Türkiye’nin Somali-Etiyopya Arabuluculuğunun Önemi ve Tarafların Bakış Açıları

Giriş
Türkiye’nin son yıllarda Afrika’da üstlendiği arabuluculuk rolü, bölgesel barış ve istikrarın sağlanmasına katkı sunmaktadır. Etiyopya ve Somali arasındaki ilişkilerin düzeltilmesi ve bölgede kalıcı bir barışın sağlanması amacıyla Türkiye’nin 1 Temmuz’da Ankara’da düzenlediği görüşmeler, iki ülke arasındaki hassas dengeleri yeniden tanımlama potansiyeline sahiptir. Ankara’da gerçekleşen Somali-Etiyopya görüşmeleri, Türkiye’nin bölgede gizli bir ajandaya sahip olmadığını vurgularken aynı zamanda anlaşmazlık yaşayan tarafların bölgesel istikrara olan ihtiyaçlarını da göstermektedir.

Anlaşmazlık Yaşayan Tarafların Arabuluculuğa Bakış Açıları
Türkiye’nin geliştirdiği arabuluculuğa yönelik Somali ve Etiyopya’nın bakış açısı bölgesel istikrar açısından her iki aktör için de rasyonel bir seçimdir. Bu çerçevede Türkiye’nin arabuluculuğuna yönelik Somali ve Etiyopya’nın bakış açılarını ve bu sürecin bölgesel istikrara olan katkılarını incelemek meselenin daha iyi anlaşılması açısından faydalı olacaktır.

Somali, Etiyopya ile iş birliğini bölgesel istikrar bağlamında terörle mücadele, ekonomik kazanımlar ve çok taraflı iş birliğinin sağladığı avantajlardan dolayı faydalı görmektedir. Dolayısıyla, Türkiye’nin arabuluculuğu altında Etiyopya ile geliştirilen ilişkiler, Somali’nin ulusal ve bölgesel çıkarlarına önemli katkılar sağlamaktadır. Bu doğrultuda terörle mücadelede Etiyopya ile iş birliği, Somali’nin mevcut kapasitesini güçlendirecek ve bölgesel istikrara katkı sağlayacaktır. Terör örgütleriyle mücadelede güçlü ve kararlı bir komşu ülke ile iş birliği yapmak, Somali’nin güvenlik stratejileri açısından kritik öneme sahiptir. Bu tehdit Etiyopya’yı da içerdiğinden, taraflar arasında karşılıklı bir anlayış bulunmaktadır. İkinci bir mesele, Etiyopya pazarının Somali için ekonomik fırsatlar sunmasıdır. Örneğin, bölgesel istikrarın sağlanması, Somali’nin ekonomik kalkınmasını destekleyecek ve iki ülke arasındaki ticari ilişkileri güçlendirecektir. Ayrıca, Etiyopya ile geliştirilen ekonomik iş birliği, Somali’nin büyüme potansiyeline ve halkın refah seviyesini yükseltmesine katkı sunacaktır. Son olarak Türkiye ile derinleşen ilişkiler çerçevesinde Etiyopya ile diyalog, Somali için rasyonel bir tercih olmaktadır. Nitekim, Türkiye’nin desteğiyle, Somali ve Etiyopya arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi, bölgesel istikrarın korunmasına ve sürdürülebilir barışın sağlanmasına katkıda bulunmaktadır.

Etiyopya açısından Somali’yle kurulacak bir iş birliğinin deniz erişimini çeşitlendirme, Büyük Etiyopya Rönesans Barajı (GERD) bağlamında Mısır’a karşı denge politikası yürütme ve iç siyasi meselelerde Abiy Ahmed hükûmetinin elini güçlendirmesi gibi üç temel faydası olduğuna dikkat çekilebilir.

Etiyopya için deniz erişimini çeşitlendirmek iki açıdan önemlidir. Bunlardan ilki tek bir ülkeye bağımlılığı azaltmakken, ikincisi Aden körfezinde uluslararası ticarete yönelik yaşanan güncel tehditlerdir. Bu bağlamda, Aden Körfezi’ndeki ticari gemilere yönelik Husi tehdidi nedeniyle Etiyopya’nın Cibuti dışında alternatif deniz erişimi arayışı bulunmaktadır. Ayrıca Somaliland’la 1 Ocak’ta imzalanan mutabakat zaptı da Berbera limanı bağlamında yine bu tehdide karşı mücadele etmekte yetersiz kalmaktadır. Buradan hareketle Somali’yle görüşme, Etiyopya’nın stratejik hedeflerinden biridir. Somali ile geliştirilecek iyi ilişkiler, Etiyopya’nın deniz erişimini çeşitlendirmesine ve dış ticaret yollarını güvence altına almasına olanak tanımaktadır.

İkinci bir konu, Mısır ile olan GERD geriliminde dengeli bir politika izleme gereksiniminin, Etiyopya için kritik öneme sahip olmasıdır. Somali ile geliştirilen ilişkiler, Etiyopya’nın Mısır ile olan su paylaşımı sorunlarında elini güçlendirmekte ve bölgesel dengeyi korumasına yardımcı olmaktadır. Nitekim Mısır, Somali’yle yakın ilişkiler geliştirmekte ve Etiyopya’yı çevreleme politikası uygulamaktadır.

Etiyopya açısından stratejik önemde olan son bir konu da Tigray krizinin çözülmesine rağmen iç tehditlerin devam etmesidir. Bu tehditler, yalnızca Tigray bölgesiyle sınırlı kalmayıp, ülkenin diğer bölgelerinde de huzursuzluk ve çatışma potansiyeli barındırmaktadır. Özellikle Oromiya ve Amhara bölgelerinde devam eden etnik ve siyasi gerilimler, ülkenin iç istikrarını tehdit eden önemli faktörler arasında yer almaktadır. Ayrıca, federal hükûmetin otoritesinin zayıflaması ve yerel milislerin güçlenmesi, merkezi hükûmetin kontrolünü zayıflatmakta ve güvenlik zafiyetlerine yol açmaktadır. Bu tehditlerin yönetilmesi, sadece askerî müdahalelerle değil aynı zamanda kapsamlı siyasi reformlar ve kapsayıcı bir diyalog süreciyle mümkündür.  Buradan hareketle, söz konusu ortamda Eş-Şebab’ın Somaliland’la mutabakat zaptının uygulandığı takdirde Etiyopya’yı tehdit etmesi dikkate alındığında, iki ülke arasındaki diyalog önem kazanmaktadır.

Buradan hareketle, Türkiye’nin arabuluculuğunda gerçekleştirilen görüşmeler hem Somali hem de Etiyopya için rasyonel ve stratejik faydalar sağlamaktadır. Etiyopya’nın deniz erişimi arayışları, bölgesel dengeleri koruma çabaları ve iç istikrarını sağlama gereksinimleri, Somali ile geliştirilen iş birliğinin önemini artırmaktadır. Aynı şekilde Somali’nin terörle mücadele, ekonomik kalkınma ve bölgesel istikrar hedefleri, Etiyopya ile iş birliğini gerekli kılmaktadır. Dolayısıyla, Türkiye’nin tarafsız ve yapıcı arabuluculuk rolü, bölgesel barış ve istikrarın sağlanmasına önemli katkılar sunmaktadır.

Türkiye’nin Konumu ve Arabuluculuğunun Önemi
Türkiye hem Somali hem de Etiyopya ile güçlü ilişkiler geliştirmiş “güvenilir bir aktör” olarak tarafsız bir arabulucu rolü üstlenmektedir. Türkiye’nin iki ülke arasındaki anlaşmazlıkların çözülmesi ve bölgesel istikrarın sağlanması için yaptığı arabuluculuk faaliyetleri, her iki ülkenin de rasyonel tercihler yapmasına yardımcı olmaktadır. Türkiye’nin ekonomi, savunma ve eğitim alanlarında sağladığı destekler, Somali ve Etiyopya’nın uzun vadeli kalkınma ve güvenlik hedeflerine ulaşmalarına katkılar sunmaktadır.

Türkiye, Somali’de devlet inşası çabalarına katkılar sağlamaktadır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2011 yılında başbakanlığı döneminde Somali’ye gerçekleştirdiği ziyaret, Türkiye’nin Somali’yle ilişkilerinin dönüm noktası olmuştur. Bu anlamda Ankara’nın ekonomi, savunma ve eğitim alanları başta olmak üzere Mogadişu ile imzaladığı çok boyutlu anlaşmalar, Somali’nin kurumsal kapasitesini ve altyapısını geliştirmektedir. NATO üyesi olan Türkiye’nin Somali’ye sağladığı destek, uluslararası düzeyde de değerli bir katkı olarak değerlendirilmektedir.

Türkiye’nin arabuluculuğu, Etiyopya’nın deniz erişimi hedeflerini barışçıl yollarla elde etmesine yardımcı olarak bölgedeki ekonomik ve stratejik dengeleri korumaya katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Ayrıca, Somali ve Etiyopya, Eş-Şebab gibi terör örgütlerine karşı ortak mücadele içerisindedir ve Türkiye’nin arabuluculuğu, bu iki ülke arasındaki terörle mücadele konusundaki iş birliğini güçlendirerek bölgesel güvenliğe katkı sağlamayı hedeflemektedir.

Türkiye’nin Somali’deki askerî varlığı ve güvenlik iş birliği, Somali’nin terörle mücadele kapasitesini artırırken Türkiye’nin tarafsız ve yapıcı rolü, bölgedeki güven inşasını pekiştirmektedir. Türkiye’nin son dönemde Rusya – Ukrayna savaşıyla ortaya çıkan tahıl krizinin çözümünde oynadığı arabuluculuk rolü gibi bölgesel sorunlara yönelik geliştirdiği diplomatik girişimler, bölgedeki diğer aktörler için de bir referans noktası oluşturmaktadır. Dolayısıyla, Türkiye’nin arabuluculuğu, bir taraftan Somali ve Etiyopya arasındaki anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesine, bölgesel barış ve istikrarın korunmasına ve ekonomik iş birliğinin geliştirilmesine katkı sunarken, diğer taraftan da Türkiye’nin “güvenilir aktör” pozisyonunu ortaya koymaktadır.

Sonuç
Türkiye’nin arabuluculuğunda gerçekleştirilen Ankara görüşmeleri, Etiyopya’nın Somali’nin toprak bütünlüğünü tanıdığını ve bölgesel istikrar için iş birliğine açık olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin Somali’de devlet inşası çabalarına yaptığı katkılar ve uluslararası normlara bağlılığı, bölgesel barış ve istikrarın sağlanmasında rol oynamaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin arabuluculuk girişimi ve Şubat 2024’te Somali’yle imzaladığı Savunma ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması kapsamındaki yatırım çabaları, bölgede uzun vadeli kalkınma ve güvenlik için değerlidir. Buradan hareketle, Türkiye’nin Somali ve Etiyopya arasındaki arabuluculuk rolü, genelde Afrika, özelde Afrika Boynuzu’nda gizli bir ajandası olmadığına işaret etmekte ve bölge ülkeleri nezdinde “güvenilir bir aktör” olarak değerlendirilmektedir.

Bu görüş yazısı, 19 Temmuz 2024 tarihinde Fokus + internet sitesinde yayımlanmıştır.