Suriye Türkmenleri

Arap Baharı’nın Mart 2011 tarihinde Suriye’ye sıçraması ile ülkede uzun yıllar üstü örtülen yeni toplumsal dinamikler ortaya çıkarmaya başlamıştır. Bu dinamiklerden biri Türkiye açısından akraba topluluk olması nedeniyle ayrı  bir önem taşıyan Suriye Türkmenleridir. Suriye Türkmenleri, Suriye’de olası bir yeni siyasal yapılanma içinde etkin bir aktör olarak yer alma çabası içindedir. Ancak Suriye Türkmenleri uzun yıllar örgütlenememiş olmaları ve Türkiye’den kopuk yaşamış olmaları nedeniyle dillerini ve hatta kimliklerini kaybetme riski ile karşı karşıyadır.
 
Suriye’de 1,5 milyon civarında Türkçe konuşan ve 2 milyona yakın dilini unutmuş Türkmen yaşamaktadır. Suriye’nin sosyal yapısının heterojen niteliği göz önüne alındığında bu rakam siyasal sürece etkisi bakımından son derece önemli olabilir. Dillerini unutmuş olan Türkmenler kimliklerinin bilincinde olmakla birlikte yaşadıkları bölgenin dili, kültürü ile bütünleşmiştir. Ancak Türkmen kimliklerinin bilincedirler. Küçük gruplar halinde yaşayanlar önemli ölçüde Araplaşmıştır. Suriye Türkmenlerinin büyük çoğunluğu Sünni Hanefi mezhebine mensuptur. Çok az sayıda Alevi Türkmen bulunmaktadır.  Suriye Türkmenleri Türkiye Türkçesine çok yakın bir Türkçe konuşmaktadır.
 
Suriye Türkmenleri günümüzde en yoğun olarak Lazkiye (Bayır-Bucak Türkmenleri), Humus, Hama, Halep, Şam vilayetlerinde yaşamaktadır. Bunun yanı sıra eskiden Kuneytra vilayetinde yaşayan ancak İsrail işgali nedeniyle ülke geneline dağılmak zorunda kalan Golan Türkmenleri bulunmaktadır. Daha az sayıda olmakla birlikte Tartus, Rakka, Idlib ve Dera vilayetlerinde de Türkmenler bulunmaktadır.
 
Kimi dönemlerde bazı çıkışlar olsa da genel olarak Türkmenler arasında siyasal bir milliyetçilik gelişmemiştir. Türkmenler arasında tepkisel ve kültürel bir milliyetçilik vardır. Suriye sisteminin sert yapısı, Türkmen hareketinin siyasallaşmasını önlemiştir. Ancak, özellikle son halk ayaklanması ile beraber uyanışa geçen bir Türkmen milliyetçiliği de görülmektedir. Kendi haklarını aramak, Suriye toplumu içinde kendi benliklerini bulmak ve varlıklarını ispat etme çabası içindedirler.
 
Suriye’de yaşanan halk ayaklanması Suriye Türkmenleri açısından fırsatlar sunmaktadır. Suriye’de devrimin başarıya ulaşması durumunda sivil demokratik bir siyasal sistem ortaya çıkabilir. Bu ortam içinde Suriye Türkmenlerinin en büyük beklentisi, yeni anayasada Suriye halkını oluşturan unsurlardan biri olarak yer almaktır. Bunun yanı sıra siyasi ve anayasal reformların gerçekleştirilmesi, çok partili sisteme geçilmesi, yeni anayasa çalışmalarına Türkmenlerin de katılması, Türkmen halkının Suriye anayasasında asli bir unsur olarak tanınması, Türkçenin Türkmenlerin yoğunlukla yaşadığı bölgelerde resmi dil olarak tanınması gibi talepler öne sürmektedirler.
 
Türkmenler hali hazırda muhalif hareketlerin içinde yer almaktadır. Suriye genelinde Mart 2011 tarihinden günümüze kadar çok fazla sayıda Türkmen hayatını kaybetmiştir. Ayrıca yüzlerce kayıp ve tutuklu Türkmen bulunmaktadır. Türkmenler, Türkiye’den Suriye’yi ve Türkmenleri dünya gündemine taşımasını beklemektedir. Suriye’de oluşacak yeni devlet sisteminde Türkmen kimliğinin ve haklarının yeni anayasa çerçevesinde korunması konusunda destek olunması istemektedirler.