Başbakan Erdoğan’ın Hatay Ziyareti Öncesi Türkiye-Suriye Ekonomik İlişkilerine Genel Bakış

Hasan Kanbolat, ORSAM Başkanı
Başbakan Erdoğan bu hafta Hatay’a çadırkentleri ziyarete gidiyor. Bu ziyaret, bundan sonraki süreçte Suriye’ye yönelik yaptırımların başlangıcı olacak gibi görünüyor. İlk aşamada çadırkentlerin iç ve dış medyaya açılması planlanıyor. Türkiye, şimdiye kadar çadırkentleri Şam’ı rahatsız etmemek ve buraların Suriye muhalafetinin sesi olmaması için medyaya kapalı tutmuştu. İstanbul’da da Suriye muhalefetinin ofisi kuruluyor. Bu ofis üzerinden Suriye Ulusal Konseyi’nin kurulması bekleniyor. Batı, Suriye’ye ekonomik yaptırımları uygulamaya başladı. Suriye’den üst düzey isimlerin mal varlıkları donduruldu. Suriye ekonomisinin yumuşak karnı enerji sektörüdür. Suriye’den petrol ithalatına kısıtlamalar uygulanmaya başlandı. Ekonomik yaptırımların başarılı olabilmesi için Türkiye’nin katılımı çok önemli. Ancak, halkı değil yönetimi cezalandıracak bir ekonomik yaptırım modeli üzerinde düşünülüyor. Ayrıca Suriye, Türkiye’nin Ortadoğu’ya açılan karayolu kapısıdır. Türkiye’nin Ortadoğu’ya karayolu ticareti Suriye üzerinden yapılmaktadır. Bundan dolayı Türkiye ekonomik yaptırımlar konusunda temkinli adım atmaktadır.
 
Mart 2011 sonrası Türkiye-Suriye ilişkilerini analiz edebilmek için ikili ekonomik ilişkilerin yakın geçmişine bakmamız gerekiyor. Türkiye ile Suriye arasındaki ekonomik ilişkilerin yasal zemini oluşturan anlaşmalar, ‘Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi’ ve ‘Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması’dır. İki ülke arasında hukuki altyapının en önemli unsuru ise ‘Türkiye-Suriye Serbest Ticaret Anlaşması’dır. Başbakan Erdoğan’ın 22-23 Aralık 2004 tarihlerinde Suriye’ye gerçekleştirdiği ziyaret sırasında imzalanmış ve 1 Ocak 2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu anlaşma ile Türkiye’den Suriye’ye ihraç edilen sanayi ürünlerine uygulanan gümrük vergilerinin 12 yıllık bir süreç içinde aşamalı olarak sıfırlanması öngörülmüştür. Miktar kısıtlamaları ve bazı mallara getirilen ithal yasakları ile gümrük dışı harç gibi tarife dışı engeller tamamen kaldırılmıştır. Suriye’den Türkiye’ye giren sanayi ürünlerine uygulanan gümrük vergisi oranları anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihte sıfırlanmıştır.
 
İki ülke arasında dış ticaret hacmi 2003 yılında 824,104 milyon Dolar iken 2009 yılında 1,752 milyon Dolar, 2010 yılında 1,844 milyar Dolar olmuştur. İki ülke, dış ticaret hacmini 2012 yılına kadar 5 milyar Dolara çıkarmayı hedeflemişti. Türkiye’nin Suriye’ye ihracatı çimento, elektrik enerjisi, izole edilmiş tel, kablo, fiber optik kablolar, petrol yağları ve bitümenli minerallerden elde edilen yağlar, sentetik devamsız lifler, plastik tüpler, demir-çelikten inşaat ve aksamı, demir-çelik çubuklar, borular, hortumlardır. Türkiye’nin Suriye’den ithalatı ise petrol yağları ve bitümenli minerallerden elde edilen yağlar, ham petrol, tabii kalsiyum, tabii alüminyum kalsiyum fosfat, fosfatlı tebeşir, pamuk ipliği, buğdaydır. Suriye ile Türkiye’nin Mardin, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis ve Hatay illeri arasında sınır ticareti yapılmaktadır. Suriye’nin sınır ticareti kapsamında ithalata izin vermemesi nedeniyle bu kapsamdaki ticaret tek taraflı olarak Türkiye’nin sağladığı tarife tavizleri ile yürütülmektedir.
 
Türkiye-Suriye enerji işbirliğinin en önemli ayağını ikili planda Suriye’nin petrol ve doğalgaz sahalarında keşif üretim ve işletme faaliyetleri, çok taraflı planda ise Ortadoğu enerji kaynaklarının Avrupa’ya taşınması çerçevesinde ‘Arap Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’ oluşturmaktadır. Söz konusu doğalgaz boru hattı projesi ile Mısır doğalgazının Mısır’ın El Aris Limanı’ndan Ürdün, Lübnan, Suriye ve Türkiye yoluyla Avrupa’ya taşınması planlanmaktadır. Bu hat sayesinde Mısır’ın yanı sıra Suriye’den de yılda 1,5 milyar metreküp doğalgaz alınabilecektir. Ayrıca, Suriye, her yıl Türkiye’den yaklaşık 1,5 milyar kilovat saat elektrik satın almaktadır.
 
Suriye’de tekstil, metal, gıda, çimento ve açık deniz balıkçılığı alanlarında faaliyet gösteren Türk firmalarının toplam yatırım miktarı yaklaşık 223 milyon Dolar’dır. Türkiye’nin müteahitlik sektöründe dünyadaki yerine nazaran Suriye’de aldığı projeler oldukça mütevazi ölçektedir. Türk firmalarınca Suriye’de 130 milyon dolarlık taahhüt işi gerçekleştirilmiştir.
 
1997’den itibaren Irak ile Suriye arasındaki Al-Waled sınır kapısının yük ve yolcu taşımacılığına açılması sonrasında, TCDD Nusaybin-Kamışlı hattında taşımacılığa başlamıştır. Türkiye sınırları içinde kalan İslahiye-Meydanekbez demiryolu hattı ile Suriye’ye ve Ürdün’e taşıma yapılabilmektedir. 13 Ekim 2009 tarihinde Türkiye ve Suriye’den 10’ar bakanın katılımıyla gerçekleşen Halep ve Gaziantep Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantılarının sonuçlarına göre Suriye’den İslahiye ve Nusaybin’e olan tren yolundan başka üçüncü tren yolu bağlantısı kurulacaktır. Bu hat, Gaziantep-Halep arasında inşa edilecektir. Hava kargo taşımacılığında işbirliğine gidilecektir.
 
13 Ekim 2009 tarihli Halep ve Gaziantep Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantılarının sonuçlarına göre 2 milyar Dolarlık dış ticaret hacminin 3 yılda 5 milyar Dolara çıkarılması hedeflenmişti. Gümrükler de tek pencere sistemine geçilecekti. Yani, sınırda Türkiye ve Suriye kontrolleri tek bir yerde birleştirilecekti. Aradaki insansız bölge kaldırılacaktı. Mevcut 7 kapıdan halen 5’i çalışmaktadır. Diğer iki kapı da aktif hale getirilip yeni kapılar açılacaktı. Seyahatlerde önceden vize alınması mecburiyeti 18 Eylül 2009 tarihi itibarı ile sona ermiş ve vizesiz geçişler başlamıştır. Bu çerçevede, diplomatik, hizmet ve hususi ile umuma mahsus pasaport hamili Türk ve Suriye vatandaşları 180 gün içinde 90 günü aşmayan seyahatleri için karşılıklı olarak vizeden muaf kılınmışlardır. 13 Ekim 2009 tarihli Halep ve Gaziantep Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantılarının ardından Suriye ve Türkiye Dısişleri Bakanları, iki ülke arasındaki sınırı sembolik olarak kaldırmıştır. Öncüpınar sınır kapısında, sıfır noktasında birlikte yürüyerek geçen iki bakan, konulmuş sembolik bir barikatı kaldırarak vizesiz hayatın önünü açmıştır. Sınırın Türkiye tarafında düzenlenen büyük törenle, vizeyi kaldıran anlaşma resmen imzalanmıştır. Suriye’den Türkiye’ye gelen turist sayısı da 2003 yılında 154 bin iken 2010 yılında 500 bini bulmuştur.
 
Türkiye’de, Suriye ile bankacılık işlemlerini yürüten çok sınırlı sayıda banka bulunmaktadır. Türk bankalarının da Suriye bankaları lehine kredi limitlerinin yeterli olmaması nedeniyle ihracatçı firmaların akreditif ve teyit işlemlerinde sıkıntılar yaşanmaktadır. Türk Bankalarının Suriye’de banka riskini taşımaya niyetlerinin olmadığı görülmektedir.
 
Suriye’de Mart 2011’de olayların başlamasından sonra Suriye’nin küçük ve orta ölçekli sermayesi özellikle Hatay üzerinden Türkiye’ye girmeye başlamıştır. Büyük meblağlı mevduatlar ise İstanbul üzerinden kabul edilmektedir. Para, İstanbul şubesinden yatırılsa da adrese göre kayda geçirildiği için yine bu mevduatlar Hatay’ın rakamları içinde görülmektedir.