Rusya’nın Gürcistan’a Dönüşü

Dr. İlyas Kamalov
Kremlin’in Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarını tanımasının özellikle, Rusya’nın de bir federasyon olmasından dolayı kendisi için de olumsuz gelişmelere yol açacağı düşünülüyordu. Ancak Rusya’nın son dönemde bölgeye yönelik izlediği siyasete bakıldığında, Kremlin’in bu adımı atmadan önce bütün eksi ve artıları iyi düşündüğü anlaşılmaktadır. Rusya’nın Abhazya’nın Oçamçira limanını deniz üssüne dönüştürme planları aynı çerçevede anlam kazanmaktadır.    Ağustos ayında Kafkasya’da meydana gelen savaştan hemen sonra Abhaz yetkililer, Abhazya topraklarında Rus askeri üssünün açılacağını dile getirmişlerdi. Son olarak, Abhazya’da Rus deniz üssünün de yakında açılacağı yönünde haberler gelmektedir. Gerek Rus gerek Abhaz yetkililer, bu üssün varlığının gerekçesini Gürcistan’ın saldırgan siyaseti karşısında alınan bir tedbir olarak açıklamaktadır. Hiç şüphesiz Kremlin’in bu adımının arkasında farklı gerekçeler de yer almaktadır. En başta Moskova’nın Kafkasya’da yeni siyasi ve askeri üsslere ihtiyaç duymaya başladığını söyleyebiliriz. Moskova’nın Kafkasya’daki tek dayanağı olan Ermenistan dahi son dönemde Rusya’dan nispeten bağımsız bir politika izlemeye, en azından kendi ulusal çıkarlarını öncelemeye çalışmaktadır. Ermenistan, Rusya ile Azerbaycan arasında son dönemde gelişen ilişkilerden rahatsız olduğu gibi, enerji alanında da İran ile işbirliğine giderek Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmaya çalışmaktadır. Her ne kadar Moskova, Ermenistan’ın kendisinden fazla uzaklaşmasına müsaade etmese de bölgede siyasi ve askeri anlamda yeni üsslere sahip olmak şüphesiz Rusya’nın etkisini arttıracaktır. Böylece Rusya, Gürcistan’daki üsslerini tahliye etmeden önceki konumuna yeniden kavuşmuş olacaktır.   Abhazya’da Rus deniz üssünün açılması ise Rusya’nın Karadeniz’deki konumunu da güvenceye alacaktır. Kremlin’in, topraklarında Rus deniz üssünü bulunduran Ukrayna ile arasındaki ilişkilerin son derece gergin olması ve Ukrayna’nın mevcut yönetiminin bü üsten kurtulma gayreti içinde olması, Karadeniz’deki Rus askeri varlığını tehdit etmektedir. Ukrayna yetkilileri, süresi 2017’de dolacak olan Kırım yarımadasındaki Rus deniz üssü için uzatma yapılmayacağını belirttikleri gibi, sözkonusu tarihten önce bu üsten kurtulmanın aramaktadır. Her ne kadar Moskova bu konuda geri adım atmaya yanaşmasa da Ukrayna’daki deniz üssüne alternatif arayışlarına başlamıştır. Uzmanlara göre, Oçamçira limanının üsse dönüşmesi bir kaç yıl alacaktır. Bununla birlikte Sovyetler döneminde Oçamçira’nın Sovyet sınır muhafizlarının karargâhı olması, limanın askeri üsse dönüştürülmesini kolaylaştıracaktır.   Gürcistan’ın Güney Osetya ile Abhazya’nın bağımsızlıklarını tanımadığını ve bu bölgeleri halen kendi toprağı olarak gördüğünü göz önünde bulundurursak, Rusya’nın askeri anlamda tekrar Gürcistan’a dönmeye başladığını söyleyebiliriz. Bundan dolayıdır ki Gürcü yetkililer Rusya’nın planına karşı çıkmaktadırlar. Moskova ise bağımsızlığını yeni ilan eden bu cumhuriyetlere kendi askerlerini yerleştirerek, süreci geri dönüşü olmayan bir hale sokmaya çalışmakta, Ukrayna ve Gürcistan’ı baskı altına almaktadır. Güney Osetya ile Abhazya’da açılacak üssler, Gürcistan’ın askeri müdahalesini ve bu bölgeleri kontrolüne almasını engelleyeceği gibi, NATO üyeliğini daha da zorlaştıracaktır. Karadeniz’deki yeni bir Rus deniz üssü ise Rusya’nın Ukrayna’ya bağımlılığını azaltacak ve Kiev’i önemli bir kozdan mahrum bırakacaktır. Dolayısıyla Kremlin’in hayata geçirmeye başladığı bu planın Rusya’nın sadece Kafkaya’daki değil, Karadeniz’deki çıkarlarına da hizmet edeceğini söyleyebiliriz.   Rusya; Kafkasya, Karadeniz başta olmak üzere tüm Avrasya coğrafyasında sağlam bir hâkimiyet kurduğu takdirde, Güney Osetya ile Abhazya’nın bağımsızlıklarının Rusya Federasyonu içindeki cumhuriyetler için örnek teşkil etmesi pek de mümkün olmayacaktır. Bu açıdan bakıldığında, Moskova’nın Batı ile ilişkilerini krize sürüklemek gibi bir dizi riski göze alabilmesi çok daha iyi anlaşılabilmektedir.