Türkiye -Mısır İlişkileri ve Mısır'daki Darbenin Etkileri

Fahri Yoldaş, Ahi Evran Üni., U.İ.B.
Türkiye-Mısır İlişkilerine Genel Bakış   Mısır cumhuriyetle yönetilen bir Arap ülkesidir. Halkının büyük çoğunluğu ise Müslümandır. Başkenti Kahire olan bu ülke Kuzey Afrika’nın nüfusu en kalabalık ülkesidir. Zengin bir geçmişi vardır ve tarih boyunca bir çok medeniyetin beşiği olmuştur. Jeopolitik ve jeostratejik açıdan büyük öneme sahip bir ülkedir. Bulunduğu konum neticesinde de uluslararası alanda etkin ve aktiftir. Ortadoğu denilince gözardı edilemeyecek önemli bir yeri ve Ortadoğu da bulunan ve komşu devletlerle ilişkileri güçlü bir yapısı vardır. Bu alanda diğer Ortadoğu ülkeleri ile güçlü bağları olan Mısır’ın, Türkiye ile ilişkileri de güçlü tutulmuş, ortak manevi değerlerin yaşandığı siyasal atmosfer oluşturulmuştur.
  Beş yüz yıllık dini ve tarihsel bağlar günümüzde iki devletin ilişkilerinin yakın ve dostça gelişmelerini sağlamıştır. Bu köklü yakınlık resmiyette ilk olarak 1925’de Türkiye Cumhuriyeti ile Mısır arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmasıyla başlamış, 1948 yılında Kahire'de büyükelçilik düzeyinde ülkeler temsil edilmiştir. Mısır’da Sosyalist rejim öğelerinin çokça kullanılmaya başlandığı 1961-63 yılları arasında ilişkilerde bir durgunluk dönemi başlamış, 1963’de tekrar normal seyrini devam ettirmiştir. Türkiye ve Mısır gelişmekte olan sekiz ülke (D-8) ve İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) gibi bir çok uluslararası alanda da aynı çatı altında yer almıştır . “Türkiye ile Mısır arasındaki ikili siyasi ilişkilerde sorun bulunmamaktadır. Türkiye ile Mısır arasında çeşitli alanlarda imzalanmış toplam 93 anlaşma, ilişkilerimizin hukuki zeminini oluşturmaktadır. “Türk-Mısır Stratejik Diyaloğu Çerçeve Muhtırası” (Memorandum for a Framework for Turkish-Egyptian Strategic Dialogue) başlıklı belge 3 Kasım 2007 tarihinde İstanbul’da imzalanmıştır.” 
  İki ülke ilişkilerinde genel düzeyde hem diplomatik açıdan hem de ortak maddi manevi değerler sistemi açısından dostane giden ilişkiler maalesef 3 Temmuz darbesi ile yerini durgun sulara bırakmış yaşanan durum Mısır’a birçok kayıp getirdiği gibi uluslararası düzene de bir çok sorun teşkil ettirmiştir. 
  3 Temmuz Darbesi
  3 Temmuz 2013’de Mısır’da ilk defa serbest  seçimle koltuğuna oturan Cumhurbaşkanı Mursi görevinin birinci yılında yapılan darbe ile devrilmiş oldu. 2011 ‘de  gerçekleşen Mısır Devriminin ardından  ülke demokrasi, adalet, kalkınma, sosyal ve ekonomik anlamda bir çok gayret içerisine girmişti. Özellikle kalkınma alanında  büyük uğraş vardı. Ancak tarih 3 Temmuz 2013’ü gösterdiğinde ordu, serbest seçimle işbaşına gelen bir iktidarı, gayrimeşru bir yolla koltuğundan etti. Yaşanan hadise yaklaşık 60 gündür halkın sokaklara dökülmesine ve bir çok kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Yaklaşık bir ay öncesine kadar darbe ile başlayan süreçte Mısır Sağlık Bakanlığı, hastane kaynakları ve Müslüman Kardeşler Teşkilatı'ndan alınan bilgilere göre, 3533 kişi hayatını kaybetti  ve 11520 kişi ise yaralandı. 
  Darbeyi gerçekleştiren Genelkurmay Başkanı Sisi şu açıklamalarda bulundu : 
  “Şimdiye kadar birçok çağrı yapıldı. Mısır askeri stratejik bir yardım da sundu. Karşılaştığımız büyük zorluklar ve tehditlerin üzerinden gelebilmek için sosyal güvenlik ve politik açıdan çağrıda bulundu. Askeri kuvvetler bölünmenin, gerginliğin, çatışmanın olmamasını istiyor. Mevcut krizden çıkabilmek için bütün çağrıları yapıyor. Askeri tarafın göstermiş olduğu talepler 21-22 Haziran'da görüşlerini bildirmiş olduk. Her türlü devlet mercii tarafından askerin görüşleri reddedilmiş oldu. Mısır'daki kitlelerin de istekleri ve talepleri reddedilmiş oldu. Bizim amacımız uzlaşmadır, insanların umudunu, güvenini sağlamaktır. Başkanın dün yapmış olduğu konuşma ve bunun öncesindeki süreçler kitlelerin taleplerini karşılanmadığını gösteriyor …. Mısır Askeri Kuvvetleri ayakta duracaktır, İçişleri ve Güvenlik Bakanlığı'yla iletişim içerisinde olacaktır. Huzurlu ve barışçıl bir ortam içerisinde bu sürecin gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. Askeri kuvvetler, polis ve de yargı personeli bu noktada kendini adamıştır. Halkların güvenliğini, emniyetini ve refahını sağlamak için kendini adamıştır ve de bunun savunmasını yapmaktadır.” 
  Yönetime ordu tarafından el konulması ile başlayan süreçte Mursi ordu tarafından konuk edildi, daha sonra ise tutuklandı. Şimdi de ceza mahkemesinde yargılanması devam etmektedir. Ayrıca Mısır’da yeni cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacağı açıklandı. Anayasa askıya alındı. Teknokrat bir hükümetin kurulacağı ve Mısır’ı bu dönemde yöneteceği belirtildi. Pek çok TV kanalı kapatıldı. Bu gelişmelere ek olarak darbe karşıtı gruplardan önemli bir yere sahip olan Müslüman Kardeşler’in liderlerinin tutuklanması da yönetime karşı tepkileri artırdı.   Muhalifler,Mursi yönetimine karşıt görüşlerini kötü yönetim, işsizlik ve ekonomik sıkıntılar, kadınların siyasetten dışlanması gibi bir takım nedene dayandırmaktadır. Mısır'da 2011'de Hüsnü Mübarek'i deviren onbinler, bu kez Müslüman Kardeşler kökenli Muhammed Mursi'ye karşı sokaktaydı. Seçimle cumhurbaşkanlığı görevine gelen Mursi'ye görevi bırak çağrısı yapıldı. Ordu da Mursi'ye ultimatom vererek halkın taleplerine yanıt verilmesi çağrısında bulunmuştu. Bu yaşananların ertesindeki 3 gün içerisinde, mevcut yönetimin üzerine düşeni yapmaması gerçekçe gösterilerek ordu tarafından yönetime el koyuldu. Ancak demokratik bir ülke de yönetim, halk tarafından seçilir ve halkın iktidarı pozisyonundadır. Bu durumda darbe günümüz politikalarında kesinlikle gerçekleşmemelidir. Artık demokrasi çağının yükselişe geçtiği günümüzde bu tür olaylar hem darbenin gerçekleştiği ülkeye ağır kayıplar vermekte hem de birçok ülkeyi ilişkiler ekseninde olumsuz etkilemektedir. Öte yandan Mısır kendini tarihten beri kanıtlamış güçlü bir ülkedir. Bu yüzden demokratik yollara  dönüş, ülkesine büyük katkı sağlayacaktır. Bunun içinde tekrar seçimler yapılmalı ve partiler bu anlamda gerekli hassasiyeti göstermelidir.   Türkiye Açısından Mısır Darbesi
  3 Temmuz günü Mısır’da ordunun yönetime el koyması uluslararası alanda değişik yorumlara neden olurken Türkiye tutumunu hemen belli ederek darbeyi kınadı. Türkiye’nin karar verme organlarında bulunan lider isimlerin darbe ile ilgili yaptıkları yorumları incelediğimizde  aslında Türkiye’nin sürekli demokrasi vurgusu yaptığını görüyoruz. 
  Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 
  "Demokratik bir seçimle işbaşına gelmiş olan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin, ordunun müdahalesiyle görevinden alınması son derece kaygı verici bir durumdur" "Seçimle başa gelmiş bir yönetimin askeri müdahale ile görevden alınması kabul edilemez" 
    Başbakan Erdoğan, 2. Yurtdışındaki Türk Bilim İnsanları Kurultay'ın kapanışında şu açıklamalarda bulundu:
  “Her askeri darbe Türkiye ekonomisini felç etti, kazanımlarını kaybettirdi. Dünyanın neresinde olursa olsun seçilmişlere karşı yapılan darbeler kötüdür, darbelerin hedefi demokrasidir. Ben şu anda batıya şaşıyorum. Hala buna darbe diyememiştir. Bu arada Afrika Birliği'ni tebrik ediyorum. Çünkü darbe nedeniyle Mısır'ın üyeliğini askıya almıştır. Yaşam ve ölüm ne kadar zıtsa demokratik darbe de o kadar zıt ve anlamsızdır. 'Darbeler kötüdür ama ..' diyenler de oluyor. Darbenin aması lakini olmaz. Mursi'nin hatası varsa o hatayı halk sandıkta ödetir. Sandığın dışında bir demorasi kuralı yoktur. Sandıkla gelen iktidar demokrasiyi rafa kaldırma hakkına sahip değildir” 
  Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış : 
  “Maalesef Ramazan ayı yaklaşırken darbe üzerine darbe yiyen İslam alemi, Mısır'dan gelen darbe haberleriyle bir kez daha üzüldü, bir kez daha yıkıldı. Ümit ediyoruz ki Mısır'daki kardeşlerimiz demokrasiyi bir an evvel yeniden inşa ederler ve milletin iradesini hiçbir tankın, hiçbir tüfeğin bastıramayacağını tüm dünyaya bir kez daha gösterirler.”    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız :
  “Mısır uzaktır, bize tesiri olmaz demeyin. Şu ana kadar bize, 300 milyon dolarlık maliyetinin olduğunu söylemem lazım. Siyasi istikrarsızlıklardan kaynaklanan yapılanmaların son derece olumsuz algılandığını, maliyetleri arttırıcı unsurlar olduğunu görüyoruz. ”dedi.  
  Darbe hem ülke ekonomisine zarar verirken hem de insan kayıplarına yol açmakta bu da durumun çok vahim olduğunu göstermektedir. Darbeye Türkiye açısından bir başka bakış da hukuki anlamda gerçekleşmiştir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Mısır’daki darbeyi “evrensel suçlar” kapsamında kabul ederek soruşturma başlatmıştır. Bu soruşturma kapsamını da TCK’nın 13. Ve 77. Maddelerine dayandırmaktadır. 
  Darbe Türkiye’de  yetkili kişiler tarafından büyük eleştirilere neden olurken, bununla sınırlı kalmamakta halk da çeşitli illerde darbe karşıtı gösteriler düzenleyerek tepkilerini ortaya koymaktadır. Öte yandan gelişmelerle birlikte elçiler bazında da bazı sıkıntılar yaşanmaktadır. Türkiye'nin Kahire Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı 16 Ağustos tarihinde istişare amaçlı olarak Ankara’ya çağırıldı. Türkiye’de yapılan istişarelerin ardından 4 Eylül tarihinde Mısır’a döndü. Ancak Ankara Büyükelçisi Abdurrahman Salahaddin halen görev yerine dönmedi. Bu yaşanan durumu Mısır Dışişleri Bakanı Sözcüsü Bedir Abdulbati şu açıklamalarla değerlendirdi:
   “Mısır'ın Ankara Büyükelçisi, Türkiye'nin Mısır içişlerine müdahalesi durmadıkça, Kahire'de kalmaya devam edecek. Ankara büyükelçimizi, Kahire'ye istişare için çağırdık. Ayrıca Türkiye'nin Kahire büyükelçisinden buradan ayrılmasını da biz istemedik.”  
  Bu gelişmeler kapsamında diplomatik seyrin ileride nasıl şekilleneceğini şimdiden kestirmek zor görünmektedir. Ancak Mısır’ın Ankara büyükelçisinin ve Ankara’nın Mısır Büyükelçisinin açıklamalarından da her iki ülkenin dostluğunun sürdürülmek istendiği gözle görülmektedir. İki ülke arasında dostluk perçinleştirilmeli, güçlü ittifak zinciri kurulmalıdır.   Sonuç
  3 Temmuz’da Mısır’da ordu tarafından yönetime el koyulması kendi ülkesinde insan kayıplarının, huzursuzluğun, siyasi istikrarsızlığın ve mevcut ekonomik sıkıntıların artmasına ve sadece kendi ülkesinde değil uluslararası platformda da büyük sıkıntıların doğmasına neden oldu. Özellikle darbe terimi üzerinde de anlam kargaşası oluştu. Birçok ülke Mısır’da yaşananlara darbe derken, bazı ülkeler ise bu duruma darbe demekten kaçındı. Türkiye ise serbest seçimle iş başı,zorla orduca görevden alınmayı darbe literatüründe değerlendirdi. Ancak Türkiye, Mısır’ın bu üzüntü verici durumundan kurtulacağına inanmaktadır ve ilişkilerdeki durgunluk döneminin biteceğini düşünmektedir. İki ülke arasındaki ilişkilerin tekrar normal seyrini alabilmesi için, temsilcilerin tekrar biraraya gelmeleri ve yaşanan durumları görüşerek, ilişkiler bazında bir mutabakat sağlamaları gerekmektedir. Türkiye ve Mısır tarihten beri bir çok ortak alanda hareket etmiş, manevi değerlerin yanısıra  diplomatik ilişkilerde de yakınlıkları bulunan güçlü devletlerdir. Bu iki devletin dostluğu ise kalıcı olmalı ve asla bozulmamalıdır. Ortadoğu’da ve dünya da etkinliğini yükselterek, tarihi geçmişiyle kendini kanıtlayan Mısır, ülkesinde demokrasinin hüküm sürdüğü bir yönetim şekli ile daha da güçlenecek ve gelişecektir. Resmi açıklamalardan da anlaşılacağı üzere bu süreçte de Türkiye’nin kardeş ülkeye desteği kuşkusuz büyük olacaktır.



http://www.mfa.gov.tr/turkiye-misir_siyasi-iliskileri-.tr.mfa
http://dunya.bugun.com.tr/musamaha-gostermeyiz-haberi/762136 ( Erişim Tarihi 18 Ağustos 2013 )
http://www.haberturk.com/dunya/haber/857548-misirda-darbe (Erişim Tarihi 03 Temmuz 2013 Çarşamba)
http://www.cnnturk.com/2013/dunya/06/30/tahrirde.istifa.sesleri/713594.0/ (Erişim Tarihi 02.Temmuz.2013 )
http://siyaset.milliyet.com.tr/misir-daki-darbeye-dunyada-en-net/siyaset/detay/1732143/default.htm (Erişim Tarihi 5 Temmuz 2013)   http://www.haber7.com/ic-politika/haber/1046053-erdogan-misirla-ilgili-bu-bilgiyi-ilk-kez-paylasti ( Erişim Tarihi 5 Temmuz 2013 )  
http://www.haber7.com/dis-politika/haber/1046170-bagisin-misirla-ilgili-en-buyuk-dilegi ( Erişim Tarihi 5 Temmuz 2013 )
http://haber.stargazete.com/ekonomi/misirdaki-darbe-sonrasi-petrol-faturamiz-300-milyon-s-artti/haber-784796 ( Erişim Tarihi 30 Ağustos 2013 )
http://www.sabah.com.tr/Gundem/2013/07/11/misir-darbesine-turkiyede-sorusturma ( Erişim Tarihi 11 Temmuz 2013)
http://www.radikal.com.tr/dunya/turk_elci_kahireye_donuyor_misir_elcisi_geri_gelmiyor-1149275  (Erişim Tarihi 4 Eylül 2013)