Suriye’de Radikal İslamcılar Güçlenirken Esad Kazanıyor

Oytun Orhan, ORSAM Ortadoğu Uzmanı
Türkiye ile Suriye arasında yaşanan jet krizi sonrasında Türkiye’nin angajman kurallarını değiştirmesi ve sınır bölgesinden muhalefete her türlü desteğin verileceğini açıklaması Türkiye – Suriye sınır hattında dengenin muhalifler lehine değişmesine neden olmuştu. Fiili olarak bir güvenli bölge oluşmuş zaman içinde Kuzey Suriye’deki yerleşim yerleri ve sınır kapılarının kontrolü muhaliflerin eline geçmişti. Rejim Kürt bölgelerinden ise 19 Mayıs 2012 tarihinde çekilmiş ve kontrolü PYD’ye bağlı milis güç YPG’ye bırakmıştı. Suriye yönetiminin bilinçli ya da zorunlu olarak Kuzey Suriye bölgesinden çekilmesi silahlı muhalefetin kendi içinde rekabet doğmasına neden olmuştur. Bu rekabet zaman içinde çok boyutlu sıcak çatışmayı beraberinde getirmiştir. Bu da Esad rejiminin son birkaç aydır sahada kazandığı askeri başarıyı tetiklemiştir. En az bunun kadar önemli bir gelişme silahlı muhalefet içinde dengenin radikal İslamcılara dönmesidir. Bu da uluslararası arenada iç savaşa bakışı rejim lehine dönüştürmüştür. Artık Suriye’de başlıca tehdit olarak en az Esad rejimi kadar ve hatta ondan fazla radikal İslamcılar gösterilmektedir. Kuzey Suriye bölgesinde yaşanan gelişmelerin yarattığı etkiler şu şekilde sıralanabilir:
 
- Rejimin Kürtlerin yaşadığı bölgelerden çekilmesi Arap – Kürt çatışmasını beraberinde getirmiştir. Kürt yerleşim yerleri iki açıdan stratejik öneme sahiptir. Birincisi Türkiye sınır hattında bulunan bu bölgeleri kontrol eden grup; sınır ticareti, kaçakçılık, dışarıdan gelen yardımların dağıtımı gibi gelir kaynaklarını ele geçirmektedir. İkincisi Kürtler yine önemli bir gelir kaynağı olan petrol alanlarına yakın bölgelerdedir. Savaşın finansmanı açısından kritik öneme sahip bölgelerin kontrolü için YPG ile Irak ve Suriye İslam Devleti (ISİD) - Nusra Cephesi - Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)’na bağlı gruplar arasında çatışmalar yaşanmıştır. Böylece askeri muhalifler içinde en güçlü grupları teşkil eden İslamcılar enerji ve kaynaklarının önemli bir kısmını Kürtlere yönlendirmek durumunda kalmıştır.
 
- Kuzey bölgesindeki otorite boşluğu Sünni Arap muhalefeti içinde de rekabet, ayrışma ve çatışmaya yol açmıştır. Ortak tehdit olan rejimin ortadan kalkması ile sınır ticaretinin kontrolü, dışarıdan gelen yardımların dağıtımı, petrol alanlarının hakimiyeti gibi nedenlerle çatışmalar yaşanmaya başlamıştır. Bu bölgede rejime karşı bir mücadeleden ziyade ÖSO, El Kaide bağlantılı gruplar, YPG gibi silahlı gruplar arasında çıkara dayalı bir çatışma dinamiği söz konusudur. Bu da zaten çok parçalı olan Suriye askeri muhalefetinin kendi içinde birbiriyle çatışmasını gündeme getirmiştir. Hali hazırda Türkiye – Suriye sınır hattında ÖSO – ISİD, ISİD – Nusra Cephesi, ÖSO –YPG, ISİD – YPG, Nusra Cephesi – YPG arasında çatışmalar yaşanmaktadır.
 
- Çok boyutlu çatışma sürecinde giderek güçlenen silahlı grup ISİD olmaktadır. ISİD’in öne çıkması Esad rejimini destekleyen Rusya ile Batı’yı birbirine daha yakınlaştırmaktadır. Artık Suriye’de birincil tehdit olarak Esad rejimi değil radikal İslamcılar görülmektedir.
 
- El Kaide’nin güçlenmesi Suriye muhalefetinin uluslararası meşruiyetini zayıflatmaktadır. Esad yönetimi Suriye’deki iç savaşı baştan itibaren “İslamcı teröristlere karşı yürütülen bir mücadele” şeklinde sunmaya çalışmıştı. El Kaide’nin güçlenmesi çatışmanın mahiyetinin Esad yönetiminin sunmaya çalıştığı tablo yönünde değişmesine neden olmaktadır.
 
- El Kaide ve İslamcıların güçlenmesi zaman içinde Esad rejimini bu gruplarla baş edebilecek tek silahlı güç olarak öne çıkarabilir. Rejime karşı muhalifleri destekleyen çoğu ülkenin stratejisi “iyi muhalefet” olarak gördükleri Özgür Suriye Ordusu, Yüksek Askeri Konsey gibi yapıları güçlendirerek “kötü muhalefet” olan İslamcıların zayıflatılmasıydı. Ancak aradan geçen zaman, sahadaki durumunun tersine iyi muhalefet aleyhine işlediğini göstermektedir. Yakın zaman önce 11 İslamcı muhalif örgüt ortak bir açıklama yayınlayarak ülkedeki tüm muhalif gruplara Şeriat çatısı altında birleşmeleri çağrısında bulunmuş ve Suriye Ulusal Koalisyonu'nun otoritesi reddedildiğini belirtmiştir. Ortak açıklamayı imzalayan gruplar arasında El Kaide bağlantılı Nusra Cephesi’nin yanı sıra Ahrar-ı Şam gibi radikal İslamcı örgütler yer almaktadır. Ancak esas önemli olan ÖSO’ya bağlı ve nispeten ılımlı İslamcı olarak bilinen Liva el-Tevhid, Liva el-İslam ve Sukur el-Şam gibi grupların bildiriyi imzalamış olmasıdır. Bu gruplar Suriye Ulusal Koalisyonu’na bağlı olduğu düşünülen, sahada en fazla militana sahip  ve en güçlü gruplar olarak bilinmektedir. 11 grubun toplam militan sayısı ise onbinlerle ifade edilmektedir. Bu durum hem ılımlı İslamcı cephe hem de Ulusal Koalisyon’a bağlı askeri muhalefeti tek çatı altında toplayıp rejime ve radikal İslamcılara karşı güçlendirmek stratejisinin başarısızlıkla sonuçlandığına işaret etmektedir. Dolayısıyla Suriye halkı, bazı bölge ülkeleri ve Batı için giderek büyüyen bir tehdide dönüşen El Kaide ve diğer radikal gruplarla kimin mücadele edeceği sorunu ortaya çıkmaktadır. Süreç ülkedeki tek düzenli askeri yapıya sahip rejim ordusunu zaman içinde öne çıkarabilir ve bu da Batı’nın Esad yönetimi ile zorunlu işbirliğini gündeme getirebilir.
 
Tüm bu nedenlerden ötürü Suriye’de başta ISİD olmak üzere diğer radikal İslamcı grupların etkinlik kazanması ülke içi ve uluslararası alanda dengeleri rejim lehine değiştirmektedir. Buna Suriye ordusunun son dönemde muhaliflere karşı kazandığı askeri başarılar ve kimyasal silahların imhası nedeniyle rejim ile Batı arasında başlayan diplomatik süreci de eklemek gerekmektedir. Radikal İslam tehdidi ABD ile Rusya’nın Suriye konusundaki pozisyonlarının yakınlaşmasına neden olmakta ve ortak çıkar alanları yaratmaktadır. Türkiye’nin Suriye politikası konusunda ince ayar yapmadan devam etmesi ise Suriye konusunda müttefikleri ile arasındaki makasın açılmasına neden olmaktadır. Buna en belirgin örnek olarak kimyasal silahların imhası konusunda sergilediği işbirliğinden dolayı ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Esad yönetimini övmesine karşılık Türkiye’nin verdiği sert tepki gösterilebilir.