Ahmedinecad’ın Kabinesi Değişti Politikası Değişmedi

Bayram Sinkaya, ORSAM Ortadoğu Danışmanı
Tartışmalı 12 Haziran seçimlerinin ardından merakla beklenen yeni İran kabinesi nihayet kuruldu. Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın yeni kabine için önerdiği 21 kişiden 18’i İran Meclisi’ndeki yoğun tartışmaların ardından 3 Eylül Perşembe günü güvenoyu almayı başardı. [1] Böylece İran’da, Ahmedinecad yönetimindeki ikinci kabine işbaşına gelmiş oldu.

Ahmedinecad’ın ikinci kabinesi bir önceki kabinesinden önemli farklılıklar göstermektedir. Bu farklardan en önemlisi kabinenin nerdeyse tamamen yenilenmiş olmasıdır. Bir önceki dönemden sadece altı bakan yeni kabinede yer bulabilmiştir. Dışişleri Bakanı Manouchehr Mottaki, Sanayi ve Madenler Bakanı Ali Akbar Mehrabian, Kooperatifler Bakanı Mohammad Abbasi ve Yol ve Ulaştırma Bakanı yerlerini korurken; önceki kabinede Ticaret Bakanı olan Masoud Mirkazemi yeni kabinede Petrol Bakanı, Savunma Bakanı olan Mostafa Mohammad Najjar ise İçişleri Bakanı olmuştur. Böylece ekonomi yönetimini tamamen değiştiren Ahmedinecad, kendisiyle tartışmaya giren bakanların çoğuna [2] yeni kabinede yer vermemiştir.
Kabinedeki en büyük farklılık ise Devrim’den sonra ilk defa kadınların bakan olarak görev almış olmasıdır. Ancak, Ahmedinecad’ın bakanlık için önerdiği üç kadından yalnızca birisi, Marzieh Vahid-Dastjerdi, Meclis’ten yeterli sayıda oy alarak Sağlık Bakanı olmuştur. Ahmedinecad’ın Refah ve Sosyal Güvenlik bakanlığı için önerdiği Fatemeh Ajarlou ve Egitim Bakanlığı için önerdiği Sousan Keshavarz [3] yeterli liyakata sahip görülmediklerinden yeterli sayıda güvenoyu alamamıştır.

Kabinede böylesine büyük bir değişiklik yapılması Ahmedinecad’ı güven oylaması sırasında zor duruma düşürmüştür. Ahmedinecad, tecrübesiz fakat kendisine sadık insanları kabineye almakla itham edilmiş; kapsamlı bir hükümet programı hazırlamamış olmakla ve bakan adaylarını belirlerken milletvekilleri ile görüş alışverişinde bulunmamış olmakla eleştirilmiştir. Bu nedenle bakan adaylarının güven oylaması öncesinde niteliklerinin Mecliste görüşülmesi oldukça uzun sürmüştür. Zira Ahmedinecad’ın yeni kabine için önerdiği kişilerin birçoğu tecrübe sahibi olmadıkları gerekçesiyle eleştirilmiştir. Nitekim Ajarlou ve Keshavarz’in yanı sıra Enerji Bakanlığı için önerdiği Mohammad Aliabadi bakanlıkları ile ilgili yeterli eğitim ve tecrübeye sahip olmadıkları gerekçesiyle Meclis tarafından reddedilmiştir. Bir önceki hükümette Ticaret Bakanı iken Petrol Bakanlığı’na getirilen Mirkazemi, ülke ekonomisinin can damarı konumundaki petrol konusunda yeterli bilgi sahibi olmamakla eleştirilmiş ve bakanlığına en çok karşı çıkılan kişi olmuştur.

Yeni kabinenin en “popüler” üyesi, güven oylaması sırasında Meclis’ten en yüksek oyu (227) alan yeni Savunma Bakanı Ahmad Vahidi olmuştur. Devrim Muhafızları Ordusu’nda üst düzey bir general olan Vahidi, ABD’nin terör örgütleri listesine aldığı meşhur Kudüs Ordusu’nun kurucusudur ve uzun süre komutanlığını yapmıştır. Bir önceki hükümet zamanında Savunma Bakanı Yardımcısı olan Vahidi, Kudüs Ordusu’nun komutanı olduğu dönemde, 1994 yılında Arjantin’de 80’den fazla kişinin ölümüyle sonuçlanan Yahudi Kültür Merkezi’nin bombalanması ile ilgili olarak suçlananlar arasındadır ve bu nedenle Interpol tarafından aranmaktadır. Vahidi’nin Savunma Bakanlığı için aday gösterilmesinin ardından ortaya çıkan uluslararası tepkiye karşılık İran Meclisi’nde Vahidi’nin adaylığına karşı hiçbir konuşma yapılmamış, sadece İsrail karşıtı sloganlar atılmıştır.

İçişleri Bakanı olan Mostafa Mohammad Najjar kabinenin asker kökenli ikinci üyesidir. Devrim Muhafızları Komutanlarından olan Naccar, bir önceki hükümette Savunma Bakanı idi. Naccar’ın, İçişleri Bakanlığı’na getirilmesi ile illerde ve İçişleri Bakanlığına bağlı diğer kurumlarda Devrim Muhafızları’nın etkisinin daha da artacağı düşünülmektedir. Yeni Kabinenin Devrim Muhafızları ile doğrudan bağlantılı bir diğer üyesi ise İstihbarat Bakanlığı’na getirilen Huccetülislam Heydar Moslehi’dir. Moslehi uzun yıllar boyunca Rehber’in Devrim Muhafızları ve Besic’de temsilciliğini yapmıştır.

Yeni kabinede en dikkat çeken kişilerden birisi de Bilim, Araştırma ve Teknoloji Bakanı olan Kamran Daneshjou’dur. İçişleri Bakanlığı’nda Siyasi İşlerden Sorumlu Bakan Yardımcısı olan Daneshjou, 12 Haziran seçimleri sırasında Seçim Kurulu’nun başkanıydı. Reformcular tarafından “seçim darbesinin mimarı” olarak görülen Daneshju’nun bakanlığa getirilmesi büyük ilgi çekmiştir.

Pazar günü ilk toplantısını Meşhed’de yapacak olan kabinenin önünde önemli güvenlik ve dış politika sorunları ile siyasi ve iktisadi meseleler bulunmaktadır. Ancak, tartışmalı bir seçim sürecinin ardından Ahmedinecad, ülkede huzurun ve birliğin sağlanması amacıyla diğer siyasi grupları da kapsayan bir kabine listesi oluşturmak yerine kendisine sadık, radikal ve güvenlik bürokrasisine dayanan bir kabine kurmuştur. Nitekim kabinedeki Devrim Muhafızlarının yanı sıra altı bakanın daha Devrim Muhafızları ve Besic ile ilişkili olduğu iddia edilmektedir. Bu durum Ahmedinecad’ın ne iç ne de dış politikada uzlaşmaya hazır olmadığının ve radikal politikalar uygulayacağının habercisidir. Özellikle kadife devrim girişimlerinin önünün alınması gerekçesiyle güvenlik tedbirlerinin yoğunlaşması ve Ahmedinecad’a meydan okumaya devam eden “reformcu” muhalefeti marjinalleştirmeye çalışması beklenmektedir. Ancak Ahmedinecad hükümetine yönelik en etkili muhalefet Meclis görüşmelerinde de ortaya çıktığı üzere muhafazakarlardan gelecektir. Zira İran’da siyasetin ağırlık merkezi artık muhafazakarlar ile radikallerden yanadır. Yeni Ahmedinecad hükümetinin uluslararası imajını düzeltmek için nükleer meselede diplomatik görüşmeleri yeniden başlatması beklenmesine rağmen İran’ın hem bu konu hem de İsrail-Filistin gibi diğer bölge sorunlarına ilişkin tutumunda önemli bir değişiklik olması pek mümkün görünmemektedir. Popülist ekonomi politikalarının da devam etmesi beklenmektedir. Sonuç olarak Ahmedinecad kabineyi neredeyse tamamen değiştirmiştir ancak yeni politikalar belirlememiştir. Zira ne Ahmedinecad’ın söylemlerinde, ne de bakanlarının açıklamalarında “yeni” bir unsur görülmemektedir.

Bununla beraber, Ahmedinecad’ın ilk defa kabinede kadınlara yer vermesi “göstermelik” bir reform olmasına ve kadın adayların kadın haklarını savunma konusunda iyi bir üne sahip olmamalarına karşın – mesela Vahid Dastjerdi İran’ın Kadına Yönelik Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne taraf olmasına karşı çıkmıştır – önemli bir tabunun yıkılması açısından son derece önemlidir. Bu durumun önemi Muhammed Hatemi’nin söz vermiş olmasına rağmen kendi kabinesinde hiçbir kadına yer veremediği hatırlandığında daha iyi anlaşılacaktır.



[1] İran’da her bakan için ayrı ayrı güven oylaması yapılmaktadır ve bakan adayının kullanılan oyların yarısından fazlasını alması gereklidir. Yeterli güvenoyu alamayan bakan adaylarının yerine Cumhurbaşkanı üç ay içinde yeni kişileri aday göstermektedir.

[2] İstihbarat Bakanı Mohsen Ejei ve Kültür ve İslami İrşad Bakanı Saffar Harandi dahil bazı bakanlar Ahmedinecad’ın dünürü Esfendiyar Rahim Meshai’yi Cumhurbaşkanı Birinci yardımcısı atamasını eleştirmiştir. Buna mukabil Ahmedinecad Eje’iyi görevden almış, diğer bakanlara da yeni kabinede yer vermemiştir. Ancak Rahim Meshai’nin atanmasına Rehber Ali Hamaney de karşı çıkınca Ahmedinecad geri adım atmak zorunda kalmıştır.

[3] Sousan Keshavarz’in Musavi’nin seçim kampanyasında çalıştığı ve güven oylamasında bu yüzden reddedildiği iddia edilmektedir.