Irak’ta Yeni Cumhurbaşkanı ve Siyasi Denge

Bilgay Duman, Araştırmacı, ORSAM
30 Nisan 2014 genel seçimlerinin ardından yaklaşık üç ay sonra Irak Parlamentosu, 24 Temmuz 2014 tarihinde yaptığı oturumla yeni cumhurbaşkanını seçmiştir. Irak Cumhurbaşkanlığı için 93 kişinin kendisini aday göstermesine rağmen ilk oylama turuna 4 kişi katılmış, ancak oylama yapılmadan önce Cumhurbaşkanı adaylarından Faik Şeyh Ali, oylamaya girmeyeceğini açıklamıştır. Böylece ilk tur oylaması Kanun Devleti Koalisyonu’ndan Hanan Fetlavi, bağımsız aday Hüseyin El-Musevi ve KYB’li Fuad Masum arasında yapılmıştır. 275 milletvekilinin katıldığı ilk oylamada hiçbir aday üçte iki çoğunluğa ulaşamamış ve oylama ikinci tura kalmıştır. 37 oy alan Hanan Fetlavi ikinci tur oylamasından çekilmiş ve böylece ikinci tur oylaması Hüseyin El-Musevi ve Fuad Masum arasında yapılmıştır. 269 milletvekilinin katıldığı ikinci tur oylamasında 211 oy alan Fuad Masum, Irak’ın yeni cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. Hüseyin El-Musevi ise 17 oy almıştır. Irak’ta cumhurbaşkanının seçilmesiyle yeni bir süreç başlamıştır. Cumhurbaşkanın seçilmesinin ardından hükümet kurma görevini 15 gün içerisinde hükümeti kuracak kişiye vermesi gerekmektedir. Bu nedenle Irak’ta yeni bir siyasi pazarlık sürecinin başladığı görülmektedir.
 
2003 sonrası Irak’taki siyasi sürece bakıldığında, siyasi pazarlık ve uzlaşmaların siyaseti yönlendirdiği görülecektir. Irak’taki hükümet kurma süreci ile görev ve makamların paylaşımı siyasi grupların arasındaki anlaşma ve uzlaşmayla belirlenmektedir. Nitekim Fuad Masum’un cumhurbaşkanı seçilme süreci de bu pazarlık ve anlaşmanın bir ürünü olarak ortaya çıkmış görünmektedir. Bu anlamıyla Fuad Masum’un cumhurbaşkanı seçilmesini Irak’taki siyasi dengeler, Kürt iç politikası ve bölgesel denklem üzerinden değerlendirmek mümkündür.
 
Irak iç politikası açısından bakıldığında, IŞİD operasyonlarının gölgesi altında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi, her şeye rağmen Irak’ın bütüncül yapısını koruma isteğinin bir yansıması olarak değerlendirilebilir. IŞİD operasyonlarıyla gündeme gelen bölünme senaryoları, cumhurbaşkanın seçilmiş olmasıyla rafa kaldırılabilir düzeye gelmiştir. Ancak bu durum senaryoların tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmeyecek, yeni siyasi ya da güvenlik krizleri, önümüzdeki dönemde bölünme senaryolarını tekrar gündeme getirecektir. Bununla birlikte geçtiğimiz haftalarda Selim Cuburi’nin parlamento başkanı olarak seçilmesi, son olarak da Fuad Masum’un cumhurbaşkanı seçilmesiyle Irak’taki fiili siyasi dengenin kurulduğu ve yerleştiği görülmektedir. Zira 2003’ten bu yana kadar Irak’ta parlamento başkanı Sünni, cumhurbaşkanı Kürt ve Başbakan Şii olmuştur. 2005 ve 2010 seçimlerinin ardından bu şekilde etnik ve mezhebi yapıya göre belirlenen makamların, 2014 seçimlerinden sonra da aynı yapıya kavuştuğu görülmektedir. Yazılı bir anlaşma olmasa da üçüncü kez aynı yapının korunması, bu durumun bir teamül haline geldiğini gösterir niteliktedir. Bir dönem Irak cumhurbaşkanlığını isteyen Sünni gruplar da bu teamüle uyduklarını ortaya koymuştur. Bununla birlikte, Fuad Masum kişisel özellikleri nedeniyle de tercih edilebilir bir figür olmuştur. Liberal bir düşünce yapısına sahip olan Fuad Masum, gruplar arasındaki dengenin gözetilmesine katkı yapabilecek bir siyasi kişilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca Fuad Masum’un daha önce Irak Geçici Yönetim Konseyi Başkanlığı ve Irak Parlamento Başkanlığı yaptığı düşünüldüğünde, Irak’taki tecrübeyi yakından bilen bir siyasetçi olduğu görülmektedir. Dahası Basra Üniversitesi’nde bir dönem öğretim üyeliği yapan Fuad Masum, nüfus oranları itibariyle Irak siyasetinin yürütücü gücü olan Şiileri de yakından tanımakta ve bu anlamda gruplar arası uyumun ve uzlaşmanın sağlanmasında önemli rol üstlenebilecektir.
 
Öte yandan Fuad Masum’un cumhurbaşkanı seçilmesi asıl olarak Kürtler arasındaki siyasi dinamikleri gün yüzüne çıkartmıştır. Öncelikle, cumhurbaşkanının Kürtlerden olacağının anlaşılması üzerine Kürtler arasındaki aday belirleme sürecinin özellikle KYB üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Bu anlamıyla Kürt siyasi partilerin de bu makamın KYB’ye verilmesine karşı çıkmadıklarını söylemek mümkündür. Ancak KYB içerisindeki liderlik tartışmasının Kürtlerin cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecini etkilediği görülmektedir. KYB içerisindeki kamplaşma ve kutuplaşmalar dikkate alındığında iki farklı aktör olarak karşımıza çıkan Berham Salih ve Necmettin Kerim’in aday olacağı kulislerin en çok konuşulan konularından biri olmuştur. Ancak diğer Kürt partilerin de Kürtlerden bir kişinin aday olması yönünde tavır benimsemesi, KYB’yi zor duruma düşürmüştür. Burada hem Berham Salih hem de Necmettin Kerim’in adaylık konusunda geri adım atmaması, KYB’deki dengeleri bozmuştur. Nitekim Necmettin Kerim, KYB politbürosu tarafından kabul edilmemesine rağmen adaylıktan son dakikaya kadar çekilmemiş, KYB tarafından görevinden alınacağı yönünde verilen beyan sonrasında KYB’den kopmayı göze alamayarak adaylığını koymamıştır. Ancak Berham Salih’in de KYB dışındaki siyasi gruplar tarafından kabul görmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle KYB, Kürt partilere iki aday sunmuş ve Kürt milletvekilleri bu adayları oylamıştır. 55 Kürt milletvekili arasında yapılan oylamada Fuad Masum 30, Berham Salih ise 23 oy almış, 2 milletvekili kararsız oyu kullanmıştır. Böylece Fuad Masum Kürtlerin cumhurbaşkanı adayı olmuştur. Alınan oylara bakıldığında Kürt partilerin oylarının her iki aday arasında dağıldığını söylemek mümkündür. Zira Irak parlamentosunda 21 milletvekili bulunan KYB’deki bir kısım milletvekillerinin parti içerisindeki kamplaşmanın etkisiyle Berham Salih’e destek vermemiş olabileceğini söylemek mümkündür. Bununla birlikte Fuad Masum’un, Celal Talabani’yle çocukluğa dayanan dostluğunun yanı sıra, Celal Talabani’nin hastalanmasının ardından KYB içerisindeki denklemde bir taraf olarak ortaya çıkmaması ve Celal Talabani’nin karısı Hero Talabani’nin safında yer alması, Fuad Masum’u ön plana çıkarmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi Celal Talabani’nin Irak’a dönmesinin de Fuad Masum’un ön plana çıkmasında etkili olduğu düşünülmektedir. Ayrıca KYB içerisinde liderlik mücadelesi içerisinde Celal Talabani sonrası liderlik pozisyonu için ismi geçen Berham Salih ya da Necmettin Kerim gibi bir figürün Irak Cumhurbaşkanı olarak seçilmesi durumunda bu görevi iki dönem yürüten Celal Talabani’nin halefi gibi bir izlenim yaratacak olmasından dolayısıyla KYB içerisindeki dengeleri bozacağından, Fuad Masum’un cumhurbaşkanı olarak seçilmesi, Talabani ailesinin KYB’deki ağırlığını da sağlamlaştıracak bir hamle olmuştur.
 
Fuad Masum’un cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ilk kutlayan ülkenin Türkiye olması, Türkiye’nin Irak’ın istikrarına verdiği önemi ortaya koyduğu gibi, Fuad Masum’un alacağı bölgesel destek açısından da önemlidir. Ayrıca Fuad Masum’un, İran ile de iyi ilişkileri olduğu bilinmektedir. Bunun yanı sıra, ABD nezdinde Berham Salih’e nazaran daha az desteğe sahip olsa da ABD’nin Irak işgali döneminde Irak’ta kurulan hükümetlerde görev almış olması Fuad Masum açısından önemli bir avantaj olarak ifade edilebilir. Bu anlamıyla Fuad Masum’un cumhurbaşkanlığı Kürt iç siyasi, Irak’taki siyasi dengeler ve bölgesel denklem açısından bir uzlaşının yansıması olarak görülebilir. Ancak bundan sonra Irak’ı daha karmaşık bir sürecin beklediği açıktır. IŞİD’in ülkedeki etkinliği devam ederken, hükümet kurma pazarlıklarının yanı sıra, Şiilerin Nuri El-Maliki’nin yeniden başbakanlığı konusunda göstereceği tavır ve Nuri El-Maliki’nin tutumu, Sünni Arapların IŞİD karşısındaki duruşu ve hükümete katılma isteği ile Kürtlerin bağımsızlık yönündeki hamlelerinin ciddiyeti, Irak’taki uzlaşma sürecinin de geleceğini belirleyecek nitelikte olacaktır.