Suriye’den Türkiye’ye Maceraperest Göç Dalgası ve Ladin Sonrası

Hasan Kanbolat, ORSAM Başkanı, hasankanbolat@orsam.org.tr
29 Nisan Cuma 17.30’da Hatay'ın Yayladağı ilçesi Güveççi köyünden Türkiye’ye yaklaşık 500 Suriyeli geçiş yapmak istedi. Hatay Valisi Celalettin Lekesiz hem vizyoner hem de pratik düşünebilen bir vali olduğunu tekrar ispatladı. Yayladağı Kaymakamı Tolga Polat ve Yayladağı Belediye Başkanı Mustafa Kemal Dağıstanlı’nın müdahaleleri ile Suriyeliler bekletilmeden Türk hükümetinin bilgisi dahilinde insani amaçlı olarak 252 kişinin geçişine izin verildi. Mülteciler diyemiyorum, çünkü Türk yasalarına göre sadece Avrupa’dan gelenlere mülteci statüsü veriliyor. Avrupa dışından Türkiye’ye gelenlere ise mülteci statüsü verilmiyor. Suriyeli kaçak göçmenler ilk geceyi konuk edildikleri kapalı spor salonunda geçirdikten sonra 30 Nisan’da çadırlara yerleştirildi. Kızılay’ın gönderdiği çadırlar Suriye'ye açılan Yayladağı sınır kapısına 4 km. uzaklıkta Yaprak Tütün İşletme Merkezi'ne ait sahada kuruldu ve göçmenler bu çadırlara taşındı.

Hatay’ın Yayladağı ilçesinin Suriye sınır bölgelerinde (Lazkiye) yoğun olarak Türkmenler yaşamaktadır. Ayrıca, Hatay’ın 1939’da Türkiye’ye katılmasından önce Yayladağı Türklerinden Suriye’ye yoğun bir göç olmuştu. Bu nedenlerden dolayı, Yayladağı ile Suriye arasında Türklük temelli yakın akrabalık bağları mevcuttur. Türkiye’ye gelen Suriyeli aileler de genelde Türkiye'de (özellikle Yayladağı’nda) akrabaları bulunan ailelerdir. Örneğin, Yayladağı’na gelen Suriyeliler arasında yakını olduğunu söyleyen Şerife Dendoş adlı Yayladağı-Görentaş'lı bir kadın gelenler arasında eşi Mustafa Dendoş'un da bulunduğunu Suriye'de akaryakıt işiyle uğraştığını ve 5 yıldır ayrı yaşadıklarını, kendisini görmek üzere geldiğini söyledi. Suriye’den Türkiye’ye bir göç dalgası olacaksa büyük göç dalgası Türkiye’de akrabası bulunan Sünni Arap kökenli Suriyelilerin göçü olabilir. Bu olduğu takdirde, Türkiye’nin özellikle Hatay, Adana, Mersin, Osmaniye, Gaziantep, Urfa, Mardin, Siirt ve İstanbul illerinde göçü hissedebiliriz. Alevi-Nusayri Arap kökenli Suriye vatandaşların da özellikle Hatay’da (Samandağı, Antakya, Altınözü, İskenderun, Arsuz) ve Adana, Mersin’de akrabaları bulunmasına rağmen, Suriye’de iktidar Alevi-Nusayri ağırlıklı olduğu için göç beklenilmemektedir. Suriye Çerkesleri ile Hatay-Reyhanlı Çerkesleri, Suriye Arap Hıristiyanları ile Hatay Hıristiyanları (Altınözü, Antakya, Samandağı, İskenderun, Arsuz) Suriye Ermenileri ile Hatay Ermenileri (Samandağı-Vakıflı Köyü, Antakya, İskenderun) arasında yakın akrabalık bağları bulunmasına rağmen şimdilik göç beklenilmemektedir. Olası bir göç dalgası Suriye’nin Kürt bölgelerinden Türkiye’ye (Hatay, Gaziantep, Urfa, Mardin) yönelik olabilir. Kürtlerin Suriye’de vatandaşlık haklarını bile yeni elde etmiş olmaları, mevcut baskılar olası göçü etkileyebilir.

Suriye’de son olaylardan etkilenerek baskıdan dolayı bir göç dalgası henüz yoktur. Akrabalık temelli ve maceraperest bir göç vardır. Beklenen yeni göç dalgaları da akrabalık temelli olabilir. Suriye’den Türkiye’ye yönelik büyük bir göç dalgası hissedilmemektedir. Türkiye ile Suriye arasında 877 km. sınır bulunmaktadır ve bütün sınır kapıları açıktır. Genelde Suriyeliler Türkiye’ye Perşembe günü gelip pazar veya pazartesi günü dönerlerdi. Türkiye ile Suriye arasında vizelerin kalkmasından sonra yoğunlaşan turistik ve akraba ziyaretleri Türkiye’nin güney illerinde ticareti arttırmıştı. Suriye’deki olaylardan sonra Türkiye’ye giriş hemen hemen tamamen kesilmiştir. Bu durum Türk esnafını zor durumda bırakmıştır.

ABD'nin uzun süredir peşinde olduğu El-Kaide lideri Usame Bin Ladin öldürüldüğü açıklandı. Küreselleşen dünyanın hamburger de, jeans de, sosyal paylaşım sitelerin de nasıl küresel markaları varsa terör de de El Kaide yaratılmış bir markadır. İhraç ve ithal edilebilen, franchising sistemiyle şubeler açabilen bir markadır. Önemli olan Ladin’in ölmesi değildir. Ladin ve El-Kaide ABD’nin Afganistan ve Pakistan politikalarının bir parçasıydı. Bölgeye müdahalesinin gerekçesiydi. Şimdi, bu küresel marka nasıl bir evrim geçirecek? ABD’nin Afganistan ve Pakistan politikaları tamamen değişecek mi ? Bu ölüm, bölge politikalarında kökten değişimin öncüsü mü? Önemli olan bu soruların cevaplarını aramamızdır.