Analiz

Montreux Boğazlar Konferansı Tutanaklarından Tarihe Düşen Notlar ve Kanal İstanbul

İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı’ndan oluşan Türk Boğazlar Bölgesi, Avrupa ve Asya kıtalarını birbirinden ayıran, Karadeniz’i ve hatta Manş ve Baltık Denizleri ile Hazar Denizini Akdeniz’e ve dünya denizlerine bağlayan uluslararası deniz trafiğine açık bir geçit olup, konumu ve doğal yapısı itibariyle dünyada bir benzeri daha bulunmayan çok önemli bir suyoludur. Türk Boğazları coğrafi konumu, bitki-hayvan topluluklarının çeşitliliği nedeniyle hassas çevresel ve ekolojik özellikler ile değerli tarihi ve kültürel özelliklere sahip olup, Hazar petrollerinin ve doğal gazının dünya pazarlarına ulaştırılmasında önemli bir enerji koridorudur. Türkiye’nin yüreği Türk Boğazları insanlık tarihi boyunca dünya ülkeleri için önemli bir mücadele unsuru olmuştur.
 
Türk Boğazları’ndan hem ticari hem harp gemilerinin duraksız geçişi 1936 yılından beri Montrö Sözleşmesi’nin ön gördüğü şartlar çerçevesinde düzenlenmiştir. Türk Boğazları, Montrö Sözleşmesi uyarınca uluslararası seyrüsefere açık olup söz konusu sözleşmenin 2.maddesine göre, duraksız geçen gemilerin, gece ve gündüz, bayrakları ve hamuleleri ne olursa olsun “tam serbest” geçiş hakkına sahiptir. Türk Boğazları’ndan geçiş “zararsız” olmaktadır.
 
Jeopolitik olarak önemli bir bölge konumunda olan ve “Doğu-Batı ve Kuzey-Güney Enerji Koridoru” nun tam merkezinde yer alan Karadeniz’de bir güvenlik krizi çıkması durumunda Karadeniz’e kıyıdaş ülkeleri de olumsuz yönde etkileyecektir. Montrö Boğazlar Sözleşmesi Türkiye’nin olduğu kadar Karadeniz’in de güvenliğini sağlamaktadır.
 
Montrö Boğazlar Sözleşmesi yürürlüğe girdiği tarihten bu yana geçen 77 yıllık süreçte ülkemiz, Karadeniz ve bölge güvenliğini sağlamış, bölge ve dünya barışına önemli katkıları olmuştur. Montrö Konferans tutanaklarından görüldüğü üzere, Türk Boğazları’nda egemenliğimiz Büyük Önder Atatürk’ün başarılı bir Balkan Paktı oluşturması ve Atatürk önderliğinde genç Türkiye Cumhuriyeti’nin Tevfik Rüştü Aras Başkanlığında Türk Delegasyonu’nun kararlı, cesur ve dik duruşlu bir dış politikası ile kazanılmıştır. Günümüzde Türk Boğazları siyasal gelişmeler paralelinde daha fazla önem arz etmekte, daha fazla hassasiyet kazanmakta olup, Montrö Sözleşmesi’ni korunması ve buna ilişkin stratejiler geliştirilmesinin zaruri olduğu düşünülmektedir.