildi. Bahçede koşturan çocukların seslerine Başkonsolosluğun kadrolu güvercinlerinin sesleri karıştı. O arada Ahmet Yazal’a Ankara’dan e-mail geldi. Yazal’ın gözlerinden çocuklarının ilk defa konsere gitmesinden ve onların keyif almasından duyduğu mutluluk okundu.
 
Irak’ta günlük hayat ile şiddet içiçe. 13 Nisan’da Musul Başkonsolosluğunun konvoyuna bombalı saldırı da bulunuldu. Olay büyütülmedi. Ne Irak ne de Türk basınında yer aldı. Çünkü “mektup başlığından belli olur” der bir Mısır atasözü. 15 Nisan’da da Almanlarla Hollandalıların Kerkük Üniversitesi ile birlikte düzenlediği “Şiddete Hayır” adlı konferans kana bulanmıştı. Kerkük’teki konferansı Türkiye düzenlemedi ama yaralılara sahip çıkan yine Türkiye oldu. Musul Başkonsolosluğu ambulanslarla yaralıları Türkiye’ye sevk etti. Musul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ubeyd Said Deveci’de Aralık 2010’da uğradığı silahlı saldırı sonucu başından ve boynundan 3 kurşunla yaralanmıştı. Rektör Prof. Dr. Deveci, Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla ambulans helikopterle Musul’dan alınıp Ankara’da tedavi görmüştü. Bu yaralanmadan sonra Prof. Dr. Deveci’nin sesi kısık ama yüreği daha güçlü. Türkiye, 2003’den beri binlerce Iraklı yaralıyı hem karayolu ile hem havayolu ile Türk hastanelerine taşıdı. Ücretsiz tedavi etti ve tekrar Irak’a yolladı. Yaralıların etnik, dini ve mezhepsel miktarlarını merak ettim. Böyle bir ayrım yapılmamış. Sadece, ‘Iraklı’ ortak adıyla liste tutulmuş. Ayrım yok.
 
Ankara ile Bağdat arasında buz gibi rüzgarlar esiyor ama Musul’a yaz erken gelmiş. Hava da yürekler de sımsıcak. 2-3 Mayıs’da İstanbul’da Uluslararası Ninova Yatırım Konferansı düzenlenecek. Musul, konut, hastane, sağlık merkezleri, okul, elektrik santralleri gibi inşaatlara ve içme suyu arıtma, katı atık yönetimi, kent temizliği gibi alanlarda yatırıma gereksinim duyuyor. Türk yatırımcılarla buluşmayı bekliyor.