Türkmenistan-İran Gaz Boru Hattı Faaliyete Geçiyor

Dr. İlyas Kamalov, ORSAM Avrasya Danışmanı
İran ile Türkmenistan arasındaki en büyük benzerlik, bu iki ülkenin dünyadan izole edilmiş olmaları ve her iki ülkenin de izolasyonlardan kurtulma çabası içinde olmasıdır. Türkmenistan, Türkmenbaşı döneminde kendini soyutlarken, İran’ın dışlanması, ABD tarafından dünyanın geri kalan bölgelerine “İran’la işbirliği yapmamaları konusunda” uygulanan baskıdan kaynaklanmaktadır. Söz konusu izolasyonlardan kurtulmak için de gerek Türkmenistan gerekse İran ellerindeki en önemli, belki de yegâne kozdan istifade etmeye çalışmaktadır. Bu koz da hiç şüphesiz enerji kaynaklarıdır. Nitekim, Türkmenistan’ın dışa açılmasını isteyen Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhamedov, ülkenin sahip olduğu gazın miktarı kesin olarak tespit edilmemiş olmasına rağmen, bu gazı, Rusya, AB ülkeleri, Çin, İran ve diğer ülkelere pazarlamaktadır.  İran’ın da benzer bir siyaset izlediğini söylemek mümkündür. İran, bu bağlamda Türkiye ile işbirliğini arttırmaya çalışmakla kalmamakta, Nabucco Projesi’ne de katılmak istediğini ileri sürmektedir. İki ülkenin çabalarından biri de birbirleriyle münasebetlerini geliştirmektir. Bu bağlamda Aralık ayının ortalarında faaliyete geçmesi beklenen ikinci Türkmenistan-İran (Devletebâd- Salır Yap) gaz boru hattı ön plâna çıkmaktadır.    Söz konusu boru hattın bütün teknik işlemleri sona ermiş, hatta ilk denemeler yapılmıştır. Aralık ayının ortalarında boru hattının faaliyete geçmesi ve bu boru hattının açılışı dolayısıyla Türkmenistan ve İran liderlerinin bir araya gelmesi de beklenmektedir. Bu boru hattının başlangıç kapasitesi yıllık 6 milyar metre küptür. Daha sonraki tarihlerde boru hattın kapasitesinin iki kat arttırılması planlanmaktadır. Böylece Türkmenistan’ın İran’a gaz ihracatı 8 milyar metre küpten başta 14 milyar metre küpe, daha sonra ise 20 milyar metre küpe kadar çıkacaktır.    Türkmenistan-Özbekistan-Kazakistan-Çin gaz boru hattının inşasının da önümüzdeki aylarda sona ermesiyle Türkmenistan’ın dışa açılımı kısmen gerçekleştirilmiş olacaktır. Böylece Türkmensitan ayrıca kendi gazını uluslararası pazara ulaştırma konusunda Rus enerji devi Gazprom’a olan bağımlılığından da kurtulmuş olacaktır. Bilindiği gibi, Türkmenistan yılda yaklaşık 80 milyar metre küp gaz üretiyor ve bu miktarın yüzde 60’ını Gazprom satın alıyordu. Ancak Nisan 2009’da Orta Asya-Rusya boru hattında bir patlamanın meydana gelmesiyle Rusya ile Türkmenistan, aralarındaki enerji alanındaki işbirliğini gözden geçirmişlerdir. Rusya’nın bundan sonraki süreçte Türkmenistan gazını daha az miktarda satın alacağı düşünülmektedir. Ancak Türkmenistan’ın sözünü ettiğimiz iki boru hattını faaliyete geçirmesiyle, Türkmen gazının açıkta kalması önlenmiş olacaktır.    Diğer taraftan Moskova’nın şimdilik Türkmenistan-İran işbirliğinden rahatsız olmadığını söylemek mümkündür. Türkmenistan’ın İran ile bu alanda işbirliği geliştirmesi, Rusya’nın bölgedeki çıkarlarına aykırı olmadığı gibi, Kremlin Türkmenistan-İran enerji işbirliğini iki komşunun yardımlaşması olarak yorumlamaktadır. Rusya açısından istenilmeyen durum ise, Türkmen gazının Rusya by-pass edilerek Avrupa’ya ulaştırılmasıdır. Ancak uzun vadede Türkmenistan-İran arasındaki enerji işbirliği, Rusya açısından söz konusu istenmeyen durumu yaratabilir. Nabucco Projesi’nin hayata geçtiği ve İran’ın da bu projeye katılıma izin verildiği takdirde Türkmen gazı, İran üzerinden Avrupa’ya ulaştırılabilecektir.    Bu projenin İran için de büyük getirilerinin olacağını söylemek mümkündür. İran, Türkmen gazı sayesinde ülkenin güneyindeki gaz yataklarından gazın bulunmadığı ülkenin kuzeyine boru hatları inşa etmek zorunda kalmayacaktır. Ülkenin güneyindeki kendi gazını ise İran, Türkiye’ye satacaktır. Türkmenistan ile İran arasındaki söz konusu boru hattı, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunacağı gibi, iki ülke arasında başka alanlarda da yeni projelerin ortaya atılmasını ve günümüzde yaşadıkları izolasyonlardan kurtulmalarını sağlayacaktır.