Yeni Tunus’un Türkiye’ye Yönelik Yeni Politik Açılımları

Hasan KANBOLAT, ORSAM Başkanı
Tunus’un yeni Ankara Büyükelçisi Mehrez Ben Rhouma 3 Kasım 2011 günü Türk akademisyenleri, gazetecileri, düşünce kuruluşları ve işadamlarıyla bir araya geldi. Tunus’un Ankara’daki büyükelçiliğinde gerçekleşen toplantıda Büyükelçisi Mehrez Ben Rhouma açık yüreklilikle Arap Baharı sonrası Tunus’u aktardı.
 
Mehrez Ben Rhouma’nın aktardıklarına göre, Tunus, 23 Ekim 2011 Pazar günü tarihi bir olay yaşadı ve ilk defa demokratik, şeffaf ve özgür bir seçim gerçekleştirdi. Seçimin amacı; 217 sandalyeden oluşacak “Tunus Ulusal Kurucu Meclisi” nin belirlenmesiydi. Seçim sonuçlarına göre oluşan Ulusal Kurucu Meclisin ilk görevi yeni bir anayasa hazırlamak, Cumhurbaşkanlığı ve bir sonraki parlamento seçimlerinin hazırlığını yapmaktır. Gerçekleşen bu süreç, insan hakları ve demokrasiyi güvence altına alan 14 Ocak 2011 devriminin amaçlarının kademeli olarak gerçekleştiği anlamına gelmektedir. Bu seçim, lojistik yardım alma dışında Geçici Yönetimden bağımsız ve tarafsız bir yüksek kurul tarafından denetlenmiştir. Seçimi yaklaşık 14 bin Tunuslu ile aralarında Türklerin de bulunduğu 500 yabancı gözlemcinin yanı sıra uluslararası ve bölgedeki basın kuruluşları takip etmiştir. Seçime % 80’lere varan yüksek bir katılım gerçekleşti. Seçim sonuçlarına göre Ulusal Meclis’in yaklaşık dörtte biri (49 sandalye) kadın parlamenterlerden oluşmuştur.
 
Seçim sonuçlarına göre gerçekleşen tablo,
  EL Nahda Haraket Partisi                                       90 sandalye Cumhuriyet İçin Konsey Partisi                             30 sandalye Özgürlük İçin Koalisyon                                          21 sandalye Ulusal Liste (Al Aridha)                                            19 sandalye Demokratik İlerleme Partisi                                    17 sandalye Diğer, koalisyon ve bağımsız listeler      40 sandalye  
Seçim, sakin, demokratik ve uygar bir biçimde gerçekleşmiştir. Böylece, Tunus halkı, olgun, sağduyulu ve vatansever olduğunu bütün dünyaya ispatlamış oldu. Şeffaflığı ve gerçekçiliği vurgulayan Tunus seçimlerinin, bölgedeki diğer ülkelere örnek olabileceği, Uluslararası kamuoyunun dikkatini çekti. 14 Ocak 2011 tarihinde Arap Baharı’nın ilk kıvılcımını yakan Tunus’a devrimden birkaç gün sonra Türk Dışişleri Bakanı’nın ziyareti, ayrıca ekonomik çevreler ve bakanlık düzeyinde Tunus’a yapılan ziyaretlerle özellikle de Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyareti ile Türkiye’nin Tunus’a vermiş olduğu destek sonucunda Türkiye ile olan ilişkiler Tunus için çok değer ifade etmektedir. Ayrıca, Türkiye’de ikamet eden vatandaşlarımızın milli görevlerini icra etmeleri için sağlamış oldukları imkânlar ve yardımlarından dolayı Türk Yetkili Makamlarına sonsuz şükranlarımızı sunarız. Tunus-Türkiye ilişkileri iki halkın ortak kültür ve tarihe dayalı köklü bir dostluk ile iki halk arasındaki sevgi ve saygı ilişkisidir. İki ülke arasında, ortak siyasi ilişkilerde yeni bir aşamaya geçmek amacıyla Eylül 2011’de Stratejik Ortaklık Düzeyinde Dostluk ve İşbirliği anlaşması imzalanmıştır.
 
Tunus’ta Türkiye’nin birçok alanda başarılı deneyimlerinden istifade etmeyi amaçlıyoruz. Bugün Türkiye’nin bölgedeki rolünü ve stratejik ağırlığını kimse göz ardı edemez. Tunus, Türkiye ile ortaklık ilişkileri kurarak özellikle Türkiye’nin ekonomi alanındaki başarılarından istifade etmek istemektedir. İki ülke arasındaki siyasi ilişkilerde önemli adımlar atılmış olsa da ülkelerin potansiyeli göz önüne alındığında ekonomik işbirliğinin yeterli seviyede olmadığı görülmektedir. Ticari alanda, Türkiye Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki dönem için belirlediği hedef,  iki ülke arasında bugün  1 milyar dolar olan ticaret hacminin 4 veya 5 milyar dolara ulaşmasıdır. Turizm alanında ise 7 milyon Türk, turist olarak yurtdışına çıkarken bu sayının sadece 18 bini Tunus’a gelmektedir. İki ülke arasındaki kısa uçuş mesafesi ve Tunus Hava Yolları ile Türk Hava Yollarının gerçekleştirdikleri günlük uçuşlar sayesinde ve Tunus’un tarihi yerleri, doğa güzellikleri, gelişmiş turistik tesisleri ve çeşitli kumsal ile çöl turizmi seçeneklerini göz önüne alırsak, Tunus’a gelen Türk turist sayısının kat be kat artabileceği görülmektedir. Tunus yatırım alanında, coğrafi konumu sayesinde çok önemli bir potansiyele sahip olup Afrika’ya açılan bir kapı niteliğinde olmasından dolayı verimli bir ortaklık işbirliği ile Türk yatırımları için Libya’yı da kapsayan üçlü bir ortaklık ile bölgedeki ülkeler arasında en fazla kalifikasyona sahip ülkedir. Ayrıca, Tunus gelişmiş ve modern kurumsal mevzuatı, üst düzey tecrübeleri ve yatırmalara sağladığı muafiyetlerle yatırımı teşvik eden bir ülkedir. Bunların yanı sıra iki ülke arasında 1995 yılında Serbest Ticaret Sahası anlaşması imzalanmış ve aralarında açık ve kusursuz bir ticaret sahası oluşmuştur.
 
Tunus, demokrasiye geçiş sürecinde yaşadığı deneyimi ve kamu kurumlarının istikrar ve devamlılığı sağlaması ile kurumsal bir ülke olduğunu ispatlamıştır. Ayrıca, sağlıklı ve üretken tabanı sayesinde ekonomik dengesini özellikle de sanayi ve ihracat dengesini muhafaza etmiştir. Son olarak, Tunus’un demokrasi yolundaki başarısı bölge için bir istikrar faktörüdür. Özellikle de kardeş ülke Türkiye ve Tunus’un dost ve ortakları tarafından desteklenmelidir. Unutmamalıyız ki devrim sonrası gerçekleşen seçimlerde başarı elde eden siyasi partiler Tunus için Türkiye’nin ayrıcalıklı bir ülke olması konusunda görüş birliğine varmışlar ve Tunus’a Türkiye’nin stratejik ortağı niteliğini kazandırmak için görüş birliğine varmışlardır.
 
Sonuç: Tunus Değişti Ama Türkiye-Tunus İlişkilerinin Değişeceğini Ve Gelişeceğini Söylemek İçin Henüz Çok Erken
 
Ankara Büyükelçisi Mehrez Ben Rhouma’nın aktardıklarını analiz edecek olursak,
 
-14 Ocak 2011, Arap Baharı’nın yıldönümüdür.
 
-Tunus’ta halk hareket etmiştir. Başta ordu olmak üzere devlet kurumları da devrimi desteklemiştir. Kolay ve temkinli bir değişim olmuştur.
 
-Tunus, Libya’daki devrimi desteklemiştir. Bir milyona yakın Libyalı sığınmacıyı Tunus’da ağırlamıştır. Tunus’da halen Libyalı sığınmacılar bulunmaktadır.
 
-Tunus kendi modelini yarattığını iddia ediyor.
 
-Tunus’da Kurucu Meclis rejimi ve anayasayı belirleyecektir. Ana hedef, yeni diktatörlerin oluşmasını önlemektir.
 
-Tunus’un resmi dini İslam’dır.
 
-Ankara Büyükelçisi Mehrez Ben Rhouma’nın hemen yanı başında oturarak toplantının organizasyonuna yardımcı olan Tunus kökenli Türk vatandaşı gazeteci ve Türk-Arap Bilim, Kültür ve Sanat Derneği (TASCA) Başkanı Muhammed Adil’in sözleriyle aktaracak olursak “Tunus’da parlamentoya giren dört büyük parti Arap ve İslam kimliğini seçti. Tunus’da eskisine göre biraz daha demokratik ve biraz daha imanlı bir sistem olacak”.
 
-Tunus, 1995’te AB ile özel bir anlaşma imzalamıştır. Tunus’un turizmin ve dış ticaretinin yüzde 80’ni AB iledir. Tunus, AB’den özel statü almak üzeredir. Yeni dönemde de Tunus için AB ve Fransa birincil önceliğini koruyacaktır. Tunus’un Fransa ile özel bağları bulunmaktadır. Bu özel bağlar da korunacaktır. AB’de 500 bin civarı Tunus vatandaşı çalışmaktadır. Tunus’un yeni siyasi aktörleri AB ve Fransa ile ilişkilerini koruyarak yeni kapılara açılmak istiyor. Bu kapılardan biri de Türkiye’dir.
 
-Tunus’un yeni siyasi partileri Türkiye’nin ayrıcalıklı ülke olması konusunda anlaşmaya varmışlardır. Türkiye’nin stratejik ortak olması konusunda görüş birliği vardır.
 
-Tunus, Tunus’da Türk Sanayi Bölgesi oluşturmak istiyor.
 
-Tunus ile Libya arasında özel bir ortaklık kurulacak. Ayrıca, Türkiye, Tunus ve Libya arasında özellikle ekonomi alanında üçlü bir ortaklık mekanizmasının oluşturulması hedeflenmektedir. Tunus’ta da üçlü ortaklık mekanizması için bir toplantı düzenlenecektir. Tunus, Libya pazarını çok iyi bildiğini iddia ediyor. Bölge istikrarı için üçlü ortaklığın kurulmasına önem veriyor.
 
-Türkiye, Tunuslu öğrencilere Türkiye’de eğitim alabilmeleri için sadece 5 devlet bursu vermektedir. Bu sayının arttırılması hedeflenmektedir.
 
-Tunus’da Türkçe öğretimi girişimleri vardır. Üniversiteler arası ortaklık girişimleri başlamıştır. Mevcut eğitim müfredatlarının düzeltilmesi üzerine çalışmalar vardır.
 
-Tunus, Türkiye’nin sivil toplum tecrübesinden yararlanmak istemektedir.
 
-Tunus turistlik bir ülke ve aynı zamanda tarım ülkesidir. AB ve Afrika pazarları bulunmaktadır. Tunus ile Türkiye’nin dış ticaret yapısı birbirine benziyor. İki ülkenin de ana dış ticaret ortağı AB’dir. Tarım ve turizm önemli sektörlerdir.
 
-Tunus’un ana hedefi Türkiye ile dış ticareti arttırmak, Tunus’a Türk yatırımlarını çekmek ve daha fazla Türk turistin Tunus’a gelebilmesini sağlamaktır. Ancak, bu ana hedeflerin eski dönem Tunus’undan bir farkı bulunmamaktadır.
 
Son Söz
 
- Türkiye ile Tunus birbirlerini unutmuş olan yakın akrabalardır. Yeni sözlere değil, yeni politikalara ihtiyacımız vardır. Bu nedenle, Tunus’un Türkiye ile dış ticaret hacmini arttırmak istemesi, Türk yatırımlarını çekmek istemesi ve daha fazla Türk turistin Tunus’a gelebilmesini sağlamak istemesi olumlu adımlar olmasına rağmen yeterli değildir.
 
- Türkiye ile Tunus arasında hukuksal zeminde halkların bütünleşmesini sağlamamız gerekiyor. Bu nedenle, Tunus-Fransa ilişkileri ve yaratılan özel hukuk, yaratılan kurumlar (Frankafon) Tunus-Türkiye ilişkilerinin yeni dönemi için örnek teşkil edebilir.
 
- Büyükelçisi Mehrez Ben Rhouma, Tunus’un Ankara büyükelçiliğinde ana salonda duvara asılı Fransız tipi Goblen duvar halısı önünde Türk gazetecilerine hitap etmesi bile Fransa’nın Tunus üzerinde süren etkisinin küçük bir göstergesidir.
 
Büyükelçisi Mehrez Ben Rhouma yeni görevinde başarılar dilerim.