Terörizme Yol Açan Radikalleşme ve Şiddete Varan Aşırıcılık İle İlgili AGİT Raporunun Bir Değerlendirmesi

Ocak 2017'den beri AGİT'in Radikalleşme ve Şiddete Varan Aşırıcılığa Karşı Özel Temsilcilik Başkanı Peter R. Neumann, Terörizme Yol Açan Radikalleşme ve Şiddete Varan Aşırıcılık: AGİT Bölgesi'ndeki Fikirler, Tavsiyeler ve İyi Uygulamalar başlıklı detaylı bir rapor yayınladı. Neuman, raporu SR olarak görev yaparken ve 15 katılımcı ülkeye resmi ziyaretleri ve AGİT Sekreteryası, Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi (ODIHR) ve Ulusal Azınlıklar Yüksek Komiserliği (HCNM)'nın yanı sıra 6 saha araştırmasına dayanarak hazırlamıştır. Neumann, raporunda önce temel kavramları ve dinamikleri tanımlıyor; daha sonra AGİT'in mevcut ve gelecekteki rolünü değerlendiriliyor ve son olarak da radikalleşme ve şiddete varan aşırıcılıkla mücadele bağlamında iyi uygulama alanlarını belirliyor. Burada, bu raporun kısa bir genel değerlendirme sunulacaktır.

Öncelikli olarak değinmek gerekir ki, raporda aşırıcılıktan bahsederken "diğerlerinin hayatına, özgürlüğüne ve insan haklarına saygısızlık göstermek" kastedilmektedir. Ve şiddete varan aşırıcılık ise bunu şiddete başvurarak yapmaktadır. Ancak, ilgili tüm taraflarca kabul edilen böyle kavramlar için manipülasyon ve görüş ayrılığına yol açmadan bir tanım oluşturmanın zorluğu ortadadır. Raporda, radikalleşmenin tetikleyicileri açısında üç temel alana değiniliyor: insanları bu tür kafa yapısına iten şikayetleri, ve onları alternatif tedarikçiler aramaya zorlayan ihtiyaçları; kendisi radikal ve aşırıcı olabilen düşünceler, bir radikalleşme faktörü olarak insanlar arası bağlantılar ve etkileşimler; ve kolayca reaksiyoner bir şiddet dalgası doğurabilecek şiddet. Bazı önemli tetikleyiciler olarak, ayrım gözetilmeyen baskı, şiddetli çatışmalar ve göç de söz konusudur. Bu nedenle, terörle ve radikalleşme ile mücadele çabaları, güvenlikle ilgili aşikar durumlar ve askeri tedbirlerin yanı sıra, bu tedbirlerle sınırlandırılamaz; etkili olması için siyasi, sosyal, ideolojik, psikolojik, ekonomik vb. unsurları içermesi gerekmektedir. Aynı zamanda raporda, yeni bireylerin radikalleşmeye doğru gidişinin önüne geçmek için aktif bir çabaya işaret eden önleme ile zaten radikalleşmiş kişilerin sürecini tersine çevirmeyi amaçlayan sürece atfen de-radikalleşme arasındaki farkın altı çizilmektedir.

9/11 trajik olayını takiben 2002 yılında, AGİT, 57 devletin katılımıyla ve 11 ortak ülkeyle Terörle Mücadele Birimi'ni kurdu. Terörle Mücadele Hareketi Birimi aşağıdaki hususlardan sorumludur: AGİT bölgesi dahilindeki terörle mücadele uzmanları için hazırlanan bir bülten olan Terörle Mücadele Ağı'nı sürdürmek; AGİT çapında yıllık Terörle Mücadele Konferansı düzenlemeye yardımcı olmak; uluslararası hukuk sözleşmelerinin uygulanmasını teşvik etmek ve terörle mücadele konusunda cezai adalet işbirliğini geliştirmek; teröristlerin İnternet kullanımına karşı bir e-öğrenme modülü geliştirmek; nükleer olmayan kritik enerji altyapısının kamu-özel ortaklıklarıyla korumak; kolluk kuvvetleri ve sınır muhafızları için atölyeler vasıtasıyla seyahat belgesi güvenliğinin güçlendirmek; genel anlamda Birleşmiş Milletler kurumlarıyla işbirliği içinde, ilgili yetkilileri eğiterek terörist finansmana karşı mücadele etmektir. Öte yandan, Hoşgörüsüzlük ve Şiddete Varan Aşırıcılığa karşı Liderler (LIVE) ve #UnitedCVE girişimleri, sivil toplum liderlerine ve gençlere ulaşmak için önemli araçlar sunmaktadır. Ayrıca, AGİT, Bosna, Özbekistan, Tacikistan, FYROM, Karadağ, Sırbistan gibi konuyla ilgili olarak birçok ülkede saha faaliyetleri yürütmektedir. AGİT'in radikalleşmeyi ve şiddete varan aşırıcılığı engelleme çabaları bağlamında birkaç anahtar belge de önemlidir. Bunlar, "AGİT'in Terörle Mücadele Hareketinin İyileştirilmesi" konulu 2008 Bakanlar Konseyi Kararı, 2012'de Teröre Karşı Mücadele İçin Birleştirilmiş Çerçeve ve 2015 ve 2016 Bakanlık Bildirimleridir. Bu çabalar, radikalleşmeye ve şiddete varan aşırıcılığa karşı mücadeleyi AGİT'in gündeminin bir parçası haline getirmeyi ve AGİT'in bu olgularla ilgili yükümlülük seviyesini kademeli olarak artırmayı amaçlamaktadır. Raporda, hemen hemen tüm AGİT üyesi ülkelerin radikalleşme ve şiddete varan aşırıcılıktan etkilendiği ve sadece 2016'da AGİT ülkelerindeki binlerce kişinin hayatını kaybettiği haklı olarak ifade edilmiştir. 2012'den bu yana, AGİT ülkelerinin 10.000'den fazla vatandaşı ya da daimi ikametgahı, El-Kaide ve İŞİD/DAEŞ gibi gruplara katılmıştır. Böyle trajik figürlerin yanı sıra, radikalleşme ve şiddete varan aşırıcılık, insanların devlet mekanizmalarına olan güvenini sarsmıştır ve farklı geçmişlerden insanlar arasındaki diyaloğu ve barış içinde bir arada yaşama durumunu tehlikeye atmıştır.

Raporun hazırlık aşamasında incelenen vaka çalışmalarının bazıları şöyledir; Fryshuset / EXIT (İsveç), Aktif Değişim Vakfı (İngiltere), TheRoyalAtheneum (Belçika), Aşırıcılıkçı Söylemle Mücadele (Özbekistan), Seriously (Fransa), Nahla (Bosna-Hersek), Anneler Okulu (Tacikistan), Çocuk Mültecilere Destek (Türkiye-Türk Ulusal Polisi), Radikalleşme Danışma Merkezi (Almanya), Derad (Avusturya) ve Arhus Modeli (Danimarka).

Rapora göre, "çatışmaları önleme ve çözme, insan haklarını geliştirme ve ulusal azınlıkların haklarını koruma konusundaki rolü"; "özellikle Orta Asya ve Batı Balkanlar'daki güçlü yerel varlığı" ve "üye çeşitliliği ve toplanma gücü" nedeniyle, AGİT, radikalleşme ve şiddete varan aşırıcılıkla mücadele bağlamında önemli bir rol oynayabilir. Yine de, dil farklılıkları, radikalleşme ve şiddete varan aşırıcılığın tetikleyicileri ve sonuçları hakkındaki görüş farklılıklarının yanı sıra deneysel veri eksikliğinden dolayı, AGİT'in yaşadığı önemli güçlükler vardır. Örnek olarak, kendi kaderini tayin hakkı, yabancı işgali, askeri müdahaleler, "çifte standartlar" ve "silahlı direniş hakkı" hakkındaki üye ülkeler arasındaki görüş farklılıkları, özellikle iş birliği imkanları ve olası işbirliği alanları açısından ciddi güçlükler doğurmaktadır. Bu bağlamda, teröristlerle yabancı savaşçıları ayırt etme konusundaki ihtilaflı güncel tartışmalara bir kez daha dikkat çekiliyor. Ayrıca, çoğu durumda, bazı üye ülkeler için bazı gruplar birincil olarak görülürken, bazıları için ikincil veya tersi olduğu yaygın olarak bilinmektedir. Bu tür güçlükleri ve farklı görüşleri daha spesifik olarak sıralamak için raporda aşağıdaki konulara değinilmektedir: terörizmin anlamıyla ilgili ihtilaflar; önceliklerdeki farklılıklar; dil üzerinde aşırı duyarlılıklar; iç gözlem yetersizliği; teröre karşı uluslararası işbirliğinin yaygın politik uyuşmazlıklar yüzünden gölgelenmesi; terörizmle mücadele yaklaşımlarının temelde farklı felsefelere dayanması.

Raporda, AGİT'in ve üye ülkelerin radikalleşmeye ve şiddete varan aşırıcılığa karşı mücadele çabalarını güçlendirmesi için ne yapabilecekleri konusunda aşağıdaki öneriler sıralanmaktadır: AGİT, göç dahil olmak üzere ortaya çıkan yeni konular üzerinde durarak radikalleşmenin politik ve yapısal tetikleyicilerinin önemi konusunda bilinçlenmeyi arttırmalıdır; AGİT, şiddete varan radikalleşmeye karşı uluslararası kapasite geliştirme çabalarına öncülük edebilir; üye devletler, kendi politika çizgilerini yeniden değerlendirmesi gerekse bile radikalleşmeden kaynaklanan sorunları çözmek için taahhüt etmelidir; kapasite geliştirme çabalarının yoğunlaştırılması gerekmektedir; ve AGİT kendi faaliyetlerini, iyi uygulamalar için uluslararası bir "takas odası" olarak hareket edebilecek şekilde genişletmelidir.