Bağdat’ta Yaşananlar ve IKBY İç Siyaseti

Irak belki de 10 Ekim 2021’de yapılan parlamento seçimlerinin ardından en hareketli günlerini yaşıyor. Seçimlerin galibi olarak öne çıkan Mukteda es-Sadr’ın hükûmet kurma girişimlerinden sonuç alamamasının ardından Sadr Hareketi’ne bağlı milletvekillerinin de parlamentodan istifası ile sonuçlanan süreçle birlikte yeni bir döneme girilmişti. Nitekim Mukteda es-Sadr’ın çekilmesinin ardından, rakibi olarak ortaya çıkan İran’a yakınlığı ile bilinen Hadi el-Amiri liderliğinde Fetih Koalisyonu, Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu gibi Şii grupların oluşturduğu Şii Koordinasyon Çerçevesi, hükûmet kurma sürecini eline almış ve başbakan belirlemek için çalışmalara başlamıştı. Bu noktada Sadr’ın yanlış bir hesap yaptığı görülüyor. Zira Sadr’ın Şii Koordinasyon Çerçevesi içerisindeki grupların farklılığı ve lider figürlerin arasındaki “mücadeleden” dolayı ortak bir aday çıkarmasının olası görmediğini söylemek mümkün. Ancak Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin beklenmedik bir biçimde Fırateyn isimli siyasi oluşumun lideri ve aynı zamanda Dava Partisi’nin eski üyelerinden biri olan Muhammed Şiya Sudani’yi ortak aday belirlemesinin ardından, parlamento toplantısı yapılması kararı alınmasıyla Sadr’ın toplumsal muhalefeti sahaya sürdüğü bir süreç ortaya çıktı. Nitekim Sadr taraftarlarını sokağa dökerek hem Sudani hem de sürece ilişkin protesto gösterilerine yönlendirirken, Sadr taraftarlarının parlamentoya baskın düzenlediği görüldü. Mevcut durum itibarıyla da söz konusu protestolar devam ederken, Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin de kendi taraftarlarını davet etmesi dikkat çekti.

Bu durum Bağdat’ta tansiyonu yükseltirken, Mukteda es-Sadr’ın parlamentonun feshedilmesi, yeni seçim yasası ve yeni seçim komiserliği ile erken seçimlere gidilmesi gibi taleplerinin yanı sıra, Irak’ta 2003 sonrası kurulan düzeni temelden değiştirecek olan Irak Anayasası’nın yeniden yazılması, Irak’taki rejim yapısının değiştirilmesi gibi söylemlerde bulunması dikkat çekici oldu. Bu noktada Sadr’ın attığı adımların ve bu nedenle Şiiler arasında yaşanan çekişmenin, ülkenin geneli açısından kritik bir süreç ortaya çıkardığı görülüyor. Buradan hareketle söz konusu gelişmelerin Irak’taki Kürt iç siyaseti açısından da sonuçlar doğurmasının söz konusu olması muhtemel.

Aslında Şiiler arasında hükûmet kurma konusundaki belirsizliklerin yanı sıra Kürt iç siyasetindeki çekişmelerin de Bağdat’taki siyaseti etkilediğini söylemek yanlış olmaz. Bu noktada özellikle Kürt siyasetinin yürütücü gücü olan KDP ve KYB’nin cumhurbaşkanı adayı konusunda yaşadığı anlaşmazlığın, Bağdat’taki hükûmet kurma sürecinin bir sonraki aşamaya taşınamamasının temel sebeplerinden biri olduğu görülüyor. Bu nedenle iki siyasi gücün ortak bir aday çıkaramaması, hükûmetin kurulması için ilk aşama olan cumhurbaşkanlığı seçimini de zora sokuyor. Zira Irak Anayasası’na göre Irak’ta hükûmet kurulabilmesi için önce cumhurbaşkanının seçilmesi, seçilen cumhurbaşkanının da hükûmet kurması için parlamentodaki en büyük grubun seçtiği adayı hükûmet kurmakla görevlendirmesi gerekiyor. Bu noktada KDP ve KYB’nin tek aday üzerinde anlaşamamış olması hükûmet kurulması açısından önemli bir engel. KYB’nin Şii Koordinasyon Çerçevesi ile birlikte hareket ediyor olması ortak bir adayın çıkarılmasını da zorlaştırıyor. Zira Mukteda es-Sadr’ın bir çoğunluk hükûmeti kurmak için KDP ve Muhammed Halbusi liderliğindeki Egemenlik Koalisyonu ile birlikte Vatanı Kurtarma İttifakı’nı kurarak bir çoğunluk hükûmeti kurma girişimi başlatmış olması, Kürt iç siyasetindeki ayrışmalar kadar, Bağdat siyasetinin de Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) iç siyasetini etkilediğini gösteriyor.

IKBY Başkanı Neçirvan Barzani’nin, 31 Temmuz’da yaptığı açıklamada, Irak’ta yaşanan son gelişmelerden endişe duyduklarını dile getirerek, “Irak’taki tüm yetkili, taraf ve otoritelere çağrıda bulunuyoruz; gelin ikinci başkent olan Erbil’de kapsamlı diyaloglara başlayalım” çağrısı zamanlama açısından önemli oldu. Nitekim Neçirvan Barzani’nin de ifade ettiği gibi bu çağrı, hem IKBY’nin hem de KDP’nin Irak’taki sorunların çözüme katkı sunma isteğinin bir yansıması. Buradan hareketle özellikle KDP’nin bugüne kadar cumhurbaşkanlığı makamını elinde bulunduran KYB’nin karşısına başka bir aday çıkarması nedeniyle hükûmet kurma konusunda “engel teşkil ettiği” yönündeki algıyı kırmaya çalıştığını söylemek mümkün. Nitekim Neçirvan Barzani’nin hemen ardından Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi’nin de aynı yönde bir açıklama yaparak “ulusal diyalog toplantısı” yapılması çağrısı olması dikkat çekici oldu. Ancak hem Sadr’ın diyalog yerine taleplerinde ısrar ediyor olması, muhtemel bir uzlaşıyı zorlaştırıyor. Nitekim Sadr 10 Ağustos’ta sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Irak Federal Yüksek Mahkemesinden parlamentoyu 10 gün içerisinde feshetmesi talebinde bulundu.

Bu durum 1 Ekim 2022 olarak belirlenen ancak anlaşmazlıklar nedeniyle ertelenmesi beklenen IKBY Parlamento seçimlerinin yapılmasını daha da zorlaştırabilir. Bu noktada IKBY iç siyasetindeki problemlerle Bağdat siyasetindeki problemlerin örtüştüğü ve hatta birbirini beslediğini söylemek yanlış olmaz. Ancak Bağdat siyasetindeki istikrarsızlığın devam etmesi, IKBY açısından zorlayıcı durumlar ortaya çıkabilir. Zira hâlihazırda Irak merkezî hükûmeti ile bütçe ve petrol gelirleri konusunda sorunlar yaşayan Erbil’in, Bağdat’ta hükûmet kurulmaması hâlinde mevcut problemlerin çözümünün de sağlanması zor görünüyor. Bununla birlikte Şii gruplar arasında yaşanan gerginliği çatışmaya dönüşmesi ya da yönetimsel güç boşluğu nedeniyle güvenlik alanında yaşanacak sıkıntıların ortaya çıkması, IKBY’yi olumsuz etkileyebilir. Zira IŞİD döneminde IKBY’ye yönelik ciddi bir göç dalgası yaşanmış, kontrol ettiği alanlarda güvenlik problemleriyle karşı karşıya kalmıştı. Bununla birlikte yaklaşık son 2 yıldır İran’a yakın Şii milis grupların IKBY’de özellikle Erbil’e yönelik saldırıları da göz ardı edilmemeli. Bu noktada Bağdat’taki çözümsüzlük, IKBY açısından da ekonomik, sosyal ve siyasi problemleri beraberinde getirebilir. Her ne kadar 10 Ağustos’ta Birleşmiş Milletler Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis Plasschaert’ın da katılımıyla IKBY’deki partilerle ortak bir yol bulunması için IKBY Başkanlığı tarafından bir toplantı düzenlenmiş olsa da kısa vadede sorunların çözümü zor görünüyor. Ancak Kürt partilerin ortak bir uzlaşıya varması Bağdat siyaseti açısından da kolaylaştırıcı rol oynayabilir.

Bu makale 11 Ağustos 2022 tarihinde Rudaw internet sitesinde "Bağdat’ta Yaşananlar ve IKBY İç Siyaseti" başlığıyla yayımlanmıştır.