Türkiye-Somali İlişkilerinde Enerji İş Birliği

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye ile Somali arasında imzalanan “Hidrokarbon Arama ve Üretim Anlaşması” çerçevesinde, Türkiye’nin Somali denizlerinde üç blokta doğal gaz ve petrol arayacağını ve bu kapsamda MTA Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisinin destek gemileriyle birlikte eylül sonunda Somali’ye gideceğini belirtti. Bu kapsamda iki ülke arasında yapılan bu anlaşmanın ne anlama geldiği, her iki aktör için faydalarının neler olduğu ve Türkiye’nin hangi ülkelerden boşalan yeri doldurduğu, meselenin anlaşılması adına faydalı olacaktır.

İkili İlişkilerde Anlaşma Ne İfade Ediyor?
Türkiye’nin Somali ve genel olarak Afrika ülkeleriyle ilişkileri, özellikle 2005 yılından itibaren dikkate değer bir gelişim göstermiştir. Bu gelişimin başlangıcında, 2011 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mogadişu’ya ailesiyle birlikte yaptığı tarihi ziyaret önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu ziyaretin ardından, iki ülke arasında çeşitli alanlarda birçok stratejik anlaşma imzalanmış ve iş birliği derinleştirilmiştir. 2024 yılının Şubat ayında imzalanan “Savunma ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması” ise ilişkilerde bir kilometre taşı olarak öne çıkmaktadır.

Bu bağlamda, Çerçeve Anlaşması kapsamında Türkiye ve Somali arasında imzalanan “Hidrokarbon Arama ve Üretim Anlaşması”, iki ülke arasındaki ilişkilerin ne kadar derinleştiğinin bir göstergesidir. Anlaşma, Türkiye’nin Somali’deki petrol ve doğal gaz kaynaklarını araştırmasını, değerlendirmesini, geliştirmesini ve üretimini kapsamaktadır. Bu iş birliği, yalnızca Türkiye’nin Afrika kıtasındaki stratejik konumunu güçlendirmekle kalmamakta, aynı zamanda Somali’nin ekonomik bağımsızlık ve istikrar sağlama potansiyelini de artırmaktadır.

Türkiye’nin bu anlaşma ile Somali’deki enerji sektörüne yapacağı yatırımlar, Somali’nin ekonomik kalkınmasını hızlandıracak ve ülkenin enerji altyapısını modernize edecektir. Aynı zamanda, bu iş birliği, Somali’nin bölgesel bir enerji merkezi olma hedefini destekler nitelikte olup ülkeye yabancı yatırım çekme konusunda da önemli bir rol oynayacaktır. Türkiye için ise bu anlaşma, enerji kaynaklarını çeşitlendirme stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilmekte ve Afrika kıtasında uzun vadeli ekonomik ve siyasi nüfuzunu pekiştirme amacına hizmet etmektedir.

Bu anlaşma, Türkiye’nin Somali’deki insani yardım, altyapı projeleri ve eğitim alanındaki yatırımlarının devamı niteliğindedir ve iki ülke arasındaki çok boyutlu iş birliğinin güçlenmesine katkı sağlamaktadır. Türkiye’nin Somali’deki varlığı, sadece enerji alanında değil aynı zamanda güvenlik, tarım, sağlık ve eğitim gibi çeşitli sektörlerde de gelişmekte olup Somali halkının refahını artırma ve ülkenin sürdürülebilir kalkınmasına destek olma yönündeki çabalarıyla da dikkat çekmektedir.

Türkiye ve Somali İçin Getirileri
Jeo-sismik çalışmalar Somali’nin en az 30 milyar varil petrol ve gaz rezervine sahip olabileceğine işaret etmektedir. Dolayısıyla, hidrokarbon kaynaklarının etkin kullanımı, Somali ekonomisinin yeniden canlanmasına ve ülkenin enerji bağımsızlığına ulaşmasına büyük katkı sağlayacaktır. Bu süreç, Somali’nin dış yardıma olan bağımlılığını azaltarak ekonomik istikrarını pekiştirecektir. Anlaşma kapsamında, petrol ve gaz üretimi için gerekli altyapının geliştirilmesi hedeflenmektedir. Bu altyapı, sondaj platformlarından ihracat terminallerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsayarak Somali’nin enerji sektöründe uluslararası standartlara ulaşmasını sağlayacaktır. Somali’nin bu kaynaklardan elde edeceği gelir, siyasi istikrar ve güvenlik açısından da olumlu etkiler oluşturacak ülkenin iç dinamiklerini güçlendirecektir.

Türkiye’nin Somali’deki varlığı, Afrika’daki stratejik etkisini artırmak açısından önemli bir referans noktası oluşturmaktadır. Bu anlaşma, Türkiye’nin bölgesel istikrar hedefiyle uyumlu olarak Afrika’daki nüfuzunu genişletmekte ve enerji güvenliğini sağlamak için kaynaklarını çeşitlendirmesine olanak tanımaktadır. Türkiye, Karadeniz’de 2020 yılında gerçekleştirdiği büyük enerji keşfinden elde ettiği deneyimi Somali’deki projelere yansıtarak uluslararası enerji üretiminde önemli bir aktör olarak konumlanacaktır. Ayrıca Türk şirketleri, Somali’de petrol ve gaz kaynaklarının araştırılması, değerlendirilmesi, geliştirilmesi ve rafinaj operasyonları gibi birçok alanda önemli fırsatlar ve deneyimler elde edecektir. Bu iş birliği, sadece ekonomik anlamda değil aynı zamanda Türkiye’nin bölgedeki diplomatik ve stratejik gücünü pekiştirecek niteliktedir.

Türkiye Somali’de Hangi Boşluğu Dolduruyor?
Somali sularında, Chevron, Eni, ExxonMobil ve Shell gibi uluslararası petrol şirketleri 1950’li yıllarda Somali’de petrol aramaya başlasa da ülkede 1991 yılında iç savaşın ortaya çıkmasından dolayı bu faaliyetlerine son vermiştir. Takip eden yıllarda da Somali sularında araştırma yapan bazı ülkeler ve şirketler, siyasi istikrarsızlık ve güvenlik sorunları nedeniyle projelerini tamamlamakta zorlanmıştır. Son olarak 2022 yılında ABD merkezli Coastline Exploration adlı şirket, Somali hükûmetinden 7 ayrı deniz bloku satın alarak arama faaliyetlerine başlamıştır. Ancak pek çok medya organında bu şirketin istikrarsız siyasi iklim ve lojistik sorunlar nedeniyle önemli gecikmeler yaşadığı rapor edilmektedir.

Buradan hareketle, Türkiye’nin Somali’deki varlığı, daha önce Somali sularında faaliyet gösteren ancak projelerini tamamlayamayan veya erteleyen Batılı ve bölgesel güçlerin bıraktığı boşluğu doldurmaktadır. Birleşik Arap Emirlikleri gibi bazı ülkeler ve büyük Batılı petrol şirketleri, Somali’de karşılaştıkları zorluklar ve istikrarsızlık nedeniyle faaliyetlerini azaltmış veya tamamen durdurmuştur. Türkiye, bu boşluğu doldurarak Somali’ye sadece ekonomik yatırım yapmakla kalmamakta, aynı zamanda güvenlik desteği sağlayarak kapsamlı bir iş birliği modeli sunmaktadır.

Türkiye’nin Somali’ye yönelik bu proaktif yaklaşımı, ülkenin enerji kaynaklarının verimli bir şekilde değerlendirilmesine olanak tanımaktadır. Ayrıca Türkiye’nin sağladığı güvenlik desteği, Somali’de istikrarın sağlanmasına katkıda bulunarak yabancı yatırımlar için daha güvenli bir ortam oluşturmaktadır. Bu durum, Somali’nin enerji sektöründe yeniden yapılanmasına ve uluslararası enerji piyasasında önemli bir oyuncu olmasına zemin hazırlamaktadır. Türkiye’nin bu stratejik adımı hem ekonomik hem de diplomatik açıdan iki ülke arasındaki ilişkileri derinleştirirken Türkiye’nin bölgedeki etkisini ve nüfuzunu da artırmaktadır.

Sonuç olarak Türkiye-Somali Hidrokarbon Arama ve Üretim Anlaşması, iki ülke arasında derinleşen stratejik iş birliğinin bir göstergesidir. Türkiye, bu anlaşma ile Somali’de enerji altyapısını modernize ederek Somali’nin ekonomik kalkınmasını hızlandırmayı ve enerji bağımsızlığını artırmayı hedeflemektedir. Aynı zamanda, Türkiye’nin Afrika’daki stratejik konumunu güçlendirmekte ve enerji kaynaklarını çeşitlendirme stratejisini desteklemektedir. Türkiye’nin Somali sularında daha önce faaliyet gösteren ancak projelerini tamamlayamayan Batılı ve bölgesel güçlerin boşluğunu doldurması, Somali’deki istikrarı ve yabancı yatırım çekme potansiyelini artırarak iki ülke arasındaki çok boyutlu iş birliğini güçlendirmektedir.

Bu görüş yazısı, 22 Temmuz 2024 tarihinde Anadolu Ajansı internet sitesinde " Türkiye-Somali ilişkilerinde enerji işbirliği: MTA Oruç Reis Afrika sularında" başlığıyla yayımlanmıştır.