Koalisyon Irak’ta Kalıcı Hâle Mi Geliyor?

İsrail-Filistin çatışmaları Ortadoğu’nun çeşitli bölgelerinde askerî dengeleri etkilemeye devam etmektedir. Bu durumdan etkilenen ülkelerin başında ise Irak gelmektedir.

İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırıma varan saldırılarının başlamasından bu yana, İran destekli direniş ekseni, Lübnan ve Yemen’den olduğu gibi Irak’tan da bazı hedeflere yönelik saldırılar gerçekleştirmektedir. Irak’tan İsrail’e gönderilen ve havada imha edilen füzeler, çok sık olmasa gönderilmektedir. Fakat Irak’taki asıl hedefin, ABD ve Uluslararası Koalisyon’un askerî varlığı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum, ABD’nin bölgedeki geleceği konusunda önemli gelişmelerin yaşanmasına sebep olmaktadır.

Bu gelişmelerin başında da Irak’ın isteğiyle 2014 yılında DEAŞ’a karşı ABD önderliğinde kurulan Uluslararası Koalisyonun yakın bir zamanda açıklanması beklenen son görev tarihinin belirsiz bir geleceğe ertelenmesi gelmektedir.

Nitekim, Irak Dışişleri Bakanlığı, 15 Ağustos’ta yaptığı açıklamada Uluslararası Koalisyonun görevinin sonlandırılacağı tarihe ilişkin yapılacak açıklamanın ertelendiğini duyurmuştur.

Güncel gelişmeler bağlamında gerçekleştirildiği belirtilen erteleme kararı Uluslararası Koalisyon ve İran destekli milis gruplar arasındaki gerginliğin bir yansıması olarak değerlendirilmektedir. Bu ertelemeyle üstü kapalı olarak Uluslararası Koalisyonun görev süresinin uzatılması, özellikle Irak ve Suriye başta olmak üzere ABD askerî varlığının geleceği açısından kritik bir karar olarak öne çıkmaktadır.

Irak’ta Uluslararası Koalisyon Varlığı
Uluslararası Koalisyonun hukuki zemini, Irak’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) 22 Eylül 2014 tarihinde yazdığı mektupla oluşturulmuştur. Mektupta, Irak ve Suriye’deki DEAŞ tehdidi vurgulanmış ve Suriye’nin bu tehdidi bastırma konusunda yetersiz kaldığına dikkat çekilmiştir. Bunun üzerine ABD, Suriye’de gerçekleştirdiği operasyonları bu hukuki zemine oturtmuştur.

87 devletten oluşan Uluslararası Koalisyon bünyesinde ABD’nin 2 bin 500 askeri Irak’ta, 900 askeri Suriye’de görev üstlenmektedir. Daha önce ABD ve Irak arasında gerçekleştirilen müzakereler sonucunda muharip statüdeki askerlerin çekilmesi kararı alınmış ve Uluslararası Koalisyonun faaliyetlerinin eğitim ve danışmanlık gibi hizmetlere odaklanarak devam edeceği konusunda mutabakata varılmıştır. Ancak ABD’nin Irak’taki askerî varlığında nicelik bakımından bir azalmanın olmaması dikkat çekmiştir.

Suriye’de ise Irak’taki gibi bir stabilizasyonun sağlanamaması ve DEAŞ tehdidinin gündemden düşmemesi, Uluslararası Koalisyonun görev süresine ilişkin bir tartışmanın dahi yapılamamasını beraberinde getirmektedir.

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin önceki hükûmetlere kıyasla istikrar düzeyini artırması hükûmete karşı beklentiyi de yükseltmektedir. Sudani’nin İran ve ABD ile pozitif ilişkilerini sürdürerek denge politikası izlemesi hem iç hem dış politikada karşılaşılan sorunların çözümünde kilit bir öneme sahiptir.  Bu çerçevede Sudani, 2023’te DEAŞ tehdidinin artık Irak güvenlik güçlerinin mücadele edebileceği boyutta olduğunu belirterek Uluslararası Koalisyonun görev süresinin sonlandırılmasına yönelik bir girişim başlatmıştır.

Uluslararası Koalisyona Yönelik Saldırılar
7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e saldırısıyla başlayan süreçte direniş eksenine mensup Şii milis gruplar, sınır ötesi saldırılarla Uluslararası Koalisyonu zor durumda bırakmıştır. Ketaib Hizbullah, Nuceba Hareketi, Ketaib Seyit eş-Şüheda, Asaib Ehlil Hak, Bedir Örgütü, Ensar Allah el-Awfiya Hareketi, Ashap el-Kafh (21 Ağustos’ta adını Doğu Kudüs Tugayları anlamına gelen Ketaib Şark el-Kudüs olarak değiştirmiştir), Ketaib İmam Ali gibi birçok milis grubun bileşkesini oluşturan Irak İslami Direnişi bu saldırıların başlıca aktörü olarak öne çıkmaktadır.

Bu grupların bir kısmının siyasi kanatlarının bulunması ve Haşdi Şaabi şemsiyesi altında faaliyet göstermeleri, Uluslararası Koalisyonun hedef tespitini zorlaştırmaktadır. Irak İslami Direnişi, Irak dışında Suriye ve Ürdün’de de ABD’yi hedef alırken Uluslararası Koalisyonun Bağdat dâhil olmak üzere Irak’ın çeşitli bölgelerinde gerçekleştirdiği misillemeler, güvenlik durumunu olumsuz etkilemektedir.

Başbakan Sudani’nin Uluslararası Koalisyonun Irak’tan çekilmesine yönelik teşebbüsü, başta ABD olmak üzere koalisyon ülkeleriyle müzakerelere dönüştümüştür. Müzakereler sonucunda çekilme yönünde mutabık kalındığı ve ileriki süreçte çekilme tarihiyle lojistik detayların açıklanacağı duyurulmuştur. Ancak Irak hükûmetinin güncel güvenlik kaygıları nedeniyle çekilmenin ertelendiği anlaşılmaktadır. Irak hükûmeti üzerindeki İran ve ABD etkisine rağmen ülkenin bir hesaplaşma alanına dönüşmesini istememektedir. Sudani’nin bu hamlesi de Uluslararası Koalisyonun çekilmesine müteakip ülkeyi askerî güçle beraber siyasi güce de sahip olan milis gruplara bırakmak istememesinden kaynaklanmaktadır.

Uluslararası Koalisyonun Geleceği: Yerel ve Bölgesel Etkiler
ABD’nin İsrail’e desteği sebebiyle Arap ülkeleriyle ilişkilerinin gerilmesi ve Ortadoğu’daki askerî varlığının hedef hâline gelmesi, ABD açısından riskler doğururken Uluslararası Koalisyonun Irak’ta kalması ise ABD için geçici bir kazanım olarak görülebilir. Erteleme, İran ve Irak’taki İran yanlısı siyasi gruplar için olumsuz bir karar olmakla birlikte bu siyasi oluşumların güç kazanması için bir “öteki”nin varlığı bağlamında önem taşımaktadır. Zira Filistin’e destek söyleminin bir dışavurumu olan saldırılar Uluslararası Koalisyonun varlığının sonlandırılmaması sebebiyle devam edecektir. Ayrıca 2025’te Irak’ta parlamento seçimlerinin planlanması İran destekli siyasi oluşumların bu söylem üzerinden güç kazanmasına sebep olabilir. Nitekim hükûmeti kuran “Devleti Yönetme İttifakı”, büyük ölçüde İran ile yakın siyasi ilişkilere sahip “Koordinasyon Çerçevesi” tarafından kontrol edilmektedir. Hatta Başbakan Sudani yaptığı periyodik toplantılarla birlikte yönetime ilişkin konuları bu siyasi gruplarla görüşmektedir.

ABD’nin Irak’tan muharip kuvvetlerini çektiği süreçte NATO Irak Misyonunun yaklaşık 8-10 kat genişletilmesi kararı alınmıştı. Iraklı yetkililerin 2024 itibarıyla NATO yetkilileriyle yaptıkları görüşmelerde ilişkileri geliştirme isteğine sahip olduklarını belirtmeleri orta vadede Uluslararası Koalisyon’un çekilmesi halinde de benzer bir formülün bulunabileceğine işaret etmektedir. Dolayısıyla orta vadede ABD kuvvetlerinin şekil değiştirerek Irak’ta varlık gösterebileceği öngörülebilir. Diğer taraftan Uluslararası Koalisyonun bundan sonra kuruluş amacı olan DEAŞ tehdidi dışında da varlığına devam edeceği söylenebilir. DEAŞ tehdidinin artık stratejik tehdit boyutunda olmadığı Iraklı yetkililer tarafından sık sık dile getirilse de Uluslararası Koalisyonun Irak’ta istikrarın sağlanması için bir denge unsuru olarak kalacağı öngörülmektedir. 7 Ekim’den önce Irak’ta Uluslararası Koalisyonun varlığının devamını isteyen ve böylece askerî kapasitesini geliştiren Erbil de Bağdat gibi denge ve fayda arzusuyla Uluslararası Koalisyonun varlığını olumlu değerlendirmektedir. Dolayısıyla Irak’ın geçici stabilizasyon için koalisyona ihtiyacı varken ABD’nin Ortadoğu’daki varlığını meşru bir araçla sürdürmek için koalisyona ihtiyaç duyduğu söylenebilir.

Bu görüş yazısı, 28 Ağustos 2024 tarihinde Fikir Turu internet sitesinde “Koalisyon Irak’ta kalıcı hale mi geliyor?" başlığıyla yayımlanmıştır.