Körfez Gündemi: 1-7 Ekim 2018

Körfez Ülkeleri Genel
Körfez ülkeleri Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt, Ürdün’e 1 milyar dolarlık bir depozitonun ulaştırılacağını kaydettiler. Ürdün Merkez Bankası’na verilecek olan depozitonun Haziran ayında açıklanan 2.5 milyar dolarlık paketin bir parçası olduğu belirtildi. Ürdün’de yakın zamanda hükümetin kendi kendine yeterlilik önlemleri üzerine protestolar meydana gelmişti. Yardımlarında bu konuyla ilgili olduğu belirtiliyor.
Son zamanlarda temel insani ihtiyaçların hükümet tarafından sağlanamaması sebebiyle Irak’ın Basra bölgesinde protestolar yaygınlaşmıştı. Körfez İşbirliği Konseyi üye ülkeleri ürettikleri enerjiden kalan ihtiyaç fazlası miktarı Irak’ın Basra bölgesine ihraç etmek üzere görüşmelere başladı. Körfez İşbirliği Konseyi üye ülkelerinin yıllık enerji üretimi 100 gigawatt dolaylarında ve kış aylarında sadece bu değerin %30 kadarı tüketiliyor.
Bir ABD üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre, ABD’nin denizaşırı operasyonlarda kullandığı Silahlı İnsansız Hava Araçları’nın (SİHA) sivil kayıplara ve etik kaygılara sebebiyet vermesi sonucunda, şirketlere bir takım sınırlamalar getirilmesi, Ortadoğu bölgesindeki ülkeleri daha çok Çin tarafından üretilen SİHA’ları almaya itiyor. Çin SİHA’larının en önemli müşterisi ise, 2015’den itibaren Yemen merkezi hükümetini destekleyen koalisyonun öncüleri Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri olarak göze çarpıyor. Stockholm Barış Enstitüsü’ne dayandırılan haberde ise, Çin’in bu bağlamda bir önceki dört yılın oranına göre 2013-2017 yılları arasında silah ihracatının %38 seviyelerinde bir artış gösterdiği kaydediliyor.

Suudi Arabistan
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, Kuveyt Emiri ile “Körfez’de işbirliği çabalarına destek verme” konularını görüştü. Muhammed bin Salman Veliaht Prens olduktan sonra Kuveyt’e ilk ziyaretini gerçekleştirdi. Görüşmenin en önemli gündem maddelerinden birisinin Katar meselesi olduğu biliniyor. Görüşmenin bir diğer önemli gündem maddesi ise Suudi Arabistan ve Kuveyt arasında paylaşılan tarafsız bölgeden tekrar petrol üretiminin gerçekleştirilmesi. Buna istinaden, Muhammed bin Salman’ın heyetinde Suudi Arabistan Enerji Bakanı da yer aldı. Suudi Arabistan ve Kuveyt arasında yer alan tarafsız bölgede petrol üretimi 2015 yılında durdurulmuştu. Görüşmenin detaylarına dair net bir açıklama yapılmazken, ilerleyen günlerde Katar krizi ve petrol fiyatlarının yükselmesi konusu ile ilgili gelişmelerde bu görüşmenin bir etkisinin olabileceği söylenebilir.
Silah ticareti konusuna bakıldığında, hafta içinde Almanya, Suudi Arabistan’a 295 milyon dolar değerinde silah ihracatını onayladı. Koalisyon hükümetinin Yemen savaşına doğrudan müdahil olan devletlere silah ticaretini yasaklayan yasanın ihlali dâhilinde bu silah ihracatı onaylandı. Alman Ekonomi Bakanlığı’nın verilerine göre Yemen savaşına müdahil olan sekiz devlet, son altı ay içerisinde Almanya’dan 28 milyon dolar değerinde silah ithalatı gerçekleştirdi.
Hafta içinde Suudi Arabistan’ı etkileyen önemli bir gelişme yaşandı. 2 Ekim Salı günü İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’ndan evraklarını teslim almaya giden Suudi muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Başkonsolosluk’taki akibeti hakkında belirsizlik sürüyor. Suudi Arabistan yetkilileri Kaşıkçı’nın ne konsoloslukta ne de gözaltında olduğunu belirtiyor ve konuya ilişkin iddiaları reddediyor. Kaşıkçı Olayı, yazarı olduğu Washington Post gazetesi’nin duyurduğu haberle dünya kamuoyuna taşındı. Konuya ilişkin olarak Veliaht Prens Muhammed bin Salman, eğer Kaşıkçı Suudi Arabistan’da olsaydı haberim olurdu diyerek, gerekirse İstanbul’daki Başkonsolosluğun aranabileceğini belirtti. Türkiye tarafı Kaşıkçı'nın konsolostukta kaybolduğu kanaatinde, en üst düzeyde konunun yakından takip edildiği mesajı verildi. Kaşıkçı Olayı hem dünya kamuoyunu meşgul etme hem de Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerini olumsuz etkileme potansiyeli yüksek bir konu.

Birleşik Arap Emirlikleri
BAE son zamanlarda Suudi Arabistan ile birlikte bölgesel rekabet anlamında Katar ve İran’a karşı en sert retoriği kullanan ülkelerin başında geliyor. Fakat buna rağmen BAE, İran’dan petrol ve Katar’dan doğalgaz ithalatına devam eden bir ülke konumunda bulunuyor. İran petrollerinin en yüksek oranda ithal edildiği emirlik ise Dubai olarak biliniyor. Fakat son günlerde, BAE Enerji Bakanı Suhail Al Mazrouei’nin açıklamalarına göre, Fujairah Limanı’na giren her türlü kargonun daha sıkı bir şekilde kontrol edilecek ve bu uygulamanın nedeni olarak da ABD’nin İran’a karşı başlayacak olan ikinci dalga yaptırımlarına az bir zaman kalması gösteriliyor. ABD’nin bölgedeki en önemli müttefiklerinden birisi konumunda bulunan BAE, İran’a karşı 4 Kasım tarihinden sonra başlatılacak olan yaptırımlara uyacağını daha önceden belirtmişti. Enerji Bakanı, İran’dan petrol alımının durdurulması halinde, uluslararası pazarda alternatiflerin bitmeyeceğini vurguladı. Özellikle Güney Kore ve Fransa’nın da İran’dan petrol alımını durduracaklarını belirtmeleri üzerine, İran’ın petrol ihracatı Mayıs ayından itibaren düşüşe geçmişti.

Kuveyt
Kuveyt, 25 yıldan sonra ABD’ye ham petrol ihraç etmeyi durdurdu. ABD’nin Kuveyt’ten petrol ithalatı yapmadığı en son yıl ise 1992 olarak göze çarpıyor. ABD nezdinde ise Kuveyt petrolünün yerini Suudi Arabistan ve Irak petrollerinin aldığı söylenebilir. Özellikle İran’a karşı uygulanacak olan ikinci dalga yaptırımların yaklaştığı günlerde petrol arzının azalmaya başladığı ve petrolün varil fiyatının 70$- 80$ dolar seviyelerinin de üzerinde seyretmeye başladığı günlere giriliyor.

Katar
Katar ile Suudi Arabistan ilişkilerinde hâlihazırda gergin olan ilişkiler daha fazla gerilme yoluna giriyor. Ekim ayının başında Katar, Suudi Arabistan’ı fikri mülkiyet haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle Dünya Ticaret Örgütü’ne şikâyet etti. Katar’ın sahibi olduğu kanalın telif haklarının çalınması karşısında tepkisiz kalan Suudi Arabistan ise konuyla ilgili bir açıklamada bulunmamayı tercih etti.
Katar Emiri bu hafta içinde altı Latin Amerika ülkesini ziyaret ediyor. Abluka sonrası kendisine yeni siyasi ve ticari ortaklar arama yoluna giden Katar Emiri El-Sani, bu hafta içerisinde Ekvator, Peru, Paraguay ve Arjantin’i ziyaret ediyor. Katar Emiri Tamim bin Hamin El-Sani, yaptığı açıklamada söz konusu ülkeler ile önemli konularda ortaklık anlaşmaları imzalanacağını belirtti.

Bahreyn
Ekonomisini yeniden yapılandırmakta olan Bahreyn dış yardım almaya devam ediyor. Hafta içinde Kuveyt, Suudi Arabistan ve BAE, Bahreyn’e 10 milyar dolarlık bir yardım paketi sözü verdi. Mayıs ayında Uluslararası Para Fonu Bahreyn’in kamu borcunun gayrisafi yurtiçi hasılasının %89’u seviyesinde olduğunu belirtmişti. Bu yardım paketini kabul ederken Bahreyn yetkilileri, 2022 yılına kadar ülkenin borcunu bitirmeyi ve yıllık 2.1 trilyon dolarlık bir finansman yaratabilmek için çalışıldığını bildirdi. Bahreyn, Arap Baharı sürecinde de Körfez işbirliği Konseyi üye ülkelerinden 10 milyar dolar daha yardım almıştı.