Suriye Kürtleri ve Türkiye

Hasan Kanbolat, ORSAM Başkanı
Suriye’de Kürt nüfusunun 1,8-2 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir. Suriye nüfusun yaklaşık 22,5 milyon olduğu düşünülürse toplam nüfusun yaklaşık yüzde 10’nunu Kürtler oluşturmaktadır. Irak’ta Kürt nüfusu gerçekte yüzde 13 iken yüzde 17’nin kabul ettirilmiş olması gibi Suriye’de de yüzde 15’i kabul ettirmeye çalışıyorlar. Suriye’de Kürtler herhangi bir vilayette çoğunluk oluşturmamaktadır. Kürt nüfusun önemli bir kısmı ülkenin kuzeyinde birbirinden kopuk bölgelerde yaşamaktadır. Bu yerleşim yerlerinden bazılarında Kürtler çoğunluğu oluştururken bazılarında ise azınlıktadır. Kürtlerin yoğun olarak bulunduğu Haseke Vilayeti Suriye’nin petrol kaynağı açısından tek ve en zengin bölgesi olmasına rağmen, devletin politikaları doğrultusunda bölgeye yatırım yapılmamış ve bölgeye Araplar da yerleştirilmiştir.
 
Irak’ta Saddam Hüseyin’in devrilmesi, Irak’ta Kürtlerin önemli kazanımlar elde etmesi ve cumhurbaşkanlığını ele geçirmesi Suriye Kürtlerinin siyasi uyanışının başlıca nedenleri olmuştur. Suriye’de Kürt siyasi partileri sokakları tam olarak kontrol eden, çok iyi örgütlenmiş güçlü partiler değillerdir. Tarihsel liderleri yoktur. Manipülasyona açık yapılardır. Sokağa dökülen gençleri kontrol edememektedirler. Partilerin (PYD, Gelecek, Yekiti, Azadi be SKDP) halkı sokağa dökme kapasiteleri farklıdır. Partiler gençlik örgütleri (en önemlisi Avahi) olmaksızın kalabalık gösteriler yapamamaktadır. Partilerin ortak bir siyasi gündemi ve talebi olmadığından onları diğer muhalefet örgütleri karşısında zayıf düşürmektedir. Suriye Kürt partileri, Suriye rejiminin geleceği hakkında farklı görüşlere sahiptir. Partilerin çoğu lider merkezli partidir. Liderini kaybeden parti ya zayıflamakta ya da parçalanmaktadır. Kısa ve orta vadede Esad yönetimi değişse de Suriyeli Kürtler herhangi bir bağımsız devlet ya da federal bölge oluşturabilecek örgütlü kapasiteye sahip değildir. Buna karşın Kürtlerin köy, mahalle ve şehirlerde halk meclisleri kurarak “öz yönetim güçleri” ve “demokratik özerkliğin” altyapısını oluşturduğu iddia ediliyor. Ayrıca, Kürtlerin rejim ve muhalifler arasında yaşanan çatışmaların tarafı olmayacağı, yaşanan sorunların Arapların kendi arasındaki iktidar savaşı olduğu iddia ediliyor. Esad rejimin Kürtlerin hiç bir hakkını tanımadığı, yeni yapılan anayasa referandumunda Kürtlerin hakkını ilgilendiren hiç bir iyileştirmenin olmadığı, bunun için Kürtlerin referandumu boykot ettiği, Müslüman Kardeşlerin başını çektiği muhaliflerin de Kürtlerin hiç hakkını tanımaya yanaşmadığı iddia ediliyor. Genellikle PKK’nın desteği ile Suriye’de Kürtçe eğitim veren 54 okulun açıldığı da iddialar arasında. Buna göre, açılan okullarda okuma ve yazma öğretilirken, okullarda 3 dönem ders veriliyor. Okullarda birinci dönem 3 ile 6 ay arasında ders verilirken, 2. ve 3. dönemlerde ise, 3 aylık eğitim veriliyor. Okullara Suriye'de rejim tarafından öldürülen Kürt siyasetçilerin ve PKK’lı Suriyeli Kürtlerin ismi veriliyor.
 
Suriye’de Kürtler her zaman kazananı oynamaya başladı. Yani, Esad ile de Esadsız da Kürtler kazançlı çıkacak siyasi denklemi kurmuş durumda. Suriye’de kimlik alan Kürt sayısı 35 bin civarını bulmuş durumda. Başvuru yapan bütün Kürtlere kimlik verildi.
 
Suriye’deki Kürt varlığı Türkiye’nin lehine çevrilebileceği gibi aleyhine de kullanılabilir. Türkiye’nin Suriye Kürtlerine daha fazla ilgi göstermesi halinde bu gruplar üzerinde etkinlik kurması olasılığı da bulunmaktadır. Suriye Kürtleri Arap muhalefet hareketleri tarafından dışlanmaya devam edildiği sürece Kürt partileri ya radikalleşmek ya da sahayı PYD’ye bırakmak durumunda kalmaktadır. Suriye’de Kürtlerin sistem içinde tutulması ve Türkiye’ye zarar verecek bir ortamın oluşmaması için Arap muhalefet örgütlerinin tutumu önemlidir. Türkiye, Suriye Kürtleri ile doğrudan ve dolaylı ilişkiler geliştirmelidir. Suriye Kürtlerinin yeni Suriye’de siyasal sisteme entegre olması ve doğrudan ilişki kurulması Türkiye’ye karşı antipatinin önünü kesebilecektir.