Olimpiyat, Yumuşak Güç ve Ölçekler

Dr. Süreyya Yiğit ORSAM Avrasya Danışmanı
Olimpiyatlar tüm devletlerin ve bütün vatandaşları için en önemli spor müsabakasıdır. İzleyici sayısı bakımından olimpiyatlar dünyanın en popüler televizyon programı olarak bilinmektedir. Devletler için de kendilerini dünyaya lanse etme, tanıtma bakımından çok müsait bir araçtır. Dünyada yüz milyonlarca, hatta milyarlarca kişi olimpiyatları televizyondan izleyip, internetten takip edip radyodan dinlemektedir. Devletler için de bu muazzam bir fırsat yaratmaktadır. Tüm diyarlara, mezheplere ve her yaşa hitap eden böyle bir müsabakada altın toplayan devletler kendilerini olumlu ve epey prestijli bir şekilde temsil ettiklerini düşünmektedirler. Madalya ve imaj konusunda devletler için her altın gerçekten altın değerinde bir etkileme aracı olarak algılanmaktadır. Harvard Üniversitesi öğretim üyesi Joseph Nye’ın uluslararası ilişkiler sözlüğüne kattığı yumuşak güç kavramı olimpiyatlar için çok uygundur. 1970’lerde de uluslararası ilişkiler sözlüğüne ‘karşılıklı bağımlılık’ konseptini armağan eden de Nye’ın ta kendisidir.
 
Efektif Yumuşak Güç
 
Bilindiği gibi devletler istedikleri sonuçları elde etmek için başkalarını etkileme yeteneği olarak güce yoğunlaşmakta ve onun artmasını amaçlamaktadırlar. Nye amaçlanan hedef davranışın üç şekilde etkilendiğini öne sürmekte. İlk hedef 'sopa' yaklaşımı olarak adlandırılabilir, zira hedef ülke tehdit beklentisi ile istenilen istikamete yönlendirilebilir. İkincisi 'havuç' teklifi olarak algılanmakta, hedef ülke hediye beklentisi ile tetiklenebilmekte. Üçüncü yaklaşım hedef ülkeye istenilenin özendirilmesi ve kendiliğinden arzu edilmesidir ki bunu Nye 'yumuşak güç' olarak adlandırmaktadır. Devletlerin istedikleri sonuçları elde edebilmeleri için diğer ülkelerin kendilerini takip etmek istemeleri kafidir.
 
Diğer ülkeler sizin değerlerinize hayranlık beslerlerse, bir örnek olarak taklit etmek arzusu mevcut ise, şeffaflık ve refah seviyelerini çoğaltmak istiyorlarsa, o zaman yumuşak gücün varolduğunu söyleyebiliriz. İşte bu nedenle, yumuşak güç, dünya’ya bir devletin belirlediği bir görüntüyü yansıtmaya dayanır.
 
Olimpiyat Fırsatı
 
Dışişleri Eski Bakanı Mümtaz Soysal’ın belirttiği gibi ‘Antik Yunan’dan beri birçok yarışmanın ölçme yeri olan olimpiyatlarda herkes layığını bulur: Sporun anası ve temeli olan atletizmden devletle toplumun planlama yeteneğine kadar her alanda arena gitgide büyümekte ve yarışma çeşitleri çoğalmaktadır. Ulusal hesaplar da. İki buçuk haftalık bir süre içinde bütün dünya olimpiyatlara endekslendiği için olimpiyatlara ev sahipliği yapan şehir ve o ülke bütün dünyaya kendini dilediği şekilde anlatma ve tanıtma imkanına sahip olmaktadır. Ulusal hesaplar bu eksen üzerinde yapılmaktadır. Bunun en son örneğini de bu ay tamamlanan Londra Olimpiyatlarında gördük.
 
Zamanın başbakanı olan Tony Blair olimpiyatların kapanışının yapıldığı gün Sunday Times gazetesinde yayınlanan makalesinde Londra’nın aday olmasına başta sıcak bakmadığını ancak ünlü İngiliz olimpik sporcular ve bakanları ile konuştuktan sonra ikna olduğunu belirtti. Kendisi olimpiyatların çeşitli hayırlara vesile olabileceğini kabul ettikten sonra hükümet olarak Londra’yı desteklediğini de itiraf etti.
 
Hedef Belirleme
 
İngiltere 2005’de Olimpiyatlara ev sahipliğini yapacağını öğrendikten hemen sonra bu fırsatın nasıl değerlendirileceğine dair çalışmalara başladı. Hedefler ikiye ayrılmıştı: Dahili ve harici. İngiltere içi hedef ilk olarak fakir doğu Londra’nın altyapısal olarak kalkındırılması, yeni tesislerin o bölgeye iktisadi ivme kazandırması ve de olimpiyatların sadece Londra’ya değil farklı şehirlere de katkısının olması ile belirlendi.
 
Yurtdışı hedef ise İngiltere’yi mükemmel şekilde tanıtmak olarak tanımlandı. Bahsedilen tanıtım İngiltere’yi yumuşak gücünü kullanaraktan tüm dünyaya cazibe merkezi olarak kabul ettirmekti. Ev sahibi ülkenin madalya tablosunda en üst yerlerde bulunması yumuşak gücü arttırıp amaçlara ulaşmak için daha da büyük katkı sağlayacağına dair bir mutabakat oluştu.
 
Madalya sayılarını arttırmak için tüm spor dallarına maddi imkanlar sağlandı. Amaç hem toplam madalya sayılarını arttırmak hem de altın madalya almayı teşvik etmek oldu. Bu amaçla İngiliz hükümeti olimpik spor dalları için hem bütçe hem de hedeflerini belirtti. Aşağıdaki tablo harcamaların ve hedeflerin özetlerini içermektedir.
 
Tablo: 1 Atıcılık
Harcanan miktar: 7.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 0.93%
Hedef: 1 madalya
Sonuç: 1 madalya (altın)
  Atlama
Harcanan miktar: 18.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 2.47%
Hedef: 1-3 madalya
Sonuç: 1 madalya (bronz)
  Atletizm
Harcanan miktar: 71.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 9.52%
Hedef: 5-8 madalya
Sonuç: 6 madalya (4 altın, 1 gümüş, 1 bronz)
  Badminton
Harcanan miktar: 21.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 2.81%
Hedef: 0-1 madalya. Bir sporcunun 4.-8. gelmesi
Sonuç: Grup elemelerine kimse kalamadı
  Basketbol
Harcanan miktar: 24.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 3.26%
Hedef: Hem erkeklerin hem de bayanların ilk sekize girmeleri
Sonuç: Erkekler gruplarında 5., bayanlarda gruplarında 6. oldular
  Binicilik
Harcanan miktar: 38.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 5.07%
Hedef: 3-4 madalya
Sonuç: 5 madalya (3 altın, 1 gümüş, 1 bronz)
  Bisiklet
Harcanan miktar: 73.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 9.86%
Hedef: 6-10 madalya
Sonuç: 12 madalya (8 altın, 2 gümüş, 2 bronz)
  Boks
Harcanan miktar: 27.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 3.62%
Hedef: 3-5 madalya
Sonuç: 5 madalya (3 altın, 1 gümüş, 1 bronz)
  Çim Hokeyi
Harcanan miktar: 42.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 5.68%
Hedef: 1-2 madalya
Sonuç: 1 madalya (bronz) Eskrim
Harcanan miktar: 7.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 0.96%
Hedef: 0-1 madalya. Bir eskrimcinin ilk 12’ye erişmesi ve birtakımın 4.-8. bitirmesi
Sonuç: İki takım son sekize kaldı.    Bir eskrimci son 32’ye kaldı
  Güreş
Harcanan miktar: 4.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 0.54%
Hedef: Bir güreşçinin 4. -8. i olması
Sonuç: katılan tek güreşçi ilk turda elendi
  Halter
Harcanan miktar: 4.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 0.52%
Hedef: Bir haltercinin 4. -8. olması
Sonuç: İki halterci ilk 12’ye girebildi
  Hentbol
Harcanan miktar: 8.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 1.11%
Hedef: Bir takımın 5.-8. gelmesi
Sonuç: Tüm müsabakalarda yenilgi Erkekler ve bayanlar takımı gruplarında sonuncu oldu
  Jimnastik
Harcanan miktar: 30.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 4.08%
Hedef: 1-2 madalya
Sonuç: 4 madalya (1 gümüş, 3 bronz)
  Judo
Harcanan miktar: 21.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 2.84%
Hedef: 0-1 madalya. Üç judocunun ilk sekizde yer alması
Sonuç: 2 madalya (gümüş, bronz)
  Kano
Harcanan miktar: 45.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 6.12%
Hedef: 3-4 madalya
Sonuç: 4 madalya (2 altın, 1 gümüş, 1 bronz)
  Kürek
Harcanan miktar: 77.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 10,3%
Hedef: asgari altın madalya
Sonuç: 9 madalya (4 altın, 2 gümüş, 3 bronz)
  Masa Tenisi
Harcanan miktar: 3.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 0.46%
Hedef: Bir erkeğin son 64’a kalması.       Bir kadının elemeleri geçmesi
Sonuç: Bir erkek son 64’e kaldı
  Modern Pentatlon
Harcanan miktar: 18.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 2.38%
Hedef: 1-2 madalya
Sonuç: 1 madalya (gümüş)
  Okçuluk:
Harcanan miktar: 12.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 1.67%
Hedef: 0-1 madalya. İki takımın 4.-8. gelmesi
Sonuç: Sıfır madalya Erkeklerin ve Bayanların bir takımı son 16’ya kaldı.
  Senkronize Yüzme
Harcanan miktar: 10.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 1.29%
Hedef: Düet’in ilk on’a girmesi Takımın 6.-8. gelmesi
Sonuç: Takım 6., Düet 9.
  Sutopu
Harcanan miktar: 8.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 1.11%
Hedef: Bayanlarda 4.-7.’lik. Erkeklerde 10. -12.’lik
Sonuç: Erkekler 12., bayanlar 8. olarak her ikisi de sonuncu oldu
  Tekvando
Harcanan miktar: 14.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 1.83%
Hedef: 1-3 madalya
Sonuç: 2 madalya (1 altın, 1 bronz)
  Tenis
Harcanan miktar: 0
Toplam harcamadaki oran: 0
Hedef: 2 madalya
Sonuç: 2 madalya (altın ve gümüş)
  Triatlon
Harcanan miktar: 15.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 2%
Hedef: 1-2 madalya
Sonuç: 2 madalya (altın ve bronz)
  Voleybol
Harcanan miktar: 10.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 1.34%
Hedef: herhangi bir takımın bir maç kazanması
Sonuç: Bayanlar bir maç kazandı ve repesaj’a kaldı
  Yelken
Harcanan miktar: 64.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 8.69
Hedef: 3-5 madalya
Sonuç: 5 madalya (1 altın, 4 gümüş)
  Yüzme
Harcanan miktar: 71.000.000 TL
Toplam harcamadaki oran: 9.52%
Hedef: asgari 5 madalya
Sonuç: 3 madalya (1 gümüş, 2 bronz)  
Görüleceği gibi İngiltere çoğu spor dalında sınavı geçmiştir. Bu pek de kolay olmamıştır, örneğin yüzme sporunda başarılı olamamıştır. Mümtaz Soysal’ın yumuşak güç ve spor bağlamındaki gözlemi pek yerindedir: “Etkinliklerin yüklediği masrafın ve getireceği kazancın büyüklüğü doğru dürüst yönetilen bir devlet ve sağlıklı bir toplum yapısı gerektiriyor. Yoksa her şeyin yüze göze bulaştırılması işten değildir. Yarışma spor alanındaymış gibi görünse de devlet ve toplum dünyanın gözü önünde sınavdadır”.
 
Yapılan harcamalarda da görüldüğü gibi İngiliz hükümeti su sporlarına çok fazla önem vermiştir. Özellikle yüzme ve kürek spor dallarına ayrılan fonlar çok yüksek düzeyde olmuştur. İngiltere’nin bir ada olduğunu düşünürsek su sporlarına önem vermesi daha kolay anlaşılabilir. Kürekte fazlasıyla başarı elde edilirken, yüzmede adeta bir hezimete uğramıştır.
 
İngiltere özellikle atıcılık, atletizm, binicilik, bisiklet, boks, çim hokeyi, jimnastik, judo, kano, kürek, modern pentatlon, tekvando, tenis, triathlon ve yelken sporlarında hedeflerini tutturmuştur, kürekte ve bisiklette ise umduğundan fazlasını bulmuştur. Genel bir değerlendirme yapılacak olursa İngiltere’nin spora yaptığı yatırımlar beklentilerini karşılamıştır. Tablo: 2’'de görüldüğü gibi 29 altın madalya kazanarak İngiltere, 1908’de Londra’da yapılan ilk Olimpiyattan sonraki en başarılı olimpiyatını 2012’de gerçekleştirmiş ve üçüncü olmuştur. Toplam madalyalara bakacak olursak İngiltere 65 madalya ile Rusya’nın ardından 4. olmuştur.
 
Tablo: 2'e buradan ulaşabilirsiniz.

Kavramsal Yaklaşım
 
Yumuşak güç açısından bakacak olursak devletler de kendilerini dünya kamuoyuna çok başarılı olarak tanıtmak istediklerinden dolayı ne kadar fazla altın madalya kazanırlarsa bu bakımdan çok elverişli olacaktır. Tabii ki nüfusları nispeten az ve ekonomileri de az gelişmiş ve zayıf olan ülkelerin altın madalya kazanması yüksek refah seviyesine ulaşmış yüz milyonlarca nüfusu bulunan ülkelerin altın madalya kazanması ile mukayese edilmesi elbette doğru değildir, bundan dolayı alternatif madalya tablosu bu bakımda daha gerçekçi bir değerlendirmeye işaret etmektedir.
 
Tablo: 3’e buradan ulaşabilirsiniz.
 
İngiltere’nin olimpiyat başarısını farklı bir modele dayandıracak olursak Londra’da efektif olarak ikinci geldiğini iddia etmek mümkündür. Tablo: 3’de görüldüğü gibi 2011’de İngiltere’nin kişi başına Gayri Safi Yurtiçi Hasılatı 28,032 dolar ve toplam nüfusu 62 milyondu. Kazandığı madalyalar İngiltere’yi dünya GSYH sıralamasına göre 40., toplam nüfus bakımından 20. ve olimpiyatlara katılan kafilelere göreceli olarak da 13. sıraya yerleştirmektedir. Ama tüm kriterler eklendiğinde İngiltere kafilesi, ekonomik gücü ve nüfusu ile ele alındığında ikinci sıradadır. Rusya altın madalya bakımından 4. ve toplam madalya bakımından 3. olmasına rağmen bu modele göre birincidir.
 
Londra Olimpiyatları’nda Türkiye’nin Değerlendirmesi
 
Türkiye açısından bakacak olursak ülkeyi temsil eden sporcuların pek başarılı olduğunu söylememiz mümkün değil. Bunun yanı sıra atletizmde, özellikle bayanlarda gerçekten büyük mesafeler kat edildiğini de belirtmek gerekir. Örneğin 1500 metre bayanlar yarışında Türkiye tarihinde atletizmde Gamze Bulut da Beijing’de Elvan Abeylegesse’nin elde ettiği iki gümüşten sonra bir gümüş daha ve Aslı Çakır Alptekin ise ülkenin ilk altınını elde etti.
 
Bu bağlamda, Türkiye, Ataköy’de yaptırılan ve Mart ayında Dünya Salon Atletizm Şampiyonası’na ev sahipliği yapan kapalı salona olimpiyatlarda ülkeye ilk atletizm altın madalyasını kazandıran Aslı Çakır Alptekin’in ismini verdi. Atletizmde 100 metre engelli bayanlar yarışında finale kalan Nevin Yanıt’ın ve yüksek atlamada Burcu Ayhan’ın da ülkelerine önemli bir mesafe kat ettirdiğini de hatırlatmak yerinde olacaktır.
 
Ayrı spor dallarına bakacak olursak Türkiye tekvando sporunda 3 sporcu ile katıldı ve oyunları bir altın (Servet Tazegül) ve bir gümüş madalyayla (Nur Tatar) tamamladı. Tekvando'da üç kişilik kafileden ikisinin madalya alması gerçekten küçümsenecek bir başarı değildir.
 
Türkiye'nin başarısı atletizmde sınırlı değildi ama atletizmde kazanılan madalyalar geleceğe daha umutla bakılmasına işaret etmektedir. Ferdi sporlarda başarılar elde edilmesine rağmen takım sporlarında Türkiye aradığını maalesef bulamadı. Bunun yanı sıra olimpiyatlara katılma, elemelerde çeşitli maçları kazanma da azımsanacak bir gelişme değildir.
 
Türkiye altın madalya sıralamasına göre dünyada 32. geldi. Alternatif madalya tablosuna bakacak olursak 2011’de Türkiye’nin kişi başına Gayri Safi Yurtiçi Hasılatı 10,444 dolar ve toplam nüfusu 74 milyondu. Kazandığı madalyalar Türkiye’yi dünya GSYH sıralamasına göre 67., toplam nüfus bakımından 70. ve olimpiyatlara katılan kafilelere göreceli olarak da 53. sıraya yerleştirmektedir. Tüm kriterler birbirine eklendiğinde Türk kafilesi, ekonomik gücü ve nüfusu ile ele alındığında 204 ülke arasında çok üzücü 195. sıradadır. 204. gelen ülke de Japonya’dır.
 
Genel bir değerlendirme yapılacak olursa Türkiye'nin 2012 Londra Olimpiyatlarında pek başarılı olduğunu söylememiz mümkün değildir. 2016 Rio de Janeiro Oyunları için umut vaat eden spor dalları elbette mevcuttur. Bunların başını kendisini kanıtlamış bulunan tabiî ki bayanlarda atletizm ile tekvando çekmektedir. Onların da hemen arkasında bayanların takım sporları, örneğin voleybol ve basketbol gelmektedir.
 
Grekoromen güreşte 120 kiloda Rıza Kayaalp’ın bronz madalyayı kazanmasına rağmen, maalesef Türkiye için olimpiyatlarda en fazla madalya kazandıran ata sporu dilediği ve hak ettiği doruğa erişememiştir. Son birkaç olimpiyatlarda da çok başarılı bir spor dalı olan halterde tam bir hezimete uğramıştır. Bu iki spor dalını eski şanına yakışan olimpik podyumlara çıkarma ve de halen dünya standartlarını belirleyen spor branşlarında başarıların devamı için İngiltere’nin denediği ve istediğini de fazlası ile elde ettiği model mevcuttur.
 
Global Bakış açısı
 
Dünya kamuoyu tabii ki zikredilen alternatif madalya tablolarına değil, en fazla madalya toplayanlara ve daha ziyade altın madalya kazanan ülkelere gıpta ile bakmaktadır. En fazla altın madalya kazanan ülkeler en başarılı olanlar olarak algılanmaktadır. Bu bağlamda İngiliz hükümetinin yaptığı harcamalar ve kendisi için belirlediği hedefleri tutturmayı başarmıştır.
 
Ülkenin tanıtımı açısından hem alışılagelmiş madalya kablosuna hem de alternatif madalya modeline göre bakıldığında İngiltere dilediğine ulaşmıştır. Yumuşak güç kavramı açısından da dünya’ya kendisini örnek toplum, başarılı bir spor ülkesi olarak tanıtmakta da epey mesafe katmıştır.
 
Yumuşak gücün en önemli boyutu başka ülkelerin bir ülkeyi örnek alması, ona özen göstermesi, hatta onu model olarak algılamasıdır. Bu yönden İngiltere nispeten küçük bir nüfusa sahip ve bir ada konumunda olmasına rağmen hatırı sayılır başarı elde ettiği söylenebilir. Özellikle eski müstemlekeleri, şimdiki adı ile (Commonwealth) İngiliz Milletler Topluluğunda pek çok devlete kendisini bir örnek model olarak tanıtmayı başarmıştır.
 
İngilizlerin pek sevdikleri bir tabir vardır: ‘Imitation is the sincerest form of flattery’ –Taklit etmek en yüce iltifattır. Ama başarıyı taklit etme de bir sanattır ve her ülkenin kapasitesi buna müsait değildir. Bunu ancak kendisi ile barışık, ekonomisi gittikçe güçlenen ve de global değer içeren, vaat eden, sayılı ülkeler yapabilir. Türkiye bu potansiyele sahiptir, ancak potansiyelini gerçekleştirebilmesi için çok ciddi bir yapılanmaya acilen muhtaçtır.