Başbakan Erdoğan’ın Kazakistan Ziyaretinin Analizi: Yeni Stratejilere Doğru

Hasan Kanbolat, ORSAM Başkanı
Başbakan Erdoğan, 21-22 Mayıs’ta Pakistan'a ardından da 22-24 Mayıs'ta Kazakistan'a gidiyor. 19-21 Ekim 2011’de Başbakan Erdoğan'ın Kazakistan'a yapacağı gezi Hakkari'den gelen şehit haberleri sonrası iptal edilmişti.
 
Başbakan Erdoğan, 26-27 Mayıs 2005 tarihleri arasında da Kazakistan'a resmi bir ziyaret gerçekleştirmişti. Kazakistan Başbakanı Danial Ahmedov ile bir araya gelen Erdoğan, Ahmedov'la birlikte heyetlerarası toplantıya başkanlık etmişti. Başbakan Erdoğan daha sonra Senato Başkanı Nurtay Abıkayev ile görüşmüştü. Erdoğan, aynı gün Türkiye'nin Kazakistan Büyükelçilik binasının inşaatında incelemelerde bulunmuş ve inşaata temsili taş koyma törenine katılmıştı. Başbakan Erdoğan, Astana'dan Almatı'ya geçerek Almatı-2 Tren İstasyonu’nda İpek Yolu Türk İhraç Ürünleri Treni'ni karşılamış ve Nazarbayev ile birlikte son durağı Kazakistan olan İpek Yolu Türk İhraç Ürünleri Tren Fuarı’nın açılışını yapmıştı. Başbakan Erdoğan Kazakistan ziyareti sırasında, Ahıska Türkleri temsilcileri ve Kazakistan'daki Türk Göçmenler Derneği Temsilcileri ile de görüşmüştü.
 
“5. Astana Ekonomik Forumu”
 
Başbakan Erdoğan, 24 Mayıs’ta “5. Astana Ekonomik Forumu”na katılacak. Ziyaret sırasında Yeni Sinerji Ekonomi Programı ve Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin kurulması ile ilgili anlaşmaların imzalanması bekleniyor.
 
Her yıl yapılan söz konusu Astana Ekonomik Forumu, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in inisiyatifi ile kurulan ve Fahri Başkanı olduğu “Avrasya Bilim insanları Ekonomi Kulübü”, Kazakistan’ın 14 farklı bakanlığı, Kazakistan Merkez Bankası, Milli Sağlık Fonu Samruk-Kazyna, BM, Rusya Bilimler Akademisi, World Intellectual Property Organization, Bretton-Woods Committee ve Club de Madrid’in ortak organizasyonu. 40 ayrı faaliyetin organize edildiği Astana Ekonomi Forumu’na 80 ayrı ülkeden 5000 kişi katılacak. 5 aktif ve eski devlet başkanının, 11 aktif ve eski başbakanın, 25 aktif ve eski bakanın, 40 uluslararası kurum ve çokuluslu şirket başkanının, 12 Nobel ödüllü akademisyenin katılması foruma beklenilmektedir. Ayrıca, Başkent Astana, EXPO 2017 Fuarı’nın da en güçlü adayı. EXPO 2017’nin Astana’da düzenlenmesi durumunda bu fuar Orta Asya ve BDT ülkelerinde düzenlenen ilk büyük çaplı uluslararası fuar olacak. Türkiye, bu konuda da Kazakistan’ın yanında.
 
Türkiye-Kazakistan: Ortak Savunma Sanayisi
 
Kazakistan ile Türkiye arasında ikili ilişkiler çok yönlü ve çok boyutlu olarak gelişmeye devam ediyor. Kazakistan, Türkiye’nin önemli bir siyasi ve ekonomik ortağı olma yolunda. İki ülke arasında enerji ve müteahhitlik hizmetleri dışında savunma sanayisi alanında da çok önemli bir işbirliği gelişiyor. Savunma sanayisi karşılıklı güven ortamı içinde gelişir. Bu güvenin iki ülke arasında fazlasıyla olması savunma sanayisinin gelişimini sağlamaktadır.
 
Türk savunma sanayisi 2011’de 1 milyar 90 milyon Dolarlık ihracat gerçekleştirmişti. Otokar, 5 Mayıs’ta Astana’da düzenlenen KADEX 2012 Fuarı’nda Kazakhstan Engineering şirketi ile Kazakistan Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, Cobra zırhlı araçlarının Kazakistan'da üretimine ilişkin bir ön anlaşma (MOU) imzalamıştı. İmza törenine Milli Savunma Bakanlığı Savunma Sanayisi Müsteşarı Murad Bayar, Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç ve Kazakhstan Engineering Genel Müdürü Bolat S. Sumagulov katılmıştı. Ön anlaşma (MOU) kapsamında iki şirket, Kazakistan Hükümetinin 4x4 Cobra zırhlı araç ihtiyacını karşılamak amacıyla ortak bir şirket kuracak. İşbirliği ile kara araçları alanında ilk kez bir Türk savunma sanayisi şirketi yurt dışında zırhlı araç üretimi yapacak. Yani, ilk kez Türk markalı bir zırhlı araç Türkiye dışında üretilecek. İki şirket arasında yapılan ön anlaşmaya göre Otokar, yeni kurulması planlanan ortak girişime Cobra araçlarının üretimi için gerekli bilgi birikimini, tüm parça ve komponentlerin tedarik ve teslimini, eğitim ve üretim denetleme desteği verecek. Kazakistan'ın savunma sanayisi şirketlerinden Kazakhstan Engineering ise üretim için gerekli lokasyon ve tesislerin kurulmasını sağlayacak. Otokar Cobra dünya çapında kabul gören, Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere modern orduların tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek özelliklerde tasarlanmış çok fonksiyonel bir zırhlı araç. Cobra, bugün Türkiye dahil on’dan fazla ülkenin silahlı kuvvetler ve güvenlik güçleri envanterlerinde yer alıyor. Cobra’nın özellikle Birleşmiş Milletler bünyesinde gerçekleştirdiği başarılı görevler yeni kullanıcılar için de önemli referans oluyor. Araç, eşsiz arazi kabiliyeti ve üstün koruma sağlaması özellikleri ile de dikkat çekiyor. KADEX 2012 Uluslararası Savunma Fuarı’na Savunma Sanayi Müsteşarlığı öncülüğünde 16 firman katılmıştı. Fuara, en yüksek katılım Türkiye ve Rusya Federasyonu’nundan olmuştu.
 
Türkiye-Kazakistan: Hukuksal Temelde İşbirliğine Doğru
 
Türkiye-Kazakistan ilişkilerinin mevcut durumdan çok daha fazla gelişme potansiyeli bulunuyor. Bu nedenle, yeni ortak politikaların zaman kaybetmeden uygulamaya konulması gerekiyor. Kazakistan ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin her hangi iki ülke arasında kurulan iyi ilişkilerden farklı bir boyutu olması gerekiyor. İki ülke arasında mevcut olan dil, din, etnik, tarihi ve kültürel bağlar iki ülkenin geleceklerini kardeşlik bağları içerisinde yakınlaştırmanın alt yapısını oluşturmaktadır. Bunun için yeni kurumlar yaratmak yerine artık hukuksal temelde işbirliğine geçilmesi gerekiyor.
 
Türkiye ile Kazakistan arasında mümkün olduğunca hukuksal bütünleşme başlatılmalıdır. Bu bütünleşme, ana yapılara (AB, BDT, Gümrük Birliği, Avrasya Birliği) alternatif değil, tamamlayıcı olmalıdır. Yani, Türkiye’nin AB ile ilişkilerini ve Kazakistan’ın Gümrük Birliği ile ilişkilerini etkilemeden Türkiye ile Kazakistan arasında hukuksal temelde işbirliği başlatılmalıdır. AB içinde İngiltere, İspanya ve Fransa yakın tarihi ve kültürel ilişkileri bulunan ülkelerle hukuksal yakınlık kurmuştur. Bunun için, karşılıklı olarak vatandaşlık, mal edinme, şirket kurma ve çalışma hakkının alınması koşulları kolaylaştırılmalıdır. Gençlerin çalışma, okuma ve turistik seyahatleri kolaylaştırılmalıdır. Legal bir işte bir yıldan fazla sorunsuz olarak çalışıldığı takdirde vatandaşlık verilmelidir.
 
Kazakistan’ın Rusya Federasyonu ve Belarus ile gerçekleştirdiği Gümrük Birliği’nin olumlu ve olumsuz yönleri iki ülke uzmanları tarafından daha fazla ele alınmalı ve Türk işadamları bu konuda bilgilendirilmelidir. İki ülke arasında ekonomik, kültürel ve siyasi yakınlaşmanın kalıcı olabilmesi için iletişim imkanlarının, mal ve insan taşımacılığının ucuzlatılması gerekmektedir. İki ülke karşılıklı olarak gençlere yönelik devlet burslarını arttırmalıdır. Kazakistan, devlet burslusu olarak daha fazla öğrencisini Türk üniversitelerine göndermelidir.
 
Pasaporttan Kimlikle Geçişe Doğru
 
Türkiye ile Kazakistan arasında, 30 gün vizesizdir. Bu durum, ilk aşamada 90 güne çıkarılmalıdır. İkinci aşamada ise pasaport uygulamasına son verilerek kimlikle geçişe izin verilmelidir. Türkiye’ye KKTC, Gürcistan ve Yunanistan vatandaşları kimlikle geçiş yapabilmektedir. Kazakistan, Türkiye’ye Yunanistan’dan hem siyasi, hem ekonomik, hem tarihi hem de etnik olarak daha yakın bir ülkedir.
 
Kazakistan KEİ’ye Üye Olmalıdır
 
Kazakistan’ın AB ile yakınlaşması sürecinde, Türkiye’nin deneyimlerini Kazakistan ile paylaşması faydalı olacaktır. Türkiye ve Rusya Federasyonu dışında topraklarının bir kısmı Avrupa dışında bulunan üçüncü ülke Kazakistan’dır. Kazakistan’ın yüzde onu, Fransa’dan büyük bir yüzölçümü Avrupa kıtasındadır. Bu nedenle ve Kazakistan’ın Batılı değerler taşımasından dolayı Avrupa Konseyi başta olmak üzere Avrupa kurumlarında Kazakistan daha fazla yer almalıdır.
 
Bu yıl, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (KEİ) 20. yıldönümüdür. Haziran ayının sonunda Türkiye dönem başkanı olacaktır. Balkan ülkeleri ağırlıklı hantal bir yapı olan KEİ’ye yeni bir soluk ve yeni bir vizyon verebilmek için teşkilatı Hazar’ın ötesine de taşımak gerekiyor. Bu nedenle, Kazakistan’ın KEİ’ye üye olarak alınması yerinde bir karar olacaktır. Kazakistan için Hazar’ın ve Kazak enerji hammaddelerinin transit hattı olan Karadeniz’in istikrarı ve güvenliği yaşamsal bir önemdedir.
 
Türkiye-Kazakistan: Küresel ve Bölgesel İşbirliği
 
Türkiye ile Kazakistan arasında yeni politikaların oluşturulmasında da küresel ve bölgesel işbirliğinin olduğunu görüyoruz. Bu işbirliği sayesinde Türkiye ile Kazakistan Türk dünyasına yönelik olarak 1992’den beri ortak kurumların oluşmasına öncülük yapmıştır. Böylece, 1992’de “Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi (TÜRKSOY)” ve 2008’de “Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA)” kurulmuştur. 2-3 Ekim 2009’da Nahçıvan’da Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan arasında “Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi”nin oluşturulmasına dair anlaşma imzalanmıştır. Kısaca, “Türk Konseyi” olarak adlandırılan yapı da “Devlet Başkanları Konseyi”, “Dışişleri Bakanları Konseyi”, “Aksakallar Konseyi”, Kıdemli Memurlar Komitesi”, merkezi İstanbul’da bulunan “Türk Konseyi Sekreteryası” bulunmuştur. 20-21 Ekim 2011’de Almatı’da yapılan Türk Konseyi’nin ilk zirve toplantısında da “Türk İş Konseyi” kurulmuştur.
 
Türkiye-Kazakistan İlişkilerine Genel bir Bakış
 
Türkiye, Kazakistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkedir. Kazakistan, Türkiye’nin Orta Asya’da başlıca ortağıdır. Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in Ekim 2009’da Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında iki ülke arasında Stratejik Ortaklık Anlaşması imzalanmıştır.
 
Kazakistan’da 150-180 bin civarında Ahıska Türkü yaşamaktadır. Yaklaşık 40 bin Türk vatandaşı Kazakistan’da yaşamaktadır. Türkiye’de çeşitli nedenlerle ikamet eden yaklaşık 3000 Kazakistan vatandaşı bulunmaktadır. Merkezi Türkistan’da bulunan Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi’nin dört ayrı şehirdeki yerleşkesinde yaklaşık 31.000 öğrenci öğrenim görmektedir. Ayrıca, Kazakistan’da Kazak-Türk Eğitim Vakfı, Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı, Orta Asya Medeniyet Vakfı’na bağlı çeşitli düzeylerde eğitim kurumları mevcuttur. 2011-2012 öğretim yılı için, Türkiye Kazakistan’a 175 adet yüksek öğrenim bursu tahsis edilmiştir. Astana Yunus Emre Türk Kültür Merkezi Mayıs 2010’da faaliyete geçmiştir.
İki ülke arasında dış ticaret hacmi 3,968 milyar Dolar’dır (2011 yılında Türkiye’nin Kazakistan’a ihracatı 948 Milyon Dolar, ihracatı ise 3,020 Milyar Dolar’dır). Türkiye’nin Kazakistan’a ihracatında başlıca kalemleri, makine ve cihazlar, plastikten mamul eşya, elektrikli makine ve cihazlar; ithalatındaki başlıca kalemleri ise bakır, demir-çelik ve mineral yakıtlar oluşturmaktadır.
 
Türk yatırımcıların başta petrol, telekomünikasyon, otelcilik ve bankacılık alanlarında olmak üzere Kazakistan’daki toplam yatırımları 2 milyar Dolar civarındadır. Türkiye, sermaye miktarı açısından ABD, Güney Kore ve İngiltere’den sonra Kazakistan’da en büyük dördüncü yatırımcı ülke konumundadır. Ülkedeki yabancı sermayeli şirket sayısı bakımından ise ilk sıradadır. Astana’nın 1998 yılında Kazakistan’ın yeni başkenti ilan edilmesinden sonra, bu şehirde süratle artan inşaat faaliyetlerinde Türk müteahhitler önemli rol almış, şehrin bugünkü siluetine kavuşmasında en büyük katkı Türk firmalarınca sağlanmıştır. Kazakistan’da 500’ün üzerinde Kazak-Türk ortak sermayeli işletme faaliyettedir. Tamamı Türk sermayeli şirketlerin sayısı ise 200’ü bulmuştur. Ziraat Bankası’nın ortaklığı (yüzde 94 Ziraat Bankası, yüzde 6 Başak Sigorta) ile kurulan KZI Bank, Emlak Bankası’nın ortaklığı (yüzde 41) ile kurulan TKI Bank, Demirbank’ın ortaklığı (yüzde 99,97) ile kurulan Demir-Kazakistan Bank ve Okan firmasının ortaklığı (yüzde 95,29) ile kurulan International Bank Alma Ata faaliyetlerini sürdürmektedir. Kazak firmalarının da son yıllarda Türkiye’de başta petrol ve turizm sektörlerinde yaptıkları yatırımların 350 milyon dolara ulaştığı tahmin edilmektedir. 2006 yılı içinde Şekerbank hisselerinin yüzde 34’ü Bank Turan Alem tarafından satın alınmıştır.
 
Kazakistan ile Türkiye arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması ile Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşmaları mevcuttur.
 
Sonuç
 
Türk dış politikasında Kazakistan’ın yeri ve ağırlığı, Kazakistan’ın aktif, aynı zamanda yapıcı ve bütünleştirici dış politikası sayesinde giderek artmaktadır. Kazakistan’da Türkiye’ye ayrıcalıklı bir önem veriyor. Bunun bir nedeni Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev’in Türk ve Avrasya vizyonu ise diğer bir nedeni de Astana’nın Ankara’ya en iyi ve en aktif büyükelçilerini göndermesidir. Bu nedenle, Kazakistan’ın Ankara Büyükelçisi Prof. Dr. Canseyit Tüymebayev’i ve ekibini başarılarından dolayı kutlamak gerekiyor.