İstanbul, Olimpiyatlar ve 7 Eylül 2013

Dr. Süreyya Yiğit, ORSAM Avrasya Danışmanı
Devletler tarih boyunca her zaman birbirleriyle yarışmışlardır. Başka devletleri kendilerine rakip olarak görmüşlerdir. Pek çok zaman bu rekabet ister istemez silahlı saldırıya dönüşmüştür. Değil tarihte, yirminci yüzyılda bile bunun sayısız örneğini gösterebiliriz. Savaşlar sona erdiğinde bir devlet toprak kazanmış, diğeri ise topraklarını kaybetmiştir. Savaşlardaki temel amaç devletlerin güçlerini arttırmasıdır. Günümüzde de her devletin kendi gücünü arttırma niyetinde olduğunu söylemek ise sadece bildiğimizi tekrarlamaktan ibaret olacaktır.
 
Küreselleşen dünyada devletlerin farklı seçenekleri mevcuttur: İlla savaşmak artık şart değildir. Ülkeler, güçlerinin farklı yerlerden etkilendiğini ve etkileyebileceğini bilmektedir. Uluslararası ilişkiler kitaplarında, örneğin Keith Dinnie'nin 'Nation Branding: Concepts, issues, practice' ve Dick Martin'in 'Rebuilding Brand America: What we must do to restore our reputation and safeguard the future of American business abroad' adlı eserlerinde, ülkeleri bir marka olarak görmektedirler. Çokuluslu şirketler nasıl kendi imajlarını, kendilerini bir marka olarak dünyaya tanıtmaya çabalıyorlarsa, devletler de aynı yöntemi kullanmaktadırlar.
 
Marka – Devlet
 
O zaman devletler kendilerini bir marka olarak dünyaya nasıl satabilir veya tanıtabilirler? Bunun belki de en kolay ve en efektif yolu sportif faaliyetlerden geçer. Günümüzde İspanya'ya baktığımız zaman futbolda 2012 Avrupa ve 2010 Dünya Şampiyonlukları ülkeyi iyi bir marka olarak dünya platformunda olumlu bir şekilde tanıtmayı başarmıştır. Futboldaki başarısı ülkeye imaj bağlamında pozitif bir katkıda bulunmuştur. Elbette bu olumlu tanıtım ekonomisini dilediği yönde etkileyememiştir ama buradaki önemli husus bir potansiyelin yaratılmasıdır.
 
Marka bir nevi bir mıknatıstır ve mıknatısların özellikleri de çekme güçlerinden kaynaklanır. Potansiyel müşteriler ülkeye özendirildikten sonra yapılması gereken onları ilgi ve bilgi ile etkilemektir. İktisadi kriz ile boğuşan bir dünyada ülkeler kendi imajlarını, kendi değerlerini bir marka olarak tanıtmakta çokça emek sarf etmektedirler. Bunun günümüzdeki yine en güzel örneği İngiltere'dir.
 
İngiltere Modeli
 
Londra, kendisini dünyaya olimpiyatlar sayesinde olumlu olarak tanıtmayı başarmıştır. Sportif müsabakalarda olimpiyatlar, Dünya Futbol Şampiyonasının çok önünde gelmektedir. Küresel televizyon izleyici rakamlarına göz atacak olursak olimpiyatlar her zaman birinci sıradadır. İşte bu sebepten dolayıdır ki İspanyollar Dünya Kupasındaki ve bu seneki Avrupa Futbol Şampiyonluğundaki başarılarını 2020 olimpiyatında ikinci kez ev sahipliği yaparak süslemeyi amaçlamaktadırlar. Bunun yanı sıra Japonlar, Fukuşima’da deprem ve tsunami felaketlerinden sonra kendileri de İspanyollar gibi, ikinci defa yaz Olimpiyatlarına ev sahipliği yapma çabası içindedirler.
 
Türkiye de kendisini dünya sahnesinde daha iyi tanıtabilmek için İstanbul'u da 2020 Olimpiyatına ev sahipliği yapması için gayret göstermektedir. Başta sporla yakından şahsi alakası olan Başbakan gelmektedir. Başbakan Erdoğan, olimpiyatın İstanbul'da yapılmasının ülke imajı için ne kadar faydalı ve yumuşak güç bakımından bulunulmaz bir fırsat olduğunu bilmektedir. Bundan dolayı başında bulunduğu hükümeti olimpiyat konusunda harekete geçirmiştir. Şahsen desteklemekten öte, Gençlik ve Spor Bakanlığının tam yetkili olduğunu bilmesine rağmen bakanlar kuruluna katılanların İstanbul'un adaylığı için ne gerekirse yapılması fikrini de kabul ettirmiştir.
 
Uluslararası Olimpiyat Komitesi
 
Hatırlanmalıdır ki İstanbul, onlarca yıldan beri olimpiyatlara ev sahipliği yapmak için çabalayıp durmaktadır. Dört kez: 2000, 2004, 2008 ve 2012'de adaylığını açıklamış ve maalesef her başvurusu da başarısızlıkla sonuçlanmıştır. O zaman şu soruyu sormak gerekmektedir: Olimpiyatlara ev sahipliği yapması için İstanbul'un ne yapması gerekir, beşinci başvurusu nasıl olursa olumlu karşılanır?
 
Bunun cevabı esasen çok basit ve kolaydır: Uluslararası Olimpiyat Komitesini ikna etmek. Çoğunun düşündüğü gibi yapılması gereken dünya kamuoyunu etkilemekle alakalı değildir. Yüz milyonların etkileri, sizin olimpiyatlara ev sahipliği yapmanız konusunda faydalı olsa bile sonucu belirlemez. Bir mukayese yapmak gerekirse olimpiyatlar bir genel seçimdeki başarıya benzemez. Büyük kitlelere, on milyonlarca insanları etkilemek şart değildir, çünkü olimpiyat seçiminde seçmen çok kısıtlıdır. Günümüzde Uluslararası Olimpiyat Komitesinin web sayfasında yayınlanmış olan ve aşağıdaki Tablo: 1'de görüleceği gibi sadece 109 üyesi bulunmaktadır. Gelecek sene Arjantin'de 7 Eylül'deki yapılacak toplantıda sadece 55 üyenin İstanbul için olumlu oy vermesi yeterli olacaktır.
 
Tablo: 1 Uluslararası Olimpiyat Komitesi Üyeleri
  İsim Ülke Üye Olduğu Yıl Olimpiyat Katılımı Mr Vitaly SMIRNOV RUS 1971   Mr Peter TALLBERG FIN 1976 1960/64/68/72/80 Mr Richard Kevan GOSPER, AO AUS 1977 1956/60 ** Mr Richard W. POUND CAN 1978 1960 Mr Franco CARRARO ITA 1982   Mr Iván DIBÓS PER 1982   HE Mr Pál SCHMITT HUN 1983 1968/72/76 ** Mr Francisco J. ELIZALDE PHI 1985   HSH the Sovereign Prince ALBERT II MON 1985 1988/92/94/98/02 Mr Lambis V. NIKOLAOU GRE 1986   HSH the Princess Nora of LIECHTENSTEIN LIE 1984   Ms Anita L. DEFRANTZ USA 1986 1976 ** Mr Ching-Kuo WU * TPE 1988   Mr Willi KALTSCHMITT LUJÁN * GUA 1988   Mr Richard L. CARRIÓN PUR 1990   Mr Nat INDRAPANA THA 1990   HRH the Princess ROYAL GBR 1988 1976 Mr Denis OSWALD SUI 1991 1968/72/76 ** Count Jacques ROGGE * BEL 1991 1968/72/76 Mr Thomas BACH * GER 1991 1976 ** Sheikh Ahmad Al-Fahad AL-SABAH KUW 1992   Mr James L. EASTON USA 1994   Sir Craig REEDIE * GBR 1994   Mr Mario PESCANTE ITA 1994   Mr Gerhard HEIBERG NOR 1994   Mr Austin L. SEALY BAR 1994   Dr Robin E. MITCHELL FIJ 1994   Mr Alpha Ibrahim DIALLO GUI 1994   Mr Alex GILADY ISR 1994   Mr Shamil TARPISCHEV RUS 1994   Mr Valeriy BORZOV UKR 1994 1972/76 ** Dr René FASEL * SUI 1995   Mr Jean-Claude KILLY FRA 1995 1964/1968 ** Mr Sam RAMSAMY * RSA 1995   Mr Reynaldo GONZÁLEZ LÓPEZ CUB 1995   Mr Olegario VÁZQUEZ RAÑA MEX 1995 1964/68/72/76 Mr Patrick Joseph HICKEY * IRL 1995   Mr Toni KHOURY LIB 1995   Syed Shahid ALI PAK 1996   Mr Ung CHANG PRK 1996   Mrs Gunilla LINDBERG * SWE 1996   Mr Julio César MAGLIONE URU 1996   Mr Kun-Hee LEE KOR 1996   Mr Ottavio CINQUANTA ITA 1996   Mr Guy DRUT FRA 1996 1972/76 ** Mrs Irena SZEWINSKA POL 1998 1964/68/72/76/80 ** General Mounir SABET EGY 1998   Ms Nawal EL MOUTAWAKEL * MAR 1998 1984 ** Mr Melitón SÁNCHEZ RIVAS PAN 1998   Mr Leo WALLNER AUT 1998   HRH the Prince of ORANGE NED 1998   Mr Ser Miang NG * SIN 1998   Mr Samih MOUDALLAL SYR 1998   Mr Joseph S. BLATTER SUI 1999   Mr Lamine DIACK SEN 1999   HRH the Grand Duke of LUXEMBOURG LUX 1998   Mr Gian-Franco KASPER SUI 2000   Mr Carlos Arthur NUZMAN BRA 2000 1964 Mr Zaiqing YU CHN 2000   Mr Timothy Tsun Ting FOK HKG 2001   Raja Randhir SINGH IND 2001 1964/68/72/76/80/84 Mr John D. COATES, AC * AUS 2001   Mr Issa HAYATOU CMR 2001   Mr Juan Antonio SAMARANCH JR * ESP 2001   HRH Prince Nawaf Faisal Fahd ABDULAZIZ KSA 2002   Mr Patrick S. CHAMUNDA ZAM 2002   HH Sheikh Tamim Bin Hamad AL-THANI QAT 2002   Sir Philip CRAVEN, MBE GBR 2003   Mr Francesco RICCI BITTI ITA 2006   HRH Prince Tunku IMRAN MAS 2006   Mrs Nicole HOEVERTSZ ARU 2006 1984 Mrs Beatrice ALLEN GAM 2006   Mrs Rebecca SCOTT CAN 2006 1998/02/06 ** Mr Saku KOIVU FIN 2006 1994/98 ** Mr Andrés BOTERO PHILLIPSBOURNE COL 2007   Mr Patrick BAUMANN SUI 2007   HRH Princess Haya AL HUSSEIN UAE 2007 2000 Mrs Rita SUBOWO INA 2007   Mr Sergey BUBKA * UKR 2008 1988/92/96/00 ** Dr Ugur ERDENER TUR 2008   Mr Dae Sung MOON KOR 2008 2004 ** Mr Alexander POPOV RUS 2008 1992/96/00/04 ** Mrs Claudia BOKEL * GER 2008 1996/00/04 ** Mrs Yumilka RUIZ LUACES CUB 2008 1996/00/04 ** Mr Richard PETERKIN LCA 2009   Mr Habu GUMEL NGR 2009   Mr Habib MACKI OMA 2009   Ms Lydia NSEKERA BDI 2009   Mr Göran PETERSSON SWE 2009   HRH Prince Feisal AL HUSSEIN JOR 2010   Mr Barry MAISTER, ONZM NZL 2010   Mr Pat MCQUAID IRL 2010   Mrs Marisol CASADO ESP 2010   Mrs Dagmawit Girmay BERHANE ETH 2010   Mrs Yang YANG CHN 2010   Mrs Angela RUGGIERO USA 2010   Mr Adam L. PENGILLY GBR 2010   Mr José PERURENA ESP 2011   Dr Gerardo WERTHEIN ARG 2011   Mrs Barbara KENDALL, MBE NZL 2011   HRH Crown Prince Frederik of DENMARK DEN 2009   Ms Lingwei LI CHN 2012   Mr Frank FREDERICKS NAM 2012 1992/96/04 ** Mr Tsunekazu TAKEDA JPN 2012   Mr Pierre-Olivier BECKERS BEL 2012   Ms Aïcha GARAD ALI DJI 2012    
Daha önceden bahsedildiği gibi Türkiye'nin başarılı olması için bütün dünyada kendisini tanıtması zaruri değildir. Asıl olan 109 Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyelerinin İstanbul'u iyi ve daha da önemlisi, doğru tanımasıdır. Gerekli olan budur çünkü en nihayetinde toplantıda oy veren kişiler bu üyelerdir; ne dünya kamuoyudur ne de başka ülkelerin başbakanlarıdır. İstanbul'un geçmişte olimpiyatlar konusunda dört kez peş peşe başarısızlığı Uluslararası Olimpiyat Komite üyelerini ikna edememesinden kaynaklanmaktadır. Bu hataların tekrarlanmaması gerekir.
 
Ulaşım ve Basın
 
Peki, o zaman Uluslararası Olimpiyat Komite üyelerini neler etkileyebilir? Elbette İstanbul'un mevcut imkanları ve potansiyelini anlatmak fevkalade önemlidir. İstanbul hep aday şehir olarak anılmasını istemiyorsa ulaşım konusundaki sıkıntılarını dile getirme ve bu sorunların nasıl çözüleceğini izah etmek zorundadır. 2020 Olimpiyatında en fazla 28 spor dalı olacağı Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından belirlenmiştir. İstanbul'un her spor dalının yapılacağı yere nasıl gidileceğini belirtmesi çok önemlidir. Örneğin okçuluktan masa tenisine, atletizmden güreşe veya kürekten jimnastiğe hangi vasıtalarla gidileceğinin anlatılması şarttır. Bu bağlamda İstanbul'a yapılacak 3. köprü ve o tarihte kullanılmaya başlamış olan Marmaray'ın ulaşım planında yer alması da elbette doğru olacaktır. İnandırıcı bir ulaşım ağının komiteye sunulması İstanbul'un şansını fazlası ile arttıracaktır.
 
Komite üyeleri de her vatandaş gibi mühim olimpik gelişmeleri basın yolu ile takip etmektedir. Bunun böyle olması da adaylık sürecinde farklı bir boyutu çağrıştırmaktadır. İstanbul, olimpiyatlara ev sahipliği yaparsa basın mensuplarına ne vaad ettiğini detaylı bir şekilde anlatmalıdır. Bilindiği gibi şehir iki kıtayı kapsamaktadır. Tüm olimpik şehirler tek bir ana basın merkezi kurmuştur ve burada yazarlar ve televizyoncular görevlerini yerine getirmişlerdir. İstanbul için hem Avrupa hem de Asya kıtalarında iki ana basın merkezi şarttır. Bu öngörülürse yabancı medya da olimpiyatlarda mesleğinde zorluk çekmeyecektir. Elbette bu tip bilgiler dünya medyası vasıtası ile Olimpiyat Komitesi üzerinde olumlu etkiler yaratacaktır.
 
Sadece şehrin ulaşım ve basın konusundaki özellikleri ve öngörülen planları olimpiyat komite üyelerini yeterlice etkileyemeyebilir. Olimpiyat adaylığında ön safhalarda Gençlik ve Spor Bakanlığında çalışan devlet görevlilerini bulmak pek şaşırtıcı olmasa gerek. Elbette başarılı sonuca ulaşmak için geçmişte olduğu gibi çalışanlar tüm emeklerini sarf etmektedirler. Ama adaylık sürecinde onların da takviye edilmesi, bir yardımcı kadrosunun geliştirilmesi gerekmektedir.
 
Bu kadronun içinde olimpizme kalben destek vermiş, yardımlarını gönüllü, parasız olarak veren kişilerden oluşması mükemmel olur. Zira unutulmamalıdır ki başarılı adaylık sürecinde başka önemli bir etken de farklı olimpiyat komite üyelerinin öncü olarak algılanmasıdır. Bu hususta farklı tecrübelere sahip yeni kişilerin önemi asla azımsanılmamalıdır. Gençlik ve Spor Bakanlığı memurlarına yol göstermekte bu grup, terazinin İstanbul kefesinin ağır basmasını sağlayabilir.
 
Olimpiyat Komitesinde Hedef Belirleme
 
Gelecek sene bile komite üyelerinin aklında olimpiyat dendiğinde Londra olacaktır. Niye? Çünkü en son Olimpiyatlara İngiltere ev sahipliği yapmıştır. Bu ülkenin hemen arkasından bütün gözler Brezilyada olacaktır, zira 2016 oyunları Rio'da yapılacaktır. Olimpiyat Komitesindeki İngiliz ve Brezilyalı üyelerin hangi şehre oy verecekleri bundan dolayı çok önemli olacaktır. Öteki üyeler bu iki ülkenin tercihini elbette gözönünde bulunduracaklardır. Sebebi de gayet açıktır, çünkü bu iki ülke de olimpiyatlara ev sahipliği yapma hakkını en yakın zamanda elde etmiştir.
 
Son Olimpiyatların Londra'da yapılmış olmasından dolayı İngilizlerin tercih edeceği şehri bir olumlu atılım olarak görmek gerekir. Türkiye'nin bütün 109 üyeyi etkilemesi elbette önemlidir ama bugünden itibaren çok iyi hazırlanıp İngiliz üyelere özel bir emek sarf edilmesi şarttır. Bu bağlamda Rus Olimpiyat üyelerinin de önemli olduğunu iddia etmek de doğru olabilir. Sebebi de yine gayet nettir, çünkü bir dahaki olimpiyat oyunları, yani Kış Oyunları 2014'te Soçi'de yapılacaktır.
 
Dolayısıyla, İngiliz ve Brezilyalı üyelerin İstanbul yanlısı olarak ilan edilmesi ve Türkiye için emek sarf etmesi İstanbul'u neredeyse olimpiyat evsahipliği konusunda başarısını garanti etmekle eşanlamlıdır. Eğer Türkiye, İngiliz, Brezilyalı ve Rus olimpiyat komitesi üyelerini ikna edebilirse İstanbul’un olimpiyatları kazanmaması içten değildir.
 
Yeni Kan
 
O zaman yapılması gereken çeşitli olimpiyat komitesi üyelerini etkileyebilecek, tabir-i caiz ise onları adam adama yakın markaja alabilecek, onlara kendi dillerinde İstanbul'un gerçeklerini, tesislerini ve ulaşımındaki gelişmelerini izah edebilecek ve tanıtabilecek insanları bulup yetiştirmektir. Bu kişilerin vasıfları da o ülkelerde uzun yıllar yaşamış olupta dillerini anadili gibi bilip konuşmak olmalıdır. Bu ülkelerin düşünce yapılarını, kültürlerini, sportif tarihleri ve benimsedikleri spor dallarını, geleneklerini, değerlerini, hatta ve hatta ruhlarını bile çok yüksek düzeyde ve yakından tecrübe edinmiş kişilere acilen ihtiyaç vardır.
 
Olimpiyat konusunda başarı, seçmeninizi çok iyi tanımaktan geçer. Seçmenizi iyi biliyorsanız, onlara nasıl davranılacağı konusunda kesin bir kararlara varmışsanız, başarıya yaklaştığınız söylenebilir. Olimpiyat konusunda materyal anlamda hazırlanmak veya potansiyelin çok yüksek derecede olması pek de önemli değildir. Geçmişteki Olimpik adaylık yarışlarına baktığımızda bunun pek çok örneğini görebiliriz. Atina, 1996'nın ev sahibi konusunda kendisini çok şanslı görmekteydi, sebebi de modern olimpiyatların yüzüncü yıldönümü nedeniyle bu onurun kendisine vereceğini tahmin etmekteydi. Buna içtenlikle inanmışlardı. Ama bildiğimiz gibi komite üyeleri buna pek inanmadılar ve 1996 oyunları Atlanta'ya verildi; burada da çokuluslu Coca-Cola şirketinin etkisini küçümsemek de haksızlık olur. Atlanta'nın başarısının sebebi sadece şehrin ve hükümetin azmine değil,  tüm ülke kaynaklarının seferber edilmesine bağlıdır.
 
2012 için de favori Londra değil, Paris şehri idi ama Londra kendisini çok daha iyi tanıttığı ve ikna ettiği için bu yarışı kazanabildi. Paris bütün avantajlarını, potansiyelini uygun bir şekilde tanıtamadı ve bundan dolayı da mücadeleyi İngiltere'ye kaybetti. Buradan çıkarılacak ders İstanbul için her ne kadar tesislerini geliştirse, altyapısını iyileştirse, ulaşım ağını genişletse de en ama en önemlisi, bugünden itibaren 109 kişiyi ikna etmektir.
 
Yumuşak Güç
 
Eğer geçmişte olduğu gibi bu ders unutulursa, 2020 olimpiyatını Türkler stadyumdan değil, yine televizyondan izleyecektir. Oyunlar ya İspanya'da olacak veya da Japonya'da tertiplenecektir. Her ne kadar da 2020'nin çok uzakta olduğunu takvimde görsek de bu bizi yanıltacaktır. Çünkü 2020 Olimpiyatının seçimi tam bir yıl sonra olacaktır ve bu bir yılı Türkiye'nin çok iyi değerlendirmesi gerekmektedir. Türkiye için olimpiyat müthiş bir yumuşak güç fırsatı yaratmaktadır, elbette bu sadece Türkiye için değil, İspanya ve Japonya için de geçerlidir.
 
Adı geçen her üç ülke de İngiltere'yi örnek alıp kendi ülkelerini bütün dünyaya olumlu olarak tanıtmakta haklı olarak azimlidirler. Bu bağlamda yapılması gereken İstanbul'un, Madrid'i veya Tokyo'yu olumsuz olarak tanıtmaktan ve eksikliklerini dile getirmekten daha ziyade, kendisinin potansiyelini ve olimpiyatın bırakacağı sportif mirası çok iyi anlatmasıdır.
 
Türkiye'nin Uluslararası Olimpiyat Komitesinde tek bir üyesi var, o da Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Dr. Uğur Erdener'dir. Gelecek seneki oylamada İspanyol, Japon ve Türk Olimpiyat Komitesi üyeleri oy kullanamayacaklardır. Sadece kendi ülkeleri elendikten sonra oy hakkına sahip olacaklardır. Ama oylamadan önce tabii ki ülkelerini temsil eden üyeler, diğer komite üyelerini etkileme ve ikna etmekte en önemli role sahiptirler.
 
Yeni Ekip
 
Türkiye'nin yapması gereken ve ülkeyi başarıya götürecek yol TMOK Başkanına yardımcı olmaktan geçer. Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyesi olan TMOK Başkanına yardım edebilecek farklı alanlarda başarılı olmuş yurtdışı tecrübeleri on yılları aşan profesyonel ve sportif çevreleri geniş, insan ilişkilerinde kendilerini ispatlamış bir ekibin kurulması şarttır.
 
İngiliz toplumunu ve inceliklerini iyi bilen, Rus kültürünü teneffüs etmiş, birlikte çalışmış, iyi anlayan ve Brezilya tarihini yakından tanıyan kişilere ihtiyaç vardır. Çünkü eninde sonunda olimpiyat bir grup çalışmasıdır, şahsiyetlerle izah edilemez. Bu konuda İstanbul için tecrübeli bir gruba acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Aciliyet sebebi ise seçime 365 gün kalmıştır.
 
Etkileme ve ikna edebilme için zamana ihtiyaç vardır; bu bir süreçtir ve bu sürecin zamana yayılması şarttır. Son bir kaç haftaya veya bir, iki aya sığdırılırsa başarıya ulaşmak neredeyse imkansız olacaktır. Çok ciddi bir hareket planı ve etkileme programı acilen bir çalıştay çatısı altında hazırlanması gerekmektedir. Bu çalıştaya da olumlu etkiler yaratabilecek, yararlı tecrübelerini aktaracak, geçmiş adaylıkların püf noktalarını yakından takip edip analizlerini yapmış insanların katılması Türkiye için büyük bir gereksinimdir. Ancak böyle bir hazırlık ile İstanbul başarıya ulaşabilecektir.
 
Bütün yükü sadece TMOK Başkanının sırtına yüklemek çok haksız ve hazin bir iş paylaşımı olur. Tabii ki her olimpiyat kampanyasında bütün ülkeyi büyük ödevler beklemektedir. Gerek hükümet gerek medya gerekse sivil toplum örgütleri ve geniş çapta kamuoyu desteği çok önemlidir. Kamuoyu konusunda hükümetten daha çok yukarıda bahsedilen ekipte yer alanlar medya vasıtası ile vatandaşları aydınlatıp, adeta onlara altyapı ve sportif mirasını uygun bir dille izah edip desteklerinin alınmasında önemli rol oynayabilirler. Türk insanının desteği ve önemi dünya kamuoyunu etkilemekten daha ziyade Uluslararası Olimpiyat Komite üyelerinin Türkiye'de olimpiyat için büyük bir isteğin varolduğunu göstermesidir.
 
Ülke Menfaati
 
Londra, 6 Temmuz 2005'de Singapur'da Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin 117. toplantısında 30. Olimpiyatın ev sahibi olacağını öğrendi. Üyelerle sıcak dirsek teması ve İngilizlerin spora geleneksel bakış açısı kendilerini başarıya ulaştırdı. Bundan dolayı geniş, derin ve gönüllerden fışkıran ulusal desteği kanıtlayabilen ülke, 7 Eylül'de Buenos Aires'de yapılacak Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin 125. toplantısında 55 oy almayı mutlaka başaracaktır. Tabii ki her Türk'ün temennisi 2020 Olimpiyatının İstanbul'da yapılmasıdır. Bunun için azimle, canla başla çalışmak gerekmektedir çünkü mücadelenin sonundaki ödül Türkiye'nin yumuşak gücünün yücelmesidir.