Ermeni Diasporasına Türk Vatandaşlığı

Hasan KANBOLAT, ORSAM Başkanı
Türkiye ile Ermeni diasporası ve Ermenistan arasında kronikleşmiş sorunlarda ilerleme umudu mevcut politikalar içinde görünmüyor. Bu nedenle, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Ankara’nın Ermeni diasporasına yeniden bakışının ipuçlarını verdi. Davutoğlu, 23 Aralık’da Ankara’da IV. Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmada Anadolu topraklarından göçmüş her bireyin Türkiye’nin diasporası sayılacağı yeni dönemi başlattı.
 
Erivan’ın Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanıyacağı yok. ‘Soykırım’ tezlerini yeniden gözden geçireceği yok. İşgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmeye niyeti yok. Askeri çözüme niyeti olmayan Bakü’yü de sonu olmayan görüşmelerle oyalayarak Azerbaycan topraklarını hazmetmeye çalışıyor. Türkiye’ye yönelik yeni bir açılıma da niyeti yok. Türk ve Ermeni ‘tatlı su’ sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek gülümseyen fotoğraflar çektirmesinin de faydası görülmüyor. Erivan, Sovyetler Birliği’nden miras kalan bürokratik oligarşisini yaşatmaya devam ediyor. Erivan nomenklaturası (oligark yönetimin sınıflaşması) Ermeni halkını baskı altında tutabilmek için halkına karşı ‘Türk korkusu’na ihtiyaç duyuyor. Diaspora Ermenileri de Avrupa’da, Latin ve Kuzey Amerika’da Hıristiyan toplumlar içinde asimile olmadan Hıristiyan bir toplum olarak yaşayabilmek için ‘Türk düşmanlığı’ ile farklı bir geçmiş ve farklı bir kimlik yaratmaya ihtiyaç duyuyor. Ankara’da Erivan’a dostluk eli uzatmaktan ve karşılık görememekten bıkmış durumda. Ankara, Ermenistan işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmeye başlamadan önce Türkiye-Ermenistan sınır kapılarını açmayacak. Ayrıca, Türkiye ile Azerbaycan arasında da ortak bir Ermenistan politikası oluşturulamamıştır. Ermenistan'ın Azerbaycan'ın yaklaşık yüzde yirmisini işgal etmiş olması, Türkiye-Ermenistan sınırlarının kapalı olması, Ermenistan'ın Türkiye'yi soykırımla suçlaması ve toprak bütünlüğünü tanımaması, Türkiye'nin Ermeni kökenli terör eylemlerine maruz kalması, her yıl yeni bir ülke parlamentosunun Ermeni soykırım iddiaları lehine karar alması ve Ermeni diasporasının iki ülke aleyhine dünyadaki faaliyetleri bile Türkiye ile Azerbaycan'ın ortak Ermenistan ve Ermeni politikası oluşturmasına yetmemiştir. Ortak bir fon kurulmamıştır. Ortak bir strateji merkezi oluşturulamamıştır. Ortak konferans veya toplantılar yapılmamış, ortak çalışmalar teşvik edilmemiştir.
Söz konusu koşullarda Ankara ile Erivan ve Ermeni diasporası arasında yeni bir yakınlaşmanın olmasını nasıl bekleyeceğiz?
 
Yeni politikalar, Türkler ile Ermeniler arasında bin yılı aşkın yakın dostluk ilişkilerinin birkaç yıla yayılan üzücü olaylar ile tanımlanmaması ile başlamalı ve akrabalık temelli devam etmelidir. Akrabalık temelleri çerçevesinde, Güney ve Kuzey Amerika, Avrupa ve Rusya Federasyonu başta olmak üzere Ermeni diasporasının tümüne, Ermenistan vatandaşlarına ve Türkiye’de çalışan Ermenilere oturum ve isteyenlere Türk vatandaşlığı verilmelidir. Türkiye’de çalışan Ermenilerin çocuklarının istedikleri takdirde Türk okullarında okuması sağlanabilir. Ermenistan vatandaşı öğrencilere lisans ve lisansüstü devlet bursu verilebilir. Böylece, Ermeni halkının her alanda Türkiye ve Türk halkıyla yakınlaşmasının ve kaynaşmasının adımları atılmaya başlanmalıdır.
 
Ermeni halkı ve aydınları Erivan’ın otoriter baskıcı yönetiminden sıkılmış durumdadır. Ermenistan’da demokrasi ve refah içinde yaşamak arzusu gün geçtikçe kuvvetlenmektedir. Ermeni halkı geçmişini inkar etmeden Türkiye ile barışmak istemektedir. Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi ekonomik değil siyasi bir projedir. Son bin yıldır sorunsuz yaşamış olan Türk, Ermeni ve Azeri halklarının 20. yüzyıl içerisinde birkaç on yıla sıkışmış sorunlar yüzünden geleceklerini ipotek altında tutmaları anlamsızdır.