Rus Ordusu, Suriye’ye Müdahale Yapmaya mı Hazırlanıyor?

Doç. Dr. İlyas Kemaloğlu (Kamalov) ORSAM, Avrasya Danışmanı
Suriye’deki durum, gittikçe gergin bir hâl aldığı gibi, Rusya Federasyonu ile Batı arasındaki münasebetleri de her geçen gün daha fazla olumsuz etkilemektedir. BM Güvenlik Konseyi’ndeki tartışmaları son olarak Rusya ile ABD yetkililerinin Suriye’ye silah satımı ile ilgili karşılıklı suçlamalar takip etmiştir. Başta ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Moskova’yı Esad yönetimine askerî helikopterler teslim etmek ve böylece ülkedeki durumun daha fazla karışmasına katkıda bulunmakla suçlamıştır. Bu açıklamadan hemen sonra Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bu suçlamaları reddetmiş ve karşılıklı suçlamalarda bulunmuştur. Lavrov, ülke adını vermeden ABD’nin bölge ülkelerinden birinin muhaliflerine askerî teknolojiler teslim ettiğini ileri sürmüştür. Bundan başka Hillary Clinton, Suriye’deki durumun gittikçe kötüleştiğini ve Rusya da dâhil olmak üzere bütün BM Güvenlik Konseyi üyeleri ve uluslararası kamuoyunun Esad’a ülkede barışı tesis etme konusunda baskı yapması gerektiğini, aksi takdirde Rusya’nın bölgede bütün varlığını (çıkarlarını) kaybedeceğini dile getirmiştir. Bundan sonraki süreçte bu tartışma ve karşılıklı suçlamaların devam edeceğini tahmin edebiliriz.
 
Karşılıklı suçlamalar sürerken Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya Silahlı Kuvvetleri’ne Rus askerî birliklerinin Rusya dışında görevlendirilmesi ile ilgili hazırlıkların yapılması emrini vermiştir. Nezavisimaya Gazeta’da yayımlanan bir habere göre, Rus birliklerinin görev yapacağı ülkelerden biri de Suriye olup, planın ayrıntıları hem Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü hem de Şanghay İşbirliği Örgütü ile görüşülmektedir. (1) Nitekim Rus kara, hava ve deniz kuvvetleri özel programlar çerçevesinde gerek bağımsız bir şekilde gerekse de adı geçen örgütler bünyesinde hazırlıklar başlatmışlardır. Vladimir Putin’in son günlerde BDT ülkeleri ile Çin’e gerçekleştirdiği ziyaretlerin de gündemini Avrasya coğrafyasında askerî güvenliğin sağlanması konusu teşkil etmiştir. Dolayısıyla bu ziyaretler sırasında Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü ve Şanghay İşbirliği Örgütü çerçevesinde Orta Doğu’da birlikte hareket etme konusunun da görüşüldüğünü tahmin etmek mümkündür.
 
Yapılan hazırlıklar arasında Rusya’nın Pskov şehrinde bulunan 76. Kara Kuvvetleri Saldırı Birlikleri’ndeki eğitimler dikkat çekmektedir. Pskov’daki birliklerin, Kosova, Çeçenistan ve Rusya-Gürcistan savaşları sırasında görev aldıkları bilinmektedir.
 
Diğer taraftan Rusya’nın bu hazırlıkları yapmasının kesin amacı bilinmemektedir. Konuyla ilgili birkaç senaryonun gerçekleşmesi ihtimal dâhilindedir:
 
1- Bu birlikler, Suriye’de iç savaşın sona erdirilmesi ve istikrarın sağlanması için kullanılacaktır. Ancak bunun için Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi’ni ikna etmesi gerekmektedir ki, bu da kolay görülmemektedir.
 
2- Moskova, bu birlikleri, Batı’nın askerî müdahalesi karşısında devreye sokacaktır. Ancak olayların bu yönde gelişmesi, büyük çaplı savaşa neden olabilecektir.
 
3- Rusya, daha önce yaptığı gibi kendi gücünü sergilemekte ve gerektiği takdirde kendisinin de müdahale edebileceğini göstermektedir. Nitekim daha önce Suriye’deki Tartus limanına yaklaşan Rus askerî gemilerinin de asıl görevi, güç gösterisinde bulunmaktı.
 
Orta Doğu’daki gelişmeler ve uluslararası arenadaki dengeler göz önünde bulundurulduğunda Rusya’nın söz hazırlıklarını daha çok son (üçüncü) husus ile açıklamak daha doğru olacaktır. Sonuç itibarıyla Rusya, Orta Doğu’daki em önemli dayanağı olan Suriye’nin mevcut rejimine destek vermeye ve dış müdahalelere karşı çıkmaya devam etmektedir. Bu yöndeki tutumunu ispatlarmışçasına da askerî alanda bir takım hazırlıklar yapmakta, gerektiği takdirde bunları devreye sokabileceğini göstermektedir.
 
(1) Sergey Konovalov, “Siriyskoye Napravleniye Rossiyskih Desantnikov”, Nezavisimaya Gazeta, 6.06.2012.