Ayetullah Ali El-Sistani’nin Irak Siyaseti Üzerindeki Etkisi ve Son Cuma Hutbesi

Ancak Abadi’nin başbakanlığındaki yaklaşık bir yıllık süreçte kendi siyasal gücünü tam olarak oturtamaması ve mercinin desteğiyle ayakta kalmaya çalışması, Irak siyasetinde güç boşlukları yaratmıştır. Bu noktada Haşdi Şaabi yapısı ve Şii milis grupların IŞİD’le mücadele sürecinin yanı sıra, siyaseten de etkin olmaya başladığı bir dönem ortaya çıkmıştır. Bu anlamıyla Irak’ta askerileşen bir siyasal sisteme doğru yol alındığını söylemek mümkündür. Buna rağmen Ayetullah Ali El-Sistani’nin net bir biçimde Haydar El-Abadi’nin arkasında durması, hükümetin pozisyonunu, militerleşen siyasete karşı korumasına imkan vermiştir. Ancak Ayetullah Ali El-Sistani’nin Kerbela kentindeki temsilcisi Ahmet Es-Safi, Hazreti Hüseyin Camisi'ndeki hutbesinde 8 Ocak 2016’da yaptığı konuşmada verdiği mesajlar, Şii dini otoritenin de Abadi’ye yönelik verdiği destek konusunda şüpheler ortaya çıkartmıştır. Mesajda, Irak ordusunun ayrım yapmadan ülkedeki tüm toplum kesimlerini koruyabilecek güçlü bir ordu haline gelmesi için milli ve askeri esaslara göre yeniden yapılandırılmasına dikkat çekilmekle birlikte, geçen yıldan beri yolsuzlukla mücadele kapsamında, bu işe bulaşanların başındaki isimleri yakalayıp cezalandırması ve toplumsal adaleti sağlaması için defalarca çağrı yapıldığı, ancak bir yıldır somut hiçbir adımın atılmadığı ifade edilmiştir. Bununla birlikte reformlar konusunda yaşanan bu durumu da büyük bir teessüfle karşılandığı belirtilerek, hükümete yönelik ilk kez eleştirel bir tutum sergilendiği görülmüştür. Nitekim Abadi’ye yönelik tepkinin ilk mesajı, Abadi’nin Kasım 2015’te Necef’e yaptığı ziyarette ortaya çıkmış ve Abadi bu ziyarette Ayetullah Ali El-Sistani ile görüşememiştir. Son Cuma mesajıyla birlikte örtülü eylemin, söylem boyutuna yükseldiği görülmektedir. Somut olarak Abadi hükümetinden destek çekilmemiş olsa bile, dini merciliğin hükümete yönelik eleştirel bir tutum sergilemesi, Abadi’nin pozisyonunu zorlaştıracak bir adım gibi görülmektedir. Nitekim Abadi, haftasonu Irak Polisi’nin 94. kuruluş yıldönümünde yaptığı açıklamada, 2016’nın yolsuzlukla mücadele yılı olacağını ifade ederek, dini merciliğin endişelerini gidermeye çalışmıştır. Ancak bu süreçten itibaren Abadi tarafından reformlar konusunda somut bir adım atılmadan Abadi’ye yönelik eleştirel tutumun son bulmasının mümkün olmadığını söylemek mümkündür. Siyaseten tam destekten yoksun görünen ve IŞİD’le mücadele sürecinde Haşdi Şaabi ve milis gruplarla da uyumlu olmaması, Abadi’nin gücünü oldukça zayıflatmaktadır. Bu noktada Abadi’nin dini merciliğin desteğinin de uzağına düşmesi Abadi hükümetini önümüzdeki dönemde en fazla zorlayacak konulardan biri olarak görünmektedir. Eylül-Ekim 2015’te, yerine gelebilecek başbakan adaylarının isimlerinin dolaştığı bir ortamda, Abadi’nin atacağı adımlar hem kendisinin hem de Irak’ın geleceği açısından belirleyici olacaktır.ordusunun ayrım yapmadan ülkedeki tüm toplum kesimlerini koruyabilecek güçlü bir ordu haline gelmesi için milli ve askeri esaslara göre yeniden yapılandırılmasına dikkat çekilmekle birlikte, geçen yıldan beri yolsuzlukla mücadele kapsamında, bu işe bulaşanların başındaki isimleri yakalayıp cezalandırması ve toplumsal adaleti sağlaması için defalarca çağrı yapıldığı, ancak bir yıldır somut hiçbir adımın atılmadığı ifade edilmiştir. Bununla birlikte reformlar konusunda yaşanan bu durumu da büyük bir teessüfle karşılandığı belirtilerek, hükümete yönelik ilk kez eleştirel bir tutum sergilendiği görülmüştür. Nitekim Abadi’ye yönelik tepkinin ilk mesajı, Abadi’nin Kasım 2015’te Necef’e yaptığı ziyarette ortaya çıkmış ve Abadi bu ziyarette Ayetullah Ali El-Sistani ile görüşememiştir. Son Cuma mesajıyla birlikte örtülü eylemin, söylem boyutuna yükseldiği görülmektedir. Somut olarak Abadi hükümetinden destek çekilmemiş olsa bile, dini merciliğin hükümete yönelik eleştirel bir tutum sergilemesi, Abadi’nin pozisyonunu zorlaştıracak bir adım gibi görülmektedir. Nitekim Abadi, haftasonu Irak Polisi’nin 94. kuruluş yıldönümünde yaptığı açıklamada, 2016’nın yolsuzlukla mücadele yılı olacağını ifade ederek, dini merciliğin endişelerini gidermeye çalışmıştır. Ancak bu süreçten itibaren Abadi tarafından reformlar konusunda somut bir adım atılmadan Abadi’ye yönelik eleştirel tutumun son bulmasının mümkün olmadığını söylemek mümkündür. Siyaseten tam destekten yoksun görünen ve IŞİD’le mücadele sürecinde Haşdi Şaabi ve milis gruplarla da uyumlu olmaması, Abadi’nin gücünü oldukça zayıflatmaktadır. Bu noktada Abadi’nin dini merciliğin desteğinin de uzağına düşmesi Abadi hükümetini önümüzdeki dönemde en fazla zorlayacak konulardan biri olarak görünmektedir. Eylül-Ekim 2015’te, yerine gelebilecek başbakan adaylarının isimlerinin dolaştığı bir ortamda, Abadi’nin atacağı adımlar hem kendisinin hem de Irak’ın geleceği açısından belirleyici olacaktır.