Söyleşi

MUSUL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. OBAY EL-DEVECİ İLE SÖYLEŞİ

ORSAM: Öncelikle size acil şifalar diliyoruz. Herşeyden önce önemli olan sağlıklı olmanız. Bize biraz kendinizi tanıtır mısınız?
Prof. Dr. Obay El-Deveci: Bilim sahibi bir aileden geliyorum. Bu açıdan ailemiz Irak’ta ve Musul’da meşhurdur. Babam Musul Müzesi Müdürüydü ve Türkiye’deki bilimsel kurumlarla yakın ilişkileri vardı. Ayrıca iyi derecede Türkçe bilirdi. Babamın sahip olduğu kütüphane Irak’ın en zengin kütüphanesidir. Bu kütüphane herkes tarafından bilinir. Babamın “Musul Atabeyleri” ve “Osmanlı Zamanında Musul’daki Medreseler” kitapları dahil olmak üzere yayınlanmış 28 kitabı ve yüzlerce makalesi var. Biz dört kardeşiz ve hepimiz Irak’ın çeşitli üniversitelerinde görev yapıyoruz. İngiltere’deki Newcastle Üniversitesi’nde Pazarlama Bölümünde Yüksek Lisans, Fransa’daki Le Mans Üniversitesi’nde de doktora yaptım. Yedi yıldan beridir Musul Üniversitesi Rektörlüğü’nü yapıyorum. Aynı zamanda Cumhurbaşkanınız Abdullah Gül’ün vasıtasıyla 2010’da kurulan Uluslararası Üniversiteler Konseyi’nin kurucu üyelerindenim ve Akademik Kurul Başkanıyım. Kendi ihtisas konularımla birlikte bazı tarihi konularda da yayınlarım vardır. Musul Üniversitesi Irak’taki üniversiteler arasında en iyi ikinci üniversitedir. Üniversite bünyesinde 23 fakülte ve 6 araştırma merkezi bulunmaktadır. ORSAM’la birlikte bir konferans yapmayı da planlıyoruz.
  Türkiye Irak İlişkilerini nasıl tanımlıyorsunuz? Gelecekte neler yapılabilir?
  Türkiye Irak ilişkilerinin önümüzdeki dönemde gelişeceğini düşünüyorum. Şimdi Irak pazarının tamamı Türkiye ile ticaret yapıyor. Örneğin, Musul Üniversitesi olarak bütün ihtiyaçlarımızı Türkiye’den alıyoruz. Çünkü, hem Türk mallarının kalitesi çok iyi hem de Türk tüccarlara karşı bir güven vardır. Erbil’deki Işık ve Cihan Üniversitesi var. Şimdi Cihan Üniversitesi gibi bir kuruluş Musul’da da açıldı. Bu ileriki dönemde Musul’da bir Türk üniversitesi kurulmasını sağlayacaktır. Ayrıca, Telafer’de de bir üniversite açıyoruz. Ben Telafer’i çok kez ziyaret ettim. Üç kez de Bilkent ve diğer üniversitelerinin temsilcilerinin de yer aldığı ve Türkiye’nin Musul Başkonsolosu Ahmet Yıldız’ın da katıldığı bir heyetle birlikte Telafer’e gittik. Üniversite için yer tahsis edildi. Başlangıç olarak Telafer’de bir fakülte açılıyor. Bu fakülte şimdilik Musul Üniversitesi’ne bağlı olacak. Daha sonra özerkleşerek başlı başına bir devlet üniversitesine dönüşecek. 
  Bu fakültenin işlemesi konusunda bazı güvenlik sıkıntıları olduğuna dair bazı söylentiler çıktı. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
  Fakülte için malzeme ve öğretim görevlisi temin ediyoruz. Güvenlikle ilgili problemler bizim konumuz dışında. Bu fakültede gelecek yıl tarih, Arapça, İngilizce, coğrafya ve spor bölümleri açılacak.
  Türkçe Bölümü açmayı planlıyor musunuz?
  Türkçe Bölümünü Musul Üniversitesine bağlı Diller Fakültesinde üç yıl önce açtık. Bu bölümün kurulmasında Türkiye’nin bize büyük yardımı oldu. Özellikle kitap konusunda Türkiye’den çok yardım aldık. Şimdi bu bölüme büyük talep var. Öğrencilerin çoğu ticaret için Türkçe’yi öğrenmek istiyor. Üniversitemizdeki Türkçe Bölümü üniversitedeki bölümler arasındaki en iyi bölümdür. Daha önce rahmetli İhsan Doğramacı ve Bilkent Üniversitesi Rektörü Ali Doğramacı ile görüştüm. Bilkent Üniversitesiyle yaptığımız anlaşma sonucu bu üniversiteden 9 dalda video konferans yoluyla dersler alınıyor. Bizim öğrencilerimiz tamamen bütün yükümlülükleriyle Bilkent Üniversitesine bağlılar. Her dal için şimdilik 40 öğrenci Bilkent Üniversitesinden eğitim alıyor. Ayrıca yüksek lisans eğitimi de alınıyor. Şimdi bu projeyi geliştirmek için Bilkent Üniversitesinden 3 mühendis Musul’a geliyor. Ayrıca Türkçe Bölümünün açılmasında TİKA da çok yardımcı oldu. Türkiye’deki ve Kürdistan’daki diğer üniversiteler de bize yardımcı oldu. Ancak dil konusunda biraz problem var. TOBB Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, ODTÜ gibi üniversiteler İngilizce ders veriyorlar. Bu nedenle öğrencilere dil öğrenmeleri için 1 yıllık bir süre tanıyoruz. Aynı zamanda öğrencilerimizi Türkiye’de eğitim almaları için teşvik ediyoruz. Çünkü, Türkiye’deki üniversitelerin kalitesi çok yüksek ve gelişmeye de devam ediyor. 1980 yılında 20 üniversiteniz vardı ama şimdi bu sayı 136’dan fazla üniversiteniz var. Hacettepe’den Mardin Üniversitesine kadar Türkiye’deki birçok üniversiteyi gezdim. Hepsi de çok iyi üniversiteler. Bu yüzden umarım ki önümüzdeki dönemde ilişkiler daha iyi bir dereceye ulaşır.