Suriye’den Suriye’yi Anlamak: Esad’ın Altı Ayı Kaldı

Hasan KANBOLAT, ORSAM Başkanı
Türkiye ve Fransa'nın öncülüğünde 80'den fazla ülke ve oluşumun katılımı ile Tunus'ta 'Suriye'nin Dostları' toplantısı düzenlendi. Toplantı’nın kararları üzerine tartışmaların yanında Suriye içinden Suriye’de olan olayları anlamaya çalışmalıyız.
 
Suriye’de yönetimin ülkenin yaklaşık yarısında siyasi ve askeri kontrolü kaybettiği iddia ediliyor. Suriye, siyasi krizin yanında ekonomik krize de sürüklenmiş durumda. Yönetim savaşı finanse etmekte zorlandığı için Esad yönetimi altı ay içinde çökebilir. Alevi Arap karar alıcıların da Esad yönetiminden kopmaya başlaması sonun göründüğünü ortaya koyuyor. Ülkede gelecek beklentisi bitmiş. Ülke içi karayolu ulaşımı hemen hemen durmuş. Halep’den Şam’a karayolundan gitmek oldukça tehlikeli duruma gelmiş. Fabrikalar çalışmıyor. Üretim mekanizması durmuş. İletişim giderek zorlaşıyor. Hastaneler de sağlık personeli sıkıntısı büyüyor. Hemşirelerin tamamına yakını Alevi kökenli olduğu için (Sünni kızlar hemşireliği tercih etmiyorlar) Sünni Arap bölgelerde hemşire bulunamıyor. Elektrik çok kısıtlı veriliyor. Şam ve Halep’de bile elektrik sıkıntısı on iki saate çıkmış durumda.
 
Muhalefetin ve muhalefetin silahlı gücü haline gelen Özgür Suriye Ordusu'nun mali sorunu yok. Muhalefete Suriye içinden halkın her kesiminden para geliyor. Yurtdışında yaşayan Suriyelilerden de para geliyor. Suriye’deki muhalefetin yurtdışı ile bağlantıları güçlü. Suriye’nin geniş kara sınırları ve yıllardır var olan kaçakçılık yolları nedeniyle muhalefet rahatlıkla yurtdışı ile temas kurabiliyor, gidip tekrar dönebiliyor. Özgür Suriye Ordusu'nun beklentisi siyasi destek. Resmi olarak desteklenmek. Muhalefet yönetim ile görüşmeye açık. Ancak, Esad’ın kesinlikle gitmesi ön koşulu bulunuyor. Tarafları bir araya getirmeye çalışan Moskova’ya da muhalefet bu tavrını iletmişti.
 
Suriye içinde Türkiye Modeli ve Türkiye’nin çözüm bulması istekleri genel olarak kabul görmüş durumda. Muhalefet yanında yönetime yakın grupların da Türkiye’den beklentisi büyük. Yönetime yakın gruplar, yakın akraba olarak gördükleri Türkiye’nin sadece Sünni Araplar ve sadece Müslüman Kardeşler üzerinden politika geliştirdiğini iddia ediyor. Bu iddia edilen politikanın Suriye’deki bütün etnik, dini ve mezhepsel grupları da kapsayacak şekilde yeniden şekillenmesini istiyorlar. Türkiye’nin Alevi ve Hıristiyan Araplara da kucak açtığını daha fazla göstermesini talep ediyorlar. Suriye’deki diğer etnisiteler de Türkiye’ye bakıyor. Türkmenler, Kürtler, Çerkesler.
 
Esad rejiminin sonu yaklaştıkça Esad sonrası için sorular da artıyor. Suriye’de muhalefet silah ve halkın gücüyle iktidarı ele geçirdiği takdirde yeni bir totoliter rejim mi yaratılacak? Yoksa,yeni yönetim demokrasiyi inşaa etmeyi mi seçecek.Çünkü, Batı Arap Baharı ile birlikte Ortadoğu’da serbest piyasa ekonomisinin ve çok partili rejimlerin inşaasına odaklanmış durumda olmasına rağmen Arap halklarının önceliği farklı. Araplar, daha iyi bir yönetim, rüşvet ve yolsuzluğun sona ermesini, refahın hızla artmasını ve yaygınlaşmasını, eğitimli genç nüfusun işsizliğine çözüm bulunmasını, ekonomi, sağlık ve eğitim de reformların yapılmasını istiyorlar. Yani, yaşamın her alanında demokrasi özlemi var. Peki, Suriye’de Esad sonrası politik ve ekonomik reformlar nasıl olacak? Demokratik dönüşüm nasıl olacak? Demokrasi öğrenilen ve deneyim isteyen bir yönetim biçimidir. Suriye’de hangi siyasi hareket devleti şekillendirecek? Müslüman Kardeşler bir çözüm olabilecek midir? Bir ajandaları var mı? Suriye’de İran’ın etkisini Müslüman Kardeşler dışında kim kırabilir? Sorular hızla artıyor.
 
Suriye’de olaylar başladığında anneler gösterilere katılan çocuklarına karşı çıkıyorlardı. Sonra, endişelenmeye ve “dikkatli ol” demeye başladılar. Şimdi ise anneler çocuklarını gösterilere katılmaya teşvik ediyorlar.