Hatay Sınırlarına Suriye Yansımaları

Hasan KANBOLAT, ORSAM Başkanı
Hatay’ın sınır köylerini dolaşıyorum. Köylerde çiğköfte, biberli ekmek, bamya çorbası ve ayran ikram ediliyor. Sınır köyleri için tarım geçim olmaktan çıkmış. Yan gelir olmuş. Sınır köyleri sınır ticareti ile yaşıyor. Hatay’ın sınır köylülerine göre, Suriye hükümeti olayların başlamasından sonra Türkiye sınırını tamamen rahatlatmış. Sınır köylerinin olaylara katılmasını önlemek için sigara, mazot ve canlı hayvan kaçakçılığını tamamen serbest bırakmış. Cilvegözü (Türkiye)-Babel Havva (Suriye) sınır kapıları arasındaki tampon bölge Suriye’deki otorite boşluğu nedeniyle mazot ve sigara kaçakçılığı merkezi haline gelmiş. Dağdan eşeklerle ara bölgeye mazot ve sigara getiriliyor. Türk sınır ticaretçileri de Cilvegözü’nden çıkış yapıp arabalarını mazot ve sigara ile doldurduktan sonra Suriye’ye giriş yapmadan dönüyor. Basında çıkan haberlerin tam tersine, ticarette henüz aksama yok. Türkiye’den Suriye’ye gelenlere kötü davranılmıyor. Kötü davranış münferit. TIR giriş-çıkışlarına baktığımızda Haziran 2011’de Cilvegözü’nden günde ortalama 469 TIR giriş-çıkış yapmış. Temmuz 2011’de de günlük ortalama 460 civarı. Haziran 2010 ortalamasının 450 olduğu göz önüne alınırsa 2011 yazında ticarette bir azalmanın olmadığı görülebilir. Haziran 2011 başına kadar Suriye Türk TIR’larından 455 Dolar ayakbastı ve 400 Dolar peşin mazot parası alıyordu. Ancak, 1-3 Haziran’da TIR’ların grev yapmasıyla peşin alınan mazot parası 250 Dolara düşürüldü.
 
Köylülere göre, Suriye’nin köyleri reform istiyor. Halep ise birkaç güçlü Arap aşiretinin etkisiyle Esad’ı desteklemeye devam ediyor. İddialara göre, Halep’de ve Esad yanlısı gruplarda Türkiye karşı derin bir hayal kırıklığı bulunuyor. Reform yanlısı olanlarda ise Türkiye’nin daha aktif olması isteniyor. Artık, Suriye’de adam öldürmenin “Selamün aleyküm” demek kadar kolay duruma geldiği iddia ediliyor. Suriye’de şehirlerde devlet otoritesi sürüyor, durum büyük ölçüde kontrol altında. Ancak, şehirlerarası karayollarında güvenlik bitmiş. Karayollarında sıkça kontrol noktaları (check points) oluşturulmuş. Bu kontrol noktalarında bulunan güvenlik görevlileri kontrol dışı davranabiliyor. Kontrol noktalarında rüşvet, haraç, dayak, yaralama, öldürme ve yok etme olaylarının yaşandığı iddialar arasında. Ayrıca, karayollarında seyahat eden arabalar ve toplu taşım araçları kimliği belirsiz gruplar tarafından makinalı tüfeklerle sıkça taranmaya başlanmış. Bu durum can güvenliğini sona erdirmiş. Artan şiddet, korku imparatorluğu yaratmış. Suriye’nin Türkiye ve Lübnan sınırına uçaksavarlar ve füze bataryaları yerleştirdiği, füze bataryalarının başında İranlı subayların ve teknik personelinin bulunduğu şeklinde çok güçlü iddialar bulunuyor. Suriye’de çıkabilecek yeni çatışmaların yeni sığınmacılara neden olabileceğinden de korkuluyor. Örneğin, Suriye’nin Kürt bölgesinde çıkacak bir çatışma Suriye Kürtlerinin bir daha dönmemek üzere Türkiye’ye ve Irak’a sığınmasına neden olabilecektir. 1991’de Irak Kürtlerine yönelik Huzur Operasyonu’nu (Provide Comfort) ve sonrasını hatırlamakta fayda var.
 
Ankara’da bulunan Batılı diplomatlar da Hatay’a ayrı bir önem veriyor. Hatay gezileri Suriye olayları sonrası artarak sürüyor. Suriye’deki vatandaşlarını -genelde Şubat 2011’de verilen kararlar üzerine- genelde Hatay üzerinden tahliyeye başladılar bile.