Lübnan Hizbullah’ının Büyük Sınavı: Salih İzzeddin

Ali Kemal Yıldırım, akyildirim11@gmail.com
Esas itibariyle Suriye toprakları ile çevrili, güneyinde ise küçük bir İsrail sınırı bulunan Lübnan çok çeşitli dinsel ve etnik ayrımlara tabi olup ulus-devlet görünümünden uzaktır. Hıristiyanlık ve Müslümanlığın 22 mezhebin birlikte yaşadığı Lübnan’da Şii’ler Güney Lübnan Dağı ile Bika vadisinde köylü olarak yaşayan Lübnan mezhepleri içinde en fakir halktı (1990 ve 2000’li yıllarda özellikle Hizbullah’ın etkisiyle zenginleşmeye başladıkları söylenebilir).(1) Yüksek nüfus artışı en kalabalık mezheplerden biri olmalarını sağlamıştır. Şiiler 1982 yılında İsrail’in işgal ettiği Güney Lübnan topraklarından çıkarmak için Hizbullah’ı (Allah’ın Partisi) kurmuşlardır.(2) Hasan Nasrallah’ın başında bulunduğu Hizbullah hem askeri hem de sivil kanattan oluşmakta, fakir Lübnan halkına yardım amacıyla hastane, klinik, okul ve yardım dernekleri gibi kurumları işletmektedir. Hizbullah Lübnan’da yapılan seçimlere de katılmaktadır.(3)

Hizbullah’ın en önemli finans kaynaklarından Salih İzzeddin’in 2009’un Ağustosunda 200 bin dolarlık bir çekinin karşılıksız çıkması hem Lübnan’da hem de Hizbullah çevresinde şok etkisi yarattı. Yolsuzluktan dolayı tutuklanarak Kuzey Beyrut’taki Rumiye hapishanesine gönderilen Salih İzzeddin, ismini Hizbullah lideri Nasrallah’ın oğlunun isminden alan Dar’ün Hadi Yayınevi’ne, televizyon ve radyo kanalına, Doğu Avrupa’da petrol, altın ve demir yatırımlarına sahip, Hac turları düzenleyen dolar milyarderi bir iş adamıydı. Yazdığı çekin Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah’ın siyasi danışmanı ve Tarım Bakanı Hüseyin Hac Hasan’a ait olması konunun önemini daha da artırmıştır. Tarım Bakanının dışında çoğunluğu Şiilerden oluşan binlerce kişinin Salih İzzeddin’e yatırım yaptığı bilinmektedir.

Yapılan tahminlere göre Salih İzzeddin ABD’de yakın zamanda ortaya çıkan Bernard Madoff’un saadet zincirine benzer bir yöntem izlediği için batmıştır. Nasdaq Borsasının eski başkanı Madoff “Ponzi oyunu” adı verilen sistemle 50 milyar dolar dolandırdığı suçlamasıyla tutuklanmıştır. Kriz dönemlerinde bile yatırımcılarına büyük getiriler sunan Madoff yatırımcılarının paralarını hisselere yatırarak değerlendirmiştir. Bu yatırımlar her zaman kâr getirmemesine rağmen ününün lekelenmemesini isteyen Madoff yeni sisteme giren yatırımcısının paralarını kullanarak getirileri yüksek göstermiştir.  İzzeddin de yüzde 40-50 gelir vaatle para toplanmış, yeni para girişleri ile kar paylarını ödeyebilmiştir. Yaşanan kriz bu yapının çökmesine sebebiyet vermiştir. İzzeddin’i bu benzerlik sebebiyle Madoff’a benzeten çeşitli yazılar da yazılmıştır.(4) İzzeddin’in yargılanması halen devam etmektedir. En son 2 Şubat 2010 tarihli duruşmasında savcılar İzzeddin’in 100 milyonlarca doları (muhtemelen 1 milyar doları) bulan dolandırıcılıkla ilgili olarak yargılandığını ifade etmişlerdir.(5) Salih İzzeddin’e yatırım yapanların ellerindeki tek geçerli belge çeklerdir. Yatırımcılar bu çekleri Bankaya götürdüğünde anında karşılığını alabiliyorlardı. Bunun dışında yatırımlara ilişkin dönemsel bildirimler, bilanço kayıtları gibi yatırımların nerelere yapıldığını gösterecek herhangi bir belge bulunmamaktadır.(6)

Olay ortaya çıktığında Salih İzzeddin kaçmaya çalışmış, ancak şoförü İzzeddin’i Hizbullah’a teslim etmiştir. Polise teslim edilmeden paraları nerede kullandığına ilişkin birkaç gün Hizbullah tarafından sorgulanmıştır. Bununla birlikte, Hizbullah partinin İzzeddin ile bağlantısı olmadığını açıklamış ve Nasrallah Hizbullah’ın diğer herkes kadar mağdur olduğunu söylemiştir. Ancak, yatırımcıların kafasında Hizbullah’ın da bu işten sorumlu olduğu fikri devam etmiştir, halen de devam etmektedir.(7)  Birçok parti yetkilisinin de yatırımlarının battığı ortaya çıktığında Hizbullah bir “kriz ağı” oluşturmuştur. Zararın sorumluluğunu üstlenmekten kaçınmak için yatırımcılara yapılan yardımlar sınırlandırılmıştır.

ABD ve İsrail gibi ülkelerce terörist ilan edilen ancak İsrail’e ilişkin on yıllardır süren çatışması; ülkede özellikle hastane, okul, aşevi gibi çeşitli kurumlar aracılığıyla fakir halka dönük yapmış olduğu yardım faaliyetleri sebebiyle olumlu bir imajı bulanan Hizbullah, İzzeddin olayının ortaya çıkmasıyla birlikte finans kaynaklarının idaresi ve yolsuzluk suçlamaları bakımından belki de en önemli sınavlarından biri ile karşı karşıya.


-------------------------------------------------------------

(1) Lübnan’daki siyasi partiler de bu karışık yapı içerisinde oluşmuştur. 4 milyonluk bir ülkede siyasi partilerin sayısının çok fazla olması 1975-1976 savaşında görülebileceği üzere Lübnan’ı parçalanmanın eşiğine getirmiştir. Ayrıca, Suriye’nin Lübnan’ı Büyük Suriye’nin bir parçası olarak görmesi, Arap İsrail savaşları dolayısıyla Filistinlilerin bir bölümünün Lübnan’a yerleşmesi, İsrail’in güvenlik gerekçesiyle Lübnan’ı işgal etmesi, İran’ın 1979’dan sonra Şii faktörü, ABD’nin ise İsrail nedeyle ile bu bölgeye mudahil olması Lübnan’ı daha da karışık hale getirmen gelişmeler olmuştur. Daha fazla bilgi için bkz: Armaoğlu, F. “Batı Şeria’dan Beyrut’a – İsrail ve Lübnan” Filistin Meselesi ve Arap-İsrail Savaşları. Ankara Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. 1994. ss.487-569.

(2) Özellikle Arap ve Müslüman dünyasında yasal olarak kabul edilen bu örgüt, özellikle ABD ve İsrail gibi ülkeler tarafından terörist ilan edilmektedir.

(3) 7 Haziran 2009 tarihinde yapılan seçimlerinde Hizbullah’ın da yer aldığı 8 Mart Koalisyonu % 45 oy almıştır. Seçimlerden ancak 5 ay sonra hükümet kurulabilmiştir. Hizbullah’ın Bakanlar Kurulunda 2 sandalyesi bulunmaktadır: Tarım Bakanlığı ve İdari Kalkınmadan Sorumlu Bakanlık.

(4) Örneğin Robert Fisk, “'Lebanon's Madoff' bankrupted after bouncing $200,000 cheque to Hizbollah” Independent, 8 Eylül 2009.

(5) “Judge Asks for 3 Year Imprisonment for Ezzedine over Bounced Check to Agriculture Minister”, http://www.naharnet.com. 4 Şubat 2010.

(6) Joshua Hersh, “Follow the Money”. The National (Birleşik Arap Emirlikleri), 4 Şubat 2010.

(7) Joshua Hersh, “Follow the Money”. The National (Birleşik Arap Emirlikleri), 4 Şubat 2010.