Irak Seçimlerinin En Sıcak Noktası Diyala’dan İzlenimler

Ogün Duru, Yönetici Editör
2003 yılında başlayan şiddetli mezhep çatışmaları ve ABD güçlerine yönelik eylemler nedeniyle Irak’ta güvenliğin en zayıf olduğu vilayetlerin başında gelen Diyala, 7 Mart 2010’daki parlamento seçimlerini onlarca bombalama eylemiyle karşıladı. Seçim haftası yaşanan bombalı saldırıların yoğunluğu nedeniyle Diyala, Irak seçimlerinin en olaylı bölgesiydi. ORSAM’dan Türkiye’yi temsilen uluslararası gözlemci sıfatıyla katıldığımız seçimlerde, Diyala’daki “sıcak” tabloyu yerinde gözlemleme fırsatı bulduk.    Diyala’daki “sıcak tablo”nun arka planını kuşkusuz, bu vilayetin geneline yayılan etnik ve mezhepsel mücadeleler oluşturuyor. Etnik tansiyonun nedeni büyük ölçüde, Bölgesel Kürt Yönetimi’nin (BKY) taleplerinden kaynaklanıyor. Şu an Kifri’nin tamamı, Hanekin’in ise orta ve kuzeyi fiilen BKY’nin daha doğrusu Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) kontrolünde bulunuyor. 2003 yılındaki ABD işgalinin ilk zamanlarında Kürt yönetimi peşmerge birliklerini Hanekin’e kaydırarak buralarda büyük ölçüde hâkimiyet sağlamıştı. BKY halen resmi idari sınırlarının dışında olan Kifri ve Hanekin’i, aynı oldu-bittiyle kontrolüne aldığı diğer bazı yerleşim yerleriyle birlikte “ihtilaflı bölge” olarak adlandırmıştı. Kürt yönetimi fiili durumun Bağdat nezdinde resmiyet kazanması için çaba harcarken, bu iki bölgedeki Türkmenler ve Sünni/Şii Araplar itirazlarını duyurmaya çalışıyor. Kürtlerin çabaları, Diyala’nın parçalanması anlamına geldiği için Kifri ve Hanekin’in güneyindeki ilçelerde çoğunluğu oluşturan Sünni Araplardan sert tepki görüyor. Öte yandan, Kürtlerin buradaki fiili hâkimiyetini kabul etmeyeceğini Başbakan Maliki de, Irak ordusuyla bölgedeki Kürt Peşmerge birliklerini rahatsız ederek açık biçimde göstermişti.  ORSAM Uzmanı Serhat Erkmen tarafından hazırlanan “Unutulmuş Türkmen Diyarı: Diyala” [1] başlıklı raporda anlatıldığı üzere, “Diyala vilayeti Kürt bölgesi içinde coğrafi denge kurulabilmesi açısından da önemli. Erbil, Duhok ve Süleymaniye vilayetlerine ek olarak Kürtlerin Hanekin’i merkez olarak alacak belki de Tuzhurmatu’ya kadar uzanacak bir bölgede yeni bir vilayet kurması hem Iraklı Kürtlerin etki sahasını genişletebilecek hem de bu bölgede güçlü olan ancak son dönemde KDP’ye karşı güç kaybeden KYB’nin en azından vilayet sayısı bağlamında KDP’yi dengelemesini sağlayabilecek. Ek olarak Hanekin ilçesindeki petrol bu bölgeyi önemli kılıyor.”   Mezhepsel tansiyonun nedeni ülkedeki iktidar paylaşımı kadar buradaki nüfusun coğrafi dağılımından da kaynaklanıyor. Diyala nüfusunun çoğunluğunu Sünni Araplar oluşturuyor. Ancak Kifri ve Hanekin dışındaki dört ilçede karmaşık bir mezhepsel dağılım söz konusu. Halis ile Beledruz’da ilçe merkezlerinde Şii Arapların ve merkezlerin çevrelerinde Sünni Arapların; Bakuba’da ve Muktadiye’de ise Sünni Arapların ve Şii Arapların büyük ölçüde iç içe olduğu karmaşık bir yerleşim dokusu var. Sünnilerin ağırlıkta olduğu demografik kompozisyon vilayet yönetimine ancak Aralık 2009’daki mahalli seçimlerde yansıyabildi. Sünni gruplar daha önce protesto ettikleri seçimlerin aksine son vilayet konseyi seçimlerine aktif katılım gösterdi. Şii grupların ve Kürtlerin gerektiğinden fazla söz sahibi oldukları vilayet konseyi renk değiştirdi. Sandalyelerin üçte ikiye yakını ve valilik makamı Tavafuk ve Irak Ulusal Projesi’nin başını çektiği Sünni gruplara geçti. Buna karşılık Diyala’daki yargı sistemi ile güvenlik güçlerinin dokusu tam tersi bir durum arz etmeye devam etti. Vilayetteki hakimlerin tamamını halen Şiiler (cezaevlerindeki mahkumların büyük bölümünü ise Sünniler) oluşturuyor. Diyala’daki güvenlik bürokrasisi elitini oluşturan Harekât Komutanlığı’nın başındaki Tarık Abdül Vahab Jasım Mahdi el Azavi, Irak ordusu 5. Tümen Komutanı Halid Cevad Kazım Muhsin el Rubai, Emniyet Müdürü Abdül Hüsiyen Ali Damuk Salman el Şammari, Vilayet Müşterek Kontrol Merkezi Müdürü Muhammed Kathem Hadi ile Ağır Suçlar Birimi Komutanı Kasım Hamadi Suheyl gibi isimlerin de yine tamamı Şii. Diyala nüfusunun mezhepsel yapısı ile Sünniler ile Şiilerin siyasal süreçlerde ters kutuplarda yer almış olması, El Kaide’nin uzun süre bölgede etkin olmasını hazırlayan nedenlerin başında geldi. Örgüt bugün eski gücünde olmasa da Diyala’daki varlığını etkin biçimde sürdürüyor.      Diğer taraftan Diyala’daki saldırıların önemli bir bölümü uzun süre Amerikan güçlerini hedef aldı. Öyle ki Diyala, ABD güçleri için en fazla kayıp verilen yerler arasındaydı. Bu nedenle Amerikan birlikleri bölgede çok hassas bir hareket tarzına sahip. Diğer taraftan Amerikalı komutanlar halen, saldırılar için bölgeye büyük miktarlarda silah ve patlayıcı gönderdiğini öne sürdükleri İran’ı suçlamaya devam ediyor. Kimilerine göre İran, ABD’nin Diyala’da (biri sınıra sıfır noktada olan) 4 üsle varlık göstermesinden rahatsız ve şiddet eylemlerini destekleyerek ABD güçlerini burada pasif kalmaya zorluyor.   4 Mart’taki Özel Oylama Sürecindeki Gözlemler  Diyala’daki seçim gözlemlerimiz sırasında Bakuba-Halıs sınırında konuşlu olan Amerikalılara ait Warhorse İleri Operasyonlar Üssü’nde kaldık. Seçim gözlemciliğini iki ayrı fasılda yaptık. İlk gözlemciliğimiz Irak güvenlik güçleri, hastalar ve mahkumlar gibi özel durumu olan kimselerin (Special Needs) diğer vatandaşlardan 3 gün önce oy kullanacağı merkezlerin ziyaret edilmesiydi. Bu amaçla 4 Mart Perşembe günü ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği’ndeki bazı diplomatlar, Diyala’daki ABD Vilayet Yeniden İnşa Ekibi (Public Reconstruction Team) ve Amerikan özel güvenlik birimlerinin de içinde olduğu bir heyetle üç seçim merkezinde çalışmalarda bulunduk. Bunların ikisi Bakuba’daki Musa bin Nasır Okulu ile Sareya Okulu, diğeri de Halıs’taki El Samoa Okulu idi. Muktadiye’deki iki seçim merkezinde yapacağımız çalışma ise güvenlik ekiplerinin isteği nedeniyle iptal edildi. 4 Mart’taki ilk gözlemlerimizde oylamaya ilişkin ciddi bir usulsüzlük dikkatimiz çekmedi. Nitekim oylamayı izleyen bazı parti temsilcileri, herhangi bir sorun yaşanmadığını ve süreçten memnun olduklarını teyit ettiler. Buna karşılık organizasyonla ilgili olarak birtakım küçük düzensizlikler yaşandığı ortadaydı. Bunların başında, oyunu kullanmak isteyen ve çoğu güney vilayetlerinden olan güvenlik güçlerinin isimlerini seçmen listelerinde bulma güçlüğü geliyordu. Ayrıca, oylama saatinin başlamasının üzerinden bir saat geçmiş olmasına rağmen, henüz seçmenlerin ve parti temsilcilerinin gelmemesi gerekçe gösterilerek çoğu sandığın kapağı plastik kelepçelerle bağlanmamıştı. En fazla dikkatimizi çeken hususlardan biri de, oy sandıklarının bulunduğu istasyonlarda (odalarda) çok az sayıda parti temsilcisinin bulunmasıydı. Bunun nedeni, Sünni nüfusun çoğunlukta olduğu Diyala’da oyunu vermeye gelen güvenlik güçlerinin tamamına yakınının Şii olması ve oylarının dağılımının önceden büyük ölçüde tahmin edilebilir olmasında aranabilir. Nitekim merakımız nedeniyle, oylama başlamadan hemen önce okulun avlusunda sıraya geçen güvenlik güçlerinden doğum yerlerinin belirtilmesi istendiğinde 10’a yakın askerin tamamı Basra, Divaniye, Necef ve Kerbela gibi Şii vilayetlerinden olduğunu ifade etti.  4 Mart’taki oylama sırasında not ettiğimiz şeylerden biri de, bazı seçim merkezlerinin çok yakınında yer alan seçim kampanyası materyallerinin kaldırılmamış olmasıydı.   7 Mart’ta Tıkanan Oylama Süreci: 3 Saat İçinde 23 Patlama 7 Mart Pazar günü sıradan Iraklı seçmenlerin oy kullanacağı seçimler için, 7 seçim merkezinde gözlem yapmayı planlamıştık. Bu amaçla 6 Mart’ta Diyala’da Muktadiye ilçesindeki Normandi Amerikan Üssü’ne, buradan da Hanekin ilçesindeki Cobra Üssü’ne geçtik. Ancak 7 Mart sabahı Irak güvenlik güçlerinin nezaretinde konvoyumuzla üsten ayrıldıktan 5 dakika sonra planlarımızda değişiklik yapılması gerekti. Celevre’de Sünnilerin yoğun olduğu bir yerleşim biriminde Halit Bin Velid Okulu’na gitmek üzere ilerlerken konvoyun önünde şüpheli bir araç fark edildi. Aracın patlayıcı yüklü olduğunun tespit edilmesi üzerine Celevre programımız tamamen iptal edildi. Konvoyumuz güzergâhını Hanekin ilçesinin As Sadiye kasabasına çevirdi. İşte tam bu sırada Celevre ve As Sadiye’de bombaların patlamaya başladığı haberi geldi. As Sadiye’de saat 08.30 sularında ulaştığımız El Karma Okulu’nda bombaların seçmen psikolojisini derinden etkilediğini görmek mümkündü. Oyunu kullanmak üzere gelen seçmen sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu. Seçim istasyonlarındaki parti temsilcileri, bombalama eylemlerinin seçmenleri eve kapanmaya mecbur bıraktığını belirtiyordu. Nitekim bu ifadeleri, biz henüz okulda bulunduğumuz sırada ardı ardına gelen patlamaların gürültüleri ile teyit ediliyordu. O sırada gelen bilgiye göre, gürültüsünü duyduğumuz patlamalardan biri, bizi bekleyen zırhlı araçlarımızın 100 metre yakınında olmuştu.   Neticede bu seçim merkezinde yaptığımız gözlemlerde herhangi bir usulsüzlükle karşılaşmamış olsak da, seçmenlerin merkeze gelememesi büyük bir sorundu. Güvenlik sorunun ne denli büyük olduğu, bu okuldan ayrıldıktan 5 dakika sonra, birkaç sokak ileride konvoyumuzun durmak zorunda kalması ile kesinlik kazandı. Durma nedenimiz, konvoyumuzun önünde patlayıcı yüklü yeni bir aracın tespit edilmesiydi. Lakin tek sorunumuz bu değildi. Güvenlik ekibimize kasabanın her yerinde sık aralıklarla çeşitli patlamalar olduğu haberi ulaşmıştı ve bu nedenle 1 saat kadar bulunduğumuz noktadan hareket edemedik. Tehlikenin kısmen geçtiği haberi ulaşıp As Sadiye’den saat 11.00 sularında çıkmak üzereyken ulaşan yeni bilgi, Diyala’da tablonun ne denli “sıcak” olduğunu gözler önüne seriyordu. Buna göre, yalnızca As Sadiye’de 08.00-11.00 arasında yani 3 saatte yaşanan patlama sayısı 23 idi.   As Sadiye’deki güvenlik krizinin tersine, bu kasabaya sınır olan Muktadiye ilçesinde tek bir patlama dahi olmamasını şaşkınlıkla karşıladık. Muktadiye’de ikisi ilçe merkezinde biri Büyük Barvana kasabasında yaptığımız gözlemde, katılımın çok daha yüksek olduğuna şahit olduk. Güvenliğin iyi olduğu yerlerde özellikle kadınların ilgisinin yüksek olması dikkat çekiyordu.   Diyala’daki seçim gözlemlerinde dikkat çeken diğer detayları ve yaşanan olayların bize düşündürttüğü bazı hususları şöyle sıralayabiliriz:   - Kürtlerin güçlü olduğu Hanekin’deki sandıklarda, Noşirvan Mustafa liderliğindeki Goran partisinin herhangi bir temsilcisine rastlayamadık. Sokaklarda da bu partinin tek bir seçim kampanyası materyalini görmek mümkün değildi. Amerikalı bir askeri yetkili, Hanekin’in en güçlü partisinin KYB olduğunu ve peşmerge komutanı Molla Bahtiyar’ın burada ciddi bir hâkimiyet kurduğu belirtiyordu.   -Seçim merkezlerindeki parti temsilcilerinin dağılımına bakıldığında, Başbakan Maliki’nin seçim koalisyonunda oldukça az sayıda kimse olması dikkat çekiciydi. Seçimlerden hemen sonra gelen Maliki’nin yüksek bir oy oranını yakaladığı haberi ile bu durum bir tezat teşkil ediyordu.   - Bir çıkarsama yapmak gerekirse, Diyala’nın bazı yerlerinde bombalama eylemlerinde sandıklara gidemeyen veya gitmesi engellenen kesimlerin Sünni Araplar ve korumasız durumdaki Türkmenler olması, bu durumdan istifade edecek faillerin tahmin edilmesini kolaylaştırmaktadır.   - Dikkat edilmesi gereken bir husus da, uluslararası seçim gözlemciliğinin tesadüfen ya da bilinçli olarak belirlenmiş çok az sayıdaki noktada çok sınırlı bir zaman kesitinde, oylamanın ancak belirli bir safhasını izlemeyi kapsadığıdır. Irak’ta 18 milyon 900 bin kayıtlı seçmen için 9 bin seçim istasyonu kurulduğu göz önüne alınırsa, bir gün içinde 5-15 istasyon gezebilen seçim gözlemcilerinin bildireceği kanaatler, seçmenlerin içinde bulundukları sıkıntıları ya da olumlu şartları kesin biçimde teyit etmek ya da genellemelere ulaşmak için yeterli değildir. Dolayısıyla bizler, yukarıda anlattıklarımızın Irak’taki ya da Diyala’daki seçim sürecinin tümünü temsil etmekten uzak olabileceği ihtimalini yabana atmamaktayız.       [1] Unutulmuş Türkmen Diyarı: Diyala, Rapor No 7, Ankara, ORSAM, s.6-7, Kasım 2009.